Cehennem O'Dur
Lambert Timothy James
Cambridge Boston New York
© Venus Flytrap Press, Haziran 2015
Fikri Mülkiyet Kanunu, toplu kullanım için tasarlanan kopyaları veya çoÄaltmaları yasaklar. Yazarın veya yazarın haklarını devrettiÄi kiÅilerin rızası olmadan, tamamen veya kısmen, herhangi bir Åekilde temsil veya çoÄaltma, yasalara aykırıdır ve L. 335-2 maddeleri ve Fikri Mülkiyet Kanunu doÄrultusunda ihlal teÅkil eder ve cezalandırılabilir.
İçindekiler
Anne Vincent'a Mektup I
TeÅekkürler IX
Toplumsal Ara I 3
GiriÅ 5
Kamikaze 16
Yoksul insanlar görüyorum 29
Gangnam Style 50
Politika Ara II 75
YanlıŠKehânetler 74
Corruptibilis 99
Mohamed Bouazizi 108
Ekonomi Ara III 129
Say Whaaat ?!! 133
Paradigma DeÄiÅtirme Arası IV 160
N.R.I.P. 163
Elmaslar bir kadının en iyi arkadaÅlarıdır 171
Küçük Parmak Ãocuk 186
Yeni Ahit Arası V 201
Toplumun Güncel ve BayaÄı Durumu 205
Abrakadabra 224
****
Sky High 254
Full Circle 258
Notlar 260
Nihayet !!!! 270
«EÄer insanlara gerçeÄi söyleyecekseniz, onları güldürmeniz iyi olur. Yoksa sizi boÄazlarlar.»
Ä°nsan
Anne Vincentâa Mektup
«Yoksulları görmezden gelmek veya varlıklı insanların Åansına dair belli bir rasyonalizasyon geliÅtirmek için genel bir eÄilim vardır. »
John Kenneth Galbraith
Sevgili anne Vincent,
Sevgili anne Vincent, eÄer bu mektubu ÅaÅırtıcı buluyorsan, seninle karÅılaÅmamızın o günden beri hayatımıza yaptıÄı derin etki hakkında hiçbir fikrin yoktur. Küresel hastalıÄa bir suret bulmaya çalıÅmak, hem karımın hem de benim dalgınlıktan kurtulup adamakıllı bir Åuurla okyanusa açılmamızı engelledi. Hayatınız boyu verdiÄiniz kötü kararların tüm sorumluluÄunu aldıÄınız için sizi tebrik ederim ama hatalarınızın, hikâyenizin tamamı olduÄuna inanmam aptallık olur. Aslında, doÄumunuzla beraber zarlar çoktan size karÅı tutulmuÅtu ve okuma yazma bilmeyen bekâr anneler için dünyanın merhametsizliÄinin ne noktada olduÄunu biliyorum. EÄer annemin kollarından inseydim Vincent kolaylıkla benim yerimde olabilirdi.
Canım, güzel gülüÅün ve eÄlenceli kahkahanın altındaki tüyler ürperten acıyı gördüm. Ãnümüzde hala bir hayat var. Büyük hayallerimiz ve isteklerimizden Åimdiden vazgeçmiÅ, kimliksiz bir kiÅilik olmak zorunda deÄilsin. Ama iÅte, yanımızdan geçen güvenlik görevlilerinin bakıÅları altında Vincentâı kollarımda tutarak bir an için acınızı ve ümitsizliÄinizi paylaÅtım.
OÄlunuz Vincentâı yaÅama sebebiniz olarak tarif etme Åeklinizi dokunaklı buldum. Sizin yaÅınızdaki gençlerin çoÄu, ruh eÅleri olduklarını düÅündükleri erkek veya kıza danıÅmak için bu tip dokunaklı ifadeler kullanır ve bıktıkları için azıcık veya hiç vicdan azabı duymadan onları bir kenara atarlar. Daha da kötüsü, yetiÅkinlerin hayatın anlamını geçici duyguların geçiÅine indirgemelerini duymak onu kızdırır. Bununla beraber, sizin Kenyaâdaki gerçekliÄinizin benim Åimdiki dünyamın insanlarından çok farklı oluÅunu görmezden gelemem.
Bazı anlarda, ümitsiz ve Nairobi Åehrinin canlı sokaklarında sürünen, yoksulluk yüzünden suç iÅlemeye karar vermiÅ bir parya gibi hissettiÄinizi itiraf etmiÅtiniz. Nairobiânin, ahlâkı bozulmuÅ olanlara karÅı gösterdiÄi sıfır toleransın tüm DoÄu Afrika bölgesindeki en büyük yoksullar kentini, gecekondu bölgesi Kiberaâyı yaratması bir sürpriz deÄil. Yine de baÅka Kiberalar da olduÄunu, daha da kötüsü bu boÄucu mavi gezegende bizim için artık bir teselli kalmadıÄını söylemek kalbimi kırıyor. Seyahatlerim esnasında Demokratik Kongo Cumhuriyetiânin her yanında ve Etiyopyaâda Addis Ababaânın her köÅesinde dilenci çocuklarıyla sayısız genç anne ve Amerika BirleÅik Devletleriânde Åehirlerin sokaklarındaki harabelerde solgun üniformalarıyla dilenen erkekler gördüm.
Tanrıânın Åehrinde yaÅayan Brezilyalıların, Port-au-Princeâteki Kıskançlık Åehri sakinlerinin, Haitiâde yıkıcı depremden önce ve sonra, Bulgaristanâda Blagoevgradâdaki Romenlerin ve Hindistan Mumbaiâdeki yoksulların çektiÄi acıları ayrıntılı bir Åekilde incelemek için bir araÅtırma gezisi yaptım. Belçikaâdaki Scharbaeck, Fransaâdaki Bobigny, Amerikaâdaki Detroit ve Salvadorâun baÅkenti San Salvador gibi suç ve yoksulluktan etkilenmiÅ Åehirlerin sakinlerinin direnci karÅısında ÅaÅırdım. Ve Åunu söylemek üzücü ki; dünyanın her yerinde hayatları yoksulluk, açlık, barınaksızlık ve Åiddet içinde geçen, büyük ihtimalle güvenlik kuvvetlerinin kolları arasında yaÅayacak sizin gibi milyarlarca insan var.
EÅim ve ben size verdiÄimiz birkaç Kenya Åilininin birkaç zayıf öÄün ve bir iki gün baÅınızı sokacak bir çatıdan fazlası anlamına gelmediÄinin farkındayız. Siz ve Vincentâın yaÅamak için muhtemelen yapmak zorunda kaldıklarınızdan sonra, diÄer Åefkatli ruhlar sayesinde Nairobiânin tehlikeli sokaklarına geri döneceksiniz. Sizi bu kabustan kurtaramadıÄımız için derin bir üzüntü duyuyoruz, sizi ve diÄerlerini.
Yanlarından geçerken sefaletin kör edip boÄduÄu kiÅilere para verdikten sonra tekrar tekrar birçok defa kendime ne yapabileceÄimi sordum! EÅitsizlik üzerine zaten çok Åey yazılmıÅtı. Yine de, Vincent ve onun gibi masum diÄer çocuklara düzgün bir hayat yaÅama fırsatı verebilecek yeni bir yol üzerinde bir tartıÅma baÅlatmaya karar verdim.
Kafamda dönüp duran Åey Vincentâın yalnızca baÅını sokabileceÄi bir çatıya deÄil bir eve, yalnızca suya deÄil düzgün içeceklere, yalnızca gıdaya deÄil saÄlıklı besinlere ve yalnızca okulda bir sınıfa deÄil kaliteli bir eÄitime sahip olması gerektiÄiydi. Ve tüm bu etmenler onu yalnızca bir iÅe deÄil, yetenek ve becerilerine karÅılık genel hayatında en azından bir mükâfata yöneltmeliydi. Daha azı insani bir baÅarısızlık ve sürüp giden bir trajedi olarak görülür !!!
Saygılarımla,
Jo M. Sekimonyo
Maharishiânin takipçileri kapitalizm, sosyalizm ve komünizmi ekonomik düzenlemeler olarak tanımlamıÅtır. Ve bu görkemli Åarlatanların ekonomik, melodramatik ve bitirici baÅ baÅa konuÅmaları ucuz Åaraptan daha fazla Åey ifade etmiyor. Bu kitap bu üç sistemin gerçeÄine dönüyor, yani bunların deÄiÅmez bir sosyo-politik-ekonomik inancın cisimleÅmiÅ hali, Ä°slam ülkelerindeki ekonomi gibi olduÄuna.
TeÅekkürler
« EÄer dünyayı deÄiÅtirmek istiyorsanız, kaleminizi alın ve yazın. »
Martin Luther
Tara ve ben Floridaâda Tampa ile karÅılaÅtık; uzun saatlerini ayakta geçirmesine neden olan ama ailesinin ve Haitili göçmenlerin hayalini kurduÄu ekonomik güvenliÄini garanti eden büyük bir kariyeri üstlenmiÅti. Buna karÅılık ben arkadaÅlarımın bile tuhaf bulduÄu idealist, çılgın bir hippiydim ve kendimi kaybetmemin gayet normal olduÄunu düÅünüyordum. Bir Åekilde onu istikrarlı ve aydınlık günlük hayatından uzaklaÅtırıp karanlık tarafta bana katılması için ikna etmiÅtim. Ben ve yüksek lisans çalıÅmaları üzerine bahse girmesi için kafasından gerçekten ne geçiyordu? Åeytani spekülasyonların baÅarıya ulaÅmasıyla BirleÅik Devletlerin KuzeydoÄuâsuna taÅındık; ne rahatlama.
Kar yaÄıÅını ilk görüÅümüz benim için ilginç olmuÅtu, söylenebileceÄinden daha az. Bu Taraânın bana elinde iyi bilenmiÅ bir bıçaÄı tutup bir dakika boyunca hiçbir Åey demeden durarak ilk « Dexter » bakıÅını attıÄı zamandı. Uykumda bile bunu aklımdan çıkarmayarak, her Åeyin tadını çıkaran ve görünmez bir duvarın arkasındaki gölgede çürüyen kiÅiler arasındaki farkı görerek öfke nöbetleri geçiriyordum. Cazibeli karımın vaazlarımdan ve küresel sosyo-politik-ekonomik hastalıkla ilgili Åikâyetlerimden ve dahası en çok da dünyaya sunarak çare olacaÄına inandıÄım planlarımdan bıktıÄının farkına varmıÅtım. Tabii ki büromuzun döÅemesinde ölü yapraklar gibi duran yüzlerce kâÄıt parçasına notlar aldım ama bir el yazısını bitirmek için gereken enerji ve disiplini toplayamadan. Hatta bir aile dostu, müritlerimi bir araya getirebilmem için fikirlerimi bir kitapta toplamamı önerdi, bir ayin? O dönem için gülünç bir fikir. Kabul etmekte zorlanmama raÄmen Tara haklıydı. Yıllar boyunca mızıldanmaktan baÅka bir Åey yapmamıÅtım, yazmaya baÅlamamın zamanı gelmiÅti.
Bu kitabın adı neden « Ekonominin Åeytan Ä°ncili » olmasındı ? Nassau Senior ekonominin Åeytan incilini yazmada beni alt etmiÅti. Cehennem Oâdur? Kim? Tembel zihniniz hemen Åu anda belli bir sonuca varmak için acele edebilir. Bu yolculuk esnasında yavaÅ Türk müziÄi ve eÅsiz bir sabır faydalı olabilir; bu kitap iki yüzyıl boyunca iktisatçı nesiller, uyuÅuk siyasetçiler ve bunların topluluklarının mahvettiÄi veya yanlıŠyöne sevk ettiÄi uzun süreli meydan okumalarını bir çukura gömüyor. Bu ne gizli bir parodi ne de acımasız bir yiÄitlik gösterisi, sadece dünyamız ve kapitalizmin gerçek ve kıÅkırtıcı bir açımlaması.
Ãfke ve endiÅem dıÅında, sık ve yorucu yolculuklarım esnasında otobüslerde yanımda oturan ve hayatım boyunca en çok aklımda kalacak belli tartıÅmaları yaptıÄım insanlara teÅekkür etmeliyim. Bunların arasında, New Yorkâlu orta sınıf Yahudi bir aileden gelip « bir pisliÄe dönüÅen » (onun sözleriyle) Nobel ekonomi ödüllü Milton Friedman için çok aÄır sözler sarf eden bir üniversite dekanı da vardı. Ãzel içindekiler sosunda ayrıca arkadaÅlar ve fikirlerimin çılgınca olduÄunu kanıtlamak için doyumsuz bir iÅtahla harekete geçen düÅmanlar da vardı; bana iddia ve kanaatlerimi kuvvetlendirmemde yardım ettiniz, sizleri seviyorum hanımlar ve beyler.
Ãzellikle de, bu kitabı yazmak gibi çetin bir göreve giriÅmeye beni zorlamak adına kullandıÄı aÅırı ama etkili taktikler için bu suçtaki ortaÄıma, karıma çok daha fazla minnettarım.
Heterodoks ekonominin uygunluÄu hiçbir zaman olmadıÄı kadar tehdit altında. Belli sayıdaki heterodoks ekonomik program Åimdiden daÄılmıŠdurumda. Bu ekonomik düÅünce okulunda ortaya çıkan kurumlar aynı yolda gider ve baÅarılı teorisyenler, düÅünürler yetiÅtirme amaçlarını, baÅarılı pragmatistlere, karÅı düÅünce üreten insanlara dönüÅtürecek Åekilde yetiÅtirmeye uyarlamazlarsa bu küresel pazardaki rolleri iÅe yaramaz hale gelecek. Heterodoks ekonominin sonu aynı zamanda kurumsallıÄın yenilenmesi adına en iyi Åey veya kurumlar tarafından benimsenme ve daha açık ve yerinde bir manevi akıÅın, Ethosizmin yayılması için daha iyidir.
Toplumsal
Ara I
« En büyük korkumuz yetersiz olmamız deÄildir. En büyük korkumuz ölçüsüz derecede güçlü olmamızdır. Bu bizim ıÅıÄımızdır, bizi en çok korkutan karanlık tarafımız deÄil. Kendimize sorarız, olaÄanüstü, yetenekli ve rüya gibi biri olmak için kimim ben? Aslında ne deÄilsiniz ki? Siz tanrının bir çocuÄusunuz. Kendinizi küçültmenin dünyaya bir faydası olmayacak. BaÅkaları sizinle temas kurduÄunda güvende hissetsinler diye kendini alçaltmanın hiçbir parlak tarafı yok. Hepimiz çocuklar gibi parlamak istiyoruz. Tanrının bize sunduÄu ihtiÅamı güpegündüz parlatmak için doÄduk. Bu yalnızca belirli kiÅilere sunulmadı; hepimizin içinde mevcut. Ve kendi ıÅıÄımızı parlatarak, bilinçsiz bir Åekilde aynısını yapma iznini baÅkalarına da veriyoruz. Kendimizi kendi korkularımızdan kurtarırken varlıÄımız baÅkalarını da kendiliÄinden özgür bırakıyor. »
Marianne Williamsonâın ilham verici bu alıntısı A Return To Love : Reflections on the Principles of a Course in Miracles, Harper Collins, 1992 adlı kitabının özü. Bu 7. Kısım, 3. Bölümden alınmıÅtır (Sayfa 190-191). Nelson Mandela 1994âteki açılıŠkonuÅmasında bu alıntıdan hiç bahsetmemiÅ olsa da, benim neslim için o hala bu adama baÄlıydı. EÄer Güney Afrikaâdaki baÅkanlık vekaletiyle ilgili tarafsız tek bir Åey söylemek gerekseydi bu ırkçılıÄı yok etmek için olan korkak gökkuÅaÄı yaklaÅımının, onu Güney Afrika'nın burjuva beyazlarının Åampiyonu yaptıÄı olurdu. Ve tabii ki, onu gardiyanlarından bir özür talep etmeden veya baÅka bir mahkûmun kafatasını çatlatmadan hapishanede yirmi yedi yıl geçiren bir adam olduÄu baÄlamında basitçe analiz etmeyi denersek, özetle mahkûm olmanın verdiÄi gücün efsanevi figürlerinden ve toplumsal, politik ve ekonomik adaletsizliklere karÅı savaÅta gerekli karakter gücünü resmeden biri olarak görülmeye deÄer. Buradan bir sonraki evreye geçmenin daha iyi bir yolu var mı?
BÃLÃM I
GiriÅ
« Sanat, kötülüÄü tamamlama denemesidir. »
Simone de Beauvoir
CD kullanmıyorum. Eski Åarkıları plaktan dinliyorum. Sam Cooke, Wendo Kolosoy, Thelonious Monk, Eduardo Sanchez de Fuentes, Jimmie Rodgers, Notorious B.I.G, Mikhail Glinka, Mariam Makeba, Nana Mouskouri, Fela Kuti, ya da Beethoven aramak için eski dükkânları dolaÅmak yoga yapmak kadar huzur verici. Otantik Peru halk müziklerinin ritimleri ve MoÄol müzik enstrümanlarına bir pop starın harap olmuÅ ve alıÅılmadık çarpıklıktaki zımbırtılarından çok daha candan baÄlıyım. Benim için, bir deneyim olmayı bırakıp bir sanat biçimine dönüÅen tüm ifade Åekilleri manevi aurasını kaybediyor. Bu kitap bir deneyim, size var olduklarını hatırlatmak için televizyon programlarında gösterilenler gibi artistik akrobatik bir egzersiz deÄil.
Marksist bir büyücü veya Ferdinand Lassalle'in cisimleÅmiÅ hali olmam bahanesiyle uzun bir çay salonları ve barlar listesinden aforoz edildim. Kamuoyu, Karl Marxâın kitabı Das Kapitalâin akut paranoyasını temel alan antikapitalist cesaret ile ekonomik bir statüko araÅtırmasını yanlıŠbiçimde baÄdaÅtırdı. Bana inanmıyorsanız, kapitalizmin veya Ä°slam ülkelerindeki ekonominin en kötü yönlerini ortaya çıkarmayı deneyin ve bam, toplum sizi sosyalist etiketi yapıÅtırarak sürgün edecek. Yine de, kapitalizme karÅı sarsılmaz yeni bir alternatife götürecek bir konuÅma yalnızca, Marxâın reenkarnasyonla tekrar ortaya çıkmasından korkmuÅ bakıÅları üzerinize çekecek. ÃaÄımızın kapitalizm tanrıları arasındaki rahatsız edici horoz dövüÅü hakkında ne diyebiliriz? Ekonomik eÅitsizliklerle ilgili konuÅmaların özünden giderek uzaklaÅan soytarıların gösterileri sizin midenizi de benimki kadar bulandırıyor olmalı. Ãfkem bir tsunamiye dönüÅebilir ama hayatımızda iddiasız da olsa önemi kanıtlanmıŠolaylar var. Nairobi Kenyaâda bulunan Uluslararası Kenyatta Havaalanındaâki bir mola sırasında, BirleÅik Devletlerâe dönmek için uçaÄımın kalkıÅını beklerken bana ileride ne olmak istediÄim soruldu. Adam masamın diÄer tarafında oturuyordu. YetmiÅine yakın görünüyordu. Hatlarından ve aksanından Ruandalı olduÄunu tahmin edebiliyordum, BirleÅmiÅ Milletlerâin ve diÄer sivil toplum izleme kuruluÅlarının çok sayıdaki raporuyla, doÄduÄum ülkedeki siyasi ve toplumsal korkuların arkasındaki beyin olmakla suçlanan olan ülke. Ruandaânın sadist haydut çetelerine nasıl mali ve askeri destek saÄladıÄı ve buna karÅılık Ruandaânın, Kongoânun doÄal kaynaklarını doÄrudan yaÄmaladıÄı maden kaynakları ticaretinde dolaylı olarak bir takas merkezine dönüÅtüÄü konusunda bilgilendirildikten sonraki öfkemi anlayabilirsiniz.
O gün bir soru aklıma takılmıÅtı ; dünyanın sadece bunun çok fazla olduÄunu söylemesi için Demokratik Kongo Cumhuriyetinin daha kaç nefes ve hayatı kaybetmesi gerekiyordu ? Sorusuna hırçın bir tonla, basitçe ve çekinmeden cevap verdim : « Demokratik Kongo Cumhuriyetiânin kâbusuna bir son vereceÄim. » Gülmesine engel olmaya çalıÅarak bana Kongo için çözümümün ne olacaÄını sordu. Her Åeyden öte, doÄduÄum ülke yarım yüzyıldan uzun süredir ekonomik ve toplumsal bir karmaÅadan geçiyordu. Ä°lk baÅta fikirlerimi neÅeyle formülleÅtirdim. Gözlüklerini çıkardı ve planımı derinleÅtirmemi istedi. KonuÅtukça daha aptal ve saf göründüÄümü söylememin lüzumu yok. Nihayetinde, bunları daha önce ayrıntılı bir Åekilde hiç düÅünmediÄimden görüÅlerimi açıkça ifade etmeyi baÅaramadım. Tasarımın tamamı derinlemesine bir araÅtırmayı saÄlayamazdı. Gündelik konuÅma küçük düÅürücü bir deneyime dönüÅmüÅtü ve bu beni gösteriÅsiz biri haline getirmiÅti.
Bu kitap, yüzyıldan uzun süredir kaçıÅın kralları ve matematikçiler tarafından tekel haline getirilen ekonomi dallarından ortaya çıktı. BildiÄimiz tüm kötü yönlerinden dolayı, iktisatçılar çalıÅmanın klasik deÄeri olan Kutsal Kâseâyi milyonlarca küçük parçaya indirgedi ve teorik temellerini insanlık ile gerçek dünya seviyesine taÅıdı. Ardından, pansuman gibi aptalca varsayımları kullanarak bazı parçaları tekrar bir araya getirme zahmetine katlandılar. Karantinaya alınan Marksist Fred Moseleyâin, küresel ekonomik sistemin hâkim iÅleyiÅte kalanları ödüllendirmeye yönelik tarzda inÅa edildiÄine dair suçlamalarında bir haklılık payı var. Bu erdemli adam ekonominin, Massachusettsâteki South Hudley ormanlarında saklanarak ün ve zenginlikten mahrum kalan Shoichi Yokoiâsi.
Bir gün eski yoldaÅlarının kendisini aramaya geleceÄine ve birlikte kapitalizme karÅı son bir saldırı gerçekleÅtireceklerine ciddi biçimde inanıyordu. Yazık ki sadece teorileri doÄru çıkmadıÄı için ortodoksluÄu suçlamak etkili bir pazar için klasik bir vizyon kurmaya veya bizi vaat edilen topraklara götürmeye yeterli olmayacak.
Bu kitaba anne Vincentâa kiÅisel bir notla baÅladım. O, Kenyaâda Nairobiânin merkezinde karımla beraber rastladıÄım, oÄlunu tek baÅına yetiÅtirmiÅ genç bir kız. Bir an geldiÄinde, polisleri uzaklaÅtırmak için Vincentâı kollarımda tutmam gerekti. Kenyaâdaki turist Åöhretim Vincent ve annesini polisten gelebilecek her türlü zarardan korumuÅtu. Nairobi Åehri, eÅitsizliklere karÅı savaÅ açmak yerine yoksulluÄu suç haline getiren bir düzenleme geçirmiÅti. Bu modern çaÄ Ä±rkçılıÄı, baskı görenler ve baskıcılar aynı ten rengine sahip olduÄundan uluslararası toplumun dikkatini çekmiyordu. Ãok sayıdaki diÄer Åehirde de aynı çılgın yaklaÅım benimsenmiÅti ve çizdikleri çizgi ırksal tartıÅmaları meydana çıkarmadıÄı sürece endiÅelenmiyorlardı.
ÃocukluÄum boyunca sosyo-politik-ekonomik uyumsuzlukların doÄanın kanunları tarafından benimsetildiÄi düÅüncesini kafama sokmuÅlardı; birilerinin, zenginlerin uÅaÄı olması için yoksul olması gerekiyordu! 90âlı yıllarda iç savaÅ boyunca, zengin Kongolular Batıâya sıÄınmaya çalıÅmıÅtı. Göz açıp kapayıncaya kadar bu ailelerin çoÄunun alıÅık oldukları lüks hayat tarzını nasıl kaybettiklerine Åahit olmuÅtum. YaklaÅık yirmi yıl sürgünde yaÅadıktan sonra en güçlü generaller ve eski baÅkanın akrabaları bile sefaletin felç etmesiyle yavaÅ yavaÅ tükenmiÅti. Bu kadar çok sayıdaki baron ve eski resim destekçisinin sürünerek evlerine dönmesi ve yeni asalak sisteme faal biçimde yatırım yapması ÅaÅırtıcı deÄil. Güney Afrikalı bilge bir arkadaÅım bu dönüÅümü açıklamak için bir doÄa kanununa atıfta bulunuyor : « Bir kez yılanlık yapan her zaman yılandır ! »
Bu kiÅisel ÅahitliÄim, insanların da tıpkı milletler gibi, Åansları dönene kadar, kendileriyle daha fazla ilgilendiklerine dair bunaltıcı bir evrensel gerçekliÄini göstermeye yarıyor. Bu, Amerikalılar hayallerindeki çitleri olan eve ulaÅamadıklarını veya aÄır Åartlarda çalıÅan sıradan Amerikalılar emekliliklerinin birkaç açgözlü serseri tarafından tamamen yok edildiÄini fark ettikten sonra « Wall Streetâi iÅgal et » hareketi için de geçerli. Ä°Äneleyici bir diÄer örnek de, artık Vladimir Putinâin yanında yeri olmayan ve Londra'daki altın sürgünlerinden beri kendilerini saÄlam adalet ve eÅitlik vaazları vermekten alıkoyamayan, Rus oligarÅisini oluÅturan küçük topluluk. Gayri sarfi milli hâsılalarından daha yüksek olan olaÄanüstü borçlarıyla soytarılık yapan Avrupa ülkeleriyle ilgili söyleyecek ne var? Bu tabloya Brezilyaâyı, Rusyaâyı, Hindistanâı ve Ãinâi, ekonomik büyümelerini doÄa ana tehlikesine karÅı patlatan BRIC ülkelerini ekleyin. Bu karıÅıma ayrıca, azınlık kalanları harcarken milli zenginliÄin küçük bir parçasıyla artık tatmin olmayan Arap çoÄunluÄu da eklemek gerekir.
Kaynayan bu son volkanlar dikkatimizi, statükoyu kırmak için önleyici tedbirler aramamız gerektiÄi gerçeÄine çevirmeli. Yirmi birinci yüzyılda iktisatçıların "güncel evrimi takip ettiÄimiz ve eski kapitalizmin çarkına biraz daha uyduÄumuz sürece her Åeyin iyi gideceÄine" dair duygusuz söylemi gücünü ve yerindeliÄini uzun zamandır kaybetti. Bir kültür devrimine giriÅmek ve Åu anda hâkim olan kapitalizm ve onun kavgacı versiyonu islam ülkelerindeki ekonominin zalim ve ilkel olan sosyo-politik-ekonomik sistemine gerçek bir alternatif geliÅtirmek hiçbir zaman olmadıÄı kadar zorunlu hale geldi.
Kafamdaki gürültülü potpori, can çekiÅen bu gezegende her ülkenin yüzleÅmek zorunda olduÄu meydan okumanın sonucu: sosyo-politik-ekonomik uyumsuzluk. Bu sonuç, bu ayrımı önemsenmez hale getirmek için faydacı bir yol keÅfetmek adına yapılan acı verici bir haçlı seferinden kaynaklanıyor. Hemen saçlarınızı yolmayın; mahkum edilmiÅ iki attan birinin eyerine atlamanızı size tavsiye ediyorum diye aklımı tamamen kaçırmadım. Sosyalizm ve komünizm kaybetti ama Åimdi kapitalizm ve Ä°slam ülkelerindeki ekonomi bizi hayal kırıklıÄına uÄratıyor. Bu kitap karanlık ve karmaÅık birçok labirentten geçmenizi saÄlayacak. Ä°ktisatçılar, bizi rahatlatarak veya suiistimal ederek anormal ve doÄal olanın gizemini açıÄa çıkarmayı aynı fırsatla dine ve tıbba bırakmalı. Ekonominin sorumluluÄu, entel serseriler teÅebbüste bulunmadan önce, israf veya stoklama konusunda veya bunları sınırlamaya yönelik çözüm bulmaktır. Bunun yerine, sosyo-ekonomik bir düzmecenin onurlandırılması durumuna indirgendiÄi görüldü.
Kapitalizm dıÅında baÅka bir Åeyin iÅe yarayıp yaramayacaÄıyla ilgili bir ÅüpheciliÄi göz önünde bulundurdum. Günümüzde insanlar kapitalizmin, barbarca toplumsal ölçü ve uygulamalarını temel alan bir örneÄin parçası olduÄunun farkına varmıyor. Genelde, toplumsal bir çözüm bir alana kapitalizm kadar uzun süre hâkim olduÄunda, baÅka amaç ve sorularla meÅgul olan diÄer modellerin var olduÄunu veya inÅa edilebileceÄini akletmek daha zor hale gelir. Tüm bu inanmaya baÅladıklarımızdan sonra, bir Åeyleri gerçekleÅtirmek için tek bir yol kalıyor ve bu en tehlikeli yem.
Büyüyü nasıl bozacaÄımızı anlatan sihir kitabı nerede bulunuyor? Umut vadeden zihinsel fahiÅelik kariyerimi arkadaÅlarım ve meslektaÅlarımın büyük inanmazlıÄına karÅın, öfkeli bir boÄa gibi aniden durdurdum ve akademik serserilik gibi görünen Åeyin içine daldım. BaÅtaki amacım, muhasebe, finans, idare, siyaset ve nihayet ekonomiye kadar tüm ticari sistemin izlerini takip etmekti. YolculuÄumun son kısmı olmasını öngördüÄüm ekonominin "guruları", açık ve kısa bir Åekilde açıklama yapmak ve küresel ekonomik sorunları çözmek yerine rastlantısal baÄıntılar vermek ve halkı etkilemek için daha fazla zaman harcayarak midemi bulandırdı. Malesef, bu hatiplerin aylaklıÄı halkın bakıŠaçısını çarpıttı. Aranızdan, hâkim olan mevcut ticaret biçimi ve kapitalizmi sorgulamayı düÅünenlerle paylaÅabileceÄim tecrübe, iyi karÅılanmayı beklememeniz ; benim yapmayı alıÅkanlık haline getirdiÄim gibi, ölçüsüz McCarthy taraftarlarının gazabıyla yüzleÅmeye hazır olun !!
En kötü alıÅkanlık olan önemli sorunların etrafında dönüp durmayı tembel beyinli siyasetçi ve iktisatçılar sınıfına bıraktım. Bunun yerine, siz, okuyucu ve ben akan sele karÅı yüzeceÄiz. Altı bölümden birisi mevcut toplumsal, politik ve ekonomik statükonun gözden düÅmesi durumuna örnek: kapitalizm. Ve eÄer sizi yedinci bölümün orada tekrar görürsem, sekizinci bölümden kendi baÄlamlarına uyan salt sosyo-ekonomik temel kavramlar üzerine olan onuncuya geçene kadar elimi sıkı tutun. Onbirinci bölümü hazmetmek için acele etmeyin ve saÄlam bir tokat yemeye hazırlanın. KapanıŠargümanı olarak onikinci bölüm James Tobinâin tavsiyesini izliyor : « Ä°yi ekonomi makaleleri sürprizler içerir ve baÅka çalıÅmalara sevk eder. »
BaÅka ne var? Bu kitabı okumayı yaÄ yakmaktan daha kolay hale getirdim. Her bölüm, size ne bekleyebileceÄinizle ilgili ipucu veren alıntılarla baÅlıyor ve kısa odaklanma sürelerine sahip genç okuyucuları uyanık tutmak için bölümler arasında « aralar » ile kesiliyor. Aynı zamanda edebi bir coÅku hazırlayan roman tadı eklemek için de. Renkli tablolar ve numaralar bekleyenlerin yanında günah çıkarmalıyım. Sizi hayal kırıklıÄına uÄrattıÄım için gerçekten üzgünüm. Yine de Åu kesin ki sözlerimi hiçbir zaman aÄzımda gevelemem.
Bir kitap yazma fikri kalabalık bir yerde çıplak Åekilde bulunma tecrübesiyle kıyaslanabilir; bunu yaparken hiçbir zaman sorun yaÅamadım. Ama bu tecrübe süresince sürekli olarak yaÅadıÄım iç çatıÅma kalbimle zihnimi senkronize etmekten ibaretti. Tüm bunlar, yalnızca tutkuyla olsun, vizyonla olsun yönlendirilme eÄilimine karÅı koymam gerektiÄi, bu giriÅimde yoÄunluk ve belirliliÄin, uygun bir merkezi kavramın yaratılmasında esas olduÄunu söylemek içindi. Bu hayatta vizyonsuz bir tutkunun enerji kaybı, tutkusuz bir vizyonun ise bir çıkmaz olduÄunu hatırlayın.
Harika bir ruh sıklıkla Åarkı söyler. Swami Vivekananda bunu çok etkileyici bir Åekilde ifade ediyor : « Bir fikri ele alın. Bu fikri hayatınız yapın- onu düÅünün, hayal edin, bu fikri yaÅayın. Beyninizi, kaslarınızı, sinirlerinizi, bedeninizin her parçasını bu fikirle doldurun ve diÄer tüm fikirleri bir kenara bırakın. Bu, baÅarıya giden yoldur. » Belki dünya bir gün, beni gerçekten kaygılandıran, aynı anda hem toplumsal hem siyasi hem de ekonomik aÄır küresel adaletsizliklere çözüm olan bu fikri geliÅtirmek için yaptıÄım fedakârlıkların derecesini bilecektir. Bununla beraber, size kapitalizm karÅısında tastamam bir alternatif, sözde küçük ekonomi politikası tanrılarının baÅarısızlıklarını telafi edebilecek bir çözüm sunmazsam bu kitaba harcanan mürekkep iÅe yaramaz hale gelir. Ekonominin yaÅlı iblislerini bunun için uyandırmadan diyalektik analizi yeniden tanıtma zamanı. Her Åeyden öte, bu kitabın çok sayıda insanı harekete geçireceÄine ve onları önerilen çözüm konusunda tartıÅmaya teÅvik edeceÄine ve bunu ilerleteceÄine inanıyorum. Ya da yaratıcı bir tarza kapitalizmden uzaklaÅan baÅka bir yolla hayat vereceÄine, William Godwinâin nihayet, huzur içinde yatması için.
BÃLÃM II
Kamikaze
« Ben dünyadaki en bilge adamım, tek bildiÄim, hiçbir Åey bilmediÄim. »
Sokrat
Birkaç yıl önce, Etiyopyaâda Addis Ababaânın kalabalık ve iç karartıcı sokaklarından birinde yürürken güçsüz genç bir anne ve sırtındaki küçük bir kumaÅ parçasına sarılmıŠuyuklayan kirli bir çocuÄun görüntüsü bana yenilgimin hatırasını, Nairobiâdeki Uluslararası Jomo Kenyatta havaalanındaki zihinsel « Waterloo »mu anımsattı. Tam o anda bir çıÄlık kopardım: buldum! Yine de, o gün her toplumda kangren haline gelmiÅ toplumsal sınıfların ayrıÅması karÅısındaki çareyi net bir Åekilde ayrıntılı hale getirmek amacına sahip olan araÅtırmamın düzensiz maceralarından hala çok uzaktım.
Bundan sonra, dünyadaki bireylerin sorunlarını somut bir Åekilde analiz etmek adına zaman, para ve enerji yatırımı yaptım. Bu amaçla, Tara ve ben yapabileceÄimiz kadar çok seyahat ettik, bol bol okuduk ve belgesel izlemek için saatlerce televizyonun karÅısında kaldık. Seferlerimden biri bizi sahra altı Afrika ülkelerine yöneltti ve karÅılaÅtıkları ve sınırlarını çok aÅan büyük ölçüdeki zorlukları görünce ÅaÅırdık. Bu bölgedeki ülkelerin baÅta gelen özelliÄi iki baÅlı egzotik zehirli bir yılandı: yozlaÅma ve baskı. KarÅılaÅtıkları zorluklar için bu ülkelerin hükümetlerini suçlayabiliriz. Aslında, güç ve zenginliklerini pekiÅtirmek için yönetimdeki birkaç aile tarafından kullanılıyorlar. Kısa kesecek olursak, dünyanın bu bölgesindeki kamu hizmetleri felaket durumda.
Ãok sayıda parmak köÅede hüküm süren karmaÅayı gösteriyordu; bizzat bu ülkelerin kendileri ve sanırım içerde ve bölgedeki geliÅmeyi yavaÅlatmak amacıyla diÄer ülkeler tarafından çok kötü yönetim uygulamaları belirlenmiÅti. Batı yarımkürenin diÄer Åehirlerini gezerken aynı kangrenin Afrika ve Latin Amerika ülkelerini de kemirdiÄini fark ettim. Eski vali Rod Blagojevich, 44. Amerikan BaÅkanı Barack Obama'nın senatör koltuÄunu satmaya çalıÅmak suçundan parmaklıklar ardına gönderilmiÅken Illinois'nin Nijerya'da bir bölge olduÄuna inanabilirdik. BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Ãin) ülkelerinden aktarılan baÅka skandal haberleri de büyük bir alanı kaplıyor. Futbola çok meraklı deÄilim ama Brezilyalı müteahhitlerin, kutlamalar öncesi ve esnasında çöken fahiÅ fiyatlı statlar ve yapılar yüzünden 2014 Dünya Kupası ile alay etmelerini bekliyorum. Ve Ãinâin güneyindeki Hengyang Åehrinde halk meclisindeki hemen hemen tüm liderlerin istifasına yol açan skandalla ilgili ne söyleyebileceÄimi bilmiyorum. Kaynakların yanlıŠyönetilmesinin aÄır basması ve yöneticilerin gerilemesi benzersiz bir mali israfa yol açtı.
«Bir tımarhanede rahat bir yürüyüŠinancın hiçbir Åeyi ispat etmediÄini gösterir. »
Wilhelm Nietzsche
YoksulluÄun kalbine yaptıÄım gezi esnasında insani bir görev ile CVâlerini zenginleÅtirmek amacıyla veya saygın bir üniversiteye girme Åanslarını artırmak için oradan ayrılan veya ayrılmak üzere olan batılı fedakâr öÄrencilerle karÅılaÅtım. Kendimi tamamen baÅka bir yerde, boÅluÄa bakan gözleriyle Amerikan sineması ünlülerinin güzel fotoÄrafları ya da herkesin gönülden bir Åekilde "insanları kurtarmak" (bazen hayvanlar insanlardan daha önemli olsa da) istediÄi bir hayır iÅinin sözcüsü önünde bulduÄum için ÅaÅkındım.
Yine de, karÅılaÅtıÄım insanların mucizeler yarattıklarını veya üçüncü dünyanın hamileri olduklarını sandıkları dünyanın daha iyi olan tarafında takip ettiÄim katılımcı demokrasi veya ekonomik geliÅmeyle kıyaslandıÄında delilik hiçbir Åeydi. OlabildiÄince yetenekli oldukları için, az geliÅmiŠülkelerdeki zorluk ve meydan okumalara yobaz bakıÅlarına karÅılık gelen kuramsal yaklaÅımlarında bir eksik var. GeliÅim modellerini kapitalizme olan sarsılmaz tutkuları için düÅündüler. Bu ruh hali Åu vecizeyi düÅünmeme neden oluyor « eÄer sahip olduÄunuz tek alet bir çekiçse, her Åey bir çiviye benzemeye baÅlar. »
Åunun altını çizmeliyiz ki, yıllar geçerken egemen bir toplum her zaman saygın "istisnacılık" statüsünün sancaÄı olmuÅtur. EÄer iktisatçıları, liderlerinin bizi çevreleyen dünyayı açık bir Åekilde ayrıntılarıyla inceleme ve bununla uyumlu biçimde içinden çıkmamıza izin verecek etkili müdahaleleri emretme sorumluluÄunu üstlenirse bu cesaret ve yiÄitliÄi kabul edeceÄim. Åu anda elimizde ne var? Ãfkeli bir küresel düzensizlik veya baÅlıca giriÅimlerin merkezindeki verimlilik ve Gayri Sarfi Milli Hâsıla (büyümeyi ölçmek için çılgın bir yol). Ayrıca sık sık kullanılan, o zamandan beri zenginlik unsurları ekleyen ve yayılma hızını artıran "küreselleÅme" bahanesini de ortaya koymalıyım. Yönetici ülkeler, birkaç yüzyıl önce kölelik dediÄimiz ve bugün kendiliÄinden köleliÄe dönüÅen insanlık dıÅı uygulamaların kullanımına hala ve tekrar tekrar gözlerini kapatırken insanlık ne diyor? Bu suç kimin iÅine yarıyor?
Batılılar, sorunlarla karÅılaÅan ülkeleri batıran bu programlar beklenen ve tahmin edilen sonuçları saÄlamadıÄında ÅaÅırırken ben sinirleniyorum. VatandaÅların ihtiyaçlarına yönelik çözümlerden Washington DCâdeki ofislerde bütün bir Åekilde bahsedildiÄinde ve ekonomi derviÅleri verileri temizleyip gözlenebilir realitenin karmaÅasını özetleyen basitleÅtirilmiÅ modeller geliÅtirdiÄinde daha da sinirleniyorum. Yalnızca IMF ve Dünya Bankası tarafından yürütülen eleÅtirel çalıÅmalar, baÅlıca uluslararası finans kuruluÅlarını tarafından önerilen programların etkinliÄi konusunda ÅaÅkınlıkla dert yanmak zorunda kaldı. Bu suçlu vicdanlar, ekonomik olarak zayıf bir ülkeye komadaymıŠteÅhisi konulup daha sonra uluslararası bir kuruluÅun aciline gönderilip fiÅi çekilmiÅ bir finans kuvezine kapatılarak ve aÅırı doz mali yardım verilerek nekrofil çılgınlar tarafından Åiddete maruz kalıp suiistimal edilme ve akla aykırı program deneyleri için deneme alanı olarak kullanılma Åeklini kınıyor. Tanrı bizi bundan korusun, eÄer bir ülkeye koma teÅhisi konulan bir ülke tüm bu faydasız açık kalp operasyonlarından sonra bazı hayata dönme belirtileri gösterirse, örneÄin Arjantin gibi, o zaman gözlerini ve baÄırsaklarını yemeyi deneyecek olan vahÅi akbabalara ait olacak.
Bir kez, kökleÅmiŠ« kaybeden ülke » teÅhisi konulan bir millete enjekte edilen olaÄan çare nedir? ÃrneÄin Sandy Kasırgası zaten bir asırdan beri sallanan bu voodoo milleti yıktıktan sonraki Haiti meselesini ele alalım. Ãlke ilk anda karantina ve uluslararası mutemetlik altına alındı. Ä°kinci etapta, aynı anda sadece Dünya Bankası ve IMF yetkilileri tarafından önemli kararlar alınırken, okuma yazma bilmeyen milyonlarca insana (demokratik seçimlerle) en iyi fikri Hispaniolaânın küçük bir köyünde bir karnaval düzenlemek olan karizmatik bir soytarıyı tatlılıkla dayatan güçlü milletler geldi. Haiti yalıtılmıŠbir durumda olmaktan uzak. Uluslararası yardımlarla gelen fonlar yıkılmıŠülkede belirli imtiyazlar elde etmek için kullanıldı. Bu dönem içinde, aynı fonlarla saÄlık koÅulları iyileÅtirilmedi.
Haiti ve bu çözümlerin, ülkelerin ilk baÅta içinde bulunduÄu durumdan daha ciddi sorunlara yol açtıÄı yaklaÅımların kullanıldıÄı diÄer kara delikleri inceledik.
Esas olarak, bu milletlerin kleptomanları ve teknik "ortakları", sonuç elde etmek için çeliÅkili dogma ve reformlar uygulamaya koyduklarından, bu durum yoksul ülkelerin daha da gerilemesine neden oluyor. John Maynard Keynes ve Harry Dexter Whiteâın takipçileri ve diÄer uluslararası finans kuruluÅlarının, mali destekçileri ve faiz baÄıÅçılarının isteklerine göre hareket ettiklerini size ilk söyleyen ben deÄilimdir. Bu, israf ve kötü yönetimin tekrarlanmasına yol açar. Ve eÄer felaketin bol olduÄu bir yeri öÄrenmek isterseniz Haiti, Port-au-Princeâdeki Kıskançlık Åehriâni ziyaret etmekten çekinmeyin ve orayı barıŠelçilerinin, BirleÅmiÅ Milletler görevlilerinin kiraladıÄı villalarla kıyaslayın.
« Bu son seferimmiŠve ölmekte olanlara hitap eden ölmek üzere bir adam gibi vaaz ettim. »
Richard Baxter
Günümüzde, iktisatçılar bir teorinin geometrik bir tarz dıÅında geliÅtirilemeyeceÄini iddia ediyor; matematiksel bir model ile açıklanamayan herhangi bir olgu mantıksız kabul ediliyor. DiÄer bir deyiÅle, eÄer her Åey bir ÅaÅırtıcı bir denklemle açıklanmadan ifade edilmezse, o zaman bu kitap intihardan önceki bir mektup olarak okunabilir. Yine de, ne metrodaki trenin altına atlamak ne de bir Budist tapınaÄına çekilecek kadar bunalımda deÄilim. Bu baskıya eÄilim göstermeyen ve sözü edilebilir ilkelerin estetikle ve malesef Åeytani anlaÅmaların doÄuÅuna vesile olan klasik müsrif iktisatçılara teÅekkür etmeliyim.
Halk yıÄınlarının sefalet ve ümitsizliÄi ile azınlık kesimin zenginlik ve israfı arasındaki zıtlık karmaÅık bir özet deÄil daha ziyade ahlaki bir tiksinmeye giden küresel ölçekte gözlenebilir gerçekliÄidir. SömürgeciliÄin acımasız uygulanıŠyöntemlerinden kalan kast sistemini yansıtan sömürgecilik sonrası toplumsal tabaka göz önündeyken, batılı revizyonistler, üçüncü dünya ülkelerinin kabuslarının sömürgecilikle alakası olmadıÄını iddia ediyorlar. Ve marjinalleÅmiÅ insanların karanlık bir gelecekten kaçmasına yardım etmek için ölçüsüz bir devlet baÅkanının dayatılmasını bir kenara bırakırsak, çok az Åey yapıldı. Tüm bunlar, sosyo-politik-ekonomik yamyamlıÄın (kapitalizm) geliÅmeye, gerçeklere ve bu ülkelerin olanaklarına uyum saÄlamadıÄını söylemek için.
Kapitalizmin küresel arenasında, en azından aynı ölçekteki diÄer milletlerle yarıÅabilecek kapasite büyüme ve geliÅmeye dönük bakıŠaçılarını önceden belirler. Burundi Cumhuriyeti ve Belçika KrallıÄı hemen hemen aynı yüzölçümü ve nüfusa sahip ve ekonomik bakıŠaçısıyla birbirinden çok uzaklaÅamayacak iki ülke. Aslında Burundiânin Gayri Sarfi Milli Hâsılası Belçikaânınkinden iki yüz kat daha küçük. Küçük KrallıÄında Gayri Sarfi Milli Hasılasıândan aÅırı fazla borca sahip olması bir yana, Belçika bu beceriyi nasıl elde etti? Evet, Belçikaâyı Burundi ile daha fazla kıyaslayarak açıklamak için tarihi gerçeklere yönelmeliyiz. Krallık milli zenginliÄini elde etmek için zalimce bir yol benimsedi. Almanlar 1887-1965 arasında Burundiânin sosyokültürel yapılarını yerle bir ederken Belçika Kralı 2. Leopold ve sonrasında millet olarak Belçika, bugün « Demokratik »Kongo Cumhuriyeti diye bilinen kendisinden sekiz kat daha büyük bir ülkenin zenginliklerini sadistçe talan etti. Ve Ä°kinci Dünya SavaÅıândan sonra Burundi, Milletler Cemiyeti tarafından Almanların ellerinden alınıp büyük komÅuları tarafından aÄır bir sömürgeciliÄe maruz kalması için Belçikaâya verildi. Kaderin cilvesi ki Belçikaânın milli borcunu Burundi ile kıyaslayın ; aÄzınızın sularının akacaÄını garanti ederim !!!
Åunu belirtmek de ilginç olacak, geliÅmekte olan ülkeler küresel düzensizliÄe dair tek kanıtım deÄil. Bir yanda da, halkalara tek tip bir ihtiyaç sepeti dayatmayı dileyip merdivenin alt basamaÄındaki nüfusun %99âunu batırarak baÅarısız olan merkezi ekonomiler var. YıkılmıŠolan Sovyetler BirliÄi, gerçek anlamda bir duvarla karÅılaÅana dek komünizmi mükemmel Åekilde yerleÅtirmiÅti. Buna karÅılık liberal pazar, zirveye kurulmuÅ olan %1âlik küçük grubu tatmin etmek için en güçlülerin hayatta kalmasına olanak saÄlayan zararlı kuralıyla bizi batırıyor. GeçtiÄimiz günlerde, Amerikan Kongresi, yalnızca bir kez, sözde "batmayacak kadar büyük" olan çok sayıdaki Kuzey Amerika bankasını yeniden canlandırmak için iki partili Åekilde birleÅti, tıpkı sigorta Åirketleri gibi. Buna karÅılık, aynı Kongre 2013 yılında, Amerikan nüfusunun bir kısmının yoksulluk sınırının zar zor üzerine çıkmasına izin veren saÄlıklı gıda programında birkaç milyar dolar kesintiye gitti.
Dünya ticaretinin durumunu titiz bir Åekilde incelerseniz, Kapitalizm modelinin kazanç getiren uluslararası ticaret akıŠilkelerinin aynı ekonomilerin kalbine nasıl hapsolduÄunu fark edebilirsiniz. DiÄer ülkeler basit hammadde ve ucuz el iÅçiliÄi saÄlayıcısı olmaya indirgendi. Ama yaÄlı ve ÅiÅman kadın kayıtsızca ıslık çalmayı kesme noktasında, ayaklarının üzerinde duramayacak kadar semirdi. General Motors 2010 yılında Avrupa otomobil endüstrisindeki aÅırı kapasite nedeniyle Belçika, Anversâdeki fabrikasını kapattı. Ardından Avrupa ve Kuzey Amerikaâda faaliyet gösteren diÄer sektörlere ait fabrikalar da kapılarını kapattı.
« Koketsu ni irazunba koji wo ezu. »
Japon BilgeliÄi
KarÅılıklı ekonomik doktrinlerini göz önünde bulundurursak Küba ve Ä°ngiltere ihtiyatsızca yol alıyorlar. Ä°ki ekonomik saldırı planını deÄerlendirirken (yoksulluk, kirlilik, savaÅ vs.) insani saÄduyumuz bize bu iki yaklaÅımın da iyi olmadıÄını söylüyor. Eski Sovyetler BirliÄi ve Ãinâin, acımasızca sütten kesercesine, kafalarını deliliÄin belgelenmiÅ formu olan psikiyatrik kapitalizmin kolaylıklarına gömene kadar, komünist cezaevi kurumuna bir son vermeye karar vermiÅ olduklarını öÄrendiÄimde umudun zirvesine çıkmıÅtım!
Åu anda dünya tamamlanmıŠve somut alternatiflerin eksikliÄini yaÅıyor. Birkaç çılgın ekonomik krizden sonra dünya barbarlık ve kapitalizmin eksiklerinin dindıÅı olmadıÄını kabul ediyor. Silip süpüren mali tufanlar ıÅıÄında, ister kemer sıkma ister harcama yoluyla olsun, bu yöntemlerin hiçbiri hayatta kalacak bir çözüm olarak ortaya çıkmadı, bunlar daha ziyade zorluk içindeki bir sınıfın taÅlamaları. Burada olabildiÄince basit bir biçimde yeni pazarların, küresel ekonomik sistemi gençleÅtirmek için cesaretlendirilmesi gerektiÄini kesin olarak belirtebilirim. Ama bunun için, son tufandan kaçınmak adına yeni eÄilimler geliÅtirilmeli.
Bu deÄiÅiklik, "yoksul" ülkeleri uluslararası ekonomik sistemle bütünleÅtirmek bir yana dursun, bir diÄer ifadeyle bu ülkelerin sömürülen nesneler olmaktan aktif üretici ve tüketici olmaya geçmeleri ama aynı zamanda eski dünya düzeninden kalan mevcut pazar anlayıÅını da yıkmaları konusunda uygun sosyo-politik-ekonomik formüller uygulanmasını gerektiriyor.
Ä°nsanlık kadar usta bir Åekilde, süper kadının gelip bizi kurtaracaÄı kapımın basamaÄında bekleme alıÅkanlıÄı edindim. Daha sonra 1945 yılında, Amerikan ve Ä°ngiliz gem ive uçak gemileri Japon kıyılarına yaklaÅacakken sıradan gençlere Åark GüneÅ Ä°mparatorluÄuânu kurtarmak için hayatlarını feda etmelerini istediklerini öÄrendim. HiroÅima ve Nagazakiâye yapılan nükleer saldırıların kurbanlarının sayısı bu gençlerin cesaretini ülkeleÅtirmeye izin veriyor. Nanjing katliamı ve Japon askerlerinin seks köleliÄine maruz kalan kadınların dramını öÄrendikten hemen sonra, kapitalizme yaptıÄım saldırılar yüzünden benden kamikaze diye bahsetmelerinden dolayı gücendim.
Bize dayatılan kendi kendimizi mahvetmemizin sonunu gösterecek düdüÄü beklemekten yorulmuÅ olarak, Kapitalizmimiz veya sosyo-politik-ekonomik adaletsizliklerle baÄdaÅtırdıÄınız aynı sızlanma çıÄlıÄıyla sizi rahatsız etmeyeceÄim. Sizi bulutlardan yere indirmek adına, çözüm ne en düÅük maaÅların yükseltilmesi ne de geçici çare olacak sosyo-politik-ekonomik bir tedaviden baÅka bir Åey olmayan vergi kalkanları oluÅturmak.
HoÅunuza gitsin veya sizi öfkelendirsin, kalan nöronlarınızın birkaçını, nüfusun %99'unu yukarı çekerek ve merdivenin alt basamaÄındaki az gelirli olanların %1'ine özen göstererek genel kavramların yerini potansiyel olarak deÄiÅtirebilecek yeni bir toplumsal, politik ve ekonomik forma maruz bırakacaÄım. Ve Sezar, size söylemek istediÄim Åu ki, okuyucu, kaderime karar vermeniz gerekecek!
BÃLÃM III
Yoksul İnsanlar Görüyorum
« Ä°yi yönetilen bir ülkede yoksulluk utanç verici bir Åeydir. Kötü yönetilen bir ülkede ise zenginlik utanç vericidir.»
Konfüçyüs
Benim gözümde, insanı en çok çöktüren internet sitelerinden birisi, fanatiklerinden biri tarafından M. Night Shyamalanâa adanandı. Hint kökenli bir Amerikalının büyük bir seyirci kitlesine sahip bir sinema devine dönüÅtüÄünü ve senarist, yapımcı ve yönetmen olarak da Bollywood sinemasının beklenen kliÅelerinden uzak (Åarkı söylemek ve dans etmek gibi) bir Åekilde aynı baÅarıyı elde ettiÄini görmek yeterince etkileyici. Ben bizzat ilk filmi Altıncı Hisâ in (1999) büyük bir hayranıyım. GiÅede elde ettiÄi makbuzlar, insan türünün çoÄunun bu filmi izlediÄini düÅünmenize yol açıyor. MaÄarada yaÅayanlar için iÅte senaryosu: Cole, ölü olduklarını bilmeyen ruhlarla konuÅabilen bir çocuktur. 90âlı yıllar boyunca Hollywoodâun en büyük yıldızlarından birinin oynadıÄı, bunalımdaki bir psikatrist tarafından gözlenmektedir: Bruce Willis. Filmin en bilinen sahnelerinden birinde yavaŠçekimde çocuÄun, ardından Coleâü oynayan Haley Joel Osmanâın ürkmüŠhalde mırıldanan yüzüne yaklaÅılır : « Ãlü insanlar görüyorum. » Bu replik hızla bir kült haline geldi.
Ben de genç Cole ile benzer bir durumdaymıÅım gibi hissediyorum. Benim savaÅım, hayata olan yaklaÅımımı tamamen deÄiÅtirdi. Elbette keÅiÅler ve münzevilere hiçbir zaman özenmedim, ama sürekli olarak bıçak üstündeymiÅim ve tüm hislerimle çevremi tarayıp bilinç durumumu artırmam gerekiyormuÅ gibi hissediyorum. Günlük hayatımı iÅgal eden yeni önceliklerimle beraber, uyumakta zorlanıyorum ve iÅteyken veya insanlarla tartıÅırken aklım yolunu kaybediyor. Zihniniz Åunu bunu suçlayıp Åikâyet eden seslerle dolu olduÄu zaman, hayat Rus daÄlarına dönüyor. Kendime sordum, hangi Åeytani ruh beni ele geçirmiÅ olabilir? Morali bozuk bir psikiyatriste ödeme yapacak imkânım yok, hele de Bruce Willis'e (denedim). Ä°blislerimden kurtulmak için gittiÄim yoldaki saplantılarıma neden olan önemli olayları, bundan mahrum kalmıŠolanlar için anlatmayı deneyeceÄim. Yoksulları görmemezlik edemem!
Taraânın Haitili göçmenler olan ailesi, kızlarının doÄumu üzerine, onu Floridaânın güneyinde (emekli Amerikalıların krallıÄı) yetiÅtirmek için New York ve onun zorlu yaÅamından kaçmıÅtı. KarÅılaÅtıÄımız zaman kafasında yalnızca tek bir fikir vardı: ailesinin göç döngüsünü tersine çevirmek ve hiçbir zaman uyumayan Åehirde yaÅamaya gitmek. Florida'da karÅılaÅtıÄım, propagandasına sürekli reklamı da ekleyen, New Yorkâun Åovenist kalabalıÄı, bu Åehri vaat edilmiÅ topraklar, fırsat ve coÅkunun kalıcı nirvanası gibi görmemi saÄladı. Hayallerindekinden ziyade Massachusettsâin küçük, çekici bir Åehrine taÅındıÄımızda karımın uÄradıÄı hayal kırıklıÄını takdir edersiniz. O esnada ben çalıÅmalarım için düzenli olarak New Yorkâa gidiyordum. KaydolduÄum yüksek lisans dersleri, gökdelenler ile yılın her günü turistlerin akın ettiÄi Times Square'ın arasında, Manhattanâın kalbinde bulunuyordu. Onu ısırma hayalleri kuranları oraya yerleÅmeden önce, bu Åehrin çılgınlıÄını bilinçli bir Åekilde incelemelerinin daha iyi olacaÄı ve yaÅlılar ile zenginlerin vebadan kaçar gibi buradan kaçtıkları konusunda uyarmak için "Büyük Elma"da (New York) yeterince zaman geçirdim.
New York, yeryüzündeki en açgözlü mali suçluların (Borsa ve Nasdaq) sıÄınaÄı ve aynı zamanda en kötü Åekilde yönetilen uluslararası kuruluÅun merkezidir: BM. New York'un Gayri Sarfi Milli Hâsılası, Suudi Arabistan'ınkinden daha büyük ve Ä°sviçre'ninkinin ise neredeyse iki katı, milyarder bir belediye baÅkanına (Michael Bloomberg) sahipti, aynı zamanda tüm zencileri için yarı resmi bir multimilyoner belediye baÅkanı (Sean John Combs namı diÄer Puff Daddy) var ve dünyanın daha fazla ihtiÅamla hesaba kattıÄı Åey Broadway'in duvarlarında afiÅe edilmiÅ ve gülünç ölçüde pahalı olan lüks maÄazaların vitrinlerinde Bergdorf Goodman gibi sunulmuÅ durumda. Åimdilik süründürücü sefalet ve Brooklyn'deki Brownsville gibi bir mahallenin özelliÄi haline gelmiÅ düzenli kan banyoları üzerinde bile durmadan, Åehir bu yetersiz noktadayken yoksullarıyla nasıl uygun biçimde ilgilenecek? Bir an bile duramayacak kadar meÅgul olan kalabalıkların geçip gittiÄi bu caddelerin her köÅesinde yüzlerini görmemek benim için imkânsız. Neden Donald Trump gibi milyarderlere doymuÅ bir Åehirde yoksullar için çözüme biraz benzeyen bir Åey bulmak neden zor? AlıÅveriÅ teorisi gardını alıyor...
New York merkezi garından geçiÅ sıklıkla, orada sürünen akıl hastalarından kaçmak ve yerde yatan insanlarla bütün göz temasından kaçınmaktan ibarettir. Bu üzücü gösteri sıkça Efkaristiya (öÄle yemeÄi param) daÄıtan bir rahibe dönüÅmemle sonuçlanıyor. KıŠgelirken, haç yolumu oluÅturan dilencileri giderek daha az görüyordum. Nihayet midemi yakan bu korkunç suçluluk duygusunu hissetmeden düzgün bir yemek yiyebiliyordum. Ama kendi kendime soruyordum, sıÄınacak yeri olmayan alıÅtıÄım bu kalabalık bu kadar iyi nerede saklanabilirdi? Aslında mucizevî hiçbir yanı yoktu, yalnızca hava durumu. UÄursuz kıŠbelirdiÄinde daha iyi ısınmıŠbir yer bulmayı denemiÅler ve onları görmek çok daha zor olmuÅtu.
2013 yılında evsizlerin sayısı o kadar artmıÅtı ki, çok sayıda insan, yetiÅkinler gibi çocuklar da sıÄınaklarda kalamıyordu. Kalacak yeri olmayan savaÅ gazilerinden bahsetmiyorum bile⦠Åu anda dünyanın en zengin ülkesi olan BirleÅik Devletler ulusu savunma çaÄrısına karÅılık verenlere yardım için elinden geleni yapmıyor ve ulusunu korumak için hayatını riske atan bu asil bireyleri kendi kaderlerine terk ediyorsa yakınlık gösterebilecekleri baÅka birini bilmiyorum.
Ayrıca empati konusunda, 2014 yılında Dünya Bankası, Mumbai sakinlerinin yarısından biraz daha fazlasının Slumdog Millionaire filminde batı kamuoyuna karÅı açıÄa çıktıÄı gibi Åu gecekondularda yaÅadıÄını tahmin ediyordu. Mumbai, orada Bollywood starları gibi, Hindistan'ın bir takım en zengin iÅadamları da yaÅadıÄından paradokslarla dolu bir Åehir. Bu ülkedeki eski kast sistemi ve derin dindarlıÄın açık bir Åekilde orta sınıf Hintlilerin, tanrılar böyle istiyormuÅçasına içinde yaÅadıkları toplumun eÅitsizliÄini kabul etmelerini saÄladıÄı fikrinin önüne geçemiyorum... Piyasadaki hiç kimse Hindistan uzay araÅtırmaları kuruluÅu ISRO'nun 2013 yılında 1,3 milyar dolar olan bütçesindeki kademeli artıŠyüzünden telaÅa kapılmıyor. Bu rakamlar « büyük ingiliz kardeŠ» ile « büyük amerikalı kuzen »in Hindistan için olan para yardımlarını kesme noktasına getirdi. MeblaÄ, ISRO bütçesine kıyaslandıÄında gülünç olsa da, bu kesintiden büyük oranda etkilenecek olan ülkedeki 421 milyon yoksula yardım eden çeÅitli programlar için çok önemliydi. Buna karÅın, en yoksul 26 Afrika ülkesinin yoksul nüfusunu bir araya getirerek 410 milyon yoksul elde ediyoruz. Peki Hintli idareciler buna nasıl cevap verdi ? « Bu para yardımlarına gerçekten ihtiyacımız yok » diye buyurdu Ekonomi Bakanı Palaniappan Chidabaram.
2013 yılında Hint kökenli Amerikalı arkadaÅlarım iddialı ISRO projesinin baÅarısını kutlamak için bir parti yaptı: Mars Orbiter uzay sondasının fırlatılması. Ben bu konuda Åüpheliydim, çünkü bu sonda özellikle dünyanın yörüngesinde dönerek baÅlamıÅtı. Åüphe yok ki, Hintli bilim adamları ülkelerindeki gecekonduları görerek üzülüyorlardı, bu yüzden teleskoplarını aksi yöne çevirmeye karar vermiÅlerdi⦠Bu görevin amacı tam olarak neydi, elit Hintliler için kalacak yeni bir yer mi yoksa yoksulların sıÄacaÄı geniÅlikte devasa bir çöplük mü bulmak? EÄer ikincisiyse, Nijerya ve Hindistan arasında onaylanan uzay programı anlaÅmasının, okuma konusunda gerçekten acele ettiÄim Abuja'nın gecekondu mahalleleri konusunda birkaç madde içermesi gerekir !
Googleâda insanlık tarihindeki en pahalı evin hangisi olduÄunu araÅtırın. Bu ne Manhattanâdane de Parisâte deÄil, Mumbaiâde, bir milyar dolardan daha fazla deÄer biçiliyor! Bu 27 katlı gökdelenin yer altında da altı kat otoparkı var, katlarından biri bir spa ve bakımı yaklaÅık 600 kiÅiyi gerektiriyor. Bu devasa bina orada karısı, iki oÄlu ve kızıyla yaÅayan Hintli milyarder Mukesh Ambaniâye ait. Ãok sayıda çocuÄun açlık çektiÄi ve çöplüklerde yaÅadıÄı bir ülkede bu adam, daha önce yetimhane bulunan bir arsada kendisine bir milyar dolarlık bire v yaptırmayı tercih etti. Åüphesiz güzel bir Åehir ve gecekondu manzarası isteyecektir.
Güzel bir manzara, dünyanın en muhteÅem plajları arasında bulunun Florida körfezindeki plajlar da bunu sunuyor. Hem büyük bir Åehirde yaÅayıp hem de her koÅulda beyaz kumlar üzerinde bronzlaÅmak isteyenler için Tampa, kıyı kenti St. Petersburgâa olan yakınlıÄından dolayı tercih edilecek bir yer. Burası, güneÅten faydalanmak, Åehir merkezinde Amerikan usulü semirmek ve plajda dondurma yemek isteyen turistler için bir cennet. Ama benim bizzat tecrübe edebildiÄim kadarıyla bir kez güneÅ battı mı Åehir merkezinde dıÅarı çıkmamak daha iyi. Suç yüzünden deÄil. Daha ziyade, Katolik Kilisesi tarafından yönetilen aÄırlama merkezinde yer kapabilmek için kavga eden evsiz takımının dokunaklı manzarasını görmemek için. Ve eÄer onları bu durumda görmek yeterli deÄilse, Åehir halkı tarafından koyulan yoksullara karÅı sıfır tolerans politikası (ben böyle diyorum) bu talihsizlerin sürekli olarak polis tarafından rahatsız edilmesini saÄlıyor. Tutuklandıklarında, St. Petersburgâdan uzaÄa gitmeleri « önerilmeden » serbest bırakılmıyorlar. En çok Tampaâya gidiyorlar. Ve bu Åeytani ve faydacı önlemler sayesinde Åehir, turistler için kırsal imajını koruyabiliyor.
« Kırsal imaj » sözlerini duyduÄumda her zaman Birmanyaâyı (pardon Myanmar BirliÄi Cumhuriyetiâni) düÅünüyorum. Uzun süre bu ülkenin, 2006 yılında internete sızdıÄında izlediÄim, General Than Shweânin kızının düÄün videosuna benzediÄine inandım. Her yerde elmaslar ve Åampanya. Evlenenler, içinde evler ve lüks arabaların da olduÄu milyon dolarlar deÄerinde hediyeler almıÅtı. ÅiÅesi birkaç asgari ücretli maaÅına denk Åampanyayı davetlilerin kadehlerine doldurup çiçeÄi burnunda eÅine devasa düÄün pastasını kesmekte yardım ettiÄini gördüÄümüz damadı çok kıskanmıÅtım. Aung San Su Kyi 2011 yılında serbest bırakıldıÄında videoyu izledim ve bazı araÅtırmalar yaptım. Gülümseyen ve Oscar içinmiÅ gibi giyinen davetliler, ülkeyi demir yumrukla yöneten zalim ve kanlı bir diktatörlüÄün üyeleriydi. Bu kutlama, fakirlik ve askeri baskının giderek arttıÄı bir ülkede yapılmıÅtı. O zamandan beri, cunta imajını düzeltmek için çaba harcamıŠve o düÄünde bulunan yırtıcı hayvanlar daha ölçülü giyinmek için uÄraÅmıÅtı. Ama hala aynıydılar. Yakın zamanda Birmanya askeri gücü üzerindeki kontrollerini bırakacaklarını düÅünmüyorum, çünkü ülke ve doÄal kaynakları bu Åekilde kontrol ediliyor. Bununla beraber, büyüleyici saldırı etkili oluyora benziyor. Yangon Uluslararası Havaalanına, büyük uluslararası finans adamları ve onların uÅak orduları için kırmızı halılar serilmiÅ. Babil tarzı Åenlikler hiç Åüphesiz devam edecek, kimse görmeden.
Bu beni, bu defa gizli bir Åekilde gerçekleÅmeyen Amerika BirleÅik Devletleri'nin en ünlü ve heyecan verici partisinden bahsetmeye götürüyor. 2003 yılında, festival enerjisi ve övgüleriyle dolu gençlerin resimleriyle bolca desteklenmiÅ New Orleans'daki Büyük Perhiz'i tanıtan Bayou gastronomisi konusunda bir broÅür okuduÄumda, Amerikalıların Karayipli ve Afrikalı göçmenler konusunda söylemekten hoÅlandıÄı Åekliyle "gemiden indim". Oraya, bir partide bulunmak fikrinden benim kadar heyecan duyan iki arkadaÅımla beraber gitmiÅtim. Arabayı sürebileceÄimiz kadar hızlı sürerek ve sürekli bir hafif sarhoÅluk halinde herhangi bir kaza veya tutuklanmadan mucizevî Åekilde kurtulduk. Bourbon Caddesiândeki ikram ve misafirperverlik inanılmazdı. Ve Åunu söyleyebileceÄime inanıyorum ki çok az eÄlence düÅkünü ünlü Büyük Perhiz dönemlerinde bizimki kadar baÅarı elde etmiÅtir. Otelden, düzgün Åekilli bir göÄüs Åocu karÅılıÄında deÄiÅ tokuÅ ettiÄimiz birkaç yüz inciyle ayrılıyorduk ve ellerimiz sistemli biçimde yine boÅtuâ¦He he !
DönüŠyolunda aklımız hala yıldızlardaydı, Hale Boggs Köprüsüne çıkıÅı kaçırdık. EÄer New Orleansâı ziyaret ederseniz bilin ki bu köprü Åehirden tek çıkıŠyolu. Otel kapıcısının bize neden French Quarterâın etrafındaki turistik bölgeden asla ayrılmamamızı tavsiye ettiÄini anlayarak paniklemeye baÅlamıÅtık. YolculuÄumuz boyunca ilk defa turistlerin genellikle görmediÄi « gerçek » New Orleansâı keÅfediyorduk. Ciddiyetimiz hızla yeniden kazandık. EÄer bir polis aracı bizi almıŠolsaydı bize Bourbon Caddesi'ne kadar eÅlik etmesi gerekecekti. Bu ormanın ortasında duramazdık.
Grubumuz gerçekten de istenmiyordu. Size bir fikir vermek adına, gençken Cosby Show ve siyahî aile modelini ve Eddy Murphyânin Amerika BirleÅik Devletleriâni keÅfeden Afrikalı bir prensi oynadıÄı Coming To America filmini izliyorduk ve bize tamamen gerçeküstü geliyordu. Biz, « Afrikalılar da » kapitalizmin yeterince iyi Åekilde yürüdüÄü daha ziyade rahat ailelerden geliyordu. Floridaânın baÅkenti ve bir öÄrenci Åehri olan Tallahasseeâde birçok siyahi arkadaÅımız vardı ama New Orleansâın fakir mahallelerindeki bu zenciler hayatımızla ilgili korku duymamıza neden olmuÅtu! Bu turistik Åehrin kendi cehennemini saklayıp saklamadıÄı konusunda kuÅku duymalıydık. O zamanlar sık sık yerel rap grubu Hot Boyzâu dinliyorduk. AÅırı gerilimli ve saldırgan sözleri Bisounoursâda yazılmıŠolamazdı, Åiddet ve ümitsizlik dolu bir çevrede yazılmalıydı. Ve eÄer müzikleri yeterli deÄilse, klipleri içinde bulundukları evreni açık biçimde gösteriyordu: terkedilmiÅ binaların önünde çömelerek günlerini geçiren « pis ve kötü » fakirler.
Malesef birçok kiÅi New Orleans'ın birçok mahallesinin seyahat ettiÄim bazı üçüncü dünya ülkelerinden çok daha fakir ve ihmal edilmiÅ durumda olmasının nedeninin Katrina kasırgası olmadıÄını görmezden geliyor veya öyleymiÅ gibi yapıyor. Buralar çok önceden de böyleydi. Ben ve arkadaÅlarımın gerçekliÄini gördüÄü gibi, Åehrin birçok yeri stratejik olarak festival öÄrencileri ve turistlerin görüŠalanının dıÅında tutuluyordu. Katrina yalnızca New Orleans'ın küçük, kirli sırrını gün yüzüne çıkardı ve tüm ülke gerçeÄi keÅfeder gibi göründü. Sizce laÄım taÅtıÄında ne oldu ? Ve Åimdi, son belediye baÅkanı Ray Nagin'in (kara para aklama ve her türlü yolsuzluk suçundan on yıl hapis cezası alan) deyiÅiyle "çikolata Åehri" kendisini yeniden inÅa etmeye çalıÅıyor, nüfusunun sorunlu kısmının persona non grata ilan edilip bir daha asla geri gelerek imajına gölge düÅürmemesi için gizlice dua ediyor.
EÄer New Orleans Noel Baba'ya sunacaÄı listeye bu son dileÄi koymazsa, Ekvator Ginesi BaÅkanı'nın oÄlu Theodoro Nguema Obiang, Fransa ve diÄer medenileÅmiŠülkelerin çoÄunda gerçekten de persona non grata. Zenci prensin zenginliÄiyle çileden çıkan Fransa 2012 yılında, bazı oyuncaklarını birkaç yıllıÄına geri almak için çeÅitli aktivist grupları tarafından ona karÅı yöneltilen emsal bir karardan faydalanmaya karar verdi. Birkaç Fransız dergisinde sergilenen söz konusu önemsiz Åeyler bu büyük savurganlık konusundaki tüm beklentilerimin üzerindeydi: lüks arabalar (iki Bugatti Veyrons, bir Maybach ve bir Aston Martin, bir Ferrari Enzo, bir Ferrari 599 GTO, bir Rolls-Royce Phantom ve bir Maserati MC12) Chateau Petrus ÅiÅeleri (dünyanın en pahalı Åaraplarından biri) ve 3.7 milyon dolar deÄerinde bir duvar saati.
Amerikalılar, Fransızlardan daha iyisini yapmaya azimli bir Åekilde, davada ondan 70 milyon dolar talep ederek Obiangâın oÄlunun varlıkların çok daha önemli bir kısmını tırtıklamayı denediler. El konulan mallar listesi bir Gulfstream uçaÄı, Michael Jackson'ın eldivenleri ve Californiya, Malibu'da bir villayı içeriyordu. Ama bununla beraber, 700 milyon dolarlık hesabıyla bir zamanlar Riggs Bankası'nın en büyük bireysel müÅterisi olan genç mirasçı, bankasını kapılarına kilit vurmaya zorlayan skandallardan sonra bile Amerika BirleÅik Devletleri içinde yer deÄiÅtirmekte hala özgür. Adalet BakanlıÄı onu bu konuda hiçbir zaman endiÅelendirmedi. Ekvator Ginesi'nin çok genç Tarım Bakanı Teodoro Nguema Obiang'ın görevi için resmi olarak yılda yüzbin dolardan fazla kazanmadıÄına dikkatinizi çekelim.
Ekvator Ginesi, Afrikaânın en az özgürlüÄe sahip ülkelerinden, aynı zamanda günde bir dolardan daha az bir parayla yaÅayan daha yoksul Ginelilerin oranını da göz önünde bulundurursak birisi. Yedi yüz bin nüfuslu bu ülke hem en fakir hem de petrol bakımından en zengin ülke. Paslı tenekelerin yakınlarında cam binalar ve baÅkanlık malikânelerinin olduÄu, bu ülkenin çarpıcı paradoksunu açıÄa çıkaran fotoÄrafları internette kolayca bulabiliriz. BaÅkent Malabo'daki birkaç zengin, yollarda metrekareye düzinelerce düÅen çukurlardan kaçmaya çalıÅarak Mercedes Benz'leri ile gecekondular arasında zigzag çiziyordu. BaÅkanın akrabası olan, ülkedeki polisin baÅı resmi terzisinin Yves Saint Laurent olması ile övünüyor. Åehrin yeni lüks otelinin pencerelerinden tek kiÅi için bile dar olan barakalara yıÄılmıŠbütün aileleri görebiliriz.
Ve ben Ekvator Ginesi'nde beŠçocuktan birinin beÅ yaÅına girmeden öldüÄü ve bunların %50'sinden daha azının içilebilir suya eriÅimi olduÄunu keÅfederek daha fazla gerçeÄi meydana çıkarırken, Nelson Mandela'nın gökkuÅaÄı milletinin merkezinde bulunan küçük bir ülke olan Swaziland'da bir polis komiserinin, Obiang'ın oÄlunun Swaziland'daki villasındaki bir parti esnasında çalınan iki milyar dolarla dolu valizin çalınması hikayesi için hizmet ettiÄi sapkın ve açgözlü bir zorba adına özür dilediÄini keÅfedince kanım dondu. Peki bu olayda Åüpheliden öte durumda olan küçük Teodoroânun, Ekvator Gineâsinin imajını kirlettiÄi için cezası ne oldu? Afrikaânın en eski diktatörlerinden birisinin oÄlu olmak belli ki birçok avantaj getiriyor: babası onu tüm uluslararası davalardan koruyacak olan ülkenin ikinci baÅkan yardımcılıÄına getirdi.
«Yoksullara yardım etmemizden yanayım, ama bunun yoluna gelince, herkesten daha farklı bir fikrim var. Bence yoksullara yardım etmenin en iyi yolu durumlarını rahatlatmak deÄil onları oradan çıkarmayı denemektir. »
Benjamin Franklin
Nuh iyi bir adamdı, ama çocukken cehennemimden kaçma denemelerimi mahvetmiÅti. Bir arkadaÅın bahçemizde geçirdiÄi korkunç kazadan sonra dıÅarı çıkıp Ramboculuk oynamaya korkuyordum. Nuhâun bu konuyla ilgisi olduÄuna inanıyordum ve kahramanlıklarını okumak düÅüncemi onaylamaktan baÅka bir Åey yapmıyordu. Nuhâun gemisiyle ilgili hikâyenin birçok deÄiÅik versiyonunu okudum, Åöyle özetleyebiliriz: Tanrı insanlıÄı bir tufanla cezalandırmaya karar verdiÄinde Nuh hayatını, ailesini ve dünyadaki hayvanların küçük bir kısmını kurtardı. Bir çocuk olarak bu aptalın akbabalar, sıçanlar, timsahlar, özellikle de yazlarımı kapalı geçirmeme neden olan, Adem ile Havva'nın intikam tanrıçası Nemesisâi: yılanları gemiye alması karÅısında Åok olmuÅtum.
Tıpkı Nuh gibi Nelson Mandela da iyi bir adamdı. Bununla beraber, o da benim için deÄerli bir Åeyi mahvetmiÅti. Uzun süre emekliliÄimi en zengin ve kıtada en etkili ülke olan Güney Afrikaâda, hayatta baÅarı elde etmiÅ olan diÄer Afrikalı siyahlarla beraber geçirmeyi hayal etmiÅtim. Son yıllarda bu hayalime giderek gölge düÅmesinin Mandela ile alakası varmıŠgibi geliyor ama gerçekten ne olduÄunu bilmiyorum. IrkçılıÄa karÅı verdiÄi mücadele yüzünden bir çalıÅma kampında 27 yıl geçirdiÄi gerçeÄini nihayet bir kenara bırakıp baÅkan olarak yaptıklarını tarafsız bir gözle incelediÄimde bu kristal berraklıÄında netleÅti. Ben, bilinmeyen toprakların haritasını çıkarmaya çalıÅan ve "Madiba"nın ölümünden önce seslerini yeterince duyuramayan kadın ve erkeklerden oluÅan küçük grubun bir parçasıyım. Güney Afrika'daki sosyo-ekonomik mutsuzlukların, onun "uzlaÅma amaçlı pazarlıkları" yüzünden devam ettiÄini Åu anda söylemeye cesaret edebilir miyiz? Åu eski faÅist F.W. de Klerk'ın -namı diÄer bir tür tanrı- orta sınıf beyazlar ve büyük kuruluÅların giderek artan protestolarının akabinde, 1990'larda ırkçılıÄı bitirmekten baÅka çaresi yokken, Mandela'nın pastanın en büyük kısmının kendisine, ANC'ye (Afrika Ulusal Kongresi) ve beyaz, zengin küçük bir azınlıÄa kalması için taraf tuttuÄu konusunda hiçbir Åüphem yok.
Büyükannemin tekrarlayıp durduÄu gibi, insanları eylemlerinin iÅlevine göre yargılıyoruz. Mandela'nın karakter gücünü teslim eden iki tartıÅılmaz gerçek var. "Madiba", ırkçı yargıçlar, dünyanın en büyük insan hakları suçlularından bazıları, Afrikalı adam kaçıran kiÅiler ile katiller ve bundan sonra ırkçı rejimi destekleyip gökkuÅaÄı milletinin çıkarlarını koruyanlarla âmadencilik ve finans kuruluÅları- bir anlaÅmaya vararak ırkçı rejimin aydınlarını tatmin etmeye çabaladı. Peki, Avustralyalı gazeteci John Pilger ile yaptıÄı röportaj esnasında Endonezya'daki otuz yıllık diktatöre en derin ilgisizliÄi gösterip 1997 yılında Jakarta kasabı General Suharto'ya Güney Afrika'nın en yüksek onur ödülü olan Ä°yi Umut'u vermesini temize çıkaran bir adama ne diyeceÄiz?
ANC ve müttefiklerinin ırkçılıÄın bitmesinden beri bütün baÅkanlık seçimlerin, kazandıÄı ve buna raÄmen ekonomik ırkçılıÄa fiilen dokunulmadıÄı gerçeÄini kabul edemiyordum. Güney Afrikalı siyahlar görece terimlerle mutlak bir halde korkunç Åekilde fakir kaldı. Benim gözümde, ANC, Dimbaza ve Alexandria gibi gecekondu mahallelerine sıÄmaya çalıÅan siyahların güvenini suistimal etmiÅti ve bu aÅırı Åiddet dolu Åehirler halkın öfkesinin aÄırlıÄını taÅımaya baÅlamıÅtı. ANC'nin beyazlara karÅı çok nazik olduÄu konusunda ise bolca kanıt vardı. ANC'den birkaç siyahın, (parti üyelerinin ceplerindeki metelikleri toplamak için)çok zarif kapalı toplantılarının kalbine alınması karÅılıÄında, Güney Afrika'nın beyazları devasa duvarlarla korunmuÅ halde, ırkçı rejim döneminde siyahlardan insanlık dıÅı sömürülerle elde ettikleri zenginliÄin tadını çıkarma olanaÄına sahip oldu. DiÄer bir deyiÅle, ırkçı rejim son bulduÄunda sponsorları birkaç siyahı mal ve ödeneklerin yeniden daÄıtımı balosuna döndürmenin yeterli olacaÄını anladı. AçgözlülüÄün de yardımıyla siyahlar ve Hindistanlılar organize olmayı ve gettoların kalbinde direnmeyi beceremediler.
Bir gün kendime, Mandela ve takımının Güney Afrikalı siyahları yoksulluktan nasıl çekip çıkarmayı hesapladıÄını sordum. Åüphesiz ANCânin bu sonuca ulaÅmak için, liberal parti tüzüÄünde özetinin açıklandıÄı gibi büyük bir planı vardı:
« Ãlkemizin zenginliÄi, Güney Afrikaânın mirası, kendi halkına geri dönmeli. Toprak altındaki maden zenginliklerimiz, bankalar ve tekel endüstrisi halkına aktarılmalı. DiÄer tüm ticaret ve endüstriler halkın refahını garanti etmek için kontrol edilmeliâ¦Â».
ANC tüzüÄünün bu bölümü, örneÄin BirleÅik Ulus Hükümetini (kameralara karÅısında, tabandan gelen bir deÄiÅimi baÅlatma görüntüsü içinde kurtlarla kuzuları aynı aÄıla koymak için diktatörlerin en sevdiÄi yöntem) ve ırkçı rejimin görevlilerini koruyan akıl almaz iÅ garantilerini hazırlayan 1992 yılındaki "alacakaranlık maddeleri" gibi partinin gerçek imtiyazlarına and içiyordu.
Peki Güney Afrikaâda ırkçı rejim sonrası dönemde varlıksız kalan siyahlar ulusun zenginliklerinden uygun bir pay istediklerinde ne oluyor? Korkunç gerçek Åu ki, ırkçı rejim döneminde maruz kaldıkları muameleyi görüyorlar: üzerlerine ateÅ açıldı. 2013 yılında Marikanaâdaki azınlıklara karÅı yapılan katliamın fotoÄrafları 1960âda Sharpevilleâdekinden farklı deÄildi. Bu defaki renkliydi ve bu kirli, insanlık dıÅı iÅi yapanlar zencilerdi. Hakareti artırmak adına, dünya 270 madencinin tutuklanıp, ırkçılık rejimi yetkililerinin kullandıÄı aynı "ortak amaç" doktrinine dayanarak cinayetle suçlandıÄını büyük bir ÅaÅkınlıkla öÄrendi. Bu mantıksız suçlama, uluslararası toplum ve insani yardım kuruluÅlarının baskısıyla kaldırıldı ve tutuklu madenciler serbest bırakıldı.
Mandelaânın hayatı ve ANCânin yükseliÅi olgunlaÅmamıŠözgürlük savaÅçılarının ve eÅitliÄe inananların dikkatini çekmeye yaramalıydı: Lord Actonâın sözlerini hatırlamak gerekirse, iktidar yozlaÅtırır, mutlak iktidar ise mutlak yozlaÅtırır. Güney Afrikaâda beyazlar ve en yoksul siyahlar arasındaki ayrım hi. Bu kadar büyük olmamıÅtı. 2009 yılında ülke, dünyanın en eÅitsiz toplumu sıralamasında birinciliÄi Brezilyaâdan çaldı. Nelson Mandela'nın cenazesinin olduÄu gece BaÅkan Jacob Zuma'nın, uluslararası görevlilerin gözü önünde hoÅnutsuz halkı tarafından aÅaÄılandıÄını görmek benim için gerçek bir zevk oldu. Bu gerçekten heyecan vericiydi.
2013 yılında karım ve ben, Kanadaâya yakın olan daha kuzeye taÅınmak için Amerika BirleÅik Devletlerâin güneÅli güneyinden ayrıldık. Etnik düzlemde yeni Åehrimiz nasıl tanımlanır? Antartikaâdan daha beyaz. Kendimizi hala baÅka bir zencinin varlıÄını tanımak ve hafif bir baÅ hareketi yaparak bununla eÄlenmek zorunda hissediyorduk. Siyahların, toplumun alt kesiminin dikkate deÄer bir kısmını oluÅturduÄu Güney'de alıÅık olduÄumuz üzere, saf bir Åekilde, burada en ufak bir fakirlik kokusu almanın imkânsızlıÄına inanıyordum. Ve sonra, 2013 yılında Åükran Günü için New Yorkâa gittiÄimiz esnada yolun ortasında bir gölge gördük. Hava dondurucu durumdayken üzerindeki yetersiz kıyafetlerle siyahî bir evsiz büyük bir afiÅi sallıyordu. Bazı sürücüler onu ezmekten son anda sıyrılıyordu. Yanından geçerken ona kaÄıt bir dolar vermek için camımı indirdim. AÅaÄılanmıŠve hayatın sillesini yemiÅ bir adamın yüzünü gördüÄüm için içimde bir Åeyler kırıldı. O günden beri sokakta rastladıÄım çocukların, kadınların veya erkeklerin yüzünde aynı ifadeyi görüyorum.
Åehir halkı, bir kelimenin tınısını deÄiÅtirmenin, bazı bireyleri hor görmenin en kolay yolu olduÄunu keÅfetti. Giysi kollarına sokak fahiÅelerinin niteliÄini atfetmek, halka fakirleri cezalandırma izni veriyor. Bu güzel gezegenin birçok yerinde giysi kollarını fahiÅeler gibi kullanmak yasak. Bazı Åehirler iÅi, « asalaklara » (bu kelimeyi 2012 Amerikan BaÅkanlık seçimlerindeki Cumhuriyetçi aday Mitt Romneyâden ödünç alıyorum) para vermemeleri konusunda orada yaÅayanların dikkatini çekmek için eÄitici programlar oluÅturmaya kadar götürdü; polis memurları, özellikle Åehir merkezlerinde dilencileri hırpalama talimatı aldı. Yoksul ülkeler daha yaratıcı: doÄaüstücülük ve voodoo bahanesini de listelerine eklediler. Birçok üçüncü dünya ülkesine yaptıÄım seyahatler esnasında, paranoyak rehberler ve arkadaÅlarım, bir evsize para verirsem cebimdeki diÄer varlıkların da ortadan kaybolacaÄı ve Allah bilir baÅıma hangi uÄursuzluÄun geleceÄi hususunda beni uyardı. Ama ben bu gülünç uyarıyı görmezden geldim. Bir keçiye dönüÅmediÄimi veya beni bir yıldırımın çarpmadıÄını görebiliyordum ve cebimden yok olan para maddi zevklerimi ödemeye yaramıÅtı.
Dünyada çok farklı hayat seviyelerine veya derilerinin rengi gibi farklı köklere sahip insanların etkin istekler veya dilencilerden nefret etmeleri ama pasif dilencilerden rahatsız olmadıklarını görmek üzücü: dilencilerin bir kapının önünde ellerinde bir kâseyle ama ses çıkarmadan durmaları gibi. Bu Åu manaya geliyor; insanlar aÄzı sıkı durmayı bilip bizi kötü hissettirmeyen dilencilere para veriyor. New York merkez istasyonunda, baÅlarında kulaklarından fazlasını kapatan son moda kulaklıklarla, fakirlere dikkat etmeden geçen yenilikçileri izlemek için vakit ayırdım. Aynı davranıÅı, Kampala ve Ugandaânın caddelerinden yepyeni 4x4 Pradoları ile geçen hükümet üyelerinde de gördüm. Bu gösteri, yoksulları aÅaÄılamanın dünya çapında bir olgu olduÄunu anlamamı saÄladı. Ama kendimi izole hissettiÄim zaman. Ãmidimi kaybetmeye baÅladıÄım zaman, kurumlarında yükselmek için yoksulluk sorununu küçümser bir hareketle halının altına süpüren Åarlatanların aksine, fakirlere yönelik kayıtsızlıÄa karÅı mücadeleye hayatlarını adayan, farklı çevrelerden ve ülkelerden gelmiÅ diÄer insanlarla görüÅüyorum. Bu insanlar beni çok heyecanlandırıyor ve duyguları, kalbimdeki en deÄerli arzunun yankılanmasını saÄlıyor. Daha insani bir toplum sihirle yaratılmaz. Benim gibi (sanırım) bu insanlar da fakirleri görmezden gelemiyor.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «ЛитРес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию (https://www.litres.ru/pages/biblio_book/?art=40850941) на ЛитРес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.