Susamış Geceler

Susamış Geceler
Nurlan Orazalin

Nurlan Orazalin
Susamış Geceler

Takdim

Canseyit TÜYMEBAYEV
Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi
HAYATI ŞİİR GİBİDİR
Sanatın en büyüğü, şüphesiz söz sanatıdır. Söz sanatının en yüksek zirvesi ise, şiirdir. Güzel bir şiir nağme gibidir. Belli bir konuyla sınırlı kalmaz. Topyekûn insan hayatını ve in sanın iç dünyasını ihtiva eder. Duyguların tercümanlığını yapar. Düşüncelere canlılık katar. İşte hepimiz bu şiir dünyasıyla büyüdük. Ter ü taze duyguları ifade edebilmek için şiirlere sarıldık. Dedelerimizin destansı hayatlarını şiirlerin büyülü satırlarında okuduk. Sözün gücü, beyanın kuvveti şiirlerde saklı olduğuna kanaat getirdik. Dolayısıyla söz ustaları olan şairlere, ozanlara, aşıklara hayranla baktık, heyecanla dinledik… ve hayatı bir şiir gibi algıladık…
Kazak edebiyatında şiir önemli bir yere sahiptir. Şairler de toplum içerisinde büyük bir rol oynarlar. Gelişen toplulukların şairlerini önemsedikleri gibi. Bundan dolayı Kazak atasözünde “Gelişen ülkenin valisi şairini arar, düşen ülkenin şairi valisini arar” denerek ülkenin, topluluğun gelişmesini, büyümesini, kalkınmasını şairine, ozanına, aşığına, yani aydınına bağlar. Zira, tarihimizde eğer altın devirlerimiz olmuşsa, o dönemin şairlerine, aydınlarına önem verdiklerinden dolayı, sözü dinlenir olduğundan dolayı olmuştur.
Yazarların, düşünce insanların yaşadığı ortamlar daha da değerlidir. Gelişmek için yön verirler, gerçeklerin unutulmaması için hatırlatırlar, uyku halinden toplumu kurtarmaya çaba sarf ederler. Bundan dolayı Kazak halkı Mahambet, Süyinbay, Maykı Bi gibi ozanlara, Abay, Mağcan, Kasım, Mukagali gibi şairlere her zaman sahip çıkmıştır.
Günümüzde zamanı doğru okuyabilen, toplumun maruz kaldığı sorunları doğru teşhis edebilen ve böylece farklı bir dille, farklı bir üslupla halkına hitap eden yazarlarımız var. Şiirleriyle duyguların bamteline dokunabilen, engin hisleriyle varlığını hissettiren, derin düşünceleriyle halkını yönlendirebilen, ama aynı zamanda içinde barındırdığı tüm varidatlarıyla, tazelikleriyle adeta bir cemre gibi düşen şairlerimiz de var. İşte o şairlerden biri Kazak edebiyatında önemli bir yere sahip olan, saygın edebiyatçı olarak bilinen Nurlan Orazalin’dir.
Büyük şair, meşhur oyun yazarı ve usta gazeteci-yazar olan Nurlan Orazalin toplumsal hayatta aktif rol alan mümtaz bir şahsiyettir. Uzun zamandır Kazakistan Yazarlar Birliği’nin başkanlık görevini üstlenerek yeni bir yazar-şair kuşağının yetiştirilmesinde büyük katkı sağlamaktadır. Devletin çeşitli idari işlerini yürüterek Kazak kültür ve sanat dünyasına hizmet etmektedir.
O, bağımsızlığın kazanılması yolunda mücadele vererek bağımsızlıktan sonraki dönemde de çok önemli çalışmalara imza attı. Hayatı boyunca edebiyata hizmet ederek, en yüksek platformlarda, uluslararası kürsülerde edebiyatın ve düşüncenin öneminden her zaman söz ederek sahip çıktı. En zor günlerde, en amansız anlarda bile halkın en değerli mirası olan söz sanatının bayrağını dalgalandırmak için çaba sarf etmektedir.
Şair Nurlan Orazalin, kaleme aldığı şiirleri gibi özgündür. Hayatı şiir gibidir, şiirleri de hayatının birer fragmanıdır. Hayatı ne kadar temizse, şiirleri de o kadar tazedir.
Bu sene Kazak halkı Anadolu kardeşleriyle birlikte Kazakistan’ın Bağımsızlığının 25.Yıldönümü kutlamaktadır. Böyle tarihi bir dönemde şairimizin eseri Türk dilinde okurlarına sunulması da büyük bir olaydır. Değerli şairimizin “Susamış Geceler” adlı eserini Türkiye Türkçesine aktaran Malik OTARBAYEV’e, kitabı yayına hazırlayan Avrasya Yazarlar Birliği’nin “BENGÜ” Yayınevine teşekkürlerimi sunar, okurlarımızın başucu eseri olmasını temenni ederim.

Takdim

Yakup ÖMEROĞLU
Avrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı
Kazak şiiri, Türk Dünyasının kültür ve sanatının önemli bir parçasıdır. Ayrıca hem kapsamlı hem de çeşitli boyutları olan zengin bir sanat türüdür. Özellikle, saf bir düşünce ile duygu temelinde oluşan, coşkun, ilhamla dolu olan lirik şiir türünün yeri pek büyüktür.
Günümüzün Kazak şiirinde bu bağlamda büyük emek sarf eden şairlerden biri, şüphesiz Nurlan Orazalin’dir. Şair, kültür ve sanat dünyasına 70.yıllarda atılarak sistematik bir şekilde Kazak lirik şiirin gelişmesine büyük katkı sağlamaktadır. Şairliği de böyle gelişti. Onun eserlerinde coşkulu, lirik duygular ile dramatik olaylardan oluşan hayat felsefesi adeta fışkırmaktadır. Sadece düşünce ile duygu mücadelesi değil, yürek ile ruhun ahengi duyulmaktadır.
Şair Nurlan Orazalin’in şiirlerinde gönül dünyasına ait olan iniş ile çıkışları, derin sırları hissetmek mümkündür. Düşüncesiyle yaka paça olan, tepesinde yıldırım çakan, duyguları titreyen şairin iç dünyasında korlar yanmaktadır sanki. Her şeye rağmen o, dünya hayatına gerçek gözüyle bakmak ister, seyretmeye kalkar. Böylece insanın ismine hitap etmeden toplumu karşısına alır. Bu şekilde şiir yazabilmek için sadece kabiliyetle yetinmemek gerekir, ona ayrıca eğitim, feraset, hassasiyet ve analize edebilen dimağ lazımdır.
O, hayatı boyunca sorumluluğu omuzlarından bırakmayan, idari işleri yürüten vatansever bir zattır. Yani her zaman toplum içinde aktif rol oynayan aksiyon bir insandır. Halkının ihtiyacını hissedebilen yapıya sahiptir. Bundan dolayı o, Bağımsızlık kavramını milletin ruhunu yükselten, yolunu açan, geleceğe doğru imkanları sunan büyük bir olay olarak algılamaktadır. Bu kavramla ilelebet yaşayabilmek için halka hizmet etmek, milli ruhu yükseltmek gerektiğini idrak etmiştir. Çünkü o da, birçok dost şairleri gibi derin sulardan, yüksek tepelerden geçti. İşte bu ruhu onun eşsiz şiirlerinde görmek mümkündür.
Halkı anlayabilmek, düşünce dünyasını kavrayabilmek, hissiyatını kabul edebilmek kolay değildir. Şair Nurlan Orazalin düşünce yapısıyla erginlik çağına erkenden uyandı, gençliğin tertemiz döneminden itibaren hayatın gerçeğini, halkın düşüncesi ile duygusunu kavrayabildi. Onun gençlik döneminde yazdığı şiirleri birer resim gibi o günlerin, hatta o anların hissiyatını taşımaktadır bugünlere. Doğayı bile resmederken güzelliğin peşinde olduğunu, güzellikle hayata renk katabileceğine inanmaktadır. Bu ise, kolay iş değildir, her babayiğidin karı değil. Zaten, şair olmak bu açıdan büyük sorumluluk gerektirir değil midir…
Nurlan Orazalin’in eserleri hakkında Cengiz Aytmatov, Tumanbay Moldagaliyev, Bakıtcan Maytanov, Esenbay Düsenbayulı, Saylaubek Cumabek gibi edebiyatçı yazar ve şairler birçok eleştiri yazılar kaleme almışlardı. Tüm bu yazılan yazılarda şairin lirik yanından bahsederler bol bol. Onun gerçekçi huyundan, hakikat peşinde olan gönlünden hoşnut duyarlar. Özellikle, Cengiz Aytmatov onun hakkında şöyle der: “Zamanın sırrını anlayan, hatta o sırrın ne olduğunu okuruna gösterebilen şairdir o; öyle ki, onun düşüncesinde öfke saklıdır, öfkede ise şairin hiç sönmeyen alevi vardır… Şair sevinirse, gerçekten sevinir. Hüzün duyarsa da, gerçek hüzün duyar. İşte Nurlan Orazalin’in şiirlerindeki lirik kahramanların iç dünyasındaki değişimler sınır tanımaz, insanlık düzeyine yükselir. Şair gök yüzüyle dertleşse de, toprakla konuşmaya kalksa da, okurunu o sohbetin içine katar. İşte bu hissiyatı yaşatır…”
Evet, Nurlan Orazalin, insan ruhunun hatibidir. Onun tek hayali vardır, ruhun tazeliği ile sağlamlığıdır. O, gerçek bir söz ustasıdır. Elinizdeki eserin edebî çevirisi Ataman Kalebozan tarafından yapılmıştır. Çevirmene ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

ANLA
Anla beni
Yağmur yağmur gençliğim
Karların özlediği hırçın temmuzum ben
Çocukken terk edilen kimsesiz türkü
Sabah yeline kavuşamayan gece
Bir daha geri dönmeyecek bulutum ben.
Yıl
altmışım
ben…
Anla beni
Asumandan kaçan yıldız
Kirpiğe salınmış üzgün damlayım ben
İlk orda gördüğüm yalnızlık
Dizelerini unutmuş bir şiir
Hüzünlerini kaybetmiş bir güzüm ben.
Mahambet’im
Abay’ım
ben…
    (Kasım 1968)

ANNE
Ay bu gece hilalken…
Sustuğun sözlerde
Dizimdeki yara izinde
Bitmesin hiç dediğim horoz şekerinde
Anılara akların düştüğü yerdeyim anne
Ay bu gece burdayken…
Ellerin sıcağında
Geçmişin sadağında
Suların çekildiği salıncaklarda
Kınaların solduğu yerdeyim anne
Ay bu gece de varken….
Güzlerin ayazında
Efsaneler ocağında
Eylülün hazanında
Oyaların yandığı yerdeyim anne
Ay ne var ne yokken…
Unuttuğun gülüşte
Çeyizindeki dantelde
Yaralandığın yürekte
Saçlarıma sindiğin yerdeyim anne
Ay aylığını yapmışken…
Düşüp de kaldığım
Kalıp da ağladığım
Ağlayıp da susturamadığım
Sensizliğimdeyim anne
Ay çoktan gitti
Korkuyorum gel anne.
    (Ekim 1965)

İYİ GECELER DURAĞINDA
Gidilmeyen yolda iz oldun
Kırılmayan kalplerde kördüğüm oldun
Bir varmış
Bir de yokmuş oldun
İyi geceler durağında sardım da ruhumun hicranını
Yüreğimde sen ağlamadın çok şükür
Hisli bir beyaz kuğu oldun
Hey gidi hey günlerim oldun
Dönüşü olmayan o an oldun
İyi geceler durağına bıraktım da hazanı
Yüreğimde sen ağlamadın çok şükür
İlhamsız şiirin sözü oldun
Titreyen gönlümün teli oldun
İyi geceler durağına bıraktım da Leyla ile Mecnun’u
Yüreğimde sen ağlamadın çok şükür
    (Mart 1967)

KISKANMAM BEN
(Sallanıyor gecedeki Asuman…
“Sevgi Duygu” defterinden
Hatırlarım ben güzel anları… A. Puşkin )
Mutluluğu kıskanmam ben
İnanma dedikoduya
Yanılırsın yoksa
Hüzünlerim var benim
Bir alana bir bedava…
Sabahları kıskanmam ben
İnanma ona buna
Yanılırsın yoksa
Gecelerim var benim
Bir alana bir bedava…
İlkbaharı kıskanmam ben
İnanma sen aya
Yanılırsın sonra
Son olan baharlarım var benim
Bir alana bir bedava…
Bir tek seni kıskanırım ben
İnan bana
Ömrüm asumanım
Aşk bedava
Bir alana,
yok
bir bedava..
    (Eylül 1968)

GÜZ AYIRDI AMA
Yalvaran edasıyla
Bakışı yabancı kız,
Döndürerek baktırırsın endamınla
Ağustos kavuşturdu gözümün bebeğini sana
…..
Güz ayırdı ama
……
Berrak gözün yıldızlardan
Delikanlılar yürürdü ışığından
Yüreğini ifşa etti ay faydalanıp karanlıktan
Anladım gönlün varmış senin de bende

Güz ayırdı ama

Güneş farkına varıp,
Karacanın bakışları sanıp
Yıllarını sana verdi ümitten bir alev ile
Sarıldın bana erken gelen hüzünle

Güz ayırdı ama
……
Yalvaran edasıyla bakışı yabancı kız
Yüreğimde sen başka
Şiirimde sen başka
Kavuşmasına kavuştuk da

Güz ayırdı ama

    (Ekim 1968)

GİDİYORUM SENDEN
Ey şehir
Güzel şarkılar sarmış
Soluğun senin
El alem beni meczup sanmış
Delikanlı idim
Dalgalanan denizlerde
Açılmayan tek bir gül
O güldeki diken sen
Dalgalanıp çağırdı şiirleri
Çıkıp geldi akşam akşam karanlık
Oldu mu ey şehir
Dinledi mi annem dertlenişimi?
Yaktı mı ucunu yarim kelimelerinin?
Ne oldu ey şehir
Sen niye ağlıyorsun?
Hayal eden ben
Acıklı filmlerin kahramanı ben
Üstü karalanmış satırlar ben
Sen ey şehir
Aldım ben yalnızlığımı
Gidiyorum senden
    (Kasım 1968)

BİZ BİZ İDİK
Hayat nura boğulmuş…
Duygu ateşi, heyecanla yanan an.
Almatı’da görüştük.
Zarif, güzel geceye dolanan
Sırrı biz çözdük biz
Gezerek
Nisandaki kutsal ümit,
El salladı tepelerden
Heyecan heyecan olup
Geceyi biz uyandırdık biz
Ay uykuda
Anılar fısıltı korosu olmuş
Göründü sırlar bir bir
İfşa etti ayın yüzünü
Işığı biz söndürdük biz
Canım benim
Canımsın ey aşk
Melek huylu bebek bakışlı aşk
Kalbimi dinle az az
Şehrin gürültüsünü biz susturduk biz
Aladağ’ın karı çok
Akıl ucunda güz ateşi yok
Kendimi ararken hep
Seni ararım
Kor gibi biz yandık biz
    (Kasım 1968)

VEDALAŞMAYALIM
O an
Kesik bir çizgi gibi
Saplandı kirpik yüreğime
Vedalaşmayalım
Ay mı?
Gece mi?
Kim vazgeçirir ki gidişini?
Vedalaşmayalım
Hazandan
Hüzünden
Haz etmiyorum sensizlikten
Vedalaşmayalım
O sokak
O park
Kaçamam anılardan
Vedalaşmayalım
Nereye saklanırım kendimden?
Gözlerinden,
Bu geceden
Vedalaşmayalım
    (Aralık 1968)

ÖZLEME BENİ
Gittim ben
Sarılıp ateş yakutuna
Dönüşüp rüzgâra
Gittim
Sen de git
Git de
Özleme beni
Dönmemek için gittim ben
Görmemek için
Yanıp da kül olmak için gittim ben
Sen de git
Git de
Özleme beni
Meltemlerimden gittim
Sözlerimden
Sancılı hatıralarımdan gittim ben
Sen de git
Git de
Özleme beni
Salınıp da gelen akşamdan
Kararıp da kaçan mehtapdan
Kayan yıldızımızdan gittim ben
Sen de git
Git de
Özleme beni
Gittiğim yerde
Ben severim seni
Ben anarım gözlerini
Dökerim sözlerimi
Sen sevme beni
Özleme
Ben özlerim seni
    (Aralık 1968)

ACELE ETME DOSTUM
Acele etme dostum,
Düşme bilmediğin o yere
Kışı soğukta
Koşulunca kara at kızağa
Çaya doğru çağlayıp gitme
Acele etme
Hatırla dalını kayının
Hatırla duasını suların
Ayaza gülümse de
Acele et dostum
Dönelim bir öğle vakti köyümüze
    (Aralık 1968)

GECE UYKUDA
Gece uykuda
Ay uyanık
Esti dağdaki rüzgâr
Sakinleşti kara at
Türküler salınıp gidiyor Kara Dağa.
Gece uykuda
Sesler yorgun
Özledi baharı kara toprak
Hüzünlendi sarı yaprak
Türküler salınıp gidiyor Kara Dağa.
Gece uykuda
Coşku suskun
Bir kız şarkı söyledi
Kürdili hicazlar dargın
Türküler salınıp gidiyor Kara Dağa.
Gece uykuda
Şimal yıldızı kayıp
Karalar bağladı ak kâğıt
Üstü çizildi benlerin
Türküler salınıp gidiyor Kara Dağa.
    (Ocak 1969)

YARIN
Yarın
Yarın giderim ben
Yok, ağır yüküm tutan elden başka
Vedalaşıp dağlarla
Yüreğimdeki korla
Yarın
Yarın giderim ben
Bağlayarak
Sevinç ile hüznü
Tek tane şiirim, yükümü
Öpmeden özünü
Çözmeden örgünü
Yarın
Yarın giderim ben
Bir şarkı tüttürür
Bir ihaneti öldürür
Geride kalan anıları söndürür
Yarın
Yarın giderim ben
Durdurmadan mısralarımı
Susturmadan hazanlarımı
Dönüp duran hatıralarımı
Alır da giderim ben
Yarın
Yarın giderim ben
Sen şalına sarınıp aşkı beklerken
Yarın
Yarın giderim ben
    (Ocak 1969 )

AY ÜŞÜRKEN
Yıldız yağdı ay üşürken
İrkildi toprak açıp kucağını
Sardı sarhoş caddenin naralarını
Küstüm ben de…
Dertlendi dere ayın bu haline
Gerçek olmayacak düşlerine
Her şey geçmedi
Her şey düzelmeyecek işte
Abay Caddesinde
Gece on ikide
Gündüz birde
Küstüm ben de…
Kucakladım sensizliği
Denizci fırtınayı
Gemi dalgayı
Yıldız yağdı ay üşürken
Üşürse üşüsün bana ne
Küstüm ben de işte…
    (Nisan 1969 )

AY ÇIĞLIK ATTI
Gökyüzü göğsünü açtı
Ay yine mi çığlık attı
Kil kumlandı
Kız oynadı Almatı’da
Gülümsemedim yıldızlara
Kayın yaşlandı
Karaca dağdan kaçtı
Ay yine mi çığlık attı
Durmadım kartalın kanadında
Kaf dağının ardında
Salındı gençliğim kirpik ucunda
Ay yine mi çığlık attı
Gökyüzü kapanıp
Kumlar oynadı
Yıldızlar yaşlanıp
Rüzgâr yumuşadı
Ay da susar elbette
Biliyor musunuz
Gönlüm çok müşkülde…
    (Mayıs 1969)

ADİLBEK’e
Bırak beklesin güz rüzgârı az biraz
Varsın çırpmasın kuş kanadını
Susmazsa susmasın göğün göğsü
Ateşlere atsınlar yasemen çiçeklerini
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Boz olan kırlar özlesin bizi
Vursunlar baharda son şiirleri
Kelime sussun dizeler yıkılsın
Nokta virgüle karışsın
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Yansın yürekler kına ağacına
Seslensin ağıtlar karanlık semaya
Hasret kalsın lalenin sarısı has bahçaya
Yıldızlar sönsün de yanmasın bir daha
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Meydanlara kalsın kaldırım taşları
Tuzlayalım da
Yine de koksun çocukluğumuzun akşamları
Vursun limanlar uzağımızda kalan adaları
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Kum sararsın
Yıldız sönsün de bir daha yanmasın
Turna göçsün de gittiği yerde kalsın
Küheylan vurulsun da ayağında kırmızı çalkalansın
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Bırak kavuşamasın Ağustos Eylüle
Bırak dönemesin Dünya ne öteye ne beriye
Bırak ağlasın bülbül
Dağ yücelmesin
Aşklar bitsin
Gözler hasret kalsın meye
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
    (Kasım 1969)

SEVİYOR SEVMİYOR
Aklımda yoksunuz
Yetim hatıralar
Ne bahardan bahsedin bana
Ne güzden
Ne yazdan
Vaz geçtim ben papatyadaki
Seviyor sevmiyordan.
Aklımda yoksunuz
Siz ey hatıralar
Ne çocukluğumdan bahsedin bana
Ne serden
Ne yardan
Vaz geçtim ben papatyadaki
Seviyor sevmiyordan.
Aklımda yoksunuz
Siz hatıralar
Ne gidişimden bahsedin bana
Ne vuslattan
Ne hazandan
Vaz geçtim ben papatyadaki
Seviyor sevmiyordan.
    (Nisan 1970)

BEN BİLİRİM
Gönül us alır mı almaz mı?
Ben bilmem
Kim bilirse bilir
Gökyüzü yağmuru unutur mu unutmaz mı?
Ben bilmem
Kim bilirse bilir
Gece yıldızları örter mi örtmez mi
Ben bilmem
Kim bilirse bilir?
Sarı benizli gidenler döner mi dönmez mi?
Ben bilmem
Kim bilirse bilir

Ey gönül derdin hiç mi bitmez?
Bir ben bilirim
Kimse bilmez.
    (Nisan 1970)

YAHU
Yahu yaprak
Gidişin gidiş değil senin
Koptuğun yerde sararır kalırsın bilesin
Sabır!
Sabır der tesbihteki taş
Bir dönüp bakıver
Senin bu işin iş değil
Yaprak
Ne kadar yakın
İlkbaharla güzün arası
Söyleme toprağa
Beklesin dursun son giden rüzgârı
Sana sözlerim hiç mi dokunmadı
Yahu yaprak
Gidişin gidiş değil senin
Göğsü toprağın yar değil bilesin
Nisan…
Mayıs der baharın yeli
Şubat daha dün gitti kelli felli
Vuru relbet hazan sana da neşeli
Senin gülüşün gülüş değil
Haydan geldin de
Bir güze gittin
Acelen neydi yahu yaprak
Sen benim Ekimim
Yarim güzelim
Kederim
Ninnim
Dostum
Her şeyim…
Sen benim gençliğim idin
Geldin geçtin de bilemedim.
Yahu yaprak!
Biraz bekle
Dönüver işte şurası benim evim, köşküm, ciğerim
Yanımdan geçip gitme
Yeniden yeşermesen de
Sararıp kaldığın yerden düşme
Düşme…
Bekle…
    (Ekim 1970)
    Yaprağa not: Beklemezsen bekleme
    Ben gelmeyeceğim peşine…

BENİM
Tanrım nurunu indirdiğinde
Her taraf boyanır yeşil renge
Gökyüzü heveslenir güne
Yazamadığım şiirlerim var
Kim bilir kimin heybesinde …
Beğendiğim sözü söylesem dostuma,
Gün aydınlanır gece boyanır karaya
Tabiat kocamış yürekli anamdır benim
Rengi kayıp saçlarım var benim
Kimin gölgesinde …
Geçiyor yıllar durmaz o anlar
Sarardı beraberlikler ağardı kadehler
Şiirdir dökülen mülahazalar
Kırpıp kırpıp yıldız olmuş gözlerim var benim
Kim bilir kimin göğsünde …
Meltemi sever bozkır
Dağlara yaslanır dertlerim
Derinliğinde kayboldum dünlerin bu günlerin
Yağmur yüklü bulutlarım var benim
Kim bilir kimin gözlerinde …
Şair doğurur geceler
Şairi öldürür güle aşık bülbüller
Neler geçti başımdan neler
Baharda solan renklerim var benim
Benim yüreğimde
Benim yüreğimde…
    (Eylül 1970)

ÖLESİYE AŞK
Canana
Âşık olmazsan ölesiye
Ne şiir kalır
Ne türkü
Yorgun hatıraları
Anmazsan ölesiye
Ne yağmur kalır
Ne rüzgâr
Atını
Sürmezsen hayata ölesiye
Ne güz kalır
Ne ayaz
Dalgalarla
Yarışmazsan ölesiye
Ne kum kalır
Ne yaz
    (Nisan 1976)

O MENEKŞE
İnanmayanlar sorsun
Şahidim o menekşe
Geceler mekânı olsun baykuşun
Köksay’ ın taşı şakısın
Söyleyin ona bekliyorum halâ
Şahidim tepedeki o menekşe
Haber salın
Toparlansın bulut
Alsın yağmuru yanına
Varsın yarin kıyısına
Söyleyin ona seviyorum halâ
Şahidim tepedeki o menekşe
Ağarmasın bulut

Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию (https://www.litres.ru/book/nurlan-orazalin/susamis-geceler-69499597/chitat-onlayn/?lfrom=390579938) на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
Susamış Geceler Nurlan Orazalin
Susamış Geceler

Nurlan Orazalin

Тип: электронная книга

Жанр: Историческая литература

Язык: на турецком языке

Издательство: Elips Kitap

Дата публикации: 16.04.2024

Отзывы: Пока нет Добавить отзыв

О книге: Susamış Geceler, электронная книга автора Nurlan Orazalin на турецком языке, в жанре историческая литература

  • Добавить отзыв