Zamanın Kalbi
Amy Blankenship
Zamanın Kalbi
Koruyucu Kalp Kristali Serisi Kitabı 1
Amy Blankenship
Translated by betül öztürk (http://www.traduzionelibri.it/profilo_pubblico.asp?GUID=c78c0eb6d40b020a2a3de5310f0ac811&caller=traduzioni)
Telif Hakkı © 2010 Amy Blankenship
English Edition Published by Amy Blankenship
French Edition Published by TEKTIME
All rights reserved.
ISBN:
ISBN-13
Zamanın Kalbi Efsanesi
Dünyalar deÄiÅebilir... ama gerçek efsaneler asla kaybolmaz. Karanlık ve aydınlık, zamanın baÅından beri sürekli savaÅageldi. Dünyalar yaratıcılarının ayakları altında Åekil aldı ve parçalandı, yine de süregelen iyi ve kötü ihtiyacı sorgulanmadı. Bununla beraber, bazen bu karıÅıma yeni bir unsur katıldı... iki tarafın da istediÄi ama yalnızca birinin sahip olabileceÄi tek Åey. DoÄası mantık dıÅı olsa da, iki tarafın da ulaÅmak için mücadele ettiÄi deÄiÅmez tek Åey, Koruyucu Kalp Kristali. Kristal taÅ, bilinen evreni yaratma ve yok etme gücüne sahip olup hala tek bir nefesle tüm acı ve anlaÅmazlıkları sonlandırabilecek durumda. Bazıları kristalin kendisine ait bir aklı olduÄunu söylüyor... bazıları arkasında tanrıların olduÄunu.
Koruyucuları, her ortaya çıkıÅında, onu bencilce kullanacaklara karÅı kristali savunmaya her zaman hazırdı. Bu korucuyuların kimlikleri deÄiÅmeden kaldı ve dünya ya da zaman farketmeksizin aynı acımasızlıkla sevdiler.
Bu kadim koruyucuların merkezinde bir kız bulunuyor ve sevgilerinin nesnesi de o. İçinde kristalin kendi gücünü tutuyor. Kristalin taÅıyıcısı ve gücünün kaynaÄı bu. Ãizgiler sıkça bulanıklaÅıyor ve kristali korumak yavaÅ yavaÅ rahibeyi diÄer koruyuculardan korumaya dönüÅüyor.
KaranlıÄın kalbini içtiÄi Åarap bu. Kristalin koruyucularını, saldırılara karÅı zayıflatıp etki altında bırakma fırsatı. Karanlık hem kristalin gücünü hem de aynı zamanda bir erkeÄin isteyebileceÄi gibi kızı istiyor.
Bu boyutlar ve gerçekliklerin içinde, Zamanın Kalbi diye bilinen gizli bir bahçe bulacaksınız. Orada genç bir rahibenin heykeli diz çöküyor. Gizli hazinesini saklı tutan ve iyi koruyan çok eski bir sihirle kuÅatılmıÅ. Kızın elleri, deÄerli birÅeyin verilmesini bekler gibi ileriye uzanmıÅ.
Efsaneye göre, Koruyucu Kalp Kristali diye bilinen güçlü bir taÅın, kendisine geri verilmesini bekliyor.
Heykelin arkasındaki gerçek sırları ve nasıl var olduÄunu yalnızca Koruyucular biliyor. BeÅ kardeÅ, zamanın kalbini atalarından ilk nefeslerini almadan önce, karanlık tarihi boyunca, Tadamichi ve ikiz kardeÅi Hyakuhei koruyordu. Ä°kizler, insanların dünyasının iblisler alemiyle bir araya gelmesini engelleyen mührü yüzyıllar boyunca korudu. Bu kutsal bir görevdi ve hem insanların hem de iblislerin hayatlarının, korunup birbirinden saklı tutulması gerekiyordu.
Ä°nsanlardan oluÅan küçük bir grup beklenmedik bir Åekilde, hükümdarlıkları döneminde kutsal kristal yüzünden yanlıÅlıkla iblisler dünyasına geçti. Bir kargaÅa esnasında kristalin güçleri, mühürde boyutları ayıran bir yarıÄa neden oldu. Grubun lideri ve Tadamichi mühürdeki yarıÄı kapatmak ve iki dünyayı birbirinden sonsuza dek uzakta kilitli tutmak için bir anlaÅma yaparak hemen müttefik oldular.
Ama bu esnada Hem Hyakuhei hem Tadamichi insan liderinin kızına aÅık oldu.
Hyakuheiânin isteklerine karÅın, yarık Tadamichi ve kızın babası tarafından onarıldı. Mührün gücü, tehlikeli aÅk üçgenini sonsuza dek ayırarak on kat arttırıldı. Hyakuheiânin kalbi parçalanmıÅtı. Kendi kanından olan kardeÅi Tadamichi bile o ve rahibenin ebediyen ayrıldıÄından emin olarak ona ihanet etmiÅti.
AÅk bir kez kaybedildiÄinde en Åeytani Åeylere dönüÅebilir. Hyakuheiânin kırık kalbi ikiz kardeÅler arasında Tadamichiânin hayatını sonlandıran ve ölümsüz ruhlarını ayıran bir savaÅa neden olan kötücül bir öfke ve kıskançlıÄa dönüÅmüÅtü. Bu ölümsüzlük Åeritleri mührün muhafızlıÄını alacak ve onu kötüler alemindeki iblislere katılan Hyakuheiâden koruyacak beÅ yeni koruyucu yarattı.
Hyakuhei karanlıÄın içine hapsolarak zamanın kalbini korumaya dair bütün düÅünceleri boÅa çıkardı⦠bunun yerine enerjisini mührü tamamen ortadan kaldırmaya yöneltti. Dizlerini geçen uzun geceyarısı bukleleri ve en çekici kiÅilere ait bir yüz, meleksi görünüÅünün altında saklı gerçek Åeytanı maskeliyordu.
Aydınlık ve karanlık güçlerin arasındaki savaÅ baÅlarken kutsal heykelden, rahibenin tekrar doÄduÄuna ve kristalin diÄer tarafta yeniden ortaya çıktıÄına iÅaret eden kör edici, mavi bir ıÅık yayıldı.
Koruyucular ona yönelip muhafızları olurken, iyi ve kötü arasındaki savaÅ gerçekten baÅlıyordu. Böylelikle de karanlıÄın, ıÅıÄın dünyasına hakim olduÄu baÅka bir dünyaya giriÅ.
Bu, çok sayıdaki destansı maceralarından biriâ¦
Bölüm 1 "ParçalanmıŠHatıralarâ
"Kyoko!!!!!!"
Toya'nın öfkeli çıÄlıÄı etraftaki ormanda duyulabiliyordu. Ãmitsiz çıÄlıÄının sesi kaybolurken herÅey ölümcül bir sessizliÄe büründü, tüm gözler Hyakuheiânin bir sonraki hamlesini izlemeye koyuldu.
Kimse bunu durduramazdı. Herhangi birinin tepki gösterebilmesi için her Åey çok hızlı gerçekleÅmiÅti. GerçekleÅen olay, beÅ koruyucunun hepsinin korkuyla felç geçirmesine sebep olmuÅtu. Hyakuheiâyle savaÅmak için, koruyucu kalp kristalinin koruyucuları olarak bir araya geldiklerine inanamıyorlardı⦠yalnızca kazanması için. Yalnızca hepsinin sevdiÄi ve koruduÄu kiÅiyi kaybetmek için.
Orada, savaÅ alanının ortasında dolanıp dururken⦠en kötü kabusları açıÄa çıkıyordu.
Hyakuhei, Kyokoâyu yakalamıÅ, korku dolu yüzüne yukarıdan bakarak tutuyordu. Kızın bedeninin alt kısmı, planladıÄı gibi onunkiyle kaynaÅmaya baÅlamıÅtı. Onu ve Koruyucu Kalp Kristalini yavaÅça bedeninin içine almaya ve ruhunun içinde hükümsüz kılmaya çalıÅıyordu. Ä°zleyen herkes, Kristalâdeki bozulmayı yalnızca kötülükten doÄan karanlıkla parlarken görebiliyordu.
Kyokoânun elleri, bir iblise dönüÅen bu koruyucu efendiden bütün gücüyle kurtulmaya çalıÅarak kendisini çılgınca ondan uzaklaÅtırıp iterken Hyakuheiânin göÄsüne dayalıydı, o ise yalnızca gülüyordu.
Hyakuhei, Åimdi eti ve kanında dolaÅan güçle sarhoÅtu ve kızın kaçmaya yönelik zayıf çabası onu çok eÄlendirdi. Uzun, simsiyah saçları canlıymıŠgibi etraflarında dönüyordu. Geceyarısı buklelerinin ipeksi uçları, Kyokoânun küçük vücudunu kendisininkine hapsetmek için, onu arkasından demir bir kayıŠgibi sardı.
Kyoko, bedeninin onunkiyle birleÅmeye çekilmesine karÅı koyarken savunmasız hissetti. Onun ruhu olan bu soÄuk, karanlık boÅluÄa düÅmek istemiyordu. Oradaki tüm iblisleri⦠onu beklediklerini hissedebiliyordu. Bedeninin içine girdikçe, kendi bedenin o kısmı soÄuyordu. Bacakları, bir milyon iÄne aynı anda derisini delerek, orada buz ÅekilleniyormuÅ gibi acıyordu.
Hızla bir Åey yapmazsa tamamının kaybolacaÄını biliyordu. Son birkaç yılda onu koruyan beÅ kardeÅi⦠orada dikilip izlerlerken görebiliyordu. Hepsi yardım etmek istiyordu, ama o kalkan olarak kullanıldıÄı sürece bir hamle yapmaya çok korkuyorlardı.
Kyoko, bu hain koruyucuya karÅı kaybetmek istemiyordu. Onların öz amcalarıydı⦠Neden uzun zaman önce yeÄenlerinin karÅısına geçmiÅti? Kyokoânun zümrüt yeÅili gözleri korku dolu bir öfkeyle düÅmanınınkilere dönüp kilitlendi. Bu gerçekleÅiyor olamazdı⦠YaÅadıÄı bunca Åeyden sonra olmazdı. Hepsi onun hatasıydı.
Gözleri Hyakuheiânin karanlık sabit bakıÅları karÅısında kısıldı. Kristalâi bu dünyaya o getirmiÅti ve eÄer kendisiyle birlikte cehenneme götürmesi de gerekse onu bu dünyadan geri alacaktı.
Kyou, 15 metreden uzak deÄildi ve kör bir öfkeyle imha kılıcı âHakaishaâyı hızlıca çekti. Amcasının⦠düÅmanının, bugüne kadar ona saygı duymak için büyüdüÄü tek insan kıza dokunması düÅüncesi hoÅuna gitmedi. Deli bir adamın kollarında, o kadar tehlikeli bir biçimde kırılgan görünüyordu ki, kavga artık kötülüÄe karÅı saflıÄın savaÅı oluyordu.
Koruyucu aleminin efendisi⦠Kyou, beÅ kardeÅin en büyüÄü, bu süreçte Kyokoâyu incitmeden hiçbir Åey yapamazdı. İçin için, Kristalâin gücünün kendisine zarar veremeyeceÄini, çünkü bu savaÅtan önce bütün büyüleri engelleyecek bir büyü kullandıÄını biliyordu. Hyakuheiânin, ona karÅı Koruyucu Kalp Kristaliâni kullanmayı denemesi ihtimaline karÅı hazırlanmıÅtı.
Ama bunu⦠beklememiÅti. Kyokoânun incinmesini istemiyordu⦠bunu durduracak gücü olduÄu sürece asla.
Hyakuhei tarafından gönderilen karanlık, Åeytani hayaletler gizli bir kabustan çıkar gibi yerden süzülerek gelip onu hareketsiz tutmak için, ölümcül bedeninin etrafını sardıÄı zaman mücadele etmedi. Kyou, genç kardeÅinin gümüÅi gözlerinde yanan öfkeyi görerek Toyaâya bir bakıŠattı.
Hyakuhei, Toyaâyı Åeytani bir hayalet saldırısıyla sarmıÅ, güvenli bir mesafede tutmaya çalıÅıyor, ama Toya hala onlara karÅı intikam duygusuyla çabalıyordu. Kyou içinden, kardeÅinin üzerindeki engellere minnet duydu⦠Åüphesiz onlar olmasaydı, Toya sonuçları ne olursa olsun saldırırdı. Sadece Kyokoânun tarafının içinde olduÄu böyle bir tehlike Toyaânın kırılma noktasını geçmesine neden olmuÅtu.
Kyou, her kalp atıÅında kendi gücü ve diÄer kardeÅlerinin gücüyle beraber, Toyaânın koruyucu gücünün yoÄunlaÅtıÄını hissediyordu.
30 metreden daha uzakta bulunmayan Kotaroânun mavi gözleri inanmazlıkla açıldı. Kyokoânun incindiÄini görmek istemiyordu ama bunu önlemek için de birÅey yapamazdı. Her iki kolu da savaÅta kanla kaplanmıÅtı ve bacakları da daha iyi bir durumda deÄildi. Åu anda, acıya karÅı savaÅıp ayakta durmaya çalıÅırken saldıracak güce bile sahip deÄildi. Aklı hala her Åeyden çok sevdiÄi kız için korku ile donmuÅtu.
Kotaro, buz mavisi gözleri karÅılık verme ihtiyacıyla yanarken, keskin köpek diÅlerini ortaya çıkararak kulak tırmalayan bir sesle âOnu incitmeye cüret etme yoksa seni cehenneme kadar kovalarım Hyakuheiâ diye tısladı. Etrafında, kendi oluÅturduÄu güçlü esintilerden bir daire içinde bir enkaz yıÄını uçuÅurken, çevresindeki tüm hava bir intikam hissiyle hayat buluyormuÅ gibiydi.
Kamui korkmuÅtu, ama Kyokoâyu Hyakuheiânin kollarında mücadele ederken görmek, fikrini deÄiÅtirmesine sebep oldu. Ãfkeli gözlerinde, birden çok rengi olan bir toz parıldadı. Kamui sonuçlarını düÅünmeden, rahibeye olan aÅkından doÄan ve herkesin gördüÄü akla gelmez bir cesaretle, açtıÄı pençeleriyle doÄruca Hyakuheiâye doÄru koÅtu.
Hyakuhei'nin gölge iblisleri bedenini sert topraÄa çarparak ve uçuÅan bir enkaz göndererek onu geri püskürttü.
SavaÅlarda her zaman en genç koruyucunun arkasını kollayan Kaen, kurtulmak için sıçrarken ayaklarından ateÅler uçararak Kamuiâyi sıkıca tutarak yakaladı. Kamui tehlikeden uzak, yerde güçsüzce yatarken Kaen kızgın gözlerini Hyakuheiâye dikti ve en genç koruyucu ile tehlikenin arasında dikildi.
Suki dizlerinin üzerindeydi, babasını hala kollarında tutuyordu. Bedeni artık cansızdı ve Hyakuheiâye olan nefreti, Senninâi öldürdüÄü için kızının içine dolmuÅtu. BakıÅları, böyle yaÅlı, bilge bir adamın baÅına gelen aynı soÄuk akıbetten en iyi arkadaÅını koruyabilmeyi dileyerek Kyokoâya dikildi.
Shinbe, Hyakuheiânin bedeni üzerindeki bakıÅlarını engelleyerek korumacı bir biçimde Sukiânin önünde dikildi. Kotaroânun öfkesinin rüzgarı, Shinbeânin geceyarısı mavisi saçlarını yüzünün etrafında uçuruyor⦠kurnaz ametist gözlerine tekinsiz bir ifade veriyordu. Kyoko için olan endiÅesi, kristal yapının gücünü hissederken derinleÅti.
âHayırâ¦.â Kelime aÄzından, rüzgar aniden kendisini yere çarpmıŠgibi çıktı. Shinbe, eÄer Hyakuhei koruyucu kalp kristalinin tüm gücünü elde ederse, iki dünyanın da ciddi bir tehlike içinde olacaÄını biliyordu. Hiçbir Åey yapamayacaÄı gerçeÄinin kalp kırıklıÄını hissettiÄinde yanaÄından sıcak bir yaÅ aktı. ââ¦Kyoko.â
Hyakuhei, etrafına, uzun süredir yolunda dikilen düÅmanlara baktı⦠kendi kardeÅinin çocukları. Kyokoâyu kalkan olarak tuttuÄu için, Åu anda ona saldırmaya korktuklarını biliyor ve her yönden yükselen öfkeyi hissedebiliyordu.
Abanoz kanatları, arkasında koyu bir zemin yaratarak ve aynı koyuluktaki gözleri, kollarındaki kıza kilitlenerek açıldı. âSeni korumaya çalıÅıyorlar.â Bunu bir savaÅın ortasında deÄillermiÅ de, yalnızca kenardan izliyorlarmıŠgibi sakin, rahatlatıcı bir sesle belirtti.
Kutsal korucuyu kalp kristalinin hala çıplak göÄsünün ortasında görünür olduÄunu hissedebiliyordu. Kendisini savunmaya çalıÅan koruyuculara olan sevgisi, kristalin kalanının da bedeninin içine gömülmesini ve adama arzuladıÄı gücü vermesini engelleyen tek Åeydi.
Bu sevginin saflıÄı kızın gücüydü ve kristali adamdan çekip almayı denemek için bunu kullanıyordu⦠adam bunu hissedebiliyordu. Ama aynı zamanda damarlarında gezinen gücü de hissediyordu ve bu yalnızca daha fazlasını istemesini saÄlıyordu.
Bir an için aÅıÄıyla konuÅurmuÅ gibi kıza fısıldarken gözleri yumuÅadı. âBu yeterli deÄil.â
Hyakuhei, küçük grubun etrafını saran sevgi baÄlarını bir Åekilde yok etmek için, kristalden halihazırda kazandıÄı gücü Kyokoâya karÅı kullanmaya karar verdi. Onu durdurması gerektiÄini biliyordu⦠çünkü tek baÅına kızın kendi gücü, bir zamanlar içinde olan kristalinki kadar kuvvetliydi. Bir zamanlar sevmesine izin veren⦠sonra zalim bir Åekilde bu aÅkı ellerinden alan aynı kristal.
Kyokoânun yüzünü kendisininkine yaklaÅtırdı ve masum dudaklarına nazik bir öpücük kondurdu. Heyecanlı yeÅil gözlerine bakarak, koruyucu kalp kristalinin gücünü kullanıp kızın zihnine girdi.
Hyakuhei en çok hangi korucuyu sevdiÄine dair anılarını aradı⦠bunları ondan alacaktı. UÄrunda mücadele ettiÄi insanlara dair anılarını çalmak, kızın gücünü zayıflatırken kendisininkini artıracaktı.
Kyoko gözlerini kırpamıyordu. Adamın vahÅi pençelerinin, zihnindeki anılarını yok etmeye ve bu mücadelenin nedenini söküp almaya çalıÅtıÄını hissediyordu⦠sevgisini ondan almaya çalıÅtıÄını. ArkadaÅlarını, hepsini, buna izin vermeyecekti.
Kyoko, adama karÅı kullanmak için kendisine yalnızca tek bir Åey bırakarak kontrolünü kaybettiÄini hissediyordu ve bu alıp yok etmeye çalıÅtıÄı Åeyin kendisiydi. Gözleri öfkeyle parladı ve artık zaptedilmiÅ deÄillerdi. Ellerini adamın geceyarısı buklelerine tutturdu ve gidip gelen bir güç dalgasıyla titreyerek alınlarını birbirine bastırdı.
Sesi savaÅ alanındaki sessizliÄi delip geçiyordu. âOnu bu kadar çok mu istiyorsun? BURADA!! Al !!!â
Kyouânun altın sarısı gözleri, korku sıcak keskin bir bıçak gibi içinden geçerken yoÄun biçimde parladı. Rahibe ne yapıyordu? Bir Åeylerin korkunç biçimde ters gittiÄini biliyor ve psiÅik güçlerinin kendisini çaÄırdıÄını hissediyordu⦠onu çok geç olmadan dinleyip görmeye zorluyordu! Bu güce odaklandı ve ne olduÄunu görmeye çalıÅmak için Kyokoânun zihnine girdi. Åahit olduÄu Åey, etrafını çok sıkı sarmamıŠolan gölge iblisleri arasında dizlerinin üzerine düÅmesine neden oldu⦠onu hareketsiz tutuyorlardı.
Görüntü ve sesler sonsuza dek zihin gözünde kalacaktı ve Kyou her nasılsa, üzerine üÅüÅen duyguları asla sarsamayacaÄını biliyordu. Kızın zihin gözüne bakarak anladıÄı için Kyoko, o ve kardeÅlerine karÅı olan sevgi duygularını korudu. Adam her dokunuÅu görebiliyor, kendisini okÅayan her duyguyu ve kendisini olduÄu gibi kızı da paramparça ediyor olması gereken her gizli gözyaÅını hissediyordu.
Kyou aynı zamanda Kyokoânun, herhangi birinin onun sahip olduÄunu düÅündüÄünden çok daha fazla güce sahip olduÄunu anlayarak iliklerine kadar titremiÅti⦠kendisinin bile farkında olmadıÄı bir güç. Kızın aklından Hyakuheiâninkine geçen her hatırayı, oradan silinmesine asla izin vermeyeceÄi yer olan kalbine atılıyormuÅçasına görüp hissedebiliyordu.
Sevgi, kalp aÄrısı ve adanıŠyılları⦠hepsi bir anda feda edilmiÅti.
Kendisiyle birlikte mücadele etmiÅ olanlara karÅı tüm sevgi ve dostluk anıları, acıları ve gizli duyguları Hyakuheiânin zihnine sokulurken, öfkeli gözyaÅları Kyokoânun yanaklarından aÅaÄı aktı. Bu kalan tek silahıydı.
Hyakuheiânin Åeytani gücü bir anda dengesizleÅti. Kristal, koyu bir ıÅıktan beyaz ıÅıÄa döner ve Toya ile Kyouâyu tutan gölge varlıklar görünmez olarak daÄılırken herkes güç kaymasını hissetti.
Kyoko, karanlıÄın meleÄinin kafasının karıÅmasını izledi, mükemmel, solgun yüzü acı ile çarpılmıÅtı.
Kyoko tam kaydıÄını hissederken küçük ellerini dıÅarı çıkardı ve kristali yakalayıp adamın etinden çekti. Unutmak istemediÄi anılar için zihninin verdiÄi mücadeleyi Åimdiden kaybettiÄini hissettiÄinden ne yapılması gerektiÄini biliyordu. Zaten çizgi izleri bulunan yanaklarından kristal gözyaÅları akıyordu.
Herkesi korumak için bütün hatıralarını vermiÅti. DüÅüncelerini kaybetmeden önce, koruyucu kalp kristalini çabucak kendi göÄsüne⦠kalbine paralel olarak dayadı.
DoÄruca ona doÄru atılan Toya ve Kyouâyu görmek için dönerek fısıldadı âBeni unutmayın⦠lütfen.. beni bulun.â
Kyokoânun görüÅü kaybolmaya baÅladıÄında gözüne çarpan son Åey, ismini baÄırarak ona yaklaÅmaya çalıÅmalarıydı. Biri saydam altın sarısı, diÄeri parıldayan gümüŠgözlerle⦠sonra dünyası karardı.
Kyou, Kyokoânun zayıfladıÄını hissedebiliyordu ve öldüÄünü düÅündü. Her Åey deÄiÅtiÄinde, bir su damlası onun tarafında yüzeye çarpmıŠgibi umutsuzca Toya ile birlikte, ona ulaÅmaya çalıÅarak öne atıldı. Kyokoâdan dalgalar yayıldı ve kız havada kayboldu. Sonrasında Hyakuhei de öfkeyle baÄırarak ortadan kayboldu.
KardeÅinin kendisininkiyle birleÅen çıÄlıÄı, ses göz açıp kapayıncaya kadar, beklenmedik bir Åekilde kesilmiÅ gibi sonlanırken Kyouânun aklı hızla çalıÅtı, Toyaânın da ortadan kaybolduÄunu biliyordu. Kyou nazik bir Åekilde bir saniye önce hedef olarak gözüne kestirdiÄi boÅ noktaya düÅtü. Ãfkeli bakıÅları inanmazlıkla etrafını aydınlattı. Herkes ortadan kaybolmuÅtu.
Kyou damarlarında dolaÅan ve soylu koruyucu kanına karıÅan adrenalini hissetti. Hepsini görmüŠve anlamıÅtı. Artık kızın tüm anılarına sahipti. Kyoko onları kurtarmak için hepsini vermiÅti ve son saniyede onun dileÄini duymuÅtu. Muhtemelen ne yaptıÄını bile bilmiyordu⦠ama Kyouâyu geride bırakarak herkesi beraberinde götürmüÅtü.
Kutsal kristalin kendisine karÅı kullanılmasını önlemek için çevresine yaptıÄı büyü, onu diÄerleri her nereye gittiyse onları takip etmekten alıkoymuÅtu. Kız, yalnızca fısıldanmıŠbirkaç kelime ile ondan her Åeyi almıÅtı.
Bedeni dik ve gururlu bir Åekilde dikiliyordu. Dizlerine kadar uzanan gümüŠsaçları etrafında dalgalandı ve gömleÄinin beyaz ipeÄi, iÅkence görmüŠkalbindeki fırtına ile eÅleÅen, görünmeyen bir fırtınanın gözünde oturuyormuÅ gibi rüzgarla titredi.
TerkedilmiÅ savaÅ alanına bakarken görünüÅü bir meleÄe benziyordu⦠krallara yakıÅır, güçlü ve mükemmel. Elini yanaÄına kaldırıp tek bir kızıl gözyaÅını yakalayana kadar, duracak gücü yoktu.
Filizlenerek, yaÅlanmadıÄı hayatında ilk kez gerçek kimliÄini ortaya koyan kanatlarının tüyleri etrafında döner ve onu geniÅ altın sarısı bir parlaklıkla sararken, Kyouânun görme gücü arttı.
SavaÅtan kalan tek yara, kalbinde oluÅan yarıktı⦠hiç kimsenin sahip olduÄunu düÅünmediÄi kalbi. BakıÅları yalnızca birkaç metre ilerideki kız heykeline kaydı ve fısıldadı, âKyoko, seni terk etmedim. Bin yıldan uzun sürecek bir uzaklık beni, seni tekrar bulmaktan alıkoymaya yetmezâ¦â
Bölüm Ä°ki "Ãnemsiz Kısım"
Zamanın Kalbiânin diÄer tarafında, iki yıl sonra⦠ve geleceÄe binlerce yıldan fazla zaman varken.
Mektup Hogo tapınaÄına yazılmıÅtı. Büyükbaba Hogo çayını içtiÄi masaya geri dönerken, elçinin az önce kendisine verdiÄi Åık zarfa baktı. Kapı çalınmadan önce, genellikle fazla hareketli olan evdeki huzur ve sessizliÄin tadını çıkarıyordu.
Herkes akÅam için dıÅarı çıkmıÅtı. Tama arkadaÅlarıyla beraber Åehirdeki oyun odasındaydı ve Bayan Hogo kahvaltılık alıÅveriÅi yapmaya çıkmıÅken, Kyoko çalıÅmak için kütüphaneye gitmiÅti.
Büyükbaba masadan küçük bir bıçak alarak keskin aÄzını, kenarlarını altın çerçeveli olan zarfta dikkatle kaydırdı. İçini açtı ve aÄır hizmet için noter onaylı, altın çerçeveli mektubu çıkarıp okumaya baÅladı. Okudukça gözleri açıldı. Bu bir burstu, Åehrin diÄer tarafının eteklerinde, çok pahalı bir okulda tam burs.
"K.L. Ãniversitesi." YaÅlı sesinde yıllardır ilk kez ÅaÅkınlık vardı. OkuduÄuna göre her Åey tam karÅılanacaktı, kalacaÄı yatakhanenin ücreti bile, ve kendi imzası olan K.L. harfleriyle okulun kurucusu tarafından imzalanmıÅtı.
Büyükbabanın yaÅlı yüzü, uzun zamandır görülen en parlak gülümsemesiyle yukarıya doÄru kalktı. Kyoko mutlu olmanın da ötesine ulaÅacaktı. Adam, okulda çok Åey kaçırmıŠolmasının, herhangi bir üniversiteye kabul edilmesini engelleyebileceÄini biliyordu ve Åimdi bölgedeki diÄer tüm okullardan üstün olan yere gidiyordu.
DüÅünceli bir biçimde kaÅlarını çattı⦠baÅvuran hiçkimsenin baÅarılı olamadıÄını bildiÄi için, bu girilecek en zor okullardan biriydi. Ayrıca sadece üye olmanın son derece yüksek gereksinimleri bulunduÄundan çok az öÄrencisi olduÄu söyleniyordu. BaÅvuru bile yapmadıÄı bir yere nasıl kabul edilmiÅti?
Aklı son iki yıla döndü. Kyoko tapınak evinden aklı çok karıÅık olarak döndükten sonra kendine gelmesi zaman almıÅtı.
Aniden geri döndüÄünde hepsinin kafası karıÅmıÅtı, çünkü uzakta olduÄu zamanlar neler olup bittiÄiyle ilgili çok Åey hatırlamıyordu.
Hogo ailesi, zaman kapısından birçok kez ileri ve geri geçtiÄi için nereye gittiÄini biliyordu⦠Bununla ilgili ani bir hafıza kaybına uÄrayan Kyoko idi.
Toyaâyı bile hatırlamıyordu. Ama büyükbaba için bu sorun deÄildi, çünkü zaman geçiÅi yapan koruyucuyu unutması en iyisiydi. DiÄer taraf ve getirdiÄi tehlikeyle ilgili her Åeyi unutması en iyisiydi.
Gözlerine bir an için üzüntü hakim oldu. Evet, Kyoko dünyalar arasında gidip geldiÄi ve bu taraftayken onlara en yeni hadiseleri aktardıÄı için aile gerçekleÅen her Åeyi biliyordu. Ve bilmelerini istemediÄi birçok Åeyi sakladıÄını da söyleyebilirdi. Bu sırları unuttuÄu için artık onların da asla bilemeyeceÄi Åeyler.
Genç erkek kardeÅi Tama, kendisine bildiÄi her Åeyi aktardıktan sonra bile; yalnızca baÅını salladı ve gözlerini indirdi. Sadece diÄer dünyada yalnız olduÄunu hatırlıyordu. Canavarlarla dolu bir dünya.
Büyükbaba derin düÅüncelere dalarken dudakları inceldi. Kyoko, Koruyucu Kalp Kristaliânin içine geri döndüÄü ve her Åeyin bittiÄiyle ilgili bir Åey hatırladıÄını söylediÄi için, büyükbaba iÅlerin yolunda gittiÄini biliyordu. Birkaç hafta sonra okul çalıÅmalarına geri dönmüÅtü ve mükemmel notlar alıyordu, ve artık hesap kapanmıÅtı. Büyükbaba, ön kapının açıldıÄını duydu ve gülüÅü geniÅledi.
Sanki kutsal bir iyi Åans muskasıymıŠgibi mektubu öperek, torununun mutfaÄa yürümesini izledi⦠Kyoko bunu sevecekti.
Ãç hafta sonraâ¦
GeçmiÅteki kız üniversiteye yaklaÅırken, altın sarısı gözler izledi. Onu bulmuÅtu ve ne yapıp edip iÅleri bir kez daha düzeltecekti. Gözlerinin altın rengindeki saydamlıÄı, o uÄursuz günde, ölümcül bir savaÅın ortasında olanların anılarıyla parlarken, bir an için insan kalkanının kaydıÄını hissetti.
Pencereden gelen sabah güneÅinin ıÅıkları, arkasında kanat biçiminde tuhaf bir gölge oluÅturuyordu. PençeleÅmiÅ elini kaldırdı ve gözlerini kısarak pençelerin tekrar insan örtüsüne bürünüÅünü izledi.
Tekinsiz gözlerini tekrar rahibeye döndürerek içindeki güçleri bastırdı. Kyokoânun saflıÄıyla, etrafındaki kötülüÄün uyanıÅını hissettiÄi bir andı. Bu sefer⦠aynı hatayı yapmayacaktı.
Kyoko baÅını kaldırıp devasa binaya baktı. Burası ona, bilinmeyen bir geçmiÅteki büyük bir Åato gibi görünüyordu. Kendi kendine sırıttı. Buna engel olamıyordu. Bursu ve aslında burada yaÅayacaÄını öÄrendiÄinden beri hala mutluydu.
Arkasındaki Tamaâya baktı. Ãantaları taÅımak ve yerleÅmesine yardım etmek için onunla gelmesinin büyük desteÄi olmuÅtu. Kyoko, annesi ve büyükbabasının evde kalıp orada vedalaÅmalarına dair konuÅtuÄu için memnundu. Åimdi bu büyük özgürlükle neredeyse sersemlemiÅ hissediyordu ve tadına vararak derin bir nefes aldı.
âKyoko, bütün gün orada dikilecek misin, yoksa gidip yatacaÄın odayı bulacak mıyız?â Manzara onu da etkilese de Tama homurdandı. BaÅını kaldırıp, ana kapıya yönelen devasa kemere ÅaÅkınlıkla baktı.
Kyoko haritayı elinde tuttu ve üniversitenin saÄ tarafına baÄlanan heybetli binayı iÅaret etti. âBu doÄru bina olmalı.â Döndü ve Tamaâya göz kırptı. âBu sabah bana yardım ettiÄin için teÅekkür ederim.â
Tama biraz utanmıŠhissederek sırıttı. âElbette Kyoko, nihayet senden bir süreliÄine kurtuluyorum, bu yeterli karÅılık olur.â BaÅını eÄerek savuÅtu ve gülmekten ölerek bir süre ondan kaçmaya çalıÅtı.
Kyoko onu kovalamaya baÅladı, ama üzerinde bazı gözler hissederek yolun ortasında durdu.
Rüzgar, kestane rengi saçlarını yüzünden uzaklaÅtırırken, kimin gözlerinin üzerinde olduÄunu merak ederek binaya baktı ama daha fazlasını göremedi. Son birkaç yıldır tuhaf Åeyleri hissedebiliyordu ve orada birinin olduÄunu⦠onu izlediÄini, Åüphe götürmez biçimde biliyordu. Neredeyse ona dokunduklarını hissediyordu.
Yukarıdaki pencerede bir hareket gördüÄünü düÅündü, ama daha yakından inceleyince boÅ olduÄuna karar verdi. Kyoko bu garip hissin yok olduÄunu fark ederek iç geçirdi. Hayal kırıklıÄının kaybolmasını beklerken yumuÅak bir Åekilde alt dudaÄını ısırdı. BoÅ vererek en sonunda kapıdan içeri giren Tamaâya yetiÅti. Ä°kisi de etrafa bakınırken donup kaldı.
Yukarıya doÄru bakarken "bu yer bir harika,â diye fısıldadı Tama, ardından ciddi bir sesle ekledi. âBu haritayı saklamak isteyebilirsin⦠eÄer seni tanıyorsam burada kaybolacaksın.â
Kyokoânun gözleri ana salonun içinde dolaÅırken, onu duymuyormuÅ gibiydi. İçinde bulundukları oda, diÄer katlara doÄru spiral bir biçimde kıvrılan merdivenleriyle en az üç katlı bir bina uzunluÄundaydı. Bir tarafta büyük bir kütüphane varken diÄer taraf dinlenme alanına benziyor ve ortasındaki yüksek tonozlu tavanda asılı devasa bir avize bulunuyordu.
âBunun düÅtüÄünü görmek gerçekten hiç hoÅuma gitmezdiâ diye havayı iÅaret ederek baÅıyla onayladı.
Konforlu mobilyaları olan oturma alanları aÅaÄıdaydı. Sabahın çok erken bir saati olsa da Åimdiden kalkmıŠolan öÄrenciler oradaydı ve bir takım iÅlerle meÅguldüler. Burada mümkün olduÄu kadar erken bulunmak istiyordu ve saat Åu an sabahın 7:30âuydu. Nereye gitmesi gerektiÄini merak ederek hızlıca kaÄıda göz gezdirdi.
Sızlanarak omzunun üstünden Tamaâya bakıp önlerindeki spiral merdivenleri iÅaret etti. Kyoko, aslında taÅındıÄından dört tane valizi vardı ve çok aÄırdılar.
Tamaânın suratı asıldı. âÅaka yapıyor olmalısın.â En büyük valizin sapını, bu sefer tekerleklerin bu kez iÅe yaramayacaÄını bilerek bıraktı. âBaÄıra baÄıra aÄlardım ama 12 yaÅındayım.â
Kız kararlılıkla omuzlarını kaldırdı.
Arkalarından bir erkek sesi, âSiz Bayan Kyoko Hogo musunuz?â diye sorduÄunda Kyoko irkildi.
Aniden dönerek, âEvetâ dedi.
Ãok yakıÅıklı bir adamla yüz yüze geldiÄinde gözleri büyüdü. Korkutucu buz mavisi gözleri ve at kuyruÄu Åeklinde toplanmıŠuzun koyu renk saçları vardı. Korku dolu bir saygıyla bakarken, tuhaf bir rüzgarın yüzünü okÅadıÄını hissetti. YumuÅak saçlarının uçları, bu rüzgarın çarptıÄı yüzünü gıdıkladı.
Adam ona çok çekici bir gülüŠsunuyordu. Sonra onu ÅaÅkınlıÄa düÅürerek parmaklarını Åıklattı ve iki adam hiç yoktan ortaya çıkarak çantalarını alıp onlarla beraber yukarı çıktılar. Onları izlerken Kyokoânun gözleri büyüdü, ama bir Åey diyemeden önce diÄer adam ellerini kendisininkilerin içine aldı ve dudaklarına götürerek ona prenslere yakıÅır bir Åekilde bir öpücük verdi.
"Benim adım Kotaro ve sizin gibi çekici birinin çok aÄır bir Åey taÅımak zorunda kaldıÄını görmek istemiyorum. Åimdi, beni takip ederseniz, size kalacaÄınız yeri göstereceÄim.â Kotaro elini, kendi elinin içinde tutarak özgüvenle döndü ve merdivenleri çıkmaya baÅladı.
Adamın parmakları ve kolundaki ani ısınma vücuduna yayılmaya baÅlamıŠgibi duruyordu⦠koruyucu kanını uyandırarak. Bu saklaması gereken bir sırdı. Kotaro, sabırla beklediÄi kiÅinin o olduÄunu bilerek kızın elini hafifçe sıktı. Odaya girdiÄi anda bunu hissetmiÅti.
Kyoko kendi kendine âTanrı beni centilmen erkeklerden korusun. Neyin içine düÅtüm böyle?â diye düÅünerek nazikçe kaÅını kaldırdı.
Dönüp, aÄzı açık orada dikilen Tamaâya omuz silkti. Kyoko baÅını yana eÄdi ve bir kaÅını kaldırdı. âTama dikkatli ol, böyle durursan sinekleri avlayabilirsin.â Sonra o toparlanamadan döndü ve sadece Kotaro olarak tanıdıÄı adamın esnek biçimini takip etti.
Gizlice, kendisi ve Tamaânın puanlarını tuttuÄu hayali yazı tahtasına zihninden tebeÅirle yazdı. Merdivenlerden yukarı çıkarlarken burnundan soluduÄunu duydu ve artık oyunu kazandıÄını biliyordu.
Merdivenlerden inen baÅka bir genç çocuÄun yanından geçtiler ve çocuk geçerken bakmadı bile, Kyoko kalbinden bir Åeyin hızla geçip gittiÄini hissederek nefesi kesildi. Ãocuk neredeyse yavaÅ hareketlerle geçerken bütün sesler kayboldu. Sonra kalbi bir atıÅlık tekleyip ardından hızlanınca her Åey normale döndü.
Teninden, bir Åeyi özlüyormuÅ gibi⦠veya daha ziyade bir Åeyi kaybetmiÅ ve korkunç Åekilde özlüyormuÅ gibi bir rahatsızlık hissi geçti. Bu garip tepkiden kurtulmayı çalıÅırak, bilmemesinin daha iyi olduÄunu düÅünüp yanından geçip gidenin kim olduÄuna bile bakmadı.
Tama, Kyokoânun zihninden homurdanmasını neden olacak Åekilde, âEvet, en azından burada aÄzının suyunu akıtmak için yeterince erkek varâ diye fısıldadı.
Merdivenlerin baÅında, iki tarafında da birçok kapı bulunan uzun bir koridora doÄru Kotaroâyu takip ederek döndü. Bunların yatakhane kapıları olduÄunu varsayıyordu ama adam ne yavaÅladı ne de herhangi birinde durdu. Koridorun sonunda GÄ°RMEYÄ°N yazan bir kapı aralıÄı vardı. Kotaro ve çantalarını taÅıyan iki kiÅi, yalnızca bir baÅka merdiven katını daha dönmek için ait odukları yermiÅ gibi incelikle oradan geçince kafası biraz karıÅtı.
Tama, Kyokoânun etrafını çevirerek âbence seni zindana gönderiyorlarâ diye alay etti.
Kyoko omzunun üstünden ona sırıttı âYukarı çıkıyoruz aÅaÄı deÄil seni ahmak.â
Tama baÅının arkasına bir fiske atarak âkulenin tepesinde boÅ, soÄuk bir oda o zamanâ dedi.
Bir baÅka Åık merdiven katına geldiklerinde 'eh en azından formumu koruyacaÄım,â diye düÅündü sonra baÅka bir koridoru geçtiler, ama burası güzeldi. Zemin bile mermerden yapılmıŠgibi duruyordu. Kapılar birbirinden çok uzaktı. Bu koridorda yalnızca üç oda vardı ve kendi kendine, belki Kotaro nerede kalması gerektiÄini bile bilmiyordur diye endiÅelendi.
Kotaro, bu koridora birçok kiÅinin girmesine bile izin verilmediÄinden çok özel biri olması gerektiÄini düÅünerek son kapıya yürüdü ve bunun tüm kampüsteki en iyi oda olması gerektiÄini biliyordu. Odanın ön tarafına doÄru adım attı ve kız ile genç arkadaÅının ona yetiÅmelerini bekledi.
Kotaro sırıttı, kız gergindi. Bunu koklayabiliyordu. Heyecanlı, zümrüt yeÅili gözlerine baktı ve kalbinin Åimdiden bocaladıÄını hissetti ama Åimdilik kendisine söyleneni yapacaktı.
Elini yukarı kaldırdı. âÅimdi ayrılıyorum ama bir Åeye ihtiyacınız olursaâ¦â ona odanın anahtarını uzatarak kızarmasına neden olan bir bakıŠattı, aslında cesurca reverans yapıp ardından iki adama kendisini takip etmelerini eliyle iÅaret etti.
Kyoko ve Tama kalkık kaÅlarıyla, dönüp gözden kayboluncaya dek onları izlediler, sonra Kyoko tekrar kapıya baktı ve güçlükle soludu. Tam orada, kapının üzerinde, altın harflerle Kyoko Hogo yazan bir isim levhası vardı.
Tama kıs kıs gülerek kardeÅine hafifçe vurdu. âBiliyorsun⦠böyle yaparak sinekleri avlayabilirsin.â
Kyoko daha önce kendisine verdiÄi puanı zihninden silerken gözlerini devirdi.
Anahtarı alarak kilidi, ardından çekingen bir Åekilde içeriyi gözetleyerek kapıyı açtı.
Tamaânın gözleri faltaÅı gibi açılıp onun önüne geçerek ilerledi. âOlamaz! Bu oda neredeyse bizim evin tamamı kadar büyük.â Hayret dolu sesi, sessizlikte yankılandı. âBu kısımda korkunç bir depo- dans kulübü açabilirsin.â
Kyoko âyani, zindanımı sevdin mi?â diye sorarak puanı ait olduÄu yere geri koydu.
*****
Kyoko, Tamaâya teÅekkür edip onu yoluna gönderdikten iki saat sonra banyoda eÅyalarını raflara yerleÅtiriyordu. BeÅ kiÅinin girebileceÄi kadar büyük olan küvete tekrar baktı.
Homurdanarak küçük kardeÅinin sözlerini taklit etti âOlamaz!â
Hepsinin bir hata olup olmadıÄını yeniden düÅünürken, ensesine deÄen saçları hissedebiliyordu. Kendi kendine âevetâ diye fısıldadı. Her an birisi ortaya çıkıp, eÅyalarını toplamasını söyleyebilirdi. Yalnızca yanlıŠodada bulunuyor olması gerektiÄini biliyordu.
Kyoko dıÅarı çıktı ve odaya bakındı. Yatak bugüne kadar gördüÄü en büyük yataktı ve toplanmıŠkabarık yorgan ve diÄer her Åeyle Åimdiden tamamlanmıÅtı. Oda, sert tüylü halı ve yataÄı tamamlayan yumuÅak mor ve mavilerle güzeldi. Oraya buraya koyu kırmızı serpiÅtirilmiÅti ve içinde kaybolacak kadar büyük bir gömme dolap vardı.
Her Åeyin siyah ve altın sarısı olduÄu, bir insanın isteyebileceÄi her Åeyle donatılmıŠoturma odasına adım attı. MutfaÄı zaten kontrol etmiÅti. Tamamen stoklanmıÅtı. Kyoko milyonuncu kez baÅını salladı. âOlamaz.â Åimdi ne yapacaÄını düÅünerek alt dudaÄını kemirdi. Cumartesi sabahıydı ve dersler pazartesine kadar baÅlamayacaktı.
Kendi kendine âevet bütün gün burada saklanamamâ diye mırıldandı.
Kyoko, olmaması gereken bir yerde sinsice dolaÅıyormuÅ gibi hissederek kapıya yöneldi ve baÅını koridora uzattı. Kimsenin olmadıÄını görerek dıÅarı çıktı ve kapıyı arkasından kapattı, sonra sessizce aÅaÄı inen merdivenlere yürüdü.
Yine izlendiÄini hissetti ve iliklerine kadar ürperdi ama dönüp bakmaya cesaret edemeden yürümeye devam etti.
Kyou, âbeni hissedebiliyorâ diye düÅündü. Belki güçleri korktuÄu kadar derine gömülmemiÅti. Odasından ayrıldıÄı anı biliyordu ve arkasında bıraktıÄı kokuyu içine çekti⦠tadını çıkararak.
Kokusunun hatırası diÄer hatıraları da tazelemiÅ gibi görünüyordu. âRahibe, yakında güçlerini tekrar açıÄa çıkaracaÄız. Onları saklamayı tercih edebilirsin⦠ama uzun süre deÄil.â Koridordaki duvara dayandı, altın rengi gözleri, kız gözden kaybolana kadar onu izledi.
*****
Kyoko kendisini tekrar zemin katta bulduÄunda biraz daha kolay nefes alabiliyordu. Etrafta Åimdi kendi yaÅında insanların olduÄunu fark etti. Kyoko içini çekip yukarıdaki son tuhaflıÄı da silkeleyip atarak bir an daha düÅüncelere boÄulmuÅ bir Åekilde orada dikildi.
Hislerinin böyle baskı yapmasına dayanamıyordu. Bazen hiçbir Åey hissedememeyi diliyordu. Binanın geniÅ zeminine gözlerini dikerken bunları aklından uzaklaÅtırdı. Yalnızca bir saniye önce hissettiÄi tuhaf heyecanı düÅünerek âbunun için bir açma-kapama düÄmesine ihtiyacım varâ diye mırıldandı.
Kütüphaneye bir bakıŠatıp ardından çabucak diÄer tarafa döndü ve ilk önce bölgeyi daha fazla tanımak istediÄine karar verdi. Bir Åeyleri keÅfetmek hatırlayabildiÄi kadar eskiden beri kendisi için bir alıÅkanlık olmuÅtu ve böyle kalmasını istiyordu. Son iki yılda her türlü dövüŠsanatını ele almıÅtı ve bunun esnek vücuduna verdiÄi hareket özgürlüÄünü seviyordu.
Dinlenme odalarına geçtiÄinde, orada birçok farklı çalıÅma alanı olduÄunu fark etti. En büyük spor salonlarından birini camdan görebiliyordu. Orada durup bir süre onları izlemekten kendini alamadı. Ä°ki kiÅi kılıçlarla dövüÅüyormuÅ gibi görünüyordu. Metalin metale çarpma sesini duyunca bir kaÅını kaldırdı. Odaya daha da yaklaÅıp dinleyerek dikkatle baktı.
"Dikkatini vermiyorsun Suki." Siyah giyimli olanı diÄerini bertaraf ederek gülüp poposuna vururken alay edermiÅ gibi bir sesle konuÅtu.
Koruyucu giysiler giydikleri için Kyoko ikisinin de yüzünü göremiyordu.
âShinbe!â diye çok öfkeli, fakat bir kadına ait olan bir ses çıktı. Sonra uyarmadan ileriye atıldı ve daha ziyade tokat atarmıŠgibi, eskrim kılıcıyla adamın baÅına vurdu, ardından baÅındaki kalkanı çekip çıkardı.
Kız adama doÄru yürüyüp tek kaÅını kaldırarak adamın göÄsünü parmaÄıyla sertçe ittiÄi sırada uzun kahverengi saçlarının açılıp sırtına dökülmesi Kyokoâyu ÅaÅırtmıÅtı. âBöyle serserilik yaptıÄında ciddi dövüÅmekte zorlanıyorum.â
Shinbe sırıtarak baÅındaki kalkanı çıkardı. Teslim oluyormuÅ gibi iki elini havaya kaldırıp geri çekildi. âÃzgünüm Suki, ama oradaydı⦠ve onu korumuyordun.â Teninde karıncalanma dalgalarının yayıldıÄını hissederek kaÅlarını çattı ve yavaÅça dönerek ametist bakıÅlarını kapının aÄzında dikilen kıza çevirdi, âHım, bir ziyaretçimiz var gibi görünüyor.â
Kyoko, Suki adındaki kızın rakibine hala ters ters bakarak gerçekten kızarmasını, sonra ondan uzaklaÅıp geniÅ bir gülümsemeyle kendisine doÄru yürümesini izledi.
Dostça bir hareketle elini uzatmadan önce âerkeklerâ deyip gözlerini devirdi, âmerhaba ben Suki ve bu zavallı erkek müsvettesi de Shinbeâ deyip hala sırıtarak arkasından gelen adama doÄru baÅparmaÄını uzattı.
Shinbe adındaki genç adam âSuki,â diye baÄırdı. Açıklamasının önemini göstermek için iki elini de kalbinin üzerine yerleÅtirerek âbeni derinden yaraladın.âdedi.
Suki kaÅlarını çattı âShinbe⦠eÄer seni yaralasaydım beni yapmaya zorladıÄın tüm vuruÅlarla beraber Åimdiye kadar beynin kulaklarından akardı.â
Shinbe kaÅlarını oynatarak âbiliyorsun bana lütfettiÄin bu sert sevgiyi seviyorumâ dedi.
Suki, âsana sert sevgiyi bir dakika içinde göstereceÄim ama yeni kızı korkutup kaçırmak istemiyorumâ dedi.
Kyoko onu Åimdiden sevmiÅti ve elini sıkıca sıkarak gülümsedi. âMerhaba ben Kyoko Hogo ama lütfen sadece Kyoko deyin.â
Sukiânin arkasında duran çocuÄa bir bakıŠattı. âÄ°kinizle de tanıÅtıÄıma memnun oldum.â
Gözlerinde Kyokoânun dikkatini çeken bir Åey vardı. Ä°nanılmaz bir ametist rengine sahip ve nefes kesiciydiler. Saçları omuzlarından biraz daha uzundu ve mavi gölgeleriyle çok koyu renkteydi. Ona, 80âlerin rock gruplarından bir Åarkıcıyı hatırlatıyor gibiydi.
Suki kulaÄına fısıldadı. âHey senden bahsedildiÄini duymuÅtum. Evet bugün geleceÄini biliyordum. Biraz sonra seni aramaya çıkıp sana etrafı gösterecektim.â Aniden yüzünde gergin bir bakıŠoluÅtu ve baÅını yana çevirip Shinbeâyi sert bir bakıÅla durdurarak âyerinde olsam bunu yapmazdımâ dedi.
Kyoko bakmak için baÅını eÄdi. Oldukça emindi⦠çocuÄun eli havada durmuÅ, neredeyse Sukiânin poposuna deÄiyordu ve hayran bir bakıÅla sırıtıyordu.
Shinbe iç çekti ve elini indirdi, âbir gün bakmıyorken bile nasıl anladıÄını öÄreneceÄim.â
Suki, âsadece biliyorum, hepsi bu!â diye homurdandı, Kyokoâya arkadaÅça bir gülümseme sunarak âbenimle gel, üstümü çok hızlı deÄiÅtireceÄimâ dedi ve Kyokoânun elini yakalayarak kapıya çekti.
Kyoko, el salladıÄını görmek için arkasına dönüp Shinbeâye bir bakıŠattı. Kadınların soyunma odasına doÄru girerken, âbu ikisi çok eÄlenceli olacakâ diye düÅündü.
Suki, Kyokoâdan Åimdiden hoÅlandıÄını söyleyebilirdi ve nedense tanıÅmadan önce de onu tanıyormuÅ gibi hissediyordu. Duvarın arkasına geçerken âKyoko, ben üstümü deÄiÅtirirken bana biraz kendinden bahsetseneâ dedi.
Kyoko, Sukiânin yanında tamamen rahat hissederek bir banka oturdu. âÅey, Åehrin diÄer yakasındaki küçük bir kasabadan geliyorum. Ve nedense beklenmedik bir Åekilde buradan burs aldım.â Kyoko, Sukiânin âevetâ dediÄini duyup devam etti. âGerçekten de baÅvuru bile yapmadıÄım bir bursu nasıl aldıÄımı bilmiyorum.â
Suki bu açıklamadaki soru iÅaretini duyabiliyordu ve baÅını köÅeden uzatarak gülümsedi. âBu konuda endiÅelenme. Buraya benimle aynı Åekilde gelmiÅsinâ dedi ve tekrar duvarın arkasında kayboldu, âben de buraya hiç baÅvurmadım.â
Kyoko kaÅlarını çattı, âama neden? Bir nedeni olmalı. Sen biliyor musun?â
Suki bu sefer üstünü tamamen deÄiÅtirmiÅ olarak döndü. Tenis ayakkabılarını giymek için oturdu. âEvet, bunu çözdüm. Åey, en azından bir kısmını. Bu okulun sahibi olan adam bazı insanlar arıyorâ¦â Suki duraksadı, baÅını biraz eÄerek, âsıradıÅı yetenekleri olan insanlarâ dedi.
âBurada kalan diÄerleriyle tanıÅmaya baÅladıÄında, alıÅman gerekecek çok fazla Åey olabilirâ diye ekleyerek omuz silkti. Haklı olduÄunu bilerek sırıttı.
Suki aniden kalktı ve soyunma odasının kapısına bir ayakkabı fırlattı, karÅı taraftan hafifçe küfredildiÄini duyduÄunda zaferle güldü. Ayakkabıyı geri alarak giymek için oturdu. âEvet Åimdi, nasıl bir sıradıÅı yeteneÄin var?â
Aklı çok hızlı çalıÅırken Kyokoânun nefesi kesilmiÅ gibi duruyordu. Buradaki herhangi biri onun rahibe olduÄunu bilebilirmiÅ gibi görünmüyordu. Suçlu bir ifadeyle Sukiâye kaŠçatıp hızlıca bakıÅlarını uzaklaÅtırarak cevap verdi âbildiÄim kadarıyla hiç yok.â
Suki bir kaÅını kaldırdı, ama er ya da geç öÄreneceÄini bildiÄinden omuz silkti. âHadi gidelim. Zaten muhtemelen Shinbe bizi bekliyordur.â Kapıyı açtı ve tabii ki Shinbe orada, kapıya onları dinleyebilecek kadar yakın bir mesafede dikiliyordu. Geri geri giderek onlara gülümsedi.
Suki kapıyı arkalarından kapattı ve kapıdaki iÅareti göstererek âShinbe, okuyamıyor musun? Kadınlar Soyunma Odasıâ dedi. ÃocuÄa anlamlı bir bakıŠattı.
Shinbe omuzlarını silkti âevet, bu yüzden yakınında dikiliyordum.â Kız elini ona doÄru salladıÄında çabucak sıçrayarak çekildi. âSuki⦠ben bir erkeÄim⦠Sevgiye ihtiyacım var. Bunu elde etmenin, kadın zihninin nasıl çalıÅtıÄını öÄrenmekten daha iyi bir yolu var mı?â
Suki sıkarak gıcırdattıÄı diÅlerinin arasından âaraÅtırmanı kütüphanede yapabilirsinâ dedi.
Shinbe sırıttı. âSevgili Suki, kadınların zihniyle alakalı olan Åu kütüphanedeki her kitap⦠boÅâ
Suki gülümseyerek karÅılık verdi âçünkü bu kitapların hepsinin yazarı erkek.â
Shinbe öne eÄilip bir kaÅını kaldırarak, âaynen öyle. Biz testesteron sahiplerine mantıklı gelecek bir kitap yazacak ilk kiÅi ben olmayı planlıyorumâ dedi.
Suki, Kyokoâya maÄlup olmuÅ Åekilde bir bakıŠattı ve sonra saatine bakıp âhey, aç mısın? Hadi önce öÄrenci yemekhanesine gidip yiyelimâ dedi.
Kyoko baÅıyla onayladı. Bu sabah yemek yemek için fazla gergindi ama onların yanında evdeymiÅ gibi hissediyordu ve Åu anda açlıktan ölüyordu.
Shinbe eliyle yolu göstererek âhanımlar öndenâ dedi. Suki baÅına baÅka bir darbe indirdiÄindeyse ciyakladı.
Suki ona suçlayıcı bir bakıŠatarak " bu sefer çok yavaÅ deÄildim, deÄil mi⦠Åimdi önden buyurâ dedi. Shinbe güvenli bir Åekilde önlerinde yürümeye baÅladıÄında bilmiÅ bir gülüÅle Kyokoâya doÄru eÄildi âdokunulmak istemediÄin sürece her zaman onu önünde tutmayı unutmaâ dedi.
Kyoko buna engel olamıyordu. Gülmeye baÅladı ve kendisine, daha ziyade yemekli vagon gibi görünen gömme yemek odasına girene kadar gülmeye devam etti. Bir adım atarak Sukiâye yaklaÅtıÄında gözleri büyüdü âbiliyorsun, bu yere her geliÅimde yanlıŠyerdeymiÅim gibi hissediyorum.â
Shinbe onları odanın arka tarafına yakın bir masaya götürdü. Suki ve Kyoko bir banka kayarken, Shinbe dünyanın en masum erkeÄiymiÅ gibi görünerek diÄerine oturdu. âBiliyorsun bu yerde alıÅılması gereken çok fazla Åey var.â Ametist gözlerini parlatarak Kyokoâya gülümsedi. âBir senedir buradayım ve hala öÄrenemedim.â
Suki Kyokoânun omzunu dürttü, âsenin ve benim geldiÄimiz gibi geldi. Açık bir davetle.â Kyokoâya bunu kabul edip tadını çıkarmasını söylemek ister gibi omuz silkti.
Kyoko kafası karıÅık bir bakıÅla öne eÄildi, âanlamıyorum. Neden birisi bunu yapsın ki?â
Shinbe birisinin ona gerçeÄi söylemesi gerektiÄini bilerek baÅıyla onayladı. âBenim bazı yeteneklerim var, Sukiânin de öyle.â Göz kırparak omuz silkti. âBurada bursu olan herkesin var.â DoÄru kelimeyi aramak için bir an durdu, âbiz o veya bu Åekilde yetenekliyiz.â Sukiâye kaÅını kaldırdı, âhenüz ona söyledin mi?â
Suki hızlıca olumsuz bir baÅ hareketi yaptı, ardından aniden konuyu deÄiÅtirmek isteyerek Kyokoâya döndü, âhey, hamburger ve patates kızartması ister misin?â
Kyoko baÅıyla onayladı ve Suki ücretsiz burslarla ilgili sorudan kaçıyormuÅ gibi ayaÄa kalktı, âburada kal, hemen döneceÄim ve endiÅelenme. Bursu olanlara yemekler ücretsiz ve hatta yemeÄi bize onlar getiriyor.â Suki onu Shinbe ile yalnız bırakarak sipariÅ vermek için gitti.
Bölüm 3 "Toya ile TanıÅma"
Shinbe, ametist gözleri parlayarak yüzünde ciddi bir bakıÅla öne eÄildi, âburada normal insanlar var ve bir de ben ve Suki gibi bursu olanlar. Bursu olan baÅkaları da var, ama hepimizin bir tür özel yeteneÄi var⦠normal insanların sahip olmadıÄı bir güç gibi.â
âBenimkisi telekinezi. Zihnimle nesneleri hareket ettirebiliyorum.â âVe telepati, yani aklımı kullanarak diÄer insanlarla konuÅabiliyorum.â Bu kelimeleri ses çıkarmadan, kızın onu kendi zihninde duyabildiÄini bilerek söyledi.
Dudaklarının oynamadıÄını ve sesinin zihninde yankılandıÄını gördüÄünde Kyokoânun dudakları aralandı. Sesinin tüm sıcaklıÄının⦠veya bir Åeyin orada olması gerektiÄini hissetti. ÃocuÄa baktıkça ifadesi rahatladı ve gözleri yumuÅadı.
Shinbe, meraklı kaŠçatıÅını saklamaya çalıÅtı⦠zihnini onunkisine baÄladıÄında⦠baÄlantıyı durdurmak için bütün konsantrasyonunu vermiÅti. Gücü kızla kalmak istiyor gibiydi. Bu duyguyu atmaya çalıÅarak devam etti. âAynı zamanda büyü yapabiliyorum ve uzun bir keÅiÅlik hayatından geliyorum.â Kyokoânun gülmekten gözleri yaÅarınca durdu.
Suki, Kyokoânun yanına geri geldi ve hiçbir Åüphe göstermeden âbiliyorum inanması zor ama keÅiÅlikten geliyorâ dedi. Sırıttı, ama sonra bakıÅı tekrar ciddileÅti, âve eÅyalara dokunmadan onları fırlattıÄını gördüm, ayrıca her türlü dövüŠsanatında da harika.â
Shinbe âbelki de sevgili Kyokoâyu tüm yeteneklerim hakkında bilgilendirmeliyizâ diye önerdi.
Suki döndü ve Shinbeâye ters ters baktı, âhayır, ona BU konuda iyi olduÄunu söylemeyeceÄim!â sonra da baÅının tepesine vurdu.
"Ama hala yalnızca bir insanmıŠgibi davranıyorâ nereden geldiÄi belli olmayan alaylı bir ses duyuldu ve Shinbe fırlayıp sesin nereden geldiÄini anlamak için doÄruldu.
Kyoko etrafa göz gezdirdi ve bakıÅları derin altın sarısı gözlere kilitlendi. Sesin sahibi gördüÄü her Åeyden daha güzel görünüyordu. GümüŠgölgeleri olan siyah saçları uzun katmanlar halinde baÅından aÅaÄı dökülüyordu. GüneÅin kararttıÄı teni saÄlıklı bir Åekilde parlıyordu ve uÄrunda ölünebilecek bir vücudu vardı. Her nasılsa, gözleri doÄrudan ona bakmasa bile onu esir almıŠgibi görünüyordu.
Suki huysuzlandı ve yeni gelene kızgın bir bakıŠatarak kollarını göÄsünde kavuÅturdu. âHarika, onu korkutup kaçıracak herkes burada.â
Shinbe Sukiâye doÄru sırıttı ve ardından Kyokoâya bakıp âbu Toya. Toya, Kyoko ile tanıÅ. Bugün burada ilk günüâ diye tanıttı.
Toya, Kyokoâyu görmek için ve her nedense onu ölçüyormuÅ gibi döndü, bu kızı rahatsız etti. Kyoko gözlerini kısarak adama baktı, onunla ilgili ilk izlenimi ayaklarının yere inmesini saÄladı.
Toya huysuzca âee, yani rahibe sen misin?â dedi, otururken de onu baÅından savıyormuÅ gibi kafasını çevirdi.
Kyokoânun gözleri ona döndü ve ÅaÅkınlıktan güçlükle soludu. Oradaki hiç kimse onun rahibe olduÄunu bilmiyordu. Aslında yalnızca, en yakın aile üyeleri biliyordu.
Ani bir öfkeyle, "bunu nasıl biliyorsun?" diye baÄırdı.
Toya kanının kaynadıÄını hissederek geri çekildi. âLanet olsun, korkunç bir manyak gibi baÄırma. Seni gayet iyi duyabiliyorumâ diye homurdandı.
Suki ve Shinbe ürkmüÅtü ve Kyoko ile Toya birbirlerine öfkeli bakıÅlar atarken, sandalyelerinde küçülmüŠgibiydiler.
Toyaânın hisleri, Kyokoânun öfkesiyle bir güç dalgası yakalamaya baÅlamıŠgibiydi ve eÄer bunu ona söylerse lanetlenecek de olsa, belki bu küçük sevimli bedenin içinde birazcık gücü olduÄunu düÅünerek gerginleÅti.
Sessizce görünüÅünü tarttı. Kalp Åeklindeki güzel bir yüzü çevreleyen kumral saçları ıÅıkta parıldıyordu. Åu anda kendisine öfkeyle bakan ve kanının hafifçe ısınmasını saÄlayan canlı gözleri vardı. Cesareti sahibi kadınlar hoÅuna giderdi ve Åüphesiz kız bununla doluydu, ama nedense bu onu rahatsız ediyordu. HoÅuna gitmeyen Åey ona bakma tarzıydı⦠bunu hemen düzeltecekti.
Kızın gözünü korkutmaya çalıÅarak daha sert baktı. Toya onun yüzüne karÅı âBir burs aldın, deÄil mi⦠ve O senin bir RAHÄ°BE olduÄunu söyledi!â diye neredeyse burun buruna gelene kadar her kelimede ona daha da yaklaÅarak gürledi. Kollarını gevÅek giysi kollarının içinde kavuÅturdu ve kıza doÄru hofladı. Aniden, her saniye kendisine daha da sevimli geldiÄini fark ederek bu onu rahatsız etti ve âbahse girerim bir iblisin ne olduÄunu bile bilmiyorsundurâ diye homurdandı.
Kyoko, öfkesi kabararak geri çekildi. Ä°blislerin ne olduklarını biliyordu. Tüm hayatı boyunca onları incelemiÅ ve hatta eÄer ailesi haklıysa birisiyle karÅılamıÅtı⦠ama hatırlayamıyordu. Yine de, Toyaânın tepeden bakan kibirli davranıÅı hoÅuna gitmemiÅti ve bu konuda bahse girmek isteyip istemeyeceÄini sorar gibi bir kaÅını kaldırdı.
Suki, Kyokoâyu savunmaya gelmiÅ gibi âToya, tek bir saniye için medeni olamaz mısın? Yalnızca birkaç saattir burada ve sen onu kaçırmadan önce kalması için ikna etmek istiyorumâ dedi. Kyokoâyu bu kadar çabuk kaybetme düÅüncesiyle neredeyse üzgün bir hali vardı.
Toya rahatsız olmuÅ bir Åekilde kaÅını kaldırıp Sukiâye bakarak, âee, soruma cevap bile vermedi. Bununla baÅa çıkabileceÄini düÅünüyor musun?â dedi ve kızgın bakıÅlarını hızlıca Kyokoâya çevirdi.
Kyoko, "beni afallatacaÄına inandıÄın her Åeyle baÅ edebilirim, pislikâ diye bilgi verirken kelimeleri buz gibiydi.
Suki ve Shinbe birbirlerine baktılar. Toyaânın karÅısında böyle cesaretle yalnızca kendileri ile üniversite sahibi ve belki Kotaro dıÅında kimse duramıyordu. Sonra ikisi de Kyoko adındaki bu kızı kesinlikle seveceklerini anlayarak sırıttılar.
Masada bir yemek tepsisiyle bir garson göründü ve Kyoko dikkatini Toyaâdan ona çevirdi. Ãocuk Kyokoâya biraz fazla uzun baktı ve hisleri, ona bir Åeyler olduÄunu söyleyerek karıncalanmaya baÅladı. Bu genç adamın çocuksu yüzüne uygun deÄilmiÅ gibi görünen karanlık gözlerine baktı.
Ãocukla ilgili bir Åey⦠bu duygudan gerçekten hoÅlanıp hoÅlanmadıÄını bilmese de Kyokoânun aklını çeliyordu. Elbette görünüÅü sevimliydi ama çocuktaki bir Åey onu hafifçe rahatsız ediyordu. Genç adamın çaba bile göstermeden yayıyormuÅ gibi göründüÄü büyünün etkisinden kendisini kurtarmak için gözlerini kırptı. Atmosfer, yanından alçak bir homurdanma sesi duyduÄunda en sonunda bozulmuÅtu.
Toya teninden bir soÄukluk geçtiÄini hissetti ve ÅaÅırtarak sarsmak ister gibi çocuÄa homurdandı. ÃocuÄun gözleri tekrar Toyaânınkilere odaklandıÄında, dönüp masadan sıvıÅırken, abanoz siyahından gümüŠmavisine parıldıyor gibiydiler.
Kyoko kafası karıÅmıŠbir Åekilde Sukiâye baktı ama o yalnızca yemeÄinden bir ısırık alarak omuzlarını silkti. Yanındaki Shinbe, ortamı hızla terkeden çocuÄu izlerken tuhaf espri anlayıÅını saklamaya çalıÅarak elinin içine doÄru öksürdü. Kyoko, âToyaâ denen çocuÄa karÅı çok tuhaf bir heyecan duyuyordu ve sorununun ne olduÄunu anlayana kadar rahat etmeyecekti. Sandalyede arkasında yaslandı ve bir dakika boyunca onu izledi.
Uzun saçları, içlerinden çılgınca geçen kalın gümüŠrengi gölgeleriyle geceyarısının en tuhaf rengindeydi ve gözleri güzeldi⦠O güzeldi. âZihninden kendine not et, bunu düÅündüÄün için daha sonra kendini tokat atacaksın.â Hiç Åüphesiz, gözleri altın rengi tozlarla alev alev yanıyordu. EÄer Åu anda kendisine çizdiÄi imaj olmasaydı sevimli olabilirdi.
Suki iç çekti. Kyoko ile, Toyaâyı fazla kızdırmaması konusunda bir konuÅma yapması gerekiyordu. Ve Kyokoânun, bir korucuyu kızdırdıÄı hakkında hiçbir fikri olmaması adil deÄildi.
Shinbe masadaki sessizlikte, âeÄer ateÅle oynarsan⦠genellikle yanarsınâ diye bilgilendirme yaptı ve ödül olarak, onu görmezden gelmeye karar vermelerinden önce hepsinden hararetli, sert bir bakıŠaldı.
Toya, Kyokoâya hızlıca bir baÅka bakıŠattı. Gözlemesi gereken kiÅi bu muydu yani? Kyou Åaka yapıyor olmalıydı. Kyou kızın geleceÄinden kendisine bu sabah, onu izleyeceÄi ve her zaman güvende olduÄundan emin olacaÄına dair uyaran bir tonla bahsetmiÅti.
Åimdi gözlerini kısmıÅ, az önce masalarının yanında dikilen çocuÄun kim olduÄunu merak ediyordu. Kyokoâya bakma tarzı onu öfkelendirmiÅti. Rahibe gerçekten tehlikede miydi? Kyou neden önemsiz bir insanı güvende tutmakla bu kadar ilgileniyordu? Kyou asla kimseye saygılı davranmazdı, peki bu küçücük kızı farklı yapan neydi?
Toya bazen Kyouânun, kendisine atanmıŠbulunan koruyucu olduÄu gerçeÄinden nefret ediyordu ama kendisini içeri aldıÄı için ona çok Åey borçlu olduÄunu kabul ediyordu. Ayrıca Kyou bir Åey yapıyorsa, her zaman iyi bir nedeni olduÄunu biliyor ve bu tek baÅına Kyoko denen kız hakkında meraklanmasını saÄlamaya yetiyordu.
Masadaki gerginliÄe dikkat çektiÄi için bir bıçakla kesilebilecek olan Shinbe, kocaman açtıÄı, sevimli bir köpeÄi andıran gözleriyle Sukiâye bir bakıŠattı. Soytarılıklarıyla Kyokoâyu tekrar güldürebileceÄini bilerek, abartılı bir Åekilde bunu yapmaya baÅladı.
"Evet Suki, bu akÅam hala benimle kulübe geliyor musun? Bu gece cumartesi ve seninle dans etmek varken onlarca yabancıyla dans etmek hiç hoÅuma gitmez.â Sonra iddiasını kanıtlamak için bir sürü baÅka kadınla dans ettiÄini hayal edermiÅ gibi sersem bir görünüme büründü.
Suki ona, suratındaki aptal görüntüyü tokatlayarak yok edip edemeyeceÄini merak edermiÅ gibi bir bakıŠattı, sonra Kyokoâya döndü. âKyoko, birisinin bana eÅlik etmesi lazımâ güldü. âBenimle gelirsin, deÄil mi? Sadece onunla yalnız gitmek⦠çok tehlikeliâ Kyokoâya yalvaran bir bakıÅla baktı.
Shinbeânin sersem görüntüsünden sıyrılıp ona göz kırptıÄını gören Kyokoânun dudaklarının köÅeleri seÄirdi. âSuki, sizlerle gitmeye bayılırım. Böylece Åehvetle kontrolden çıkarsa Shinbeâyi durdurabiliriz.â
İkisi de ona keskin bi bakıŠattı ve Shinbe homurdandı. Kyoko yine gülme krizine girmesine engel olamadı. Bu ikisini gerçekten seviyordu.
Toya gözlerinin köÅesiyle Kyokoâyu izliyordu. Lanet olsun, böyle güldüÄü zaman güzeldi. İçten içe homurdandı. Bu da nereden çıkmıÅtı. Bu düÅünce silsilesinden rahatsız olarak kendisini oturduÄu yere bıraktı. âLanet olsun!â Åimdi onu izlemek için bu gece kulübe gitmesi gerekiyordu. Kız arkasını döndüÄünde hala Shinbe ve Sukiâye gülümsüyordu.
Kyoko gülümserken kalbi bir an için durdu ve kanındaki sıcaklık birkaç derece arttı. Toya, mutlu olduÄu zaman, az önce onu öfkelendirdiÄi haline oranla kızdan daha fazla gücün geldiÄini fark etti. Uzun süredir ilk kez rahatsız hissediyordu.
Kyokoânun gülmesi bittiÄi zaman Sukiâye döndü, âhey, pazartesi hangi derslere gireceÄimi veya bu sorun için nereye gideceÄimi bile bilmiyorum. Nereden öÄrenebileceÄimi biliyor musun?â
Suki cevaplayamadan, bu soruyu onu dikkatle izleyerek Toya cevapladı. âTüm burslu öÄrencilere aynısı verilir. Yani sen, Suki ve Shinbe diÄerleriyle beraber aynı sınıfta olacaksınız. Tek ayrı dersin okulun sahibiyle yapacaÄın olacak.â Sandalyesinde geriye yaslanırken sesi uyuÅuk çıkıyordu.
Kyoko kaÅlarını çattı, âokul sahibi hangi dersi veriyor?â
Bu sefer cevabı ametist gözleri fesatça aydınlanan Shinbe verdi, âhepimiz için farklı bir ders. Bu yüzden herkese ayrı ayrı öÄretiyor. Bize özel yeteneklerimiz konusunda yardım ediyor.â DüÅünceli bir Åekilde geriye yaslandı, sonra sırıtarak ekledi, âsanırım, sen rahibelik güçlerini kuvvetlendiriyor olacaksın.â
Kyoko'nun öfkesi, okul sahibinin kendisinin rahibe olduÄunu nasıl bildiÄini merak ederek tekrar kabardı. Bursta bundan hiç bahsedilmiyordu. Son yıllarını, okul sahibinin kendisine verdiÄi bursun sebebi olan güçleri gömmeye çalıÅarak geçirmiÅti. Biran önce bu sorunun temeline inmek istiyordu.
Kyoko tabaÄına bakarak gergin bir sesle, âbelki bu bir hatadır. Ãniversitenin sahibiyle Åimdi konuÅabilmemin bir yolu var mı?â diye sordu.
Toya gözlerini kıstı. Kyou, bunu sorabileceÄini kendisine söylemiÅti ve dersin dıÅında kimseyi görmek istemese de, Toyaâya eÄer herhangi bir sorusu olursa kızı doÄrudan kendisine getirmesini söylemiÅti.
âNe oldu, korktun mu?â diye iÄneleyici bir Åekilde sordu ve kızın sinirli gözlerinin rahatsız bir öfkeyle doÄrudan kendisininkilere bakmasıyla ödüllendirildi. Demek bu kız kendisiyle baÅ edebileceÄini sanıyordu. Eh, bu bakıÅı Kyou üzerinde denemesini izlemek eÄlenceli olabilirdi. Kyouânun tek bir söz etmeden herhangi birine verebileceÄi korkuyu görmüÅtü.
Toya, âiyi, hazır olduÄun anda seni ona götüreceÄimâ diye yemi yutup yutmayacaÄını merak ederek meydan okudu.
Kyoko bunu duyunca öfkesi biraz azaldı. TabaÄı önünden iterek, adamın blöfünü gerçekleÅtirmesini istemekten mutlu bir Åekilde, âsen hazır olduÄundaâ diye baÅıyla onayladı. Bir kaÅını ona doÄru kaldırdı.
Toya gülerek dikildi, âacelen ne?â Kendisini neyin içine soktuÄunu bilmediÄini düÅünerek, âbunu hissedeceÄi için bu öfkenin önüne geçebilirâ diye kıs kıs güldü.
Kyoko gözlerini kısarak ona baktı, ardından Suki ve Shinbeâye dönerek ayaÄa kalktı. âÄ°Åim bittikten sonra beni almaya gelirseniz sizinle konuÅacaÄım. Odamda bekliyor olacaÄım, sonra bu akÅam için plan yapabiliriz.â Sukiâye göz kırptı, sonra Toyaâya dönerek ifadesiz bir sesle ekledi. âKalmaya karar verirsem.â
Toya hoflayarak arkasını döndü ve Kyoko onun gidiÅini izledi, sonra onu takip ederek diÄerlerine omzunun üzerinden el salladı. Ardından hemen diÄer öÄrencilerin, Toyaânın yolundan ne kadar hızlı çekildiÄini fark etti ve nedenini merak etti. âNeydi o? Okulun kabadayısı mı?â
Kyoko, adama yetiÅmek için koÅarak ona bu memnuniyet hissini vermeyecekti, bu yüzden yürürken kasten geride kalarak acele etmedi. Ona hala biraz öfkeliyken, gözleri Toyaânın poposunda gezindiÄinde neredeyse kızardı. Saçlarının pantolonuna deÄmesini izlemek, bunun altındaki saÄlam yuvarlaklıÄa attıÄı bakıŠonu daha da rahatsız ediyordu. Sinir bozuculuk ve sevimlilik çok korkunç bir bileÅimdi.
Zihninden kafasını sallayıp baÅıboÅ dolaÅan gözlerine lanet ederek onu takip etmeye devam etti. âTahammül edemediÄin birinin sevimli olduÄunu düÅünmek için⦠tamamıyla aptal olmak gerekirâ diye kısık sesle mırıldandı. Åimdiden daha iyi hissederek ârahatsız edici⦠saldırgan⦠ve belki kibirli⦠ama asla sevimli deÄilâ diye sırıttı.
Tuhaf bir Åey hissedip gözlerini yukarı dikti ve kendisininkileri delip geçen karanlık gözlere kilitlendi. Adam merdivenlerin baÅında dikilmiÅ, duvara dayanmıŠbir Åekilde onu izliyordu. Arkasında ve omzularında salınan saçlarında abanoz rengi dalgalar vardı ve geceyarısı rengindeki gözleri derindi. Ãok çekiciydi ama o⦠tehdit altında hissetti.
BakıÅlarını ondan uzaklaÅtırdı. Zümrüt yeÅili gözlerini kaldırıp tekrar ona bakmaya yeltenirken kendi kendine sert bir Åekilde, âKyoko kendine hakim ol. GördüÄün herkesi analiz etmekten vazgeçâ dedi.
"Ä°Åte kampüsteki en güzel kız."
Kyoko, omuzlarının üzerinde güçlü bir kolun dolaÅtıÄını hissetti, ardından bu sabah kendisine odasının yerini gösteren adamın sesini hatırlayarak bakmak amacıyla döndü. Saç uçlarının, nereden geldiÄi belli olmayan bir rüzgar yanaklarını okÅuyormuÅçasına yüzünü gıdıkladıÄını yine hissetti.
Ona sıcak bir gülümseme sundu ama aynı anda kendisine bitiÅtirdiÄi kolundan silkelenip ayrıldı. Kyoka, kendisine bu kadar samimi davranmamasını dileyerek gergin bir sesle, âKotaro, seni tekrar görmek güzel. Bu sabahki yardımın için teÅekkürlerâ dedi. HoÅ ve hatta daha fazlası olduÄunu düÅünüyordu ama hiç kolunu ona dolayabileceÄini söylememiÅti.
Kotaro, kızın elini kendisininkinin içine alırken etkilenmemiÅti, âsana eÅlik edebileceÄim baÅka bir yer var mı Kyoko?â Zümrüt yeÅili gözlerine, onları daha önce bir yerde⦠gördüÄünü bilerek derin derin baktı. Ve bir keresinde içlerinde mutlulukla boÄulduÄuna dair belirsiz bir Åeyler hissetti.
Kyoko, Toyaânın durduÄu yeri görmek için durdu ve tekrar öfkeli görünerek merdivenlere baktı. Az önce ona veya Kotaroâya küfrettiÄini duyduÄuna yemin edebilirdi, kime karÅı olduÄuna emin deÄildi.
Toya, Kotaroânun ne yapmaya çalıÅtıÄını bilmiyordu, ama Kyokoâya fazla arkadaÅça davrandıÄı gerçeÄinden hoÅlanmamıÅtı. Bir uyarı gönderirken göÄsünden derin bir hırıltı geldi. âBunu halledebilirim Kotaro, onu Kyouâyu görmeye götürmeyi sen istemediÄin sürece.â Kotaroânun, Kyouânun yanına ders dıÅında veya çaÄrılmadıÄı sürece gitmediÄini bilerek ona sert bir bakıŠattı.
Kotaro, Kyokoânun elini bıraktı, âumarım her Åey yolundadır Kyoko.â Toyaâya pis bir bakıŠatarak tekrar kıza döndü, âdondurulmuÅ yiyeceklere dikkat ettiÄine emin ol. Kontrolden çıkarsa ben senin için ilgileneceÄim.â Kotaro, kendini beÄenmiÅ bir biçimde Toyaâya baktı, ardından Kyokoâya dönüp baÅını eÄdi ve dönerek merdivenlerden indi.
Kyoko, Toyaânın hofladıÄını duydu ve bu sabah yaptıÄı gibi dönüp koridorda yürürken ona baktı.
Bu sefer acele etti ve GÄ°RMEYÄ°N yazan kapıdan geçmeden önce tam zamanında ona yetiÅti. Kyoko nereye gittiklerini merak etti. Güçlü sırtını izlerken, aklından onu odasına geri götürüp götürmediÄi geçti. Gerçekten de kapısının önünde durduklarında Toya ona bakmak için döndü ve kız, elini onunkinin tam karÅısındaki kapıya kaldırıp vuruncaya dek kızgın bir Åekilde ona baktı.
Kyoko Åok olmuÅtu. Okulun sahibi karÅısındaki odada mı kalıyordu? KardeÅinin söyledikleri yine aklına gelmiÅti. âOlamaz!â Toya bir cevap beklemeden kapıyı açtı ve kızı kendisinden önce içeriye itti.
Kyoko aniden ona döndü. âKahrolası sorunun nedir bilmiyorum ama lütfen beni itmeâ, adamı kovaladı âveya dokunma. Sana hiçbir Åey yapmadım.â Toyaânın gözlerini dikip arkasına baktıÄını fark ettiÄinde saçları yine ensesinde hissediyordu.
Kyokoânun omuzları çöktü. Artık yapmıÅtı. Sürekli nerede olduÄunu veya kimin izliyor olabileceÄini düÅünmeden çekip gitmek zorunda mı kalacaktı?
Toya, Kyokoânun gerginleÅtiÄini gördü ve gözlerini, bir anda çok küçük görünmeye baÅlayan kıza doÄru indirerek sırıttı. âBiriyle konuÅmak istemiyor muydun?â Kyoko arkasını dönmeyince Toya dönüp Kyouâya baktı ve onun oturma odasının kapı aralıÄına dayalı bir halde, transa geçmiÅ gibi Kyokoâyu izlediÄinin farkına varınca gözlerini kıstı.
Toya kendi kendine âbu da ne?â diye düÅündü. Kyou neden ona hayalet görmüŠgibi bakıyordu? Bunun neden olduÄu kıskanç düÅünceyi tanımlamak istemiyor denilebilirdi. Bu baÄırsaklarına ürpertici bir his vermiÅ, aralarına girip Kyouânun Kyokoâyu görmesini engellemek istemesine neden olmuÅtu. Kızı korumak istiyordu.
Kyou, bin yıldan uzun bir süre sonra Kyokoâyu bu kadar yakından gördüÄü için bir süre söyleyecek kelime bulamamıÅtı. Etraflarındaki tüm hava, hatırladıÄı güç ile canlanmıÅtı⦠geçmiÅte kendisini kıza çeken görmezden gelinemeyecek bu güç ortadan kaybolmamıÅtı.
Altın rengi gözleri tarafsız bir kayıtsızlıkla kızın arkasındaki koruyucuya takıldı. âToya, çık.â Sesinde tehlikeli bir tehdit tonu duyulabiliyordu.
Toyaânın hafızasının gizli derinliklerinden, bilinmeyen bir yerden bir takım duygular Åaha kalkıp yakasını bırakmıyormuÅ gibi görünürken, gırtlaÄında bir hırıltı meydana geldi ve yumrukları öfkeyle sıkıldı. Toya, baÅka bir kelime edilmeden döndü ve bir fırtına gibi çıkarak kapıyı çarptı.
Kyoko, aklı karmaÅık düÅüncelerin etrafında dönüp duruken Toyaânın gidiÅini izledi. Aniden, onun ardından kendisi de çıkma isteÄi hissetti. Sonra bir korkak gibi davranmamaya karar verip çenesini yukarı doÄru kaldırarak cesaret buldu ve sonunda döndü, ne var ki gördüÄü Åeye inanamadı.
Görmeyi beklediÄi resmi takım elbiseli adamın yerine, kendisini⦠altın gözleri kendi gözlerinin içinde yanıp baÅka yere bakamazmıŠgibi hissetmesine neden olan adamla yüzyüze buldu. GümüŠsaçları omuzlarına ve mükemmel biçimli vücudunun üzerine dökülüyordu. Yalnızca cenneten bir hediye olabilecek yüzü ve vücudunu saran, krallara layık bu kibir dokunuÅuyla, uzun boylu ve yakıÅıklıydı.
Kyoko hemen gözlerini kapattı. Derdi neydi? Buraya soru sormaya gelmiÅti, salya akıtmaya deÄil. Gözlerini tekrar açtıÄında adam çok daha yakındaydı. Aniden adamı çevreleyen asalet ve üstünlükten bir adım uzaklaÅtı⦠ama arkasındaki kapının varlıÄını farkederek kendisini kapana kısılmıŠgibi hissetti.
Kyou ne yaptıÄını fark etmeden ona doÄru yürüdü. Ama kızın geri çekildiÄini fark edince Åık bir Åekilde kaÅını kaldırarak elini koltuÄa doÄru uzattı. âOturmak ister miydiniz Bayan Hogo?â Ona soruları olduÄunu biliyordu. EÄer olmasaydı hayal kırıklıÄına uÄrardı.
Kyoko gergin bir Åekilde yutkundu, ama maÄrurca çenesini kaldırıp aralarına koyabildiÄi kadar mesafe koyup, hiçbir Åey ummasa da beyninin normal Åekilde çalıÅmasını umarak koltuÄa yöneldi. İçinden hafifçe güldü.
âBilmek istediÄim ilk Åey, benim bir rahibe olduÄumu düÅünmenize neden olan nedir?â Adam sehpanın karÅı tarafında bir sandalyeye oturmak yerine koltukta yanına oturduÄu zaman, dikkatle ve neredeyse korkmuÅ bir Åekilde ona baktı. Kyoko kaykıldı ve onu izleyerek, adamdan daha da uzaklaÅıp korkusunu göstermeden sakinleÅerek döndü.
Kyou, tembelce âeh, oyun oynamak istiyorâ diye düÅüncelere daldı ama bu ilgi çekici düÅünceyi hemen aklından kovdu. Anormal biçimde sakin bir sesle cevap verdi, ârahibe olduÄunu bilmeyeceÄimi düÅünmene neden olan nedir?â Adam üzerine eÄilip kalp Åeklindeki yüzüne yukardan bakarken, ona kıyasla çok ufaktı.
Kyoko herhangi bir duygu izi bulmak için adamın mükemmel suratının yüzeyini inceledi ama bulamayınca ÅaÅırdı. Bir kusursuzluk ve sükunet heykeli gibiydi ve bu onu sonu gelmez bir biçimde rahatsız etti.
âSoruya her zaman soruyla mı karÅılık verirsiniz, Bayâ¦?â Adını bile bilmediÄi için kekeledi.
Kyou gülümsedi, ama bunu yalnızca içinden yaptıÄı için kız göremedi. Eh, hala bir tarzı vardı ve bu adamı hayal kırıklıÄına uÄratmamıÅtı. Yalnızca daha fazlasını görmek istemesine neden oldu. âBay Lord, ama Lordâun daha iyi olduÄunu düÅünmediÄin sürece bana Kyou diyebilirsin.â AteÅli bir bakıÅla onu olduÄu yere mıhladı.
Kyoko, aynı ateÅli bakıÅla karÅılık verdi, âneden⦠buradayım?â kelimeleri bir çocukla konuÅur gibi yavaÅça ve tek seferde söyledi. Ä°Åte, bakalım bundan nasıl sıyrılacaktı. Kyoko, göz temasını kesmeden kendi kendine mırıldandı âBay LordâmuÅ.â
Aklını okuyan Kyouânun altın rengi gözleri, kızın zümrüt yeÅili gözlerine doÄru kısılarak parladı. Böyle yapıp gözünü korkutacaÄını bilerek biraz daha üzerine eÄildi. Onu koklayabiliyordu.
Sakin görünüÅü yerine geri dönmeden önce bir an için soÄukkanlılıÄını kaybederek, ârahibelik güçlerin zayıf ve eÄitilmemiÅ, yoksa nasıl rahibe olduÄunu bildiÄimi anlardınâ deyip, neredeyse ona tısladı. âSana güç kazanmanın yanında eksik olan⦠dövüŠsanatlarını öÄreteceÄim.â
Kyoko için, son söylediÄi Åey neredeyse hakaret gibiydi. DüÅünmeden hareket etmesiyle bilinen kız neredeyse onunla yüz yüze gelecek Åekilde eÄildi ve bundaki istihza aÄırdı. âBelki gerçek gücümü gizliyorumdur ve bunu hak edecek bir hedef bulduÄumda salarım.â Ãfke onu korkusuz yapıyordu, veya aptal, Åu anda hangisi olduÄuna emin deÄildi.
Kyou, dudaklarını onunkilere deÄdirerek daha da yakına eÄildi, böylece sıcak nefesi kızın dudaklarını okÅayabiliyordu. Karanlık bir sesle fısıldadı, ârahibe.â
Bölüm 4 "Dikkatini Ver"
Kyoko, aniden ona karÅı hissetmemesi gereken bir heyecan hissederek kendini geri çekti. Burada bir Åeyler oluyordu ve kendisi bunu bilebilecek son kiÅi gibiydi.
Alt dudaÄını ısırıp Kyouânun yarattıÄı gıdıklayıcı histen kurtulmayı umarak, gergin bir sesle âcevaplara ihtiyacım varâ diye fısıldadı. Sinir sisteminden hızla geçmeye kararlı, nefes kesici ürpertilerden hemen kurtulabilmeyi diledi.
Kyou, kızın kokusunu içine çekerek ve aniden kanının ısındıÄını hissederek arkasına yaslandı. Küçük bedeninin titrediÄini görmüÅtü, ama tiksinerek deÄil. AÅaÄı doÄru bakarken, kızın kollarındaki tüylerin ürperdiÄini görünce neredeyse sırıtıyordu.
Hafif kibirli bir ses, âneden güçlerini bastırıyorsun? GeçmiÅ tekrarlanmadan önce çevrende olup bitenlerden haberdar olman gerekiyor.â dedi.
Kyoko yutkundu, gerginleÅerek âbununla ne demek istiyorsun?â diye sordu.
âOkulda ölümsüzlerin olduÄunun farkındasın, deÄil mi?â Gözleri, Kyokoânun daha önce hiç görmediÄi bir Åeyle parlıyordu ve sesi onaylamıyormuÅ gibi sertti. âBiz konuÅtuÄumuz sırada iblisler etrafımıza yaklaÅıyor.â
Kyokoânun gözleri açılıp kapandı. Onunla oynuyor muydu? Ãfkeli bir alayla, âseni burada koruyucular ve iblisler olduÄunu düÅünmeye iten nedir?â diye sordu.
Kyou, göz açıp kapayıncaya kadar onu kolundan tutup kaldırdı, yüzünü iki santimetrelik bir mesafeyle onunkinin üzerine eÄdi. Ãfkeyle gürledi, âdikkatini ver.â
Kyoko gördüÄü Åeye inanamayarak gözlerini kırptı. Ãnünde dikilen Åey bir saniye önce onunla konuÅan kiÅi deÄildi. Anormal derecede parlak, öfkeli, altın rengi gözlere ve onların altındaki küçük bembeyaz azı diÅlerine bakıyordu, ve Åu anda farkında olmadan kolunu tırmalayan pençeleri hissedebiliyordu.
Saçı, az önce olduÄunun iki katı kadar uzamıÅtı ve adeta onayını bekliyor gibi etrafında salınıyordu. Kyoko, korku dolu bir viyaklamayla kendisini ondan kurtarıp, yalnızca adamın tehditkar bir adım daha atmasını saÄlayan bir biçimde hızla bir adım geriledi.
Kekeleyerek, âsen koruyucu musun?â diye geveledi.
Ãfkesinin geçtiÄini hissettiÄinde bile onu izleyerek, âve sen de bunu zaten bilmesi gereken rahibesinâ diye tısladı.
Kapıya koÅmak için döndü ve güçlü kolların kendisini arkadan sardıÄını hissettiÄinde aniden baÄırdı.
Ãabaladıkça, Kyouânun bedeni çevresinde sıkılaÅtı. Kendisinden kaçmaya çalıÅıp, havayı tekmeleyen kızı yukarı kaldırdı. Kendisinden kurtulmaya çalıÅmasının faydasız olduÄunu anlaması için ona yeterince zaman vererek, dudaklarını kulaklarının yanına yaklaÅtırıp, âkendini bu kollardan kurtaracak güce ulaÅana dek kalacaksın rahibeâ diye fısıldadı.
Sonra onu sadece, hafifçe sıçrayarak yerleÅeceÄi dolgun koltuÄa atmak için tekrar havaya kaldırdı. Åimdi tekrar yüz yüzeydiler, Kyoko ona öfkeyle baÄırdı ve görünüÅü az önce konuÅtuÄu adama dönünce gözlerini kırpıÅtırdı.
Elini yumruk yaparak öfkeli bir Åekilde ona baktı, âne haltlar dönüyor?â
Kyou sakin bir Åekilde önünde duruyordu, tek fark bu sefer gözlerinin parlıyor olmasıydı, âburada kalacaksın.â Ona doÄru eÄildi, âseni eÄitmeme izin vereceksin.â Ellerini, onu kapana ksıtıracak biçimde koltuÄun arka kısmına yerleÅtirdi, âve bu sefer hiçbir Åeyi kurban vermeden kazanacaksın.â Åimdi memnuniyetsizlik gösteren son sözleri tıslayarak çıkarırken burnu neredeyse kızınkine deÄiyordu.
Kyoko, ateÅili bakıÅlarına karÅılık vererek, adam izin verdiÄi ölçüde arkasına yaslandı, ama hala ondan kendisine doÄru gelen bir tehdit hissetmiyordu. Ä°nsan olmasa bile, onu incitmeye niyeti yoktu. Az önce ne söylediÄini fark ederek kaÅlarını çattı.
âBu sefer mi?â Sesi yumuÅaktı, âbu sefer ile ne demek istiyorsun?â
Kyou derince içini çekti, âsen unutmuÅ olabilirsin, ben unutmadım.â Kızın kokusu onu sardı ve unutulmuÅ kalbinin etrafında aÄrıyan aynı sızıyı hissetti, ama onun gerçeÄi bilmesi gerekiyordu, âgeçmiÅte birlikte savaÅtık rahibe, ve bunu tekrar yapmak zorunda kalacaÄımız vakit yaklaÅıyor.â
Kyokoânun gözleri bir an yumuÅadı, âkimsin sen?â
âSenin koruyucun. Kyoko, Koruyucu Kalp Kristaliâni bu dünyaya geri getirmek için anılarını feda ettiÄin için unuttuÄunu biliyorum.â BakıÅlarıı onunkini aradı ve sesi hafif bir fısıltıya dönüÅtü, âbana güvenmelisin.â
Yalnızca kendisini korkutmaya çalıÅmıŠolsa da, söylediÄi her Åeyde ona güvenmesini istiyordu. âBen⦠güveniyorum.â Bu kelimeleri söyler söylemez kendisini onun kollarında buldu. Ãnce kasıldı, ardından kendisini saran sıcaklık örtüsünü hissedince dingin bir kafa karıÅıklıÄı içinde kendisini bu sarılıÅa bırakarak rahatladı.
Kyou buna engel olamıyordu. Ãok uzun süredir reddedilme endiÅesi taÅıyordu ve bu sözleri duymak, gergin omuzlarından dünyanın yükünü kaldırmıÅtı. Burnunu saçlarına sürterek kendisini kokusuyla sararken, kızı kendine çekti.
Bir anlık zayıflıkla, âbu defa kalâ diye fısıldadı.
Kyoko sözleri ve kollarındaki Åefkati hissedebiliyordu, yine de birkaç dakika önce ödünü koparan oydu ve Åimdi onu, hayatı kendisine baÄlıymıŠgibi tutuyordu. Ondan korkma ile uzanıp pürüzsüz yanaÄını okÅama isteÄi arasında kalmıÅtı.
Soracak çok Åeyi vardı ve adamın göÄsünün üzerinde mırıldanarak, âunuttuÄumu söylediÄin Åeyleri hatırlamak istiyorum. Ne bilmem gerekiyor?â diye sordu.
Kyou, henüz gerçek dünyaya dönmek istemeyerek altın rengi gözlerini kapattı⦠ait olduÄu yerde⦠kollarında iyiydi. Kızı iç çekerek, isteksizce koltuÄa bıraktı ve yanına oturdu.
Kyou, ellerini aÅırı uzun kaküllerinin arasından geçirerek öfkeli içgüdülerini bastırabilmek için derin bir nefes aldı. Arzularını sakinleÅtirerek önündeki duvara odaklandı ve ona bilmesini istediÄi Åeyleri anlatmaya baÅladı. Bir Åeyi duymak onu hatırlamakla aynı Åey deÄildi.
âYardım alacaksın. Buraya senin geldiÄin gibi bursla gelen bütün insanları senin için getirdim. Onlar seni hatırlamıyor, sen de onları, ama o zaman seninle beraber savaÅmıÅlardı, ve zamanı gelince tekrar seninle savaÅacaklar,â sesi geçmiÅin hatıralarından bir ize baÄlanmıÅtı.
Kyokoânun gözleri, ona neden bu kadar kolayca inandıÄını merak ederek büyüdü, âSuki ve Shinbe mi?â diye sordu.
Kyou baÅıyla onayladı, âonlarla tanıÅtıÄını görüyorum. Evet, onlarla çok yakındın, seni hiç kimsenin korumadıÄı gibi koruyan Toyaâya da.â
âToya mı?â Bir kaÅını kaldırdı, âÅaka yapıyor olmalısın.â Ardından zihninden ekledi, âbenden hoÅlanmıyor bile.â
Kyou isteksizce iç çekti, âToya bu hayatta hiç deÄiÅmedi, ve hala geçmiÅteki kötü, katı kalpli genç. Ama evet, seni öç alma duygusuyla korudu ve eÄer öyle bir ihtiyaç hasıl olursa senin için ölür.â
Kyoko kaÅlarını çattı, âo hatırlamıyor mu?â doÄruyu söylüyor gibiydi ve hafızasının bir kısmını kaybettiÄini bilmesi bunu mantıklı yapıyordu. Gözleri, bu bilgileri geri almak için onunkileri aradı.
Kyou hafifçe baÅını salladı, âseninle geri gelmeyen tek kiÅi benim. Bu yüzden ne olduÄuna dair hatıraları geri verecek tek kiÅi de benim. Toya benim kardeÅim olduÄunu bile hatırlamıyor.â
Kyoko, bu kafa karıÅıklıÄı karÅısında içini çekti, âkardeÅ mi? Hatırlayan tek kiÅinin sen olmasını saÄlayacak ne oldu?â, bunu bilmesi gerekiyordu.
âBir savaÅta, dünyamızdaki kötülüÄü yenip Koruyucu Kalp Kristaliâni kurtarmak için, bütün hatıralarından vazgeçtin. Aynı anda kristalden, herkesi tekrar görmeyi de diledin. Onları kaybetmek istemiyordun. Sen bir anda ortadan kaybolduÄunda⦠herkes kayboldu⦠düÅman da dahil. Onları bilmeden, kendinle beraber⦠buraya getirdin.â
Ãzülerek içini çekti, âben etrafıma, kendimi böyle dileklerden koruyan bir büyü yapmıÅtım.â Anıları tekrar yaÅıyormuÅ gibi gözleri uzaklara daldı.
âHerkesi seninle beraber götürdün ve bunu bilmiyordun bile. Beni geride bırakarak, hepsi senin zamanında, burada yeniden doÄdu.â Gözleri kızınkilere odaklanıp kenetlendi. âYani hayatta kaldım ve seni bekledim. Zamanı geldiÄinde beni bırakan herkesi bir araya getirdim. Åimdi kendinle beraber kristali de getirdin ve kötülük onu istiyorâ¦â sesi karardı, â⦠kötülük Åimdiden seni aramaya baÅladı ve ben buna izin vermeyeceÄim.â
Kyoko, anlamaya çalıÅarak baÅını eÄdi, âyani, benimle aynı Åekilde buraya gelmiÅ olan herkese güvenebilir miyim?â Adam onayladı ve Kyoko devam etti, âonlar bununla ilgili herhangi bir Åey biliyorlar mı?â
Kyou baÅını salladı, âbir baÄ hissedecekler ve bu geliÅecek, ama bunun dıÅında geleceÄi bilemem, yalnızca geçmiÅ. Seni o zaman korudukları gibi koruyacaklar. Yapmak için doÄdukları Åey bu⦠varoluÅlarının nedeni.â
Sözlerinin doÄruluÄu kendisine de uygun gelmeyerek gözlerini hemen ondan uzaklaÅtırdı. âHala biraz zamanımız var, ama Åimdilik rahibe güçlerini saklamayı bırakmanı ve çevrende olup bitenlerden haberdar olmanı istiyorum. Gözüm üzerinde olacak, Toyaâya da seni yakından izlemesini söyledim.â
Kyoko, hakkında bir Åeyler hatırlamaya çalıÅarak onu yakından izledi. Adam kendisini çok iyi tanıyormuÅ gibi duruyordu. Gözlerine derin derin bakarak merakla fısıldadı, âne kadar yakındık?â
Kyou kasılıp ondan uzaklaÅmadan önce, altın sarısı gözbebeklerinden gizli bir sevgi dalgası geçti. SoÄuk dıŠgörünüÅü yerine tekrar otururken kapıya ve ardından hızla tekrar ona bakarak homurdandı. âKendi yöntemleriyle hatırlayacakları için sana söylediklerimi onlara tekrarlama.â
Kapı sertçe çalındıÄında Kyoko sıçradı, ardından izin verilmeden açıldı. Toya, kızın güvenliÄi için endiÅe etmeye baÅlamıŠve hiçbir Åeyden deÄilse de Kyouânun gösterebileceÄini bildiÄi soÄukluÄundan onu korumak için araya girmeyi düÅünmüÅtü. Girer girmez bakıÅları kıza çekildi.
Hala bir Åeylerin doÄru olmadıÄını hissederek gözbebekleri gümüŠrenginde parladı, âevet, bakıyorum konuÅmasını canlı bitiriyor.â âEÄer Kyoko ile konuÅman bittiyse, Suki dıÅarıda onu bekliyor.â Toya, gözbebeklerinde parlamaya baÅlayan gümüŠbenekleri fark etmeden gözlerini Kyouâya indirdi.
Kyou, her zamanki boÅ bakıÅıyla Toyaâya döndü ve baÅıyla sessizce onayladı.
Kyoko artık hislerini kullanabildiÄi için sıcak bir Åekilde Toyaâya baktı, öyle deÄilmiÅ gibi davransa bile kendisi için endiÅelendiÄini söyleyebilirdi.
Kyouânun sözleri tekrar aklına geldi, âsenin için canını verirdi.â
Kyou, onun Toya karÅısında gevÅemesini izledi ve bakıÅlarının dertleÅmesine neden olan, belirsiz ama tanıdık bir özlem hissetti. Bu duyguyu iyi hatırlıyordu ve gözleri, gümüŠkoruyucuya dönerek kısıldı. Kızın, kardeÅiyle her zaman, diÄerleriyle paylaÅmadıÄı bir baÄı mı olmuÅtu?
Kyoko ayaÄa kalktı, baÅıyla Kyouâya hoÅça kal iÅareti yapıp Toyaânın göremeyeceÄi gizli bir gülümseme gönderdi, ardından Toyaâya dönüp ona en tatlı gülümsemelerinden birini bahÅetti. âHadi, Sukiâyi bekletmeyelim.â Toyaâyı orada sıcak bir hisle bırakarak kapıdan çıkıp gitti. Sadece gülüÅünün verebileceÄi bir histi.
Toya bu sıcak histen kurtulmak için baÅını salladı, sonra kendisini dikkatle incelediÄini fark ederek Kyouâya sertçe baktı. Cevap alamayacaÄını bilerek sert bir sesle âne?â diye sordu. Zaman harcamaya deÄmeyeceÄine karar verip kapıyı arkasından çarparak çıktı ve Kyokoâya yetiÅmek için koÅtu.
Kyoko, aceleyle koridorda yürürken Toyaâyı arkasından izledi. Kyouâdan uzaklaÅmak için acele ediyor olmalıydı. Koruyucu olduÄunu düÅünerek, ona yetiÅmek için, zahmet çekmeden hızlanarak kendi kendine güldü. Kendisinin kim olduÄu hakkında bir fikri olup olmadıÄını merak ederek düÅünceleri gölgelendi. BildiÄini düÅündü, yoksa ona böyle gülümsemezdi.
Kyoko, Toyaânın kendisine merdivenlerin baÅında yetiÅeceÄini biliyordu, çünkü onu arkasında hissediyordu. Evet güçlü aurasını hissedebiliyordu, ama bu Kyouâda hissettiÄinden biraz daha farklıydı. Sadece bir saniye için gözlerini kapattı. Kyoko, aurasını ararken, ne kadar kaba davrandıÄının bir önemi olmadıÄına karar verdi, aslında aurası çok sıcaktı ve diÄer Åeylerin yanında⦠korunuyor hissetmesini saÄlıyordu.
Toyaânın, Kyouâdan daha genç olması gerektiÄini anlamıÅtı, ama aynı zamanda içindeki gizli gücü de hissedebiliyordu. Dokunulursa, bir kalp atıÅı süresinde Toyaânın abisini gölgede bıraktıracak bir güç⦠yine de ikisinin de bunun farkında olduÄuna dair Åüpheleri vardı. Kyoko güçlerini kullanmanın tadına varıyordu, artık onları tekrar açıÄa çıkarmıÅtı.
âEeâ¦â adama döndü, âSuki ve Shinbe nerede?â
Toya gözlerini kısarak ona baktı, söylediÄi yalanla zor durumda kalmıÅtı. Suki ve Shinbeânin nerede olduÄunu da nereden bilecekti? Yalnızca onu Kyouâdan uzaklaÅtırmak için oraya gitmiÅti.
UyuÅuk bir biçimde, sözcükleri uzatarak, âbilmiyorum,â dedi.
Kyoko kaÅlarını çattı, âama dedin kiâ¦â
Toya sözünü kesti. âSeni kurtardıÄım için bana teÅekkür etmelisin,â diye adeta gözünü korkutmak ister gibi yakınlaÅarak bilgi verdi.
Kyoko davranıŠtarzından hoÅlanmayarak, âbeni neden kurtardın?â diye yüzüne karÅı gürledi. Tanrım, bazen gerçek bir pislik izlenimi bırakıyordu.
Toya da yumruÄunu perçinleyerek, ona yüksek sesle âKyouâdanâ diye baÄırdı. Bu güzel aÄzıyla gerçekten de onu kızdırabiliyordu. âGüzel aÄız mı?â Bu da nereden çıkmıÅtı? Kafası karıÅık olarak korkmuÅ bir Åekilde bir adım geriledi.
Kyoko, bir an için afallamıŠbir halde ona baktı. Ardından önce sessizce daha sonra her geçen saniye sesi yükselerek ona gülmeye baÅladı. Kıkırtıların arasında nefes almaya çalıÅarak âkurtardın mı?â diye sordu. Gülmesini yavaÅlatarak ve nihayetinde gözleri hala yaramazca parlasa da yüzüne geniÅ bir gülümseme yerleÅtirerek, ânedenâ¦â diyerek sustu.
Yüzündeki ciddiyeti korumaya çalıÅarak, âbu çok tatlıydı. ÃnemsediÄini bilmiyordum,â diye burnunu buruÅturdu.
Toya, kendisiyle ilgili bir Åaka yapıldıÄı hissine kapılarak sertçe baktı, âpeki, en sonunda kalmaya karar verdin mi ârahibeâ?â son kelimeyi aÄzında kötü bir tat bırakmıŠgibi tükürdü.
Kyokoânun gülüÅü soldu ve yüzünü onunkine yaklaÅtırıp doÄrudan altın rengi gözlerine baktı. âEvet, âkoruyucuââ bir kaÅını ona doÄru kaldırdı, sonra dönüp gülerek koÅarak merdivenlerden indi.
âEVET!â Kyoko sessizce baÄırdı ve zihninden tahtaya kendisi için bir puan yazdı. âKyoko bir⦠Toya sıfır.â
Toya, küçük sürtüÄün onu kandırdıÄını anlamadan bir saniye önce gözleri büyüdü. âLanet olsun!â diye tısladı ve kızın ardından gitti.
Kyoko, rahibe güçlerinin aÅırı kullanılmaya baÅlandıÄını hissettiÄinde neredeyse merdivenlerin sonundaydı. Toyaânın dıÅında baÅka bir koruyucuyu hissederek etrafına baktı. Bu hissi saÄlayabilecek kadar yakındaki tek kiÅi, merdivenlerin dibinde dikilip ilgiyle kendisini izleyen bir öÄrenciydi.
Yakından bakınca, daÄınık saçlarına düÅen morumsu gölgeler ve gördüÄü en güzel gözler karÅısında ÅaÅırmıÅtı. Bu gözlere bakarken yemin edebilirdi⦠gözbebeklerinin içinde parıldayan her rengi görebiliyordu.
Toya Åimdi Kyokoânun arkasında dikiliyordu. Aniden durduÄunu görüp, Kamuiâye baktıÄını fark etmiÅti. Toya kendi kendine, âdemek artık ölümsüzleri hissedebiliyor,â diye düÅündü. AÅaÄı indiÄinde kolundan tutup, âhadi, seni tanıÅtırayım.â dedi.
Toya, Kamui ile tanıÅtıÄı anda, ona karÅı bir yakınlık hissetmiÅti. Hakkında gerçekten bildiÄi tek Åey, ailesinin olmadıÄı ve Kyou ona bir yer verene kadar bakım evinde kaldıÄıydı.
Kyoko, kendisini Toyaânın kendisini yabancıya doÄru çekiÅtirmesine izin verdi. Onun da ölümsüz olduÄunu söyleyebilirdi ama aynı zamanda harika bir nezaket de hissediyordu. Güçlerinin, aurasını keÅfetmesine izin verip orada sıcaklık ve⦠yalnızca bir çocuÄa ait olan bir masumiyet buldu.
Kamuiânin parıldayan gözleri büyülenmiÅ bir Åekilde onu izliyordu, âhey Toya, buradaki kim?â Uzun süredir onun için bekliyormuÅ gibi hissediyordu⦠kim olduÄu hakkında hiçbir fikri olmasa da. Onu çok korkunç bir biçimde özlemiÅ gibiydi. Aniden, tekrar nefes alıyormuÅ gibi hissediyordu ve hatta bu gerçeÄi kanıtlamak için içini çekmiÅti, ama bunu yaptıÄında kızın kokusunu duydu ve bu da çok tanıdık geliyordu.
Toyaâya bakarak sordu, âne yaptın sen?... kendine bir kız mı kapattın?â Gözleri neÅeyle aydınlanmıŠgibi parlayarak sırıttı.
âLanet olsun hayır,â diye gürledi Toya, âhiç de benim tipim deÄil.â
âBunu nasıl bilebilirsin ki? Hiçbir zaman bir kız arkadaÅın olmadıâ diyerek kendi Åakasına yüksek sesle güldü.
Kyoko kıkırdamamak için kendini zor tuttu, ama Kamuiânin gözlerindeki neÅeye Toyaânın yüzündeki karanlık ifadenin eÅlik ettiÄini görmek bunu imkansız kılıyordu.
Toya kıza dönerek, ona dokunmakta olduÄunu yeni hatırlamıŠgibi kolunu bırakarak, âbu Kyoko,â dedi. âKyoko, bu Kamui. O da burada burslu bulunuyor ve seninle aynı derslere girecek.â
Kamui ciddi bir yüzle, Kyokoânun ilk anda zar zor zaptedebildiÄi gülüÅü koruma kabiliyetini kaybetmesine sebep olarak âevet, buradaki otlakçılardan birisi de benimâ dedi.
Kamuiâye döndü ve elini uzattı. EÄer burada bursla bulunuyorsa geçmiÅte de arkadaÅ olduklarını bildiÄi sırrını içinde tutarak, çok dostça bir gülümsemeyle, âselam Kamui, tanıÅtıÄımıza memnun oldum. Ne kadar süredir üniversitedesin?â dedi.
Kamui bu dost canlısı kızı Åimdiden sevmiÅti. âYaklaÅık iki yıldır. Ee, asabi ne yapıyor? Sana etrafı mı gösteriyor?â sırıtarak Toyaâya, ardından tekrar gülümsemesini yumuÅatarak kıza baktı. KiÅiliÄinin yaramaz kısmı öne çıkmıŠve Kyokoânun elini kendi elinin içine almıÅtı. Hafifçe öne eÄilerek, yumuÅak elini dudaklarına götürdü ve boÄumlarına nazik bir öpücük kondurdu.
Kamui, Toyaânın kendisine öfkeyle bakmasına neredeyse gülüyordu. Yalnızca bir aptal, bu harika kıza karÅı hissettiÄi apaçık çekimi fark edemezdi.
Kyoko hafifçe kızardı ve âasabiâ ifadesine kıkırdadı. Toyaânın Kamuiâye sertçe baktıÄını görerek güldü. âAslında Åu anda Suki ile Shinbeâyi bulmaya çalıÅıyoruz. Ä°kisinden birini gördün mü...â
Kyoko sözünü bitirmemiÅti ki birisi onu kolundan tutup Kamui ve Toyaânın arasından çekti. Kyoko hızlı bir bakıÅla, kendini Sukiânin endiÅeli yüzünü izlerken buldu.
âHer Åey yolunda gitti mi, Kyoko? Kalıyorsun, deÄil mi?â Suki neredeyse yalvarır gibi konuÅuyordu.
Kyoko bir anda Kyouânun kalması için fısıldayan yumuÅak sesini duyarak baÅıyla onayladı. âHiçbir yere gitmiyorum.â VerdiÄi cevap karÅısında neredeyse onun kadar tatmin olmuÅ görünen Shinbeâye, Sukiânin omzunun üzerinden baÅıyla selam verdi.
Toya, Kyokoânun söyledikleri karÅısında bir kaÅını kaldırdı. Kyouânun ona, kalmak için bu kadar kararlı olmasını saÄlayacak ne söylediÄini merak etti. Åimdi çok farklı davranıyordu, neredeyse mutlu gibi görünüyordu. Kyou insanlarla yalnız baÅına konuÅtuÄunda geneldeâ¦uzaklaÅıp saatlerce gergin olurlardı. Adam, her seferinde biraz kendisinin bile tüylerini ürpertiyordu.
Kyoko, Sukiânin kolunu tuttu ve merdivenlere yöneldi, âeÄer dans etmeye gidiyorsak, bana bu gece giyecek bir Åey bulmamda yardım etmelisin.â Ä°ki kız birbirlerine sokulup konuÅarak yürüdüler. Birbirlerini ezelden beri tanırmıŠgibi davranıyorlardı.
Shinbe, Kamui ve Toya, iki kızın merdivenlerden çıkıp gözden kaybolmalarını izledi. Shinbe endiÅeli bir sesle Toyaâya, âburada gerçekten neler olup bittiÄini biliyor mu?â diye sordu.
Toya, Suki ile konuÅan Kyokoânun dudaklarını izledi, âevet, sanırım biliyor.â Daha sonra onlara dönerek konuyu deÄiÅtirdi, âKamui, bu gece bizimle geliyor musun?â
Shinbeânin jetonu geç düÅtü. âToya? Gerçekten dansa mı geliyorsun?â sesi Åok olmuÅ gibiydi. Kendi kendine, âbu Toyaâya benzemiyorâ diye düÅündü.
âHey, bir Åahin gibi onu izlemem söylendi, yani sanırım artık bir seçeneÄim yok, var mı?â Toyaânın canı sıkkın görünüyordu, bu yüzden bunu isteÄi dıÅında yaptıÄını düÅüneceklerdi. Ama aslında, onu ansızın gözden kaçırmak istemiyordu.
Nabzı teninin ardında, öyle yapması istenmiÅ olsun ya da olmasın, onu ne pahasına olursa olsun korumasını söylemek ister gibi küt küt atıyordu. Åu an, Kyokoânun kalabalık bir dans pistinde, gümbür gümbür çalan bir müzikle, akıl çelici bir Åekilde etrafta dönüp durduÄunu zihninde canlandırması hiç de yardımcı olmuyordu. Bu, korucuyu içgüdülerinin aniden günyüzüne çıkmasına sebep oldu ve bir anda gitmemesini tercih etti.
Toyaânın gırtlaÄından yumuÅak bir hırıltı çıktı ve kızın üzerinde çok fazla gözün⦠uygunsuz bakıÅların gezindiÄi düÅüncesinden kendisini kurtarmaya çalıÅtı.
Kamui, âkulaÄa eÄlenceli geliyor, geliyorumâ diye baÄırdı. âHaftasonları, aklımızı bu yerden uzaklaÅtıracak bir Åeyler yapmak zorundayız.â Bundan sonra Kyokoânun da etrafta olacaÄı düÅüncesiyle neredeyse sersemlemiÅ gibiydi. âDahası, Toya için bir kız arkadaÅ bulmalıyızâ diye masumca baÄırdı.
Toya, Kamuiânin baÅının tepesine vurarak, âbir kız arkadaÅa ihtiyacım olduÄunu da kim söyledi seni küçük ahmakâ diye gürledi. âPoponu ısırsaydı bir kız arkadaÅın ne olduÄunu anlardın.â
Shinbe sırıttı, âsanırım burada bir kız arkadaÅın ne olduÄunu bilen tek kiÅi benim, ama eÄer tecrübe isterseniz size iki bakire gösterebilirim,â Ä°kisi de öldürücü bakıÅlarla ona dönünce hızlıca bir adım geriledi.
Shinbe çabucak konuyu deÄiÅtirerek baÅını eÄip Toyaâya biraz daha yaklaÅtı. âKyou senden Kyokoâyu izlemeni mi istedi?â bakıÅları kızın gittiÄi yöne kaydı. âBiliyorsun⦠son zamanlarda buradaki dengede, bir Åeyler olmaya hazırlanıyormuÅ gibi bir kayma hissediyorum. Kötülük yaklaÅıyor. Bununla baÅa çıkacak bir Åeye sahip olup olmadıÄını merak ediyorum.â Shinbeânin içgüdüleri neredeyse her zaman doÄru çıkardı ve bu onu endiÅelendiriyordu.
Bunu Toya da hissetmiÅti ve cevap istiyordu. âEvet, hiçbir zaman Åimdiki gibi deÄildi. Neden sadece yukarı çıkıp soÄuk adama gerçeÄi sormuyorum?â Kyouânun bir Åey sakladıÄını biliyordu ve ne olduÄunu öÄrenecekti.
Shinbe onu durduramadan merdivenleri çıkmaya baÅlamıÅtı. Shinbe korkuyla sindi, âikisinin aynı odada olmasından nefret ediyorum. Buna Åahit oldum ve hiç hoÅ deÄil. KardeÅ veya buna benzer bir ÅeymiÅler gibi davranıyorlar.â Ametist gözleri, Toyaânın basamakları ikiÅer ikiÅer çıkıÅını izleyerek merdivenlere sürüklendi.
Kamui, Kyouânun bazen kendisinin de ödünü kopardıÄını bildiÄinden onayladı. âBenimle olduÄundan daha iyi. AkÅama görüÅürüz.â Hala merdivenleri izleyen Shinbeâyi orada yalnız bırakarak gitti.
Shinbe, koruyucu güçlerini yansıtan aynasının bulunduÄu aklının derinliklerinde az önce yanlarından ayrılan rahibeiçin de benzer bir duygu hissederek ÅaÅırdı. Gözlerini kapatarak, ruhunun derinliklerinde gerçeÄi aradı.
Ametist gözlerini tekrar açtıÄında yalnızca kendisinin bildiÄi sırlarla parlıyorlardı.
*****
Kyou, Kyoko ile nasıl baÅa çıkacaÄına dair düÅüncelerde kaybolmuÅtu, artık onu olmasını istediÄi yere getirmiÅti. Kapıya vurulduÄunu duyduÄunda düÅünceleri beklenmedik bir Åekilde bölündü. Gözlerini birkaç kez kırpıp, bunun yalnızca Toya olabileceÄini bilerek altın rengi gözlerini devirme isteÄini bastırdı. Onay almadan açılan kapıya bir bakıŠattı.
Toya, hedefini arayarak apansız içeri girdi ve Kyouâyu koltukta yatarken buldu. âKyoko ile ilgili ne haltlar dönüyor?â DoÄrudan konuya girmiÅti.
Kyouânun gözleri Toyaâyı hedef aldı, ama yüz ifadesi soruyla ilgilenmiÅ gibi durmuyordu.
Toya, Kyouânun ruh hallerini iyi biliyordu ve farkındaydı ki damarına basmıŠolsaydı yüzüne bile bakmazdı. Ona göre Kyouâyu okumak bir bilimdi. EÄer bunu yapan Kyou ise, göz kırpmanın bile bir anlamı vardı. Toya, oturmak için karÅısından dolgun bir sandalye almaya gitti.
âYapma, aptal deÄilim. Onu korumamı istiyorsan, nedenini bana söylemelisin. Hepsinden öte, kalan herkes kendi halindeyken onun farkı ne?â Bu düÅünce kendisini tiksindirmiÅ gibi tükürdü. âO yalnızca zayıf bir insan kız.â
Toya, ansızın boÄazında bulduÄu pençeyi kavradı ve Kyouânun çok öfkeli olan yüzüne baktı.
Kyouânun sesi öfkeyle titriyordu, âne söylüyorsam onu yapacaksın.â
Toyaânın gözleri kısıldı. Artık bir Åeylerin döndüÄünü biliyordu. âÄ°yiâ diye tısladı ve serbest bırakılarak ödüllendirildi. KarÅısındaki eski yerine geçerken Kyouânun öfkesinin bir anda yok oluÅunu izledi, arkasında saklandıÄı soÄuk maskesi yerine oturuyordu. Toya baÅını salladı. âOnun neden âsenin içinâ bu kadar önemli olduÄunu bana söylemelisin.â âSenin içinâ derken bunu vurgulamıÅtı.
Kyou, nasılsa kabul etti. Toyaâyı doÄduÄu günden beri o yetiÅtiriyordu. Toya bu dünyada nefes aldıÄı anda onun yakınlarda olduÄunu biliyordu ve onu, kendisini anlayamayacak olan ailesinden çaldı. Kyou, bir süre için onları uzaktan izlemeyi seçse de, diÄer kardeÅleriyle de aynı Åeyi yaÅamıÅtı.
Bir Åekilde Toyaânın kiÅiliÄini daha farklı hale getirmeyi ummuÅtu ama Kyou onu deÄiÅtirmek için ne yaparsa yapsın, belli ki kiÅiliÄi bu hayatında da onu takip etmiÅti. Sonuç olarak, nasıl bir hayat sürerse sürsün, Toya hala Toya idi. Kyoko ile karÅılaÅmasının anılarını canlandıracaÄını düÅünmüÅtü, ama kardeÅi Åu ana kadar ona olan ilgisi dıÅında öyle bir belirti göstermemiÅti. Kyouânun gözleri bu düÅünceyle kısıldı.
âOna karÅı bir Åey hissetmiyor musun?â diye Toyaâyı ürküten bir tonla sordu.
Toya, onun için gerçekten bir Åeyler hissettiÄini bilerek ama bunu kabul etmeyi düÅünmeyerek, âhissetmeli miyim?â diye karÅılık verdi. Kollarını önünde kavuÅturarak, altın rengi gözlerinde dans eden gümüÅün farkında olmaksınız her zamanki gibi rahatsız olmuÅ göründü.
âEvetâ diye soÄuk bir cevap geldi.
Toya çileden çıkarak öfkeyle kollarını indirdi. âLanet olsun! Onu bizim için bu kadar özel yapan ne?â
Kyouânun bakıÅı onunkine meydan okudu, âo bekleyip durduÄumuz kiÅi.â
Toyaânın gözleri açıldı. Kyou, hatırlayabildiÄi kadar eski bir geçmiÅte ona, Koruyucu Kalp Kristaliâni taÅıyan kiÅi için hazırlanmaları gerektiÄini söylemiÅti. Elbette, bundan bahsediyor olamazdı⦠öyle güçlü bir kristal neden böyle zayıf bir kızın içinde olacaktı ki? Bekleyip durduÄu savaÅçı bir tür⦠basit bir kız deÄildi.
KaÅları sorgulayıcı biçimde havaya kalktı. âHerkesi buraya toplamanın nedeni bu mu?â
Kyou, Toyaâya geçmiÅini anlatmaktan her zaman kaçınmıÅtı, ama onu geleceÄi konusunda uyarmıÅtı. âOnu ne pahasına olursa olsun korumalısın.â
Toyaânın beyni bir düÅünce sarmalına daldıÄında oda sessizleÅti. Son zamanlarda bölgedeki Åeytani titreÅimlerde, daha fazlası doÄuyor ve kötülüÄün tarafı güçleniyormuÅ gibi bir artıŠhissetmiÅti.
âYani bu, o. BaÅka ne bilmem gerekiyor?â KardeÅinin, Kyoko ile bu kadar ilgilenmesinin nedeninin bu olduÄunu öÄrenerek bir rahatlama hissetti, ama Åimdi kıskançlıÄa iÅaret eden bu duyguların derinine inmeyecekti.
Kyou gerçeÄi çok uzun zamandır saklıyordu, hatıraları paylaÅmaya hazır olup olmadıÄına emin deÄildi. Toyaânın geçmiÅte Kyokoâya olan yakınlıÄı sorunları çözmeye yardım etmiyordu. Belki de en iyisi bazı Åeylerin unutulmasıydı. Ä°kisi zaman zaman birbrilerinden ayrılamaz hale gelmiÅtiler. âOnu korumak için yeniden doÄdun ve ben bin yıldan uzun bir süredir onu bekleyerek yaÅadım. Åimdilik⦠bilmen gerekenin hepsi bu.â
Toya sessizce homurdandı, ardından hafif alaycı bir Åekilde kıkırdadı. âBilmem gereken tek Åey bu ha?â Farkında olmasa da, içindeki gizli bir öfkeyi açıÄa çıkarmak için duyduÄu karÅı konulmaz ihtiyaçla parmaklarını uzun saçlarından geçirdi. âBu yüzden mi gözlerinde ateÅle ona bakıyorsun? Yakın olduÄumuzu söylüyorsun⦠aslında çok uzun zaman önce, sana o gözle bakmayacak bir kızla güya olmuÅ bir Åeyi mi kıskanıyorsun?â Toya ters ters baktı⦠gözleri Åimdi erimiÅ gümüŠgibiydi.
Kyou, Toyaânın yaptıÄı tahmine karÅılık neredeyse sinirle söylendi. ÃocuÄun algılarının esrarengiz bir hal aldıÄı zamanlar oluyordu.
âSabrımın sınırlarını geçme Toya. Rahibe ile ilgili olduÄunda büyüklük suçlamaların veya kuruntularını hoÅ görmeyeceÄim. Onu korumakla görevlendirildin⦠bunun hoÅuna gidip gitmemesi umrumda deÄil. Ãfkeni kontrol altında tutacak ve onunla ilgili konularda ileri gitmekten kaçınacaksın. AnlaÅıldı mı?â küçük kardeÅine odaklanmıŠolan gözleri Åimdi ölümcül bir hal almıÅtı.
Kyouânun sözlerinde buz sarkıtları asılı durabilirdi ve Toya, en azından Åimdilik, konuÅmanın bittiÄini söyleyebilirdi. AyaÄa kalktı, arkasına bakmadan ve tek bir söz etmeden odayı terk etti. KardeÅinin odasından çıkar çıkmaz Kyokoânun kapısını karÅısında bularak durdu. Ãnündeki odaların sınırları önünde onu hissedebiliyordu.
Onunla olmak isteyerek, kapıyı çalmak için elini kaldırdı ama Åu anda bir nedeni olmadıÄını biliyordu. Elini cebinin derinliklerine sokarak dönüp koridorun aÅaÄısına doÄru devam etti.
Koridorda olan herhangi biri, Toyaânın arkasında beliren gümüŠkanatların parıldayan dıŠçizgilerinin, Åimdi gözleri gümüÅe dönmüŠolan koruyucu tarafından fark edilmeden kaybolduÄunu görürdü.
Bölüm 5 "Hırıltılı Uyarıâ
Kyoko makyaj masasından bir lastik aldı ve ele avuca sıÄmayan kumral saçlarını, arkasını kısa kabarık bir katman Åeklinde ve sırtından dökülmesi için uzun bir katmanı da serbest bırakarak tekrar at kuyruÄu yaptı. Biraz allık sürmek için eÄildi ardından ayaÄa kalkıp boy aynasına doÄru yürüdü ve kendini inceleyerek döndü. Suki, ona kendi kıyafetlerinden birini giymesini söylemiÅti ve Kyoko kendisini farklı hissediyordu.
Siyah mini etek, etrafında döndüÄünde, yaptıÄı bütün o egzersizler sayesinde biçimli olan bacaklarını ortaya çıkararak havalandı. Dar, pembe gömleÄinin sırtı boyunca siyah baÄcıklar iniyordu ve neredeyse göÄüslerine kadar inen V yakalı ön kısmında da siyah bir baÄcık vardı. Kyoko, ortaya çıkan dekolteye karÅı baÅını silkti.
Bu, Shinbeânin kendisinin peÅinde koÅtuÄu gibi Sukiânin de onun peÅinden koÅup koÅmadıÄını düÅünmesine neden oldu. Küpelerini alarak, neden daÄınık bir çocuk gibi görünmeyi kabul ettiÄini düÅündü. Birisi çekingen bir Åekilde kapısını çaldıÄında düÅüncelerinden sıçrayarak irkildi.
Hala küpelerini takarken kapıyı açıp Sukiânin kendisinden daha daÄınık giyindiÄini görünce daha iyi hissederek gözlerinin içi parladı. ArkadaÅını baÅtan aÅaÄı süzerek âah Suki, bu gece onları öldüreceksinâ dedi.
Suki dar bir deri pantolon ve uzun dökümlü kollarıyla vücudunu gösteren Åeffaf mavi bir bluz giyiyordu. Kyoko, Shinbeânin bu gece kaç defa tokat yiyeceÄini düÅünerek baÅını salladı.
Bir kaÅını arkadaÅına doÄru kaldırarak, âsadece Shinbeânin harekete geçmesini istiyorsun, deÄil mi?â diye zümrüt gözlerinde parlayan bir gülüÅle sordu.
Suki, Kyokoâyu gözden geçiriyordu, tatmin olmuÅ bir Åekilde baÅını eÄerek, âevet, bu gece bir süre için eÄlencenin sonu olacaÄına dair bir his taÅıyorum. Shinbeâden duyduÄum bir söylentiye göre, pazartesiden itibaren her zamankinden daha sıkı çalıÅmaya baÅlayacaÄız.â Gözleri parladı, âama bu gece, kendimizi salalım. GittiÄimiz yeri seveceksin. Orası çok büyük bir yer ve bu gece çalacak grup orayı sallayacak.â
Suki gözleri açılarak Kyokoânun odasına bir bakıŠattı. âVay canına! Buraya hiç gelmemiÅtim,â gözleri Kyokoânunkilere döndü. âToya dıÅında kimsenin buraya girmesine izin verilmiyordu. Anlıyor musun, yalnızca o, sen ve Kyou bu kattasınız?â Katta bulunma konusunda çok gergindi, öyle ki Kyokoânun odasına gelmeden önce Toyaâdan izin almıÅtı.
Kyouânun, kendisini, o ve Toyaânın daha iyi izleyebileceÄi bir yerde olmasını tercih etmesi gerektiÄini biliyordu. SöylediÄi her Åeyi hatırladıÄında, Suki ve geçmiÅte arkadaÅ oldukları konusunda haklı olduÄunu biliyordu, çünkü nedense onu çok uzun zamandır tanıyormuÅ gibi hissediyordu.
Ansızın yutkundu, âbelki diÄer tüm odalar alınmıÅtır, bilmiyorum.â Kapıya yöneldi, âama bu gece eÄlenmek istediÄimi biliyorum, çünkü haklısın, muhtemelen bir süre için bu son eÄlencemiz olacak.â
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «ЛитРес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию (https://www.litres.ru/pages/biblio_book/?art=40851157) на ЛитРес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.