Nartların Sözü

Nartların Sözü
Ufuk Tavkul

Ufuk Tavkul
Nartların Sözü

SUNUŞ
Atasözleri ve deyimler halkın folklor ve dil zenginliğinin bir tezahürü olmalarının yanı sıra, halkın tarihi geçmişinin, sosyal yapısının, felsefi düşüncesinin, dünya görüşünün de bir aynasıdır. Kısacası, atasözleri ve deyimler halk kültürünün en zengin biçimiyle dildeki yansımasıdır.
Kısa, açık, kolay anlaşılabilir ve zengin ifade gücüne sahip olma özellikleri sayesinde atasözleri halkın günlük konuşma dilinde de geniş ve ayrıcalıklı bir yere sahiptirler. Dolayısıyla atasözleri derlenmekle tükenmeyecek bir kültür hazinesidir.
Kafkasyalı Karaçay-Malkar halkının folklor hazinelerinin önemli bir bölümünü oluşturan atasözlerinin derlenmesi çalışmaları uzun yıllardan beri gerek Kafkasya’da gerekse Türkiye’ye göç etmiş olan Karaçay-Malkarlılar arasında devam etmektedir.
1990-1997 yılları arasında Rusya Federasyonu’nun Kafkasya bölgesinde yer alan Karaçay-Çerkes ve Kabardin-Balkar Cumhuriyetlerine yapılan araştırma gezileri sırasında Karaçay-Malkarlılardan derlenen atasözleri ile Türkiye’deki Karaçay-Malkar köylerinden ve özellikle Konya’nın Sarayönü ilçesine bağlı bir Karaçay-Malkar köyü olan Başhüyük’ten derlenen atasözleri bu kitapta biraraya getirilmiştir. 2721 atasözü ve 640 deyimden oluşan bu eser ayrıca Kafkasya’da yayımlanmış olan Karaçay-Malkar folkloru ve atasözleri-deyimler ile ilgili literatürün taranmasıyla zenginleştirilmiştir.
Karaçay-Malkar atasözleri ve deyimleri tabii ki bu kitapta yer alan atasözlerinden ve deyimlerden ibaret değildir. Daha önce yapılmış çalışmalar ile gelecekte yapılacak olan araştırmalar sayesinde Karaçay-Malkar atasözlerinin ve deyimlerinin on binden fazla bir sayıya ulaşması mümkün görülmektedir. Hazırladığımız bu kitap, bu konuda yapılacak olan araştırmalara bir basamak olma gayesini gütmektedir.
Alfabetik düzen içinde sıralanan atasözleri ve deyimler konularına göre tasnif edilmemiştir. Karaçay-Malkar atasözleri arasında Türkiye Türkçesindeki atasözleri ile aynı ya da benzer atasözlerinin yer aldığı dikkati çekmektedir. Kitabın giriş kısmında folklor araştırmacılarına yardımcı olmak ve iki farklı coğrafyadaki benzer atasözlerinin varlığını ortaya koymak amacıyla, yetmiş beş Karaçay-Malkar atasözünün Türkiye Türkçesinde yaşayan karşılıklarına yer verilmiştir.
Karaçay-Malkar atasözlerinde art damak ünsüz sesleri olan kalın g sesi ġ, kalın k sesi Ḳ / ḳ, harfleri ile gösterilmiştir.
Karaçay-Malkar halkının sosyal, ekonomik ve kültürel yapısına, hayat ve dünya görüşüne ışık tutan atasözlerinden oluşan bu kitap yalnızca halkbilim (folklor) ile uğraşanlara değil, dilbilimci, sosyolog ve Türkologlara da yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

    Prof. Dr. Ufuk TAVKUL
    Elbruz Bilim ve Kültür Araştırmaları Topluluğu

KARAÇAY-MALKARLILAR
Kafkasya’nın Orta Kafkaslar adı verilen merkezî kısmında, Kafkas Dağları’nın en sarp ve yüksek zirvelerinin, geçit vermez derin vadilerinin koynunda kökenleri İskitlerden Alanlara, Hunlardan Bulgarlara, Hazarlardan Kıpçaklara ve Kafkasya’nın kökleri beş bin yıl öncesine dayanan eski yerli medeniyetlerine kadar uzanan bir halk yaşar. Bunlar kendilerine TAVLU (Dağlı) adını veren, Kıpçak Türkçesinin bir lehçesini konuşan, Kafkasların kadim halkı Karaçay-Malkarlılardır.
Yaşadıkları bölge doğuda Çerek ırmağının kaynak havzasından batıda Laba ırmağının kaynağına kadar uzanan ve Kafkas dağlarının en sarp ve yüksek bölümünü meydana getiren dağlık arazidir.
Karaçaylılar ve Malkarlılar birbirinden farklı etnik kökene, dile, kültüre ve tarihe sahip iki ayrı halk değil, aynı dil, kültür ve tarihi paylaşan bir Kafkasya halkıdır. Karaçay ve Malkar adları bu boyun yaşadığı iki coğrafî bölgenin adlarıdır.
Karaçay-MalkarKafkasya’nın Orta Kafkaslar olarak bilinen merkezî kısmında yer almaktadır. Yalnızca Kafkasya’nın değil, Avrupa’nın da en yüksek dağları Karaçay-Malkar toprakları içindedir. Bunların başlıcaları Mingi Tav (Elbruz 5.642 mt), Dıh Tav (5.203 mt), Koştan Tav (5.145 mt), Uşba, Ullu Tav, Alibek, Dombay Ölgen gibi zirvelerdir.
Kafkasya’daki beş bin yıllık tarihleri boyunca pek çok kavmin, kültürün ve medeniyetin etkisi altında kalan, etnik yapılarında Kafkasya ve çevresine ait pek çok unsuru barındıran Karaçay-Malkarlılar çok zengin bir sosyo-kültürel yapıyı günümüze kadar yaşatmayı başarmışlardır. Tarih boyunca seyyahlar onları Kara Çerkesler, Dağlı Çerkesler, Alanlar, Basiyanlar, Karaçioliler gibi değişik adlarla haritalarına kaydetmişler, onlar kendilerini Tavlu (Dağlı) adıyla anarlarken Kafkas Dağları üzerinde yaşadıkları vadilere göre Karaçaylılar, Bashanlılar, Çegemliler, Holamlılar, Bızıngılılar, Malkarlılar olarak çeşitli zümrelere bölünmüşlerdir.
Sovyet hâkimiyetinden sonra bu halk Karaçaylılar ve Balkarlar (Malkarlılar) ya da Karaçay-Balkar (Karaçay-Malkar) halkı olarak literatüre girmiştir. Balkar adı Bashan, Çegem, Holam, Bızıngı ve Malkar vadilerinde yaşayan dağlıları tek bir isim altında toplamak isteyen Sovyet yönetimi tarafından verilmiştir.
Beş ayrı vadide yaşayan ve ortak etnik kökene, tarihe, kültüre ve dile sahip bu dağ kabileleri için Çarlık Rusyası döneminde Beş Dağ Zümresi / Topluluğu anlamına gelen Пять Горских Обществ (Pyat Gorskih Obşçestv) adı kullanılırdı.[1 - KUDAŞEV, V.N. (1991), “İstoriçeskie Svedeniya o Kabardinskom Narode”.-Nalçik: Elbrus. sayfa:155] Sovyet hâkimiyeti döneminde bu dağlıları Kabardeyler ile aynı özerk cumhuriyet içine almayı planlayan Ruslar, onları tek bir etnik isim altında toplayarak Balkar adını verdiler.
Karaçay etnoniminin kaynağı ise, Karaçay halkının XV. Yüzyılda yaşadığına inandığı Ḳarça isimli ilk beylerinin adına dayanmaktadır ve Karça’nın halkı ~ Karça’nın yurdu anlamlarını taşımaktadır.
Karaçay-Malkarlılar günümüzde Rusya Federasyonu’na bağlı iki Kafkas cumhuriyetinin sınırları içinde yaşamaktadırlar. Karaçaylılar, Adige (Besleney-Kabardey), Abaza, Nogay ve Ruslarla birlikte Karaçay-Çerkes Cumhuriyetinin halklarından birini oluştururlarken, Malkarlılar da Kabardin-Balkar Cumhuriyetinde Kabardeyler ve Ruslarla birlikte yaşamaktadırlar ve cumhuriyetin asıl halklarından birini meydana getirirler. Günümüzde Karaçaylıların nüfusları yaklaşık 200 bin, Malkarlıların nüfusu ise 120 bin civarındadır.
Karaçay-Malkarlılar bölgeye özgü tarihî, etnik ve sosyal süreçlerin neticesinde Kafkasya’da ortaya çıkmış ve etnogenezleri Kafkasya’ya sıkı sıkıya bağlı bir Türk dilli halk olarak bilim dünyasında yerlerini almışlardır. Onların tarihî geçmişleri aynı zamanda Kafkasya’nın çok dilli ve çok kültürlü renkli yapısının oluşum sürecinin de bir aynasıdır.

KARAÇAY-MALKAR KÜLTÜRÜNDE ATASÖZLERİ
Atasözleri, bir kavramı, bir düşünceyi, bir olay ya da olguyu az sözle anlatmak ve daha etkili, daha inandırıcı kılmak için başvurulan anlatım yollarından biridir (Özdemir 1981:5)
Atasözleri uzun gözlemlere ve denemelere dayanan yargılarını öğüt, adet, gelenek, inanç niteliği içinde belirten, kalıplaşmış, özgün biçimleri bulunan özdeyişlerdir (Özdemir 1981:5)
Atasözlerinin en belirgin özelliği kısa ve özlü olmaları, az sözle çok şey anlatmalarıdır. Her atasözü bir genel kural, bir düstur niteliğindedir (Aksoy 1981:21)
Karaçay-Malkar folklorunun en zengin bölümlerinden biri atasözleridir. Karaçay-Malkar atasözlerinde onların Kafkas dağlarındaki zor hayat şartlarının izlerini, geçmiş dönemlerdeki sosyal, ekonomik, kültürel yapıları ile ilgili ipuçlarını görmek mümkündür.
Karaçay-Malkarlılar atasözlerine kendi dillerinde “Nart söz” adını verirler. “Nartlar” Kafkas halklarının mitolojilerinde, Kafkasyalıların ataları olduklarına inanılan efsanevi bir halktır. Abhaz, Adige, Oset, Çeçen, Dağıstanlı gibi halklarla birlikte Karaçay-Malkar folklorunda da Nart efsaneleri geniş bir yer tutar. Başlıca kahramanları Örüzmek, Sosurka, Batırez, Kara Şavay, Alavgan, Fuk, Satanay Biyçe gibi adlar taşıyan Nart halkının, günümüzdeki Kafkasya halklarının ataları olduğuna dair inanç Kafkas halkları arasında oldukça yaygındır. Karaçay-Malkarlılar bu sebeple çok eski devirlerden beri atasözlerine “Nart söz” adını vermektedirler.
Kafkasyanın Orta Kafkaslar bölgesinde yaşayan ve Türkçenin Kıpçak lehçesi grubuna giren bir dilde konuşan Karaçay-Malkarlıların atasözleri ile Türkiye Türkçesinde yaşayan atasözleri arasında bir mukayese yapıldığında benzer ya da aynı atasözlerinin her iki grupta da yer aldığı görülmektedir. Aşağıdaki örnekler KaraçayMalkar ve Türkiye Türkçesindeki atasözleri arasında bir karşılaştırma yapma imkanını sağlarken, aralarındaki yakınlığı da ortaya koymaktadır.

Karaçay-Malkar
Açha açhanı tartadı. (Para parayı çeker)
Türkiye
Para parayı çeker. (Özdemir 1981:148)

Karaçay-Malkar
Açnı amanı bolmaz, toknu imanı bolmaz.
(Acın kötüsü olmaz, tokun imanı olmaz)
Türkiye
Acın amanı, tokun imanı olmaz. (Aksoy 1996: 26)

Karaçay-Malkar
Adamnı kılıgı işde belgili boladı. (Adamın karakteri işte belli olur)
Türkiye
Adamın iyisi işbaşında belli olur. (Özdemir 1981: 12)

Karaçay-Malkar
Agaç çirise özeginden çiriydi. (Ağaç çürüse özünden çürür)
Türkiye
Ağacın çürüğü özünden olur. (Aksoy 1996: 30)

Karaçay-Malkar
Akılı bolmaganga sakalı boluşmaz.
(Aklı olmayana sakalı yardım etmez)
Türkiye
Akıl olmayınca ne yapsın sakal? (Özdemir 1981: 17)

Karaçay-Malkar
Akıllı sagış etginçi teli işin bitdirir.
(Akıllı düşününceye kadar deli işini bitirir)
Türkiye
Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer. (Özdemir 1981: 17)

Karaçay-Malkar
Alga çıkgan kulaknı artda çıkgan müyüz ozar.
(Önce çıkan kulağı sonra çıkan boynuz geçer)
Türkiye
Boynuz kulaktan sonra çıkar ama kulağı geçer. (Aksoy 1981: 179)

Karaçay-Malkar
Alma tereginden keng ketmez. (Elma ağacından uzağa gitmez)
Türkiye
Armut ağacından uzak düşmez. (Aksoy 1996: 45)

Karaçay-Malkar
Anasına karab kızın al. (Anasına bakıp kızını al)
Türkiye
Anasına bak kızını al. (Özdemir 1981: 26)

Karaçay-Malkar
Artık mal köz çıgarmaz. (Fazla mal göz çıkarmaz)
Türkiye
Fazla mal göz çıkarmaz. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 154)

Karaçay-Malkar
At iyesin tanır. (At sahibini tanır)
Türkiye
At binicisini tanır. (Özdemir 1981: 3)

Karaçay-Malkar
At urmaz deme, it kabmaz deme.
(At vurmaz deme, it kapmaz deme)
Türkiye
Atım tepmez, itim kapmaz deme. (Özdemir 1981: 32)

Karaçay-Malkar
Ata şohu tas bolmaz. (Ata dostu kaybolmaz)
Türkiye
Ata dostu oğula mirastır. (Özdemir 1981: 30)

Karaçay-Malkar
Asıl azmaz, gemha tozmaz. (Asil bozulmaz, ipekli kumaş eskimez)
Türkiye
Asıl azmaz, bal kokmaz. (Özdemir 1981: 29)

Karaçay-Malkar
Arba avgandan sora col körgüztüvçü köb bolur.
(Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur)
Türkiye
Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur. (Özdemir 1981: 27)

Karaçay-Malkar
Arbanı allı kalay barsa artı da alay baradı.
(Arabanın önü nasıl giderse, arkası da öyle gider)
Türkiye
Arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer. (Özdemir 1981: 27)

Karaçay-Malkar
Ayıbsız teng izlegen tengsiz kalır.
(Ayıpsız arkadaş arayan arkadaşsız kalır)
Türkiye
Ayıpsız yar arayan yarsız kalır. (Özdemir 1981: 35)

Karaçay-Malkar
Az bergen cürekden, köb bergen baylıkdan.
(Az veren yürekten, çok veren zenginlikten)
Türkiye
Az veren candan, çok veren maldan. (Özdemir 1981: 36)

Karaçay-Malkar
Aznı almagan köbden kuru kalır.
(Azı almayan çoktan mahrum kalır)
Türkiye
Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 71)

Karaçay-Malkar
Bal-bal degen bla avuzga tatuv kelmez.
(Bal-bal demekle ağza tat gelmez)
Türkiye
Bal-bal demekle ağız tatlanmaz. (Özdemir 1981: 39)

Karaçay-Malkar
Bal bolsa çibin tabılır. (Bal olsa sinek bulunur)
Türkiye
Bal olan yerde sinek bulunur. (Özdemir 1981:40)

Karaçay-Malkar
Bal tuthan barmagın calar. (Bal tutan parmağını yalar)
Türkiye
Bal tutan parmağını yalar. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 77)

Karaçay-Malkar
Baş carılsa börk içinde, kol sınsa ceng içinde.
(Baş yarılsa börk içinde, el kırılsa yen içinde)
Türkiye
Baş yarılır börk içinde, kol kırılır yen içinde. (Özdemir 1981: 42)

Karaçay-Malkar
Baş kalay barsa, ayak da alay baradı.
(Baş nasıl gitse, ayak da öyle gider)
Türkiye
Baş nereye giderse, ayak da oraya gider. (Özdemir 1981: 42)

Karaçay-Malkar
Baynı malı carlını avzun avrutur.
(Zenginin malı fakirin ağzını ağrıtır)
Türkiye
Zenginin malı züğürdün çenesini yorar. (Özdemir 1981: 87)

Karaçay-Malkar
Borçha içgenni başı eki kere avrur.(Borca içenin başı iki kere ağrır)
Türkiye
Borca içen iki kez sarhoş olur. (Özdemir 1981: 49)

Karaçay-Malkar
Boş cürügenden ese boşuna işle. (Boş yürümektense boşuna çalış)
Türkiye
Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir. (Özdemir 1981: 52)

Karaçay-Malkar
Börünü azıgı boranda. (Kurdun azığı fırtınada)
Türkiye
Kurt dumanlı havayı sever. (Özdemir 1981: 129)

Karaçay-Malkar
Börü da honşu koşuna çabmaydı. (Kurt bile komşu ağıla saldırmaz)
Türkiye
Kurt komşusunu yemez. (Özdemir 1981: 129)

Karaçay-Malkar
Buday cetse orak bagalı bolur. (Buğday yetişince orak kıymetli olur)
Türkiye
Buğday başak verince orak pahaya çıkar. (Özdemir 1981: 53)

Karaçay-Malkar
Bügüngü işni tamblaga kaldırma. (Bugünkü işi yarına bırakma)
Türkiye
Bugünün işini yarına bırakma. (Özdemir 1981: 53)

Karaçay-Malkar
Cel keltirgenni suv eltir. (Yelin getirdiğini su götürür)
Türkiye
Yel ile gelen sel ile gider. (Özdemir 1981: 156)

Karaçay-Malkar
Cılamagan caşha anası emçek salmaz.
(Ağlamayan çocuğa anası meme vermez)
Türkiye
Ağlamayan çocuğa meme vermezler. (Özdemir 1981: 14)

Karaçay-Malkar
Çakırılmagan cerge barma, çakırılgan cerden kalma.
(Çağırılmayan yere gitme, çağırılan yerden kalma)
Türkiye
Çağırılan yere erinme, çağırılmayan yere görünme. (Özdemir 1981: 58)

Karaçay-Malkar
Çakırılmagan konak törge atlamaz.
(Çağırılmayan misafir başköşeye geçmez)
Türkiye
Davetsiz gelen döşeksiz oturur. (Özdemir 1981: 64)

Karaçay-Malkar
Çıkmagan candan umut kurumaz.
(Çıkmayan candan umut kesilmez)
Türkiye
Çıkmadık canda umut vardır. (Özdemir 1981: 59)

Karaçay-Malkar
Eki harbız bir uvuçha sıyınmaz. (İki karpuz bir avuca sığmaz)
Türkiye
İki karpuz bir koltuğa sığmaz. (Özdemir 1981: 105)

Karaçay-Malkar
Ertde turgan col alır, ertde üylengen töl alır.
(Erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır)
Türkiye
Erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır. (Özdemir 1981: 80)

Karaçay-Malkar
Eki kama bir kınga sıyınmaz. (İki kama bir kına sığmaz)
Türkiye
İki kılıç bir kına girmez. (Aksoy 1996: 141)

Karaçay-Malkar
Eşekge altın cükleseng da eşekley kalır.
(Eşeğe altın yüklesen de eşek olarak kalır)
Türkiye
Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir. (Özdemir 1981: 82)

Karaçay-Malkar
Eşekge mingen birinçi ayıb, andan cıgılgan ekinçi ayıb.
(Eşeğe binmek birinci ayıp, ondan düşmek ikinci ayıp)
Türkiye
Eşeğe binmek bir ayıp, düşmek iki ayıp. (Aksoy 1996: 115)

Karaçay-Malkar
Har gokka hansnı iyisi başha. (Her çiçeğin kokusu başkadır)
Türkiye
Her çiçeğin kokusu bir olmaz. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 175)

Karaçay-Malkar
Kama cara bitelir, avuz cara bitelmez.
(Kama yarası kapanır, ağız yarası kapanmaz)
Türkiye
Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 84)

Karaçay-Malkar
Karga karganı közün almaz. (Karga karganın gözünü çıkarmaz)
Türkiye
Karga karganın gözünü oymaz. (Aksoy 1996: 152)

Karaçay-Malkar
Kazanda bolsa çolpuga çıgar. (Kazanda olsa kepçeye çıkar)
Türkiye
Çanağa ne doğrarsan kaşığına o çıkar. (Özdemir 1981: 58)

Karaçay-Malkar
Keleçige ölüm cok. (Elçiye ölüm yok)
Türkiye
Elçiye zeval olmaz. (Özdemir 1981: 77)

Karaçay-Malkar
Kızıng honşu üyde catmasın, caşıng bazar hant tatmasın.
(Kızın komşu evde yatmasın, oğlun pazar yiyeceği tatmasın)
Türkiye
Kızın varsa el yatağında yatmasın
Oğlun varsa el ekmeği tatmasın. (Aksoy 1996: 160)

Karaçay-Malkar
Kögetni igisin ayü aşar. (Meyvenin iyisini ayı yer)
Türkiye
Armudun iyisini ayı yer. (Özdemir 1981: 15)

Karaçay-Malkar
Közden ketgen kölden keter. (Gözden giden gönülden gider)
Türkiye
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. (Özdemir 1981: 91)

Karaçay-Malkar
Kuru tuluk süyelmez. (Boş tulum dik durmaz)
Türkiye
Boş çuval dik durmaz. (Özdemir 1981: 51)

Karaçay-Malkar
Külme kartha kelir başha. (Gülme yaşlıya gelir başa)
Türkiye
Gülme komşuna gelir başına. (Özdemir 1981: 92)

Karaçay-Malkar
Kündüz çırak candırgan keçe karangıda kalır.
(Gündüz mum yakan gece karanlıkta kalır)
Türkiye
Gündüzün mum yakan geceleyin bulamaz. (Özdemir 1981: 92)

Karaçay-Malkar
Mahtangan iynek çelegine boyar. (Öğünen inek kovasına pisler)
Türkiye
Öğünen inek evleğe pisler. (Aksoy 1996: 177)

Karaçay-Malkar
Mart ketmey dert ketmez. (Mart gitmeden dert gitmez)
Türkiye
Mart ayı dert ayı. (Özdemir 1981: 134)

Karaçay-Malkar
Mejgit ullu bolsa da afendi bilgenin aytır.
(Cami büyük olsa da imam bildiğini söyler)
Türkiye
Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 100)

Karaçay-Malkar
Ortak ögüzden buzov aşhı. (Ortak öküzden buzağı iyidir)
Türkiye
Ortaklık öküzden buzağı yeğdir. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 228)
Ortak inekten başına buzağı iyidir. (Aksoy 1996: 176)

Karaçay-Malkar
Ot bolmagan cerden tütün çıkmaz.
(Ateş olmayan yerden duman çıkmaz)
Türkiye
Ateş olmayan yerden duman tütmez. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 64)

Karaçay-Malkar
Ölgen eşek börüden korkmaz. (Ölmüş eşek kurttan korkmaz)
Türkiye
Ölmüş eşek kurttan korkmaz. (Özdemir 1981: 145)

Karaçay-Malkar
Ölgen ölse da kalgan kalır. (Ölen ölse de kalan kalır)
Türkiye
Ölenle ölünmez. (Özdemir 1981: 145)

Karaçay-Malkar
Sabiyni cumuşha iy, ızından kesing bar.
(Çocuğu işe gönder, peşinden kendin git)
Türkiye
Çocuğu işe sal, ardınca sen git. (Özdemir 1981: 60)

Karaçay-Malkar
Sen biy, men cüyüshan,kayda bizni eşekge kuvuşhan.
(Sen bey, ben prens, nerede bizim eşeğe kolan kayışı)
Türkiye
Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 244)

Karaçay-Malkar
Suv çelekni tübü suvda kalır. (Su kovasının dibi suda kalır)
Türkiye
Su testisi su yolunda kırılır. (Özdemir 1981: 162)

Karaçay-Malkar
Sütden avzu küygen suvnu ürüb urtlar.
(Sütten ağzı yanan suyu üfleyip içer)
Türkiye
Sütten ağzı yanan ayranı üfleyerek içer. (Özdemir 1981: 163)

Karaçay-Malkar
Tama tama köl bolur. (Damlaya damlaya göl olur)
Türkiye
Damlaya damlaya göl olur. (Özdemir 1981: 64)

Karaçay-Malkar
Tav ne miyik bolsa da avuş tabılır.
(Dağ ne kadar yüksek olsa da geçit bulunur)
Türkiye
Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar. (Özdemir 1981: 63)

Karaçay-Malkar
Tav tavga tübemeydi, adam adamga tübeydi.
(Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur)
Türkiye
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. (Özdemir 1981: 63)

Karaçay-Malkar
Tavuk tüşü tarı bürtük. (Tavuğun düşü darı tanesi)
Türkiye
Aç tavuk düşünde darı görür. (Özdemir 1981: 11)

Karaçay-Malkar
Teli kolannı süyer. (Deli alacayı sever)
Türkiye
Deli alacayı sever. (Aksoy 1996:88)

Karaçay-Malkar
Teli şohungdan akıllı cavung aşhı.
(Deli dostundan akıllı düşmanın iyidir)
Türkiye
Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun. (Özdemir 1981: 65)

Karaçay-Malkar
Temir suvugunçu cazıladı. (Demir soğuyuncaya kadar şekil verilir)
Türkiye
Demir tavında döğülür. (Özdemir 1981: 66)

Karaçay-Malkar
Tengizni malın tonguz aşar. (Denizin malını domuz yer)
Türkiye
Devlet malı deniz, yemeyen domuz.
(Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 122)

Karaçay-Malkar
Terekni alması köb bolsa başın enişge tutar.
(Ağacın meyvesi çok olsa başını aşağı tutar)
Türkiye
Ağaç meyvesi olunca başını aşağı salar. (Özdemir 1981: 13)

Karaçay-Malkar
Teşikli taş cerde kalmaz. (Delikli taş yerde kalmaz)
Türkiye
Delikli taş yerde kalmaz. (Özdemir 1981: 65)

Karaçay-Malkar
Töngeregen taşha tük çıkmaz. (Yuvarlanan taşta yosun çıkmaz)
Türkiye
Yuvarlanan taş yosun tutmaz. (Özdemir 1981: 185)

Karaçay-Malkar
Ullu söleşme da ullu kab. (Büyük konuşma büyük ye)
Türkiye
Büyük lokma ye, büyük söyleme. (Özdemir 1981: 54)

Yüksek Kafkas dağları ile çevrili, zor tabiat şartlarına sahip bir ortamda, hayvancılığa dayalı bir ekonomiye sahip olan Karaçay-Malkarlıların sosyo-kültürel yapıları da bu çevre içinde şekillenmiş ve gelişmiştir. Bu hayat tarzının izlerini atasözlerinde görmek mümkündür. Tabiatla, dağlarla, çeşitli yabani ve evcil hayvanlarla ilgili atasözlerinin çokluğu bu gerçeğe işaret etmektedir. Kahramanlık, yiğitlik, mertlik, tok gözlülük ile ilgili atasözleri de Karaçay-Malkar halkının karakteri ve dünya görüşü ile yakından ilgilidir.

Tubanlı Köl ve Çotça Tav / Gonaçhir Vadisi – Karaçay


KARAÇAY-MALKAR ATASÖZLERİ
Abadanı ne etse, gitçesi da anı eter.
Büyüğü ne yapsa, küçüğü de onu yapar.
Acal cetginçi ölüm coḳ.
Ecel gelinceye kadar ölüm yok.
Acal cetse, bolcal coḳ.
Ecel gelse, vade yok.
Acal sorub kelmez, kelse ḳaytıb ketmez.
Ecel sorup gelmez, gelse dönüp gitmez.
Acallıġa oḳsuz şkok atılır.
Eceli gelene kurşunsuz tüfek patlar.
Acalsız ölüm bolmaz.
Ecelsiz ölüm olmaz.
Acaşhan tögerek aylanır.
Yolunu şaşıran dört döner.
Acaşhannı ızındaġı köredi, cangılġannı canındaġı biledi.
Yolunu şaşıranı peşindeki görür, yanılanı yanındaki bilir.
Acaşsang köb bla acaş.
Şaşırsan da çok kimse ile birlikte şaşır. (Yolunu kaybet)
Acaşsang uzaḳġa – tüşerse tuzaḳġa.
Yolunu şaşırırsan uzakta – düşersin tuzağa.
Acir bla talaşhan alaşanı[2 - Alaşa: İğdiş edilmiş erkek at.] sırtı cavur bolur.
Aygırla dalaşan alaşanın sırtı yara olur.
Aç aşar, açuvlu canşar.
Aç yer, kızgın gevezelik eder.
Aç aşnı ayırmaz.
Aç yemek ayırmaz.
Aç da bol, toḳ da bol, namısınga bek bol.
Aç da olsan, tok da olsan, şerefine sahip ol.
Aç esner, toḳ kekirir.
Aç esner, tok geğirir.
Aç it cortuvuḳ bolur.
Aç köpek koşucu olur.
Aç it çulġanıb catar.
Aç köpek kıvrılıp yatar.
Aç ḳarnım, tınç ḳulaġım.
Aç karnım, rahat kulağım.
Aç kişdikden çıçhan ḳutulmaz.
Aç kediden fare kurtulamaz.
Aç ḳonaḳnı haparla bla sıylama.
Aç misafiri havadislerle ağırlama.
Aç otunçunu açuvu burnundadı.
Aç oduncunun öfkesi burnundedır.
Aç toymam deydi, toyġan aç bolmam deydi.
Aç doymam diyor, doyan acıkmam diyor.
Aç uyat ḳoymaz.
Açlık utanma bırakmaz.
Açdan ölgen – söleşe ölür.
Açlıktan ölen – konuşarak ölür.
Açha açhanı tartadı.
Para parayı çeker.
Açha ming palahnı başın cabadı.
Para bin belanın başını örter.
Açhanı süygen tengsiz ḳalır.
Parayı seven arkadaşsız kalır.
Açhasız bazarġa barġandan ese, kebinsiz körge bar.
Parasız pazara gitmektense, kefensiz mezara git.
Açı ḳızıl terk ongar.
Parlak kırmızı çabuk solar.
Açıġan süt ayran bolmaz.
Ekşimiş süt yoğurt olmaz.
Açlıḳda tarı gırcın da halıvadan tatlı.
Açlıkta darı ekmeği de helvadan tatlıdır.
Açnı amanı bolmaz, toḳnu imanı bolmaz.
Açın kötüsü olmaz, tokun imanı olmaz.
Açuv aldan kelir, aḳıl artdan kelir.
Öfke önden gelir, akıl arkadan gelir.
Açuv – bıçaḳ, aḳıl – sab.
Öfke – bıçak, akıl – sap.
Açuv bolġan cerde aḳıl turmaz.
Öfkenin olduğu yerde akıl durmaz.
Açuv cılavġa, ḳuvanç tebserge üretir.
Öfke ağlamayı, sevinç dans etmeyi öğretir.
Açuv ne ullu bolsa da tavnu buzmaz.
Öfke / hiddet ne kadar büyük olsa da dağı yıkamaz.
Açuv sorub kelmeydi.
Öfke sorup gelmez.
Açuvlanıb örge turġan, zaran alıb olturur.
Öfkeyle kalkan, zararla oturur.
Açuvlu başda aḳıl coḳ.
Kızgın başta akıl yoktur.
Açuvnu eşigi kengdi.
Öfkenin kapısı geniştir.
Adam artıngdan kelse börküngü al.
Arkandan adam gelse kalpağını eline al.
Adam betsiz bolsa, tersligin birevge atar.
İnsan şerefsiz olsa, suçunu başkasına atar.
Adam bolluḳ – atlamından belgili
Adam olacak – adımından bellidir.
Adam bolluḳ ceti cılda baş bolur,
Bolmazlıḳ a ḳırḳ cılında caş bolur.
Adam olacak yedi yaşında lider olur,
Olmayacak ise kırk yaşında delikanlı olur.
Adam bolmaġan cerde tonguz törge öter.
Adam olmayan yerde domuz başköşeye geçer.
Adam caşavdan toymaz.
İnsan hayata doymaz.
Adam igi cuvuḳnu satıb alır.
İnsan iyi akrabayı satın alır.
Adam ḳarġasa bir palah, el ḳarġasa ming palah.
Adam beddua etse bir bela, halk beddua etse bin bela.
Adam ḳatında adam ölmez.
İnsan yanında insan ölmez.
Adam kesi ne zatha usta bolsa anı üsünden söleşir.
İnsan hangi konuda usta ise onun hakkında konuşur.
Adam ḳıynalmay zavuḳ körmez.
İnsan zorluk çekmeden refah görmez.
Adam köb avruġanlıḳġa ölmez.
Adam çok hasta olmakla ölmez.
Adam körürün körmey, körüne girmez.
İnsan göreceğini görmeden, mezarına girmez.
Adam sözünden belgili.
Adam sözünden bellidir.
Adam tabmaġan keli başı bla kengeşir.
Adam bulamayan havan tokmağına danışır.
Adam tuvġan cerine, it toyġan cerine.
İnsan doğduğu yere (vatanına), köpek doyduğu yere.
Adam tükürgenin ızına cutmaz.
İnsan tükürdüğünü geriye yutmaz.
Adamdan ḳalġan süyekni it aşar, itden ḳalġan süyekni kim aşar?
Adamdan kalan kemiği köpek yer, köpekten kalan kemiği kim yer?
Adamlıḳ işi bla bilinir.
Adamlık işiyle bilinir.
Adamnı adamlıġı aşda oġay, işde bilinedi.
Adamın adamlığı aşta değil, işte bilinir.
Adamnı adamlıġı nögerinden tanılır.
Adamın adamlığı arkadaşından belli olur.
Adamnı adamlıġı ölmey bla ketmey bilinmez.
Adamın adamlığı ölmeden ve gitmeden bilinmez.
Adamnı adamlıġın ḳıyınlıḳ cetgen kün bilirse.
İnsanın insanlığını sıkıntılı günde anlarsın.
Adamnı amanı adamnı beti bla oynar.
Adamın kötüsü insanın şerefiyle oynar.
Adamnı amanı otunga barsa, otunnu amanı üyge kelir.
Adamın kötüsü odun kesmeye gitse, odunun kötüsü eve gelir.
Adamnı canı topraḳ, terekni canı çapraḳ.
İnsanın canı toprak, ağacın canı yaprak.
Adamnı igi küyövü “biyi” kibikdi.
İnsanın iyi damadı “beyi/prensi” gibidir.
Adamnı igisi comaḳda bolur.
Adamın iyisi masalda olur.
Adamnı igisi itni da başın sılar.
Adamın iyisi köpeğin de başını okşar.
Adamnı ḳatını carlı da eter bay da eter.
İnsanı karısı fakir de eder zengin de eder.
Adamnı kesi cetmegen cerge sözü ceter.
Adamın kendi ulaşamadığı yere sözü ulaşır.
Adamnı ḳılıġı işde belgili boladı.
İnsanın karakteri işte belli olur.
Adamnı ḳıyınlıḳ bla zavuḳluḳda coḳla.
İnsanı sıkıntı ile ferahlıkta yokla.
Adamnı osalı ḳış künge ḳuvanır.
İnsanın kötüsü kış gününe sevinir.
Adamnı sıyın halk költürür.
İnsanın şerefini halk yükseltir.
Adamnı taşada sökme, tuvrada mahtama.
Adamı gizlice çekiştirme, açıkça övme.
Aġaç çirise özeginden çiriydi.
Ağaç çürüse içinden çürür.
Aġaç kesseng, uzun kes, temir kesseng, ḳısha kes,
Cona barsang, ḳısharır, tüye barsang, sozulur.
Ağaç kessen, uzun kes, demir kessen, kısa kes,
Yontsan, kısalır, dövsen, uzar.
Aġaç usta üysüz ḳalır.
Ağaç ustası / marangoz evsiz kalır.
Aġaçnı başın kesseng, tübü ḳalır,
Ekevden biri ölse, biri ḳalır,
Cangız ölse va kimi ḳalır?
Ağacın başını kessen, dibi kalır,
İki kişiden biri ölse, biri kalır,
Yalnız adam ölse, kimi kalır?
Aġaçnı ḳıngırı mekâmġa caramaz.
Ağacın eğrisi ev yapmaya yaramaz.
Aġaçnı ḳıyınlısı tirmenge ḳaḳġıç bolur.
Ağacın zavallısı değirmene kakgıç[3 - ḳaḳġıç: değirmen taşı döndükçe, taşa tahılın dökülmesini sağlayan tahta parçası.] olur.
Aġaçnı uzunu arḳav bolur, adamnı uzunu calḳav bolur.
Ağacın uzunu payanda olur, adamın uzunu tembel olur.
Aġaşçını üyü otunsuz ḳalır.
Oduncunun evi odunsuz kalır.
Ah- degenlikge dükküç artıḳ carılmaz.
Hah- demekle kütük fazladan yarılmaz.
Ah- demegen, oh- demez.
Hah- demeyen, oh- demez.
Ahırat candetden duniya davlet aşhı.
Ahiret cennetinden dünya saadeti iyidir.
Ahıratnı kişi körüb ḳaytmaġandı.
Ahireti kimse görüp dönmemiştir.
Ahmat Ḳayada bal bardı, andan manga ne bardı.
Ahmat Kayası’nda bal var, ondan bana ne fayda var.
Ajımlı ölgen eki ölür.
İhmalden ölen iki kere ölür.
Aḳġan suvnu bereketi coḳ.
Akan suyun bereketi olmaz.
Aḳıl başha – oḳuv başha.
Akıl başkadır – okumak / eğitim başkadır.
Aḳıl bazarda satılmaydı.
Akıl pazarda satılmaz.
Aḳıl bla adeb – egiz.
Akıl ile terbiye – ikiz.
Aḳıl – ḳoban, saġış – tengiz.
Akıl – ırmak, düşünce – deniz.
Aḳıl neden da küçlü.
Akıl her şeyden güçlüdür.
Aḳıl oysundurur, küç boysundurur.
Akıl düşündürür, güç itaat ettirir.
Aḳıl sözge baġa coḳ.
Akıllı söze paha biçilmez.
Aḳıl sözge tıngıla, adam söznü angıla.
Akıllı sözü dinle, adam sözünü anla.
Aḳıl tengizden teren, bilim tavdan miyik.
Akıl denizden derin, bilim dağdan yüksek.
Aḳılġa köz tiymez.
Akla nazar değmez.
Aḳılı aznı azabı köb.
Aklı az olanın eziyeti çoktur.
Aḳılı bar işine ışanır, aḳılı coḳ aḳılına ışanır.
Aklı olan işine güvenir, aklı olmayan aklına güvenir.
Aḳılı barnı angı bar.
Aklı olanın idrak gücü var.
Aḳılı bolmaġanga saḳalı boluşmaz.
Aklı olmayana sakalı yardım etmez.
Aḳılı cartıdan sanı cartı aşhı.
Aklı yarımdan vücudu yarım iyidir.
Aḳılı köbnü – cuvuġu köb.
Aklı çok olanın akrabası çok olur.
Aḳıllı angılar, aḳılsız tıngılar.
Akıllı anlar, akılsız dinler.
Aḳıllı angılar, teli tıngılar.
Akıllı anlar, deli dinler.
Aḳıllı atın mahtar, teli ḳatının mahtar.
Akıllı atını över, deli karısını över.
Aḳıllı aytır edi, aḳılsız ḳoymaydı.
Akıllı söylerdi, akılsız bırakmıyor.
Aḳıllı başha doġur çıḳmaz.
Akıllı başta şiş / ur çıkmaz.
Aḳıllı erkişi atın mahtar, aḳılsız erkişi ḳatının mahtar.
Akıllı erkek atını över, akılsız erkek karısını över.
Aḳıllı işin tındırır, teli ayaġın sındırır.
Akıllı işini halleder, deli ayağını kırar.
Aḳıllı kengeşir, aḳılsız öçeşir.
Akıllı danışır, akılsız iddialaşır.
Aḳıllı kesini cangılıçın kesi eskerir.
Akıllı kendi hatasını kendi farkeder.
Aḳıllı saġış etginçi, teli işin bitdirir.
Akıllı düşününceye kadar, deli işini bitirir.
Aḳıllıdan – teli zavuḳ.
Akıllıdan deli mutludur.
Aḳıllıġa bir ayt, telige ming ayt.
Akıllıya bir söyle, deliye bin söyle.
Aḳıllını allı bla oz, aḳılsıznı artı bla oz.
Akıllının önünden geç, akılsızın arkasından geç.
Aḳıllını allında cürü, aḳılsıznı artında cürü.
Akıllının önünde yürü, akılsızın arkasında yürü.
Aḳıllını cangılġanı telini ozar.
Akıllının yanılması deliyi geçer.
Aḳılnı aḳılsızdan üren.
Aklı akılsızdan öğren.
Aḳılnı ölçelegen ḳıyındı.
Aklı ölçmek zordur.
Aḳılsızda eseb coḳ, asılsızda adeb coḳ.
Akılsızda hesap yok, soysuzda edep yok.
Aḳırın barġan arımaz.
Yavaş giden yorulmaz.
Aḳırın suv köpür buzar.
Yavaş akan su köprüyü bozar.
Aḳırınnı aşıḳġan cetmez.
Yavaşa acele eden yetişemez.
Aḳırınnı cengil cetmez.
Yavaşa hızlı yetişemez.
Aḳırtın bashan tab basar.
Yavaş basan iyi basar.
Aḳırtınnı cengil cetmez.
Yavaşa hızlı yetişemez.
Aḳmaḳ tuvġan cerin unutur.
Ahmak doğduğu yeri unutur.
Ala – bere bilmegen, berse közüne cuḳu kirmegen.
Almayı vermeyi bilmeyen, verse gözüne uyku girmeyen.
Alġa çıḳġan ḳulaḳnı artda çıḳġan müyüz ozar.
Önce çıkan kulağı sonra çıkan boynuz geçer.
Alġa da barma artha da ḳalma.
Öne de gitme, geriye de kalma.
Alġa ölgenni alġa basdır.
Önce öleni önce göm.
Alġın saġış et da, aytırıngı alay ayt.
Önce düşün de, söyleyeceğini öyle söyle.
Alġış azıḳ bolmaz.
Dua azık olmaz.
Alıngan allıngdan çıġar.
Deliren önünden çıkar.
Alıngan elden ḳorkmaz.
Deliren köyden korkmaz.
Alırın bilgen beririn da bilir.
Alacağını bilen vereceğini de bilir.
Alıvçu köb bolsa, mal iyesine ḳalır.
Alıcı çok olsa, mal sahibine kalır.
Alimden hat ḳalır, temirden tot ḳalır.
Alimden yazı kalır, demirden pas kalır.
Allımı ot ḳuvura, artımı cel suvura.
Önümü ateş yakıyor, arkamı rüzgar savurtuyor.
Allıng ḳurmaç ḳuvura, artıng ındır suvura.
Önün mısır patlatıyor, arkan harman savuruyor.
Allınga tögerek taşnı atsang, kesing anga tüberse.
Önüne yuvarlak taşı atsan, kendin ona rastlarsın.
Alma biş, avuzuma tüş.
Elma piş, ağızıma düş.
Alma tereginden keng ketmez.
Elma ağacından uzağa gitmez.
Alma terekde kertme bitmez.
Elma ağacında armut yetişmez.
Almanı igisin ayü aşar.
Elmanın iyisini ayı yer.
Altav ayrı bolsa, aradaġın aldırır,
Ekev bir bolsa, töbedegin endirir.
Altı kişi ayrı olsa, aradakini kaptırır,
İki kişi bir olsa, tepedekini indirir.
Altı eçkige ceti teke.
Altı keçiye yedi teke.
Altı ḳabıb at toyar, ceti ḳabıb er toyar.
Altı kere yiyip at doyar, yedi kere yiyip er doyar.
Altın berib alġan şohung ḳıyınlı kününgde başıngı keser.
Altın verip aldığın dostun zor gününde başını keser.
Altın cerinde sıylı.
Altın yerinde değerli.
Altın çıḳġan cerinde baġalı.
Altın çıktığı yerde değerli.
Altın çögüç ḳurçnu da sındırır.
Altın çekiç çeliği de kırar.
Altın tot bolmaz, şkok tob bolmaz.
Altın paslanmaz, tüfek top olmaz.
Altınlı şkogum burunça atmaydı,
Aḳ alaşam burunça çabmaydı.
Altın işlemeli tüfeğim eskisi gibi atmıyor,
Beyaz atım eskisi gibi koşmuyor.
Altınnı da boladı şarayıbı.
Altının da kusuru vardır.
Altınnı kirge atsang da cıltırar.
Altını pisliğe atsan da parlar.
Altınnı – taşdan, aḳılnı –başdan.
Altını – taştan, aklı – baştan.
Altmış künnü suv ḳobsa, altı künde tarḳayır.
Altmış gün ırmak taşsa, altı günde kurur.
Amal bilgen amal bla, amal bilmegen aman bla.
Çare bilen çare ile, çare bilmeyen kötülük ile.
Aman adam aman ölür.
Kötü adam kötü ölür.
Aman adam aşaġanda alda bolur, işlegende artda bolur.
Kötü adam yemekte önde olur, iş yapmada arkada olur.
Aman adam aşhılıḳnı terk unutur.
Kötü adam iyiliği çabuk unutur.
Aman adam aşıngı da aşar, canıngı da boşar.
Kötü adam senin yemeğini de yer, canını da tüketir.
Aman adam atasın anasın aytdırır.
Kötü adam babasına anasına laf getirir.
Aman adam başın kişige teng etmez.
Kötü adam kendisini kimseyle denk görmez.
Aman adam bir kün üyüngde catar, bir kün kesingi satar.
Kötü adam bir gün senin evinde yatar, bir gün seni satar.
Aman adam kesini tersligin birevge atar.
Kötü adam kendi suçunu başkasına atar.
Aman adam ne malıngı alır ne canıngı alır.
Kötü adam ya malını alır, ya canını alır.
Aman adam urub ḳaçar.
Kötü adam vurup kaçar.
Aman adamda ne namıs bolmaz, ne bet bolmaz.
Kötü adamda ne haysiyet olur, ne şeref olur.
Aman adamġa aşhılıḳ etgen, itge çabır etgen kibikdi.
Kötü adama iyilik yapmak, köpeğe çarık dikmek gibidir.
Aman adamġa biy bolġandan ese, igi adamġaḳul bol.
Kötü adama bey (prens) olmaktansa, iyi adama köle ol.
Aman adamġa ḳoşulsang igilikden tüngül.
Kötü adama katılsan iyilikten umudu kes.
Aman adamnı açuvu ketmez, başı cerge cetginçi,
İgi adamnı açuvu keter, künde gülmendi kebginçi.
Kötü adamın öfkesi gitmez, başı yere değmeden,
İyi adamın öfkesi geçer, güneşte mendil kurumadan.
Aman adamnı aşından ese, igi adamnı sözü aşhı.
Kötü adamın yemeğinden, iyi adamın sözü iyidir.
Aman adamnı etegine çöb ilinir, igi adamnı etegine söz ilinir.
Kötü adamın eteğine çöp takılır, iyi adamın eteğine söz takılır.
Aman adamnı ḳatında olturma, oltursang da soḳranırsa.
Kötü adamın yanında oturma, otursan da pişman olursun.
Aman adamnı tili açı.
Kötü adamın dili acı.
Aman adamnı tili uzun.
Kötü adamın dili uzun.
Aman altın tabsa da salır cer tabmaz.
Kötü altın bulsa da, koyacak yer bulamaz.
Aman aman bla.
Kötü kötü ile.
Aman amanga tüber.
Kötü kötüye rastlar.
Aman amannı mahtar.
Kötü kötüyü över.
Aman amannı tabar.
Kötü kötüyü bulur.
Aman arba col sızar, aman kişi el buzar.
Kötü araba yolu çizer, kötü kimse halkı bozar.
Aman atha cal bitse, sırtına cer saldırmaz.
Kötü at yelelense, sırtına eyer koydurmaz.
Aman atha tin kirse beline artmaḳ atdırmaz.
Kötü at dirilse beline heybe attırmaz.
Aman atha tin kirse sırtına cer saldırmaz.
Kötü at dirilse sırtına eyer koydurmaz.
Aman atnı calı uzun bolur.
Kötü atın yelesi uzun olur.
Aman avruvġa igi aş.
Kötü hastalığa iyi yemek.
Aman avuzdan aman söz.
Kötü ağızdan kötü söz.
Aman aylangan aman ölür.
Kötü dolaşan kötü ölür.
Aman azıġın taşada ḳabar.
Kötü azığını kuytuda yer.
Aman bergenin aytır, igi körgenin aytır.
Kötü verdiğini söyler (anlatır), iyi gördüğünü söyler.
Aman bla igi işde belgili bolur.
Kötü ile iyi işte belli olur.
Aman bla kelgen, aman bla keter.
Kötülükle gelen, kötülükle gider.
Aman bla nöger bolsang, atıng aman bla aytılır.
Kötü ile arkadaş olsan, adın kötülükle anılır.
Aman bolsa da ḳarnaş igi, sabiy bolsa da coldaş igi.
Kötü olsa da kardeş iyi, çocuk olsa da yol arkadaşı iyi.
Aman bolsang – asarla, cuvaş bolsang – basarla.
Kötü olsan – asarlar, sessiz olsan – ezerler.
Aman bolsang, bir kişise, igi bolsang, ming kişise.
Kötü olsan, bir kişisin, iyi olsan, bin kişisin.
Aman canın bek süyer.
Kötü adam canını çok sever.
Aman caş – atasına azab.
Kötü oğul – babasına eziyet.
Aman deb aytdırġan tınçdı, igi deb aytdırġan ḳıyındı.
Kötü dedirtmek kolaydır, iyi dedirtmek zordur.
Aman eger uvġa çıḳsa ashar.
Kötü tazı ava çıksa topallar.
Aman erni igi ḳatın tüzetir, aman ḳatınnı igi er tüzetmez.
Kötü erkeği iyi kadın düzeltir, kötü kadını iyi erkek düzeltemez.
Aman esirse üyün oyar.
Kötü sarhoş olsa evini yıkar.
Aman eşek huna oyar, aman kişi ḳatın ḳoyar.
Kötü eşek duvar yıkar, kötü erkek karı boşar.
Aman eşek saḳav bolur, aman adam calḳav bolur.
Kötü eşek ruam hastası olur, kötü adam tembel olur.
Aman eşek üyge cuvuḳlaşsa cortar.
Kötü eşek eve yakınlaşsa koşar.
Aman etseng da kesing et.
Kötü yapsan da kendin yap.
Aman etseng da tavkel et.
Kötü yapsan da cesaretle / kararlılıkla yap.
Aman hans terk çaġar.
Kötü ot çabuk yeşerir.
Aman hansnı tamırı teren.
Kötü otun kökü derin olur.
Aman hansnı urluġu köb.
Kötü otun tohumu çok olur.
Aman hapar colda tabar.
Kötü haber yolda bulur.
Aman hapar terk ceter.
Kötü haber çabuk ulaşır.
Aman işge – amal kerek,
Kötü işe – çare gerek.
Aman it artdan ürür.
Kötü köpek sonradan havlar.
Aman it caşırtın ḳabar.
Kötü köpek gizlice ısırır.
Aman it honşuġa çabar.
Kötü köpek komşuya saldırır.
Aman it ḳuyruġun kesgenge calınır.
Kötü köpek kuyruğunu kesene yalvarır.
Aman itni başın sılasang, kolungu ḳabar.
Kötü köpeğin başını okşasan, elini ısırır.
Aman itni ḳuyruġu uzun bolur.
Kötü köpeğin kuyruğu uzun olur.
Aman ḳatın bedişçi bolur.
Kötü kadın kusur bulucu olur.
Aman ḳatın bla aman honşu birdi.
Kötü kadın (eş) ile kötü komşu birdir.
Aman ḳatın buçhaḳların cerge süyrer.
Kötü kadın paçalarını yerde sürür.
Aman ḳatın caġınlı bolur.
Kötü kadın kaprisli olur.
Aman ḳatın cılamuġu bla ḳorḳutur.
Kötü kadın göz yaşıyla korkutur.
Aman ḳatın erine cibek av bla körünür.
Kötü kadın kocasına ipek şalla görünür.
Aman ḳatın ḳarġışçı bolur.
Kötü kadın bedduacı olur.
Aman ḳatın ḳonaḳ kelse sabiylerin tüyer.
Kötü kadın, misafir gelse çocuklarını döver.
Aman ḳatın, ḳonaḳ kelse sibirtki alır.
Kötü kadın, misafir gelse süpürge alır.
Aman ḳatın külüvçü bolur.
Kötü kadın çok güler.
Aman ḳatın suv önküç alır, igi ḳatın cün önküç alır.
Kötü kadın su ödünç alır, iyi kadın yün ödünç alır.
Aman ḳatın tilçi bolur.
Kötü kadın dedikoducu olur.
Aman ḳatın tiyresi bla cav bolur.
Kötü kadın mahallesi ile küs olur.
Aman ḳatın üyden – üyge kirir.
Kötü kadın evden – eve girer.
Aman ḳatınnı tili cerge ceter.
Kötü kadının dili yere değer.
Aman kesi ḳuvanç eter da kesi törüne çıġar.
Kötü adam kendisi kutlama yaptığında kendi başköşesine oturur.
Aman ḳız barır cerin saylamaz,
Aman ḳatın igi erin da sıylamaz.
Kötü kız varacağı yeri seçmez,
Kötü kadın iyi kocasına bile hürmet etmez.
Aman ḳıznı anası keleçisi bolur.
Kötü kızın annesi dünürcüsü olur.
Aman kişi ölse, çaḳġıçı, ḳuvu ḳalır,
İgi kişi ölse, otunu, suvu ḳalır.
Kötü adam ölse, çakmaktaşı, kavı kalır,
İyi adam ölse, odunu, suyu kalır.
Aman ḳonaḳ ḳonaḳbayına calınır.
Kötü misafir evsahibine yalvarır.
Aman ḳonaḳ ne zamansız kelir, ne da keç ḳalır.
Kötü misafir ya zamansız gelir, ya da geç kalır.
Aman ḳorkġanına da mahtanadı.
Kötü korkmasıyla da övünür.
Aman ḳoy suvnu ortasına kirib içer.
Kötü koyun suyun ortasına girip içer.
Aman ḳoyçu canından ḳoy töler.
Kötü çoban canından koyun öder.
Aman ḳoyçu ḳoyların börüge ḳırdırır.
Kötü çoban koyunlarını kurda yedirir.
Aman ḳoyçunu sürüvüne börü çabarġa öç bolur.
Kötü çobanın sürüsüne kurt musallat olur.
Aman ḳoynu cünü bolmaz.
Kötü koyunun yünü olmaz.
Aman ḳuş aman kün uçar.
Kötü kuş kötü gün uçar.
Aman künnü ömürü ḳısha.
Kötü günün ömrü kısa.
Aman malnı soḳmaġı başha bolur.
Kötü hayvanın patikası başka olur.
Aman sabiyden ese, bolmay ḳalġan igidi.
Kötü çocuktan ise, olmaması iyidir.
Aman sohdanı kitabı tas bolur.
Kötü talebenin kitabı kaybolur.
Aman söz iyesine ḳaytır.
Kötü söz sahibine döner.
Aman sözden bal çıḳmaz, aman közden may çıḳmaz.
Kötü sözden bal çıkmaz, kötü gözden yağ çıkmaz.
Aman sürüvçünü börkü cırtıḳ bolur.
Kötü çobanın kalpağı yırtık olur.
Aman şapa gırcınnı külü bla berir.
Kötü ahçı ekmeği külü ile verir.
Aman tavuḳ çıkkırġa ḳonar.
Kötü tavuk fıçıya konar.
Aman tenglik cürütmez.
Kötü dostluk/arkadaşlık yürütmez.
Aman tenglik tutmaz.
Kötü dostluk tutmaz.
Aman terek butaġına öser.
Kötü ağacın dalları büyür.
Aman terekni congurçhası köb bolur.
Kötü ağacın yongası çok olur.
Aman terekni tamırı keri keter.
Kötü ağacın kökü geri gider.
Aman toḳlunu aynıtsang, erningi burnungu may eter.
Aman adamnı aynıtsang, erningi burnungu ḳan eter.
Kötü tokluyu beslesen, dudağını burnunu yağ eder.
Kötü adamı beslesen, dudağını burnunu kan eder.
Aman tübge ḳalır.
Kötü altta kalır.
Aman ülgü körseng alma, aşhı ülgüden keri ḳalma.
Kötü örnek görsen alma, iyi örnekten geri kalma.
Amanda altın tohtamaz.
Kötüde altın durmaz.
Amandan hutdur bet cuvmaz.
Kötünün elinden daha kötü olan yüz yıkamaz.
Amandan igi tuvmaz deme, igiden aman tuvmaz deme.
Kötüden iyi doğmaz deme, iyiden kötü doğmaz deme.
Amanga aytsang külür, igige aytsang bilir.
Kötüye söylesen güler, iyiye söylesen bilir.
Amanga bergeningi aytıb ber.
Kötüye verdiğini söyleyip ver.
Amanga igilik etseng, üyünge sav barmazsa.
Kötüye iyilik yapsan, evine sağ gitmezsin.
Amanga ḳatın çıdamaz.
Kötüye kadın (eş) dayanmaz.
Amanga tıngılaġan igi cuvab tabmaz.
Kötüyü dinleyen iyi cevap bulamaz.
Amanım igim da – kesimiki.
Kötüm iyim de – kendimin.
Amanlıḳnı ayaġı ḳısha.
Kötülüğün ayağı kısa.
Amanlıḳnı sürgen keçe tınç cuḳlamaz.
Kötülük peşinde olan gece rahat uyuyamaz.
Amanlıḳnı şaġatı ant bolur.
Kötülüğün şahidi yemin olur.
Amannı aman bla ḳuvma, ḳannı ḳan bla cuvma.
Kötülüğü kötüyle kovma, kanı kanla yıkama.
Amannı amanlıġı cuġar.
Kötünün kötülüğü bulaşır.
Amannı at artınga mindirseng, köbcegingi tiler;
Köbceginge mindirseng, ḳızıngı tiler.
Kötüyü atının arkasına bindirsen, eyer yastığını ister;
Eyer yastığına bindirsen, kızını ister.
Amannı at artına olturtsang ceringi tiler.
Kötüyü atının arkasına oturtsan eyerini ister.
Amannı atı cavur bolur.
Kötünün atının sırtı yara olur.
Amannı atı igi bla aytılmaz.
Kötünün adı iyilikle anılmaz.
Amannı atı uşhuvur artında aytılır.
Kötünün adı yemek sonrasında anılır.
Amannı bashan ızı da aman.
Kötünün bastığı iz de kötüdür.
Amannı bilgeni aman bolur.
Kötünün bildiği kötü olur.
Amannı bir malı bolur, ol da baġalı bolur.
Kötünün bir malı olur, o da kıymetli olur.
Amannı eki bitli tonu bolur,
Birin sanga kiydirir, birin kesi kiyer.
Kötünün iki bitli kürkü olur,
Birini sana giydirir, birini kendi giyer.
Amannı hurcunu – ötürükden tolu.
Kötünün cebi – yalanla dolu.
Amannı ḳangaġa tartsang caġasın cırtdırır.
Kötüyü sofraya davet etsen yakasını yırttırır.
Amannı ḳarnı toyġanı – başı baġası.
Kötünün karnının doyması – başının değerinde.
Amannı nögeri da aman bolur.
Kötünün arkadaşı da kötü olur.
Amannı sathan mahtab satar.
Kötüyü satan övüp satar.
Amannı sözü çapraḳdan ötmez.
Kötünün sözü yapraktan geçmez.
Amannı sözü taş carır.
Kötünün sözü taş yarar.
Amannı tebsinge olturtsang ḳızıngı tiler.
Kötüyü sofrana oturtsan kızını ister.
Amannı urluġu köb.
Kötünün tohumu çoktur.
Amannı zaman unutdurmaz.
Kötüyü zaman unutturmaz.
Amma da “kelin ölmesin” – dey edi,
Kelin da “kesim ölmeyim” – dey edi.
Kayınana da “gelin ölmesin” diyordu,
Gelin de “ben ölmeyim” diyordu.
Ana ḳolu açıtmaz.
Annenin eli acıtmaz.
Ana kölü – balada, bala kölü talada.
Ananın gönlü evlatta, evladın gönlü kırda.
Ana kölü beşikde, bala kölü eşikde.
Annenin gönlü beşikde, evladın gönlü dışarda.
Ana sırı ḳızında, ata sırı ulunda.
Ana şöhreti kızında, baba şöhreti oğlunda.
Ana üynü baġanası.
Anne evin temel direği.
Ana üynü kün carıġı.
Anne evin güneş ışığı.
Ana üyürnü ḳalası.
Anne evin / ailenin kalesi.
Ananı tılpuvu – altınnı suvu.
Annenin nefesi – altın suyu.
Anası mahtaġannı alma, apsını sökgenden ḳalma.
Annesinin övdüğü kızı alma, eltisinin çekiştirdiğinden kalma.
Anasına ḳarab ḳızın al.
Anasına bakıp kızını al.
Anasını canı balasında.
Anasının canı yavrusunda.
Anasız bala kün körmez.
Annesiz evlat gün görmez.
Anda bol da mında bol, baldıracüzde üyde bol.
İster orada ol, ister burada ol, koca karı soğuklarında evde ol.
Angılamaġan tıngılamaz.
Anlamayan dinlemez.
Araḳıçı üynü ḳonaġı ḳurumaz.
İçkici evin misafiri eksik olmaz.
Arba avġandan sora col körgüztüvçü köb bolur.
Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur.
Arba cükleseng çöb tüşer.
Araba yüklesen çöp düşer.
Arba tınç-tınç bara, ḳoyan tutar.
Araba sakin-sakin giderek, tavşan tutar.
Arbadan tüşgen tabılmaz, ḳoldan tüşgen tabılır.
Arabadan düşen bulunmaz, elden düşen bulunur.
Arbanı allı ḳalay barsa, artı da alay baradı.
Arabanın önü nasıl giderse, arkası da öyle gider.
Arbanı töngeregi közüv avnar.
Arabanın tekeri sırayla döner.
Arbaz ḳıngırdı da iynek savalmayma.
Avlu eğri de, inek sağamıyorum.
Arbaz saylama da honşu sayla.
Avlu seçme de komşu seç.
Arıġan atha “çuh” deme, sıgın otha “uf” deme.
Yorulmuş ata “deh” deme, tezek ateşine “üf” deme.
Arıġan atha ḳamçi avur.
Yorulmuş ata kamçı ağır gelir.
Arıġan ölgenge miner.
Yorulan ölene biner.
Arıḳ atha aylanç col.
Zayıf ata virajlı / dönemeçli yol.
Arıḳ etni şorpası tatımaz.
Zayıf etin çorbası kafi gelmez.
Arıḳ etni tatuvu coḳ.
Zayıf etin tadı yok.
Arḳannı uzunu aşhı, söznü ḳıshası aşhı.
Kemendin uzunu iyi, sözün kısası iyi.
Arḳavsuz üy bolmaz.
Kirişsiz ev olmaz.
Armavlanı teli Goja,
Arı da çabdı, beri da çabdı,
Ekisinden da ḳuru ḳaldı.
Armavlar’ın deli Goja,
Oraya da koştu, buraya da koştu,
İkisinden de mahrum kaldı.
Art eşik bla kirib, al eşik bla çıġıp barama, degendi birev.
Arka kapıdan girip, ön kapıdan çıkıp gidiyorum demiş birisi.
Artda soḳuranırıḳ eseng, aşıḳma.
Sonunda pişman olacaksan acele etme.
Artda söleşgenni amalı köb bolur.
Son konuşanın imkanı/çaresi çok olur.
Artha asıralġan köz çıġarmaz.
Sonraya saklanan göz çıkarmaz.
Artha ḳalġannıḳı ortaḳ.
Geriye (sona) kalanınki ortak.
Artha ḳalġannıḳı tatlı.
Sona kalanınki tatlı.
Artıḳ bolub kimni eki başı bardı.
Fazla olup kimin iki başı var.
Artıḳ cumuşaḳ bolma bügerle, artıḳ ḳatı bolma sındırırla.
Fazla yumuşak olma bükerler, fazla sert olma kırarlar.
Artıḳ etni asma, sınar zatnı basma.
Fazla eti asma, kırılacak şeye basma.
Artıḳ mal köz çıġarmaz.
Fazla mal göz çıkarmaz.
Artıḳ ullu ḳabhan ḳarılır.
Fazla büyük lokma ısıran boğulur.
Artıḳlıḳ uzaḳ barmaz.
Kötülük uzağa gitmez.
Artmaġıngda aş bolsa, at üsünde da aşarsa.
Heybende yiyecek olsa, at üzerinde de yersin.
Aruv söz can tıyar, canuv söz can ḳıyar.
Güzel söz can kurtarır, kızgın söz cana kıyar.
Aruv söz canga azıḳ, aman söz başha ḳazıḳ.
Güzel söz cana azık, kötü söz başa kazık.
Aruv söz cılannı teşiginden çıġarır.
Güzel söz yılanı deliğinden çıkarır.
Aruvluḳ gırcınga ḳatıḳ bolmaz.
Güzellik ekmeğe katık olmaz.
Aruvluḳnu adeb ozar.
Güzelliği terbiye geçer.
Aruvnu avruvu köb.
Güzelin ağrısı / hastalığı çok olur.
Aruvnu nasıbı az.
Güzelin kısmeti az.
Aruvnu saylama, igini sayla.
Güzeli seçme, iyiyi seç.
Ashaḳ eçki – tekege tınç.
Topal keçi – tekeye kolay.
Ashaḳ ḳarġa alġa uçar.
Topal karga önce uçar.
Asıl azmaz, gemha tozmaz.
Asil bozulmaz, ipekli eskimez.
Asıl kişi az söleşir, köb tıngılar.
Asil kimse az konuşur, çok dinler.
Asıl – taşdan, aḳıl – başdan.
Asalet – taştan (yerinden), akıl – baştan.
Asıraġan artha asuv.
Saklamak sonraya fayda.
Asırı süygen terk ḳoyar.
Çok seven çabuk bırakır.
Asırı tatlı bolsang – aşarla, asırı açı bolsang – atarla.
Çok tatlı olsan – yerler, çok acı olsan – atarlar.
Aslan aç da tülkü toḳ.
Aslan aç tilki tok.
Aslan çaldış içinde da aslandı.
Aslan kafes içinde de aslandır.
Aslan itden ḳalġannı aşamaz.
Aslan köpekten artanı yemez.
Aslanbekley tüb bolġun.
Aslanbek gibi mahvol.
Aslandan aslan tuvar.
Aslandan aslan doğar.
Aslandan tuvġan aslan bolur.
Aslandan doğan aslan olur.
Aslannı ḳarnı aç da kölü toḳ.
Aslanın karnı aç olsa da gönlü tok.
Aslannı muratın ḳablan bilmez.
Aslanın niyetini kaplan bilmez.
Aslannı tavuşu tavdan avar.
Aslanın sesi dağdan aşar.
Aş iyesi bla tatlı.
Yemek sahibi ile tatlı.
Aş köb bolsa da, salır cer tabılır.
Yemek çok olsa da, koyacak yer bulunur.
Aşaġan bilmez, tuvraġan bilir.
Yiyen bilmez, doğrayan bilir.
Aşaġan ḳutulur, calaġan tutulur.
Yiyen kurtulur, yalayan tutulur.
Aşaġan toyġanlıḳġa, ḳaraġan toymaz.
Yiyen doysa da, bakan doymaz.
Aşamaz aşınga sıltav köb.
Yemeyeceğin yemeğe bahane çok.
Aşar ceringi bilme da, basar ceringi bil.
Yiyeceğin yeri bilme de, basacağın yeri bil.
Aşasa da aşamasa da börünü avzu ḳan.
Yese de yemese de kurdun ağızı kandır.
Aşatırġa iş aşhı, işletirge aş aşhı.
Yedirmek için iş iyi, çalıştırmak için aş iyi.
Aşatırıng bolsa, tanışıng köb.
Yedireceğin olsa, tanıdığın çok olur.
Aşda börü, işde ölü.
Yemekte kurt, işte ölü.
Aşda uyalġan muhar, işde uyalġan homuh.
Yemekte utanan obur, işte utanan beceriksiz.
Aşhı adam başın sılatır, aman adam canın ḳıynatır.
İyi adam başını okşatır, kötü adam canına eziyet ettirir.
Aşhı adamnı igile bla sözü bolur,
Muhar adamnı gırcınlada közü bolur.
İyi adamın iyilerle sözü olur,
Obur adamın ekmeklerde gözü olur.
Aşhı bolsang atıng çıġar, aman bolsang canıng çıġar.
İyi olsan adın çıkar, kötü olsan canın çıkar.
Aşhı cıyar, aman coyar.
İyi toplar, kötü harcar.
Aşhı ḳatın aman erni er eter, aman ḳatın aşhı erni ser eter.
İyi kadın kötü erkeği erkek yapar, kötü kadın iyi erkeği bunak yapar.
Aşhı kişiden otun ḳalır, ot ḳalır,
Aman kişiden carsuv ḳalır, borç ḳalır.
İyi kimseden odun kalır, ateş kalır,
Kötü kimseden üzüntü kalır, borç kalır.
Aşhı söz taş teşer.
İyi söz taş deler.
Aşhı suvnu uzaḳ tökmeydile, aşhı ḳıznı uzaḳ bermeydile.
İyi suyu uzağa dökmezler, iyi kızı uzağa vermezler.
Aşhı teng colġa salır, aman teng coldan alır.
İyi arkadaş yola koyar, kötü arkadaş yoldan alır.
Aşhıġa tuḳum sorma, amannı tuḳumuna ḳarama.
İyiye soyunu(sülalesini) sorma, kötünün soyuna bakma.
Aşhılıḳ et da suvġa at.
İyilik yap da suya at.
Aşhılıḳ cerde catmaydı, amanlıḳ suvġa batmaydı.
İyilik yerde kalmaz, kötülük suya batmaz.
Aşhılıḳġa aşhılıḳ har kişini işidi, amanlıḳġa aşhılıḳ erkişini işidi.
İyiliğe iyilik herkesin işidir, kötülüğe iyilik erkeğin işidir.
Aşıġış işde tatuv coḳ.
Acele işte tat olmaz.
Aşıḳġan ḳız erge caramaz.
Acele eden kız kocaya yaramaz.
Aşıḳġan suv say bolur.
Hızlı akan su sığ olur.
Aşıḳġan suv tengizge cetmez.
Acele eden (hızlı akan) ırmak denize ulaşmaz.
Aşıḳġandan basar taşın tanımaġan.
Aceleden basacağı taşı görmeyen.
Aşıḳġannı etegi ayaġına çırmalır.
Acele edenin eteği ayağına dolanır.
Aşıḳsang izlegening tabılmaz.
Acele edersen aradığın bulunmaz.
Aşıḳsang taş da tabmazsa.
Acele edersen taş da bulamazsın.
Aşına köre tabaġı, balına köre ḳalaġı.
Yemeğine göre tabağı, balına göre kaşığı.
Aşıng bolsa, ḳonaḳ köb.
Yemeğin olsa, misafir çok.
Aşnı saylaġan aç ḳalır.
Yemek seçen aç kalır.
At abınmay cer tanımaz.
At tökezlemeden yer tanımaz.
At alsang, üyüng bla kengeş, ilipin ḳazsang, eling bla kengeş.
At alsan evine danış, hendek kazsan, köyüne danış.
At arıḳlıḳda, ḳız cazıḳlıḳda.
At zayıflıkta, kız fakirlikte.
At ataġan at beredi.
İsim veren at hediye eder.
At avnasa, tük tüşer.
At yerde yuvarlansa, tüy düşer.
At ayaġan bet tabmaz.
Atını esirgeyen şeref kazanmaz.
At ayaġı bla er ayaġı cetmegen cer ḳalmaz.
At ayağı ile er (yiğit) ayağı ulaşmayan yer kalmaz.
At ayaġı da boḳlaydı suv.
Atın ayağı da suyu bulandırır.
At ayaġı tay öltürmez.
At ayağı tay öldürmez.
At başı tuthan arımaz.
At başı tutan yorulmaz.
At başına iş tüşse, avuzluġu bla suv içer;
Er başına iş tüşse, çuruġu bla suvdan öter.
Atın başına iş düşse, gem demiriyle su içer;
Erkeğin başına iş düşse, çizmesiyle sudan geçer.
At belden, cigit kölden.
At belinden, yiğit cesaretinden.
At bergenni hant bergen ozar.
At vereni yemek veren geçer.
At bla tişiruvġa ışanma.
At ile kadına güvenme.
At cerini eşekge salġanlıḳġa eşek at bolmaz.
At eyerini eşeğe koymakla eşek at olmaz.
At col turġanlay, aylanç colnu atlama.
At yolu dururken, virajlı yola girme.
At cumuşun eşek tındırmaz.
Atın yapacağı işi eşek yapamaz.
At erkişini ḳanatı.
At erkeğin kanatıdır.
At iyesin tanır.
At sahibini tanır.
At ḳamçiden ḳorḳar, er namısdan ḳorḳar.
At kamçıdan korkar, er namustan (ahlaktan) korkar.
At ḳatına barġan, atnı sırtın sılar.
Atın yanına giden, atın sırtını okşar.
At ḳatında eşek da taġıladı.
At yanında eşek de bağlanır.
At kişneb tanışır, adam söleşib tanışır.
At kişneyerek tanışır, insan konuşarak tanışır.
At körmegen atha minse, urub, tüyüb atlatır,
Ḳoy körmegen ḳoy kütse, ḳuvup, sürüb otlatır.
At görmemiş ata binse, vurup, dövüp sıçratır,
Koyun görmemiş koyun gütse, kovalayıp, sürüp otlatır.
At ölse ceri ḳalır, cigit ölse sözü ḳalır.
At ölse eyeri kalır, yiğit ölse sözü kalır.
At suvġa kirse başı cüzer.
At suya girse başı yüzer.
At urmaz deme, it ḳabmaz deme.
At vurmaz deme, köpek ısırmaz deme.
At üsünde da at bardı.
At üzerinde de at vardır.
Ata ana savluḳdan, bala tüzge atılmaz.
Anne baba sağ iken, evlat ovaya atılıp gitmez.
Ata balanı uyası.
Baba evladın yuvasıdır.
Ata – bilek, ana – cürek.
Baba – kol, ana – yürek.
Ata curt – altın beşik.
Ata yurdu (vatan) – altın beşik.
Ata şohu tas bolmaz.
Baba dostu kaybolmaz.
Atama da tözgenme, sanga da tözerme.
Babama bile sabrettim, sana da dayanırım.
Atamı öllügün bilsem, ötmekge satar edim.
Babamın öleceğini bilsem, ekmeğe satardım.
Atang aman bolsa da sırtınga költür.
Baban kötü olsa da sırtında taşı.
Atang barda el tanı, atıng barda cer tanı.
Baban varken memleket tanı, atın varken yer tanı.
Atanga etgening başınga ceter.
Babana yaptığın başına gelir.
Atar bolsang, köb baḳma, çabar bolsang, köb catma.
Atacak olsan, çok besleme, koşacak olsan, çok yatma.
Atası barnı cılı kelse da kesi caş,
Tamadası barnı ullu bolsa da kesi gitçe.
Babası olan yaşlansa da kendi gençtir (oğuldur),
Büyüğü olan büyük olsa da kendi küçüktür.
Atası birni malı bir, anası birni canı bir.
Babası bir olanın malı bir, anası bir olanın canı bir.
Atası bolmaġan atanı hayırın bilmez.
Babası olmayan babanın hayrını bilmez.
Atası ölgen at çabdırır.
Babası ölen at koşturur.
Atası ölse caşı ḳalır.
Babası ölse oğlu kalır.
Atası şkok atuvçu bolsa, balası oḳ cıyuvçu bolur.
Babası tüfek atıcı olsa, çocuğu kurşun toplayıcı olur.
Atası tülkü tutmaġannı, balası ḳoyan tutmaz.
Babası tilki yakalamayanın, evladı tavşan yakalamaz.
Atasından körüb, caşı bav eter, anasından körüb ḳızı ton biçer.
Babasından görüp oğlu ahır yapar, annesinden görüp,kızı kürk biçer.
Atdan tüşüb eşekge mingen.
Attan inip eşeğe binmek.
Atha ḳaray bilmegen cayav cürür.
Ata bakmayı bilmeyen yaya yürür.
Atha mine bilmegen atın öltürür.
Ata binmeyi bilmeyen atını öldürür.
Atha minmegen da eşekge miner.
Ata binmeyen de eşeğe biner.
Atha minse atasın unuthan, atdan tüşse atın unuthan.
Ata binse babasını unutan, attan inse adını unutan.
Atı aman alġa çabar, azıġı osal alġaḳabar.
Atı kötü olan önce koşar, yemeği kötü olan önce yer.
Atı barġa cügen kerek.
Atı olana dizgin gerek.
Atı cuvuḳ – kesi suvuḳ.
Adı akraba – kendisi soğuk.
Atı onglu alġa.
Atı güçlü öne.
Atı urlangan arbaznı bekley edi.
Atı çalınan avluyu dövüyordu.
Atım bardı deb ters atlama, ḳatınım bardı deb köb mahtama.
Atım var diye yanlış adım atma, karım var diye çok övme.
Atım erli başım carlı.
Adım kocalı, kendim zavallı.
Atıng amanga çıḳġandan ese, canıng tamaġıngdan çıḳsın.
Adın kötüye çıkacağına canın boğazından çıksın.
Atıng igi bolsa colung ḳısha bolur
Atın iyi olsa yolun kısa olur
Atınga köre ḳamçing.
Atına göre kamçın.
Atıngı satsang da, ceringi satma.
Atını satsan da, eyerini satma.
Atlay bilmegen taşha abınır.
Atlamayı bilmeyen taşa takılır.
Atlı at bla, cigit ḳılıç bla.
Atlı at ile, yiğit kılıç ile.
Atlı atı bla, itli iti bla.
Atlı atıyla, köpekli köpeğiyle.
Atlıġa bir ayt, cayavġa eki ayt.
Atlıya bir kere söyle, yayaya iki kere söyle.
Atlıḳ saylasang ullu at ḳatında cathan taynı sayla.
At seçecek olsan büyük atın yanında yatan tayı seç.
Atnı atlıġı colovçuluḳda tanılır.
Atın atlığı yolculukta belli olur.
Atnı igisi çarsda.
Atın iyisi yarışta belli olur.
Atnı igisi ḳabaḳda bolur, adamnı igisi comaḳda bolur.
Atın iyisi avlu kapısında olur, adamın iyisi masalda olur.
Atnı ḳuyruġun tabhan, cerin da izler.
Atın kuyruğunu bulan, eyerini de ister.
Atnı satsang cangur kün sat.
Atı satsan yağmurlu günde sat.
Atsız ḳonaḳ – tınç ḳonaḳ.
Atsız misafir – rahat misafir.
Avar taşha tayanma.
Yuvarlanacak taşa dayanma.
Avruġan başha temir tayaḳ.
Ağrıyan başa demir sopa.
Avruġan baylıḳġa suḳlanmaz.
Hasta olan zenginliğe özenmez.
Avruġan caşavdan umutçu.
Hasta olan hayattan umutlu.
Avruġan cerden ḳol taymaz, cürek süygenden köz taymaz.
Ağrıyan yerden el gitmez, kalbin sevdiğinden göz gitmez.
Avruġan külgenni süymez.
Hasta olan güleni sevmez.
Avruġanga ne da tatuvsuz.
Hasta olana herşey tatsız.
Avruġannı castıġında sav ölür.
Hastanın yastığında sağlam ölür.
Avruġannı sav bilmez, aç ḳarınnı toḳ bilmez.
Hastayı sağlam bilmez, aç karnı tok bilmez.
Avrumaġan “Allah” demez.
Hasta olmayan “Allah” demez.
Avrumaġan başha cavluḳ ḳısma.
Ağrımayan başa mendil bağlama.
Avruv aş bla kelir, aş bla keter.
Hastalık yemekle gelir, yemekle gider.
Avruv aşdan, ḳayġı egeçden.
Hastalık yemekten, dert tasa kızkardeşten.
Avruv atdan cıġar.
Hastalık attan devirir.
Avruv ḳalsa da adet ḳalmaz.
Hastalık kalsa da adet kalmaz.
Avruv ocaḳdan tüşer da, iyneni közü bla keter.
Hastalık bacadan iner, iğnenin deliğinden gider.
Avruv ölüm tüyüldü.
Hastalık ölüm değildir.
Avruv tınç kelir, ḳıyın keter.
Hastalık kolay gelir, zor gider.
Avruvnu amanı tildi.
Hastalığın kötüsü dildir.
Avruvnu kelivü tınç da ketivü ḳıyın.
Hastalığın gelişi kolay, gidişi zor.
Avruvun buḳdurġan darman tabmaz.
Hastalığını gizleyen ilaç bulamaz.
Avul iti birge ürür, börü körse başha ürür.
Köyün köpeği beraber havlar, kurt görse başka (ayrı) havlar.
Avur cüknü at süymez.
Ağır yükü at sevmez.
Avuzdan çeçen, ḳoldan beçel.
Ağzı laf yapan, eli beceriksiz.
Avuzdan çıḳġan avulġa.
Ağızdan çıkan köye.
Avuzdan çıḳġan başha tiyer.
Ağızdan çıkan başa gelir.
Avuzdan kelgen ḳoldan kelse, har kim da patçah bolur edi.
Ağızdan gelen elden gelse, herkes padişah olurdu.
Avzu amannı avzunda it ölür.
Ağzı kötünün ağzında köpek ölür.
Avzu cuvabha aşıḳġannı colu buz bolur.
Ağzı cevap vermeye acele edenin yolu buz olur.
Avzu ḳıytıḳ bolsa da, baynı caşı aytsın.
Ağzı eğri olsa da, zenginin oğlu söylesin.
Avzu ḳıysıḳ bolsa da, baynı caşı söleşir.
Ağzı eğri olsa da, zenginin oğlu konuşur.
Avzundan kelmegenni, ḳolundan da kelmez.
Ağzından gelmeyenin, elinden de gelmez.
Ay ornuna kün çıḳmaz.
Ayın yerine güneş doğmaz.
Ayaġı bla ketgen kelir, sırtı bla ketgen kelmez.
Ayağı ile giden gelir, sırtıyla giden gelmez.
Ayaġıng bla kirgen ceringden, sırtıng bla çıġarsa.
Ayağın ile girdiğin yerden, sırtınla çıkarsın.
Ayaḳ bassang esleb bas.
Ayağını basarsan dikkatli bas.
Ayaḳ kirmez, baş kirir.
Ayak girmez, baş girir.
Ayaḳ taysa da baş taymaz.
Ayak kaysa da baş kaymaz.
Ayıbnı suv bla cuvalmazsa.
Ayıbı suyla yıkayamazsın.
Ayıbsız teng izlegen tengsiz ḳalır.
Kusursuz arkadaş arayan (isteyen) arkadaşsız kalır.
Ayıl tartılġannı at bilir.
Eyer kayışının çekildiğini at bilir.
Ayırılġannı ayü aşar, bölüngenni börü aşar.
Ayrılanı ayı yer, bölüneni kurt yer.
Ayırılġannı ḳar basar, bölüngenni boran basar.
Ayrılanı kar basar, bölüneni fırtına basar.
Ayırılır teng ayavlunu tiler.
Ayrılacak arkadaş değerli şeyini ister.
Aylangan it süyek tabar.
Dolaşan köpek kemik bulur.
Aynı da bardı tabları.
Ayın da lekeleri vardır.
Aynı ḳol ayaz bla cabmazsa.
Ayı avucunla örtemezsin.
Ayran içgen ḳutuldu, cuġusun calaġan tutuldu.
Ayran içen kurtuldu, bulaşığını yalayan tutuldu.
Ayranga açı deme, gırcınga ḳuru deme.
Yoğurda ekşi deme, ekmeğe kuru deme.
Ayranga suv ḳoş, telige col boş.
Yoğurda su kat, deliye yol boş.
Ayrıdan avma, mahtavdan ḳalma.
İki dağ arasındaki geçitten geçme, övgüden geri kalma.
Ayrılġan azadı, ḳoşulġan ozadı.
Ayrılan zayıflar, katılan geçer.
Aythan da etgen kibikdi.
Söylemek de yapmak gibidir.
Aythan tınç, etgen ḳıyın.
Söylemek kolay, yapmak zor.
Aythan uyalmaz – tıngılaġan uyalır.
Söyleyen utanmaz – dinleyen utanır.
Aythanıngı bilib ayt.
Söylediğini bilip söyle.
Aytılġan iş biter, ḳımıldaġan tiş tüşer.
Söylenen iş biter, sallanan diş düşer.
Aytılġan söz – atılġan oḳ.
Söylenen söz – atılan ok.
Aytırġa uyalmaġan eterge da uyalmaz.
Söylemeye utanmayan yapmaktan da utanmaz.
Aytırıng bolmasa, tıngılaġan ayıb tüldü.
Söyleyeceğin olmasa, dinlemek ayıp değildir.
Aytma, aytsang ḳaytma.
Söyleme, söylersen dönme.
Aytmaz cerde avuzungu tıy,
Uzalmaz cerde ḳolungu tıy.
Söylenmeyecek yerde ağzını kapa,
Uzanılmayacak yerde eline hakim ol.
Aytsang söz, türtseng köz.
Söylesen söz, dürtsen göz.
Ayü mıllıḳnı tınçıtıb aşar.
Ayı leşi çürütüp yer.
Ayü tülkünü ayaḳ ızına seyirsine edi.
Ayı tilkinin ayak izine hayret ediyordu.
Ayüden ḳaçsang köndelen ḳaç.
Ayıdan kaçarsan yanlamasına kaç.
Ayüge namaz üretgen – tayaḳ.
Ayıya namaz öğreten – sopa.
Ayünü ayü aşamaz.
Ayıyı ayı yemez.
Ayünü balası ayüge ay körünür.
Ayının yavrusu ayıya ay gibi görünür.
Ayünü bügün aşarı cılay edi da, tambla aşarı ḳuvana edi.
Ayının bugün yiyeceği ağlıyordu da, yarın yiyeceği seviniyordu.
Ayünü kesin köre edi da, ızın ızlay edi.
Ayının kendisini görüyordu, yine de izini takip ediyordu.
Ayünü kesin öltürgünçü, terisine baġa kesme.
Ayının kendini öldürmeden, derisine fiyat biçme.
Az açı da köb tatlını buzadı.
Az acı bile çok tatlıyı bozar.
Az aşasang, köb ḳalır.
Az yersen, çok kalır.
Az ayt da köb et.
Az söyle de çok yap.
Az ayt, köb bil.
Az söyle çok bil.
Az bergen cürekden, köb bergen baylıḳdan.
Az veren yürekten, çok veren zenginlikten.
Az colġa da azıḳ al.
Az yola da azık al.
Az ḳabınıng tatlı körünür.
Az lokman tatlı görünür.
Az söleşgen ḳayġısız turur.
Az konuşan dertsiz durur.
Azdan az ölür, köbden köb ölür.
Azdan az ölür, çoktan çok ölür.
Azıḳ az bolsa, nöger haram bolur.
Azık az olsa arkadaş haram olur.
Azıḳlı at arımaz, ḳatını aman carımaz.
Azıklı at yorulmaz, karısı kötü olan gün yüzü göremez.
Aznı almaġan köbden ḳuru ḳalır.
Azı almayan çoktan mahrum kalır.
Aznı ḳızġansang köbnü coyarsa.
Azı kıskanırsan çoğu harcarsın.
Aznı saḳlamaġan köbnü saḳlamaz.
Azı beklemeyen çoğu beklemez.
Azret-Aliy ibilisge tübedi da, namazġa keçikdi.
Azret-Aliy şeytana rastladı da, namaza gecikti.
Babuş suvda batmaz.
Ördek suda batmaz.
Babuş uçar da ḳaz ḳalır.
Ördek uçar da kaz kalır.
Babuşnu balası da cüzedi.
Ördeğin yavrusu da yüzer.
Baca bacanı körse, sırtha çıġar.
Bacanak bacanağı görse, tepeye çıkar.
Baġılġan kişdik çıçhan tutmaz.
Beslenen kedi fare tutmaz.
Baguşnu ḳozġasang iyis eter.
Gübreyi karıştırsan kokar.
“Bal-bal” degen bla avuzġa tatuv kelmez.
Bal-bal demekle ağıza tat gelmez.
Bal balçıḳ aşatır.
Bal çamur yedirir.
Bal bolsa, çibin tabılır.
Bal olsa, sinek bulunur.
Bal çibinni urġanı açı, balı tatlı.
Arının sokması acı, balı tatlı.
Bal tabılġan cerde ölür ot da tabılır.
Bal bulunan yerde zehir de bulunur.
Bal tamġan tilden uv da tamadı.
Bal damlayan dilden zehir de damlar.
Bal tuthan barmaġın calar.
Bal tutan parmağını yalar.
Balçıḳġa taş atsang, kesinge çaçılır.
Çamura taş atsan, kendine sıçrar.
Ballı künde da, ḳanlı künde da ḳarnaş.
Ballı günde de, kanlı günde de kardeş.
Balta urulmay dükküç carılmaz.
Balta vurulmadan kütük yarılmaz.
Baltanı al urumuna köre bolur art urumu.
Baltanın ilk darbesine göre olur son darbesi.
Baltanı sabı ḳolġa tüşgünçü, omaḳ söleş.
Baltanın sapı eline geçinceye kadar, güzel konuş.
Baltanı urġan da ülüş ala edi, “Hah” degeh da ülüş ala edi.
Baltayı vuran da pay alıyordu, “Hah” diyen de pay alıyordu.
Baltası suvġa ketgen, sabın da ızından ata edi.
Baltası ırmağa giden, sapını da peşinden atıyordu.
Bara tursa, suv da tarḳayadı.
Gide gide ırmak da kurur.
Bardı deb da ḳuvanma, coḳdu deb da cılama.
Var diye sevinme, yok diye ağlama.
Barġan keltirir, olturġan sorur.
Giden getirir, oturan sorar.
Barı da bir itni kiridile.
Hepsi de bir köpeğin pisliğidirler.
Barlıḳ caraşdırır, coḳluḳ talaşdırır.
Varlık anlaştırır, yokluk dalaştırır.
Barmaḳla da tüldüle teng.
Parmaklar da eşit değildir.
Barmasam Han öltüredi, barsam emegen aşaydı.
Gitmesem Han öldürür, gitsem dev yer.
Barnı köralmaġan, coḳġa tözalmaġan.
Varı göremeyen, yoka dayanamayan.
Basar tavġa örleme, arıḳ atnı cerleme.
Yıkılacak dağa tırmanma, zayıf atı eyerleme.
Baş bir ketse, ekinçi baş çıḳmaz.
Baş bir giderse, bir daha baş çıkmaz.
Baş bolsa börk tabılır
Baş olsa kalpak bulunur.
Baş bolmasa, ḳaş nege kerekdi.
Baş olmasa, kaş neye lazım.
Baş carılsa börk içinde, ḳol sınsa ceng içinde.
Baş yarılsa kalpak içinde, el kırılsa yen içinde.
Baş ḳalay barsa, ayaḳ da alay baradı.
Baş nasıl giderse, ayak da öyle gider.
Baş kestirgen, börk aldırır.
Baş kestiren, kalpağını kaptırır.
Baş sav bolsa börk tabılır.
Baş sağlam olsa kalpak bulunur.
Başda aḳıl bolmasa, eki ayaḳġa küç ceter.
Başta akıl olmasa, iki ayağa kuvvet gelir.
Başdan aḳıl ketse, eki ayaḳġa küç kirir.
Baştan akıl gitse, iki ayağa güç girer.
Başhanı ḳoluna ḳaraġan aç ḳalır.
Başkasının eline bakan aç kalır.
Başı açıḳ suvġa kir köb tüşer.
Başı açık suya kir çok düşer.
Başı işlegenni avzu da işler.
Başı çalışanın ağzı da çalışır.
“Başım tüz baradı, ḳuyruġum ḳalay ese da “– degendi cılan.
“Başım düz gidiyor, kuyruğum nasılsa da” – demiş yılan.
Başın sılaġannı it da biledi.
Başını okşayanı köpek de bilir.
Başıng kirmezlik cerge ayaġıngı suḳma.
Başının girmeyeceği yere ayağını sokma.
Başlanmaġan işde cılan catar.
Başlanmamış işte yılan yatar.
Başsız urçuḳ tüz aylanmaz.
Başsız kirman düz dönmez.
Batar künnü atar tangı bar.
Batacak güneşin sökecek şafağı var.
Batır bir ölür, ḳızbay ming ölür.
Cesur bir kere ölür, korkak bin kere ölür.
Batır mahtansa, cavġa çabhanın aytır,
Ḳorḳaḳ mahtansa, alġa barġanın aytır.
Cesur övünse, düşmana saldırmasını anlatır,
Korkak övünse, önde gitmesini anlatır.
Batır tüşünde – cavnu körür, çabaḳçı tüşünde – avnu körür.
Cesur rüyasında – düşmanı görür, balıkçı rüyasında – ağı görür.
Batırlıḳ otluḳ taşça, ḳorḳaḳlıḳ cöge aġaşça,
Cesaret çakmak taşı gibi, korkaklık ıhlamur ağacı gibi.
Bay arbazında da ḳoyan tutar.
Zengin avlusunda da tavşan tutar.
Bay arımaz, carlı carımaz.
Zengin yorulmaz, fakir refah görmez.
Bay bolub da körmegenme, carlı bolub da ölmegenme.

Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию (https://www.litres.ru/book/ufuk-tavkul/nartlarin-sozu-69499486/chitat-onlayn/?lfrom=390579938) на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

notes

1
KUDAŞEV, V.N. (1991), “İstoriçeskie Svedeniya o Kabardinskom Narode”.-Nalçik: Elbrus. sayfa:155

2
Alaşa: İğdiş edilmiş erkek at.

3
ḳaḳġıç: değirmen taşı döndükçe, taşa tahılın dökülmesini sağlayan tahta parçası.
Nartların Sözü Ufuk Tavkul
Nartların Sözü

Ufuk Tavkul

Тип: электронная книга

Жанр: Историческая литература

Язык: на турецком языке

Издательство: Elips Kitap

Дата публикации: 16.04.2024

Отзывы: Пока нет Добавить отзыв

О книге: Nartların Sözü, электронная книга автора Ufuk Tavkul на турецком языке, в жанре историческая литература

  • Добавить отзыв