Türk Mânilerinden Seçmeler

Türk Mânilerinden Seçmeler
Anonim
İlköğretimde 100 Temel Eser ´in bir başka olumlu yönü de; aynı eserleri okumuş, o eserlerdeki dil varlığı ile duygu ve düşünce zenginliğini fark etmiş bireylerin oluşturacağı bir toplumun daha hoşgörülü, daha paylaşımcı olmasını sağlamasıdır.


Türk Mânilerinden Seçmeler

I.
7’Lİ DÜZ MÂNİLER
BAŞMÂNİ

ARMUDU TAŞLAYALIM
DİBİNDE KIŞLAYALIM
KÂĞIT KALEM AL YÂRİM
MÂNİYE BAŞLAYALIM
Ay doğar aydın aydın
Beni akşam bulaydın
A benim ala gözlüm
Bizim için yol aydın.
Kargalar alaylandı
Sahanlar kalaylandı
A benim nazlı yârim
Evlenmek kolaylandı.
Ayağında kundura
Yâr gelir dura dura
A benim nazlı yârim
Geçerken bize uğra.
Bağa girdim üzüme
Yâr göründü gözüme
A benim nazlı yârim
Gücendin mi sözüme?
Elif üstü mim’im var
Mim’in üstü nun’um var
A benim nazlı yârim
Senden başka kimim var?
Ağaçlar gelin oldu
Her taraf gülle doldu
A benim ömrüm varı
Nedendir benzin soldu?
Duman dağdan yukarı
Kılavuzdur kılavuz
A kız alırlar seni
Anan kalır yalınız.
Bardak bardak üstüne
Çıkma çardak üstüne
A kız deli mi oldun,
Varma ortak üstüne.
Dam üstünde ip durur
Belini burup durur
A kız seni alacam
Allah da bilip durur.
Yıldız yandı, ay yandı
Köşk yandı, saray yandı
A kız senin yüzünden
Altmış pare köy yandı.
Yeşil kamyon doluyor
Ablam gelin oluyor
Ablam gelin olunca
Sıra bana geliyor.
Uzun yollar uzasın
Koyunlar kuzulasın
Acele etme yârim
Altınlar ucuzlasın.
İllerim ayan beyan
Yollandım köye yayan
Acele etme yârim
Bizim için var meydan.
Yük üstünde üzüm var
Üzüm sende gözüm var
Acep anam der mi ki
Gurbet elde kızım var?
Yavrum da yorulur mu
Çavuşu darılır mı
Acep benim kollarım
Yavruma sarılır mı?
İncili fesli yârim
Bülbül kafesli yârim
Acep benim olur mu
Padişah nesli yârim.
Arpa ektim güz iken
Toprağı kar buz iken
Acep derdim var mıydı
Yâr oğlan ben kız iken?
Yeldir nefesi gelmez
Kimi kimsesi gelmez
Acep Ferhat öldü mü
Külüngün sesi gelmez?
Mor entarin arkanda
İki elim yakanda
Acep iflah olur mu
Beni böyle yakan da?
Denizin ortasında
Bacaya bak bacaya
Acep kızlar der m’ola
Biz de varsak kocaya.
Dişleri var kar gibi
Dudakları nar gibi
Acep kimin yâri var
Gönlümdeki yâr gibi.
Sarı kavun dilimi
Yitirdim bülbülümü
Acep o gün olur mu
Bulam nazlı gülümü.
Elim ince daldadır
Gözüm ırak yoldadır
Acep yârim der m’ola
Sevdiğim ne hâldedir.
Susam üstünde susam
Susamın boyu kısa
Acep yârim gelir mi
Bu manileri duysa?
Yamaçtaki yeşillik
Ekin mi ki, sel mi ki
Acep yârin sevdiği
Benden de güzel mi ki?
Tepside argun idim
Gelmedim yorgun idim
Aceplenmen a dostlar
Ben ona vurgun idim.
Mor dağlar mavi deniz
Sarardı soldu beniz
Acırdınız hâlime
Çektiğim bileydiniz.
Pencereden kuş uçtu
Yandı yürek tutuştu
Acıyın kızlar bana
Sakalıma kır düştü.
Bahçede darım kaldı
Ayva da narım kaldı
Aç bahçeci bahçeyi
İçinde yârim kaldı.
Taştan atladım göle
Durmuşum gurbet ele
Aç beyaz kollarını
Boğazıma düğmele.
Beni sen alamazsın
Arasan bulamazsın
Açıl desem açılır
Sol desem solamazsın.
Entarisi dar gibi
Yanakları kar gibi
Açılıp örtülüyor
Bana gönlü var gibi.
Yol üzeri gidersin
Kötü sözü n’idersin
Açılmadık gülleri
Kim(e)emanet edersin.
Şu dağın etekleri
Otluyor inekleri
Açılmış yumulmuyor
Muhabbet çiçekleri.
Bahçelerde gül titrer
Dalında bülbül titrer
Açma güzel gerdanın
Göz görür gönül titrer.
Pencerede perde ben
Yeni düştüm derde ben
Açmamış gonca gülü
Ne çürüyem yerde ben.
Bu dağda kuzu gördüm
Tüyün kırmızı gördüm
Açtım cennet kapısın
Sevdiğim kızı gördüm.
Kıbrıs’ın meyvesini
Güzellerin hasını
Ada bizim olacak
Ben gördüm rüyasını.
Al elmanın birini
Sil mendile kirini
Adam adama der mi
Sevdalının sırrını.
Yüzdürdüm kayığımı
Rizeliyim Rizeli
Adam cebinde besler
Senin gibi güzeli.
Dağların başı kardır
Gamlı yüreğim dardır
Adam dertsiz olur mu
Herkesin derdi vardır.
Bahçeye attım narı
Narın kabuğu sarı
Adam hiç terk eder mi
İlkin sevdiği yâri?
Irmağın kenarında
Çalıya bak çalıya
Adam meyil verir mi
Senin gibi deliye?
İnce kiraz fidanı
Tepeden budanır mı
Adam sevdiği yârdan
O kadar utanır mı?
Görele çarşısına
Oturdum karşısına
Adam türkü yakar mı
Elin nişanlısına?
Altınım hazne ile
Tartarlar vezne ile
Adam yârdan geçer mi
Gurbette gezme ile?
Su gelir akma ile
Taşları kakma ile
Adam yâre doyar mı
Uzaktan bakma ile?
Buralar nice iller
Görünmez gece iller
Adamı deli eder
Kara kaş ince beller.
Darbukamın derisi
Beni ister birisi
Adını söyleyemem
İşte orda kendisi.
Elmayı nazik soydum
Yârin ağzına koydum
Afiyet olsun yârim
Sen yedikçe ben doydum.
Güzel ben buralıyım
Yürekten yaralıyım
Ağaçlar yeşil giymiş
Daha ben karalıyım.
Bir ay doğdu mat oldu
Doğdu zulûmat oldu
Ağam kaldır başını
Belim iki kat oldu.
At gelir ağır ağır
Önümde otlu çayır
Ağanın ettiği laf
De(ği)rmen taşından ağır.
Çay aşağı yüzerim
Divit kalem yazarım
Ağır yerin kızıyım
Ağır yerde gezerim.
Çalarım gümletirim
Çağırır dinletirim
Ağız ile söylemem
Beyitle anlatırım.
Tû beni de tû beni
Tuttu savurdu beni
Ağız tüfek dil kurşun
Ciğerden vurdu beni.
Kara kaşların çatar
Kirpikleri ok atar
Ağ(ı)zı dükkân açmış
Yanakları gül satar.
Deryadan gemi geldi
Gönlümün gamı geldi
Ağla gözlerim ağla
Ayrılık demi geldi.
Şeftali çiçeklendi
Kadınlar leçeklendi
Ağla gözlerim ağla
Ayrılık gerçeklendi.
Bağa girdim nar için
Gül kopardım yâr için
Ağla gözlerim ağla
Bir vefasız yâr için.
Asmada üzüm kaldı
Yemedim gözüm kaldı
Ağla gözlerim ağla
Gurbette kuzum kaldı.
Kayseri’de Erciyaş
Tepesinde sivri taş
Ağladıkça gözümden
Dökülüyor kanlı yaş.
Kahve koydum pişmeye
Aç ağzını taşmaya
Ağlama kömür gözlüm
Az kaldı kavuşmaya.
Armut dalda beş olur
Yere düşer eş olur
Ağlama kömür gözlüm
Kirpiklerin yaş olur.
Dağda kestim çınarı
Çınarın dalı sarı
Ağlamaktan kurudu
Gözlerimin pınarı.
Şu derenin uzunu
Görsem yârim yüzünü
Ağlasam da söylesem
Belki tutar sözümü.
Dağlara yaz geliyor
Göllere kaz geliyor
Ağlasana gözlerim
Yâr bizden vazgeliyor.
Bu dert beni meletir
Yarama tuz eletir
Ağlatman beni dostlar
Figanım velveledir.
Dereye indim derin
Dağlara çıktım serin
Ağlayanı güldürür
Yâr senin dediklerin.
Eğlenceli bağlama
Sen arkamdan ağlama
Ağlayıp güzel yârim
Beni yoldan eğleme.
Sinide kara biber
Üflesem lâmba söner
Ağzı açık adamın
Yâri elinden gider.
Ayaza koydum testi
Ayaz bulutu kesti
Ağzı selamlı yârim
Bugün selamı kesti.
Dut ağacı boyunca
Dut yemedim doyunca
Ağzım dilim lâl oldu
Ayak sesi duyunca.
Bahçeleri fideli
Konakları odalı
Ağzım dolu gülmedim
Yâr gurbete gideli.
Ayvanda kış kabağı
Yüzün altın tabağı
Ağzın kapansın horoz
Ne tez açtın sabahı.
Âşıkım sazım yoktur
Yüreğe vuran oktur
Ah bugünkü güzeller
Sevdikleri ne çoktur.
Giderim gittikçe ben
Dizlerim tuttukça ben
Ah çekerim ağlarım
Bülbüller öttükçe ben.
Elimde pembe şeker
Gelir geçer ah çeker
Ah çekme kara gözlüm
Bugünler gelir geçer.
Oda yanasım gelir
Söze kanasım gelir
Ah ederim yürekten
Dağlardan sesim gelir.
İnce çubuk bel verir
Tepesinde gül verir
Ah el oğlu değil mi
Sever sever yol verir.
Bugün yâri göçürdüm
Taşköprü’yü aşırdım
Ah ettim ağlamadım
Güldüm göğüs geçirdim.
Sıcak su içmek olmaz
Demiri biçmek olmaz
Ah o nazlı kardeşten
Ayrılıp geçmek olmaz.
Bacadan duman tüter
Bayırda baykuş öter
Ah şu ayrılık yârim
Benim boynumu büker.
Sinek geldi vız dedi
Ne yatarsın kız dedi
Aha geldi güz dedi
Kalk çeyizin düz dedi.
Çemberimin yeşili
Bek kaybettim eşimi
Aha get(ir)dim eşini
Sil gözünün yaşını.
A benim al çiçeğim
Nasıl senden geçeyim
Ahdettim yemin ettim
Yoluna öleceğim.
Ver yüzüğün saklayım
Parmağıma takmayım
Ahdim ile ahdolsun
Gül yerine koklayım.
Nazlı yârim bir çare
Yaktım seni ben nare
Ahdini tez unuttun
Durmaz mısın ikrara?
Ayrılık büyük derttir
Sabreden ona merttir
Ahdini unutanlar
İnsan değil nâmerttir.
Çayıra serdim postu
Şu gelen kimin dostu
Alt gerdanın üstünde
Beni bir gaflet bastı.
Kebap ince, şiş ince
Çevirirler pişince
Akıl başta kalmıyor
Yâr önünden geçince.
Çay dibinde dökme taş
Gönlüm huni gözüm yaş
Aklımı baştan aldı
Orta boylu kalem kaş.
Çakar çakar geçersin
Yürek yakar geçersin
Aklın varsa güzele
Sade bakar geçersin.
Atımın sırtı yağır
Ağır gidelim ağır
Aklına yâr gelende
Çık pencereden çağır.
Gökteki kara yıldız
Kürkümün altı kunduz
Akranıma düşmedim
Yanarım gece gündüz.
Saatimin markası
Nacar sevdiğim Nacar
Akşam seni bekledim
Saat yarıma kadar.
Kızın adı Ayserin
Bugün hava pek serin
Akşam yârimi gördüm
Düşünür derin derin.
Atmacam havalanır
Bıldırcının peşine
Akşamı sabah ettim
Sevdiğimin peşine.
Kızın adı Asiye
Beni koydun tasaya
Al beni kaytan eyle
Koynundaki keseye.
Alçacık duvar üstü
Al çevrem suya düştü
Al çevremi alırken
Kızlar bana gülüştü.
Naneci çıktı yola
Selamım sağa sola
Al küçük hanım sen de
Afiyet şeker ola.
Lacivert elbisene
Vur beni pul olayım
Al koy beni cebine
Kokulu gül olayım.
Suyum baştan bulanır
Dağı taşı dolanır
Al sevdanı başımdan
Sevdalı delilenir.
Bugün ayın sekizi
Aşamadım denizi
Al yanağın üstünde
Kokamadım nergizi.
Ata vurdum eyeri
Yârimin çok değeri
Al yanaklar üstünde
Sende gördüm seheri.
Tarlanın toprağıyım
Gümüşten oklavayım
Al yanakta gül açmış
Ben onun yaprağıyım.
Dam başının düzleri
Elma gibi yüzleri
Al yaşmağın altında
Çakır çakır gözleri.
Bizim evin önünde
Güvercinin izleri
Alaca çiçek gibi
Sevdiğimin gözleri.
Ay bulutta bulutta
Mendilim kaldı dutta
Alacaksan al beni
Koyma böyle umutta.
Bahçelerde boz çiçek
Üstünde gezer böcek
Alacaksan al beni
Ne var böyle üzecek?
Elekten elenirim
Kanlara belenirim
Alacaksan al beni
Ölünce ilenirim.
Çaya bakır dalmıyor
Posta mektup almıyor
Alacaksan al gayri
Emsallerim kalmıyor.
Dayanma karanfile
Filizi ırgalanır
Alacaksan al yârim
Başkası sevdalanır.
Dalda olur kayısı
Yere düşer yarısı
Alacaksan tezce al
Var alacak gayrısı.
Karalar giye giye
Karalandırdın beni
Alacam diye diye
Yârim kandırdın beni.
Karşıda kuşum seni
Kaybettim eşim seni
Alam ne yana gidem
Gülmemiş başım seni.
Çoban nasıl takıyor
Koyunların çanını
Alamadım yârimi
Oldum yürek yangını.
Dereyi yüze yüze
Geçtim karşıdaki düze
Aldım çiçeğinizi
Gördün mü n’ettim size?
Mâniye mâniciyim
Gemiye biniciyim
Âlem beni kınasa
Ben yâre gidiciyim.
Al eline kavalı
Çal havalı havalı
Alır kaçarım seni
Anan kalır zavallı.
Asker ettiler beni
Erzurum alayına
Alır seni giderim
Gelirse kolayına.
Derede küçük köprü
Gel geçelim karşıya
Alırım sana boncuk
Gidelim mi çarşıya?
Bacanızda kurum yok
Almanızda zorum yok
Alırsan seve seve
Zorla pazarlığım yok.
İndim dere boyuna
Bakakaldım suyuna
Alışamadım gitti
Nazlı yârin huyuna.
Bahçeye bar diyemem
Ayvaya nar diyemem
Alışmışım güzele
Çirkine yâr diyemem.
Yeni yolun taşları
Çıkamam yokuşları
Alışveriş ediyor
Gözleriyle kaşları.
Kavaktan aldım dalı
Yârimin adı Ali
Ali benim olursa
İstemem dünya malı.
Pınarın başı sarı
Dibinde taşı sarı
Allah alnıma yazmış
Gözü gök saçı sarı.
Yaylanın çimeninde
Burma burarım burma
Allah aşkına olsun
Çıkıp yolumda durma.
Ulu yolun incesi
Kaba biter yoncası
Allah bize vermedi
Bir gönül eğlencesi
Gidin deyin o kıza
Yaş dökmesin gül yüze
Allah canım sağ korsa
Ben koymam gelen güze.
Çarşamba yollarında
Gezeydim bellerinde
Allah canımı alsın
O yârin kollarında.
Ay gider bulut ile
Cıngıllı kilit ile
Allah canımı alsın
Sevdiğim yiğit ile.
Damdan dama yürürsün
Samur kürkün sürürsün
Allah izin verirse
Altın beşik üğrürsün.
Kadifeden yeleği
Büyük evin meleği
Allah kabul eylesin
Gönlümdeki dileği.
Kaleden iner akrep
Ağzında yeşil yaprak
Allah murat vermeden
Almasın kara toprak.
İrafa uzandın mı
Güllere bezendin mi
Allah ömürler versin
Yeni yâr kazandın mı?
Ben gidemem gidemem
Yolun yarılarına
Allah sabırlar versin
Asker karılarına.
Bahçenin gediğinden
Tanırım giydiğinden
Allah’ım ayırmasın
Göz görüp sevdiğinden.
Mercimek kilelendi
Ölçtüm yâr silelendi
Allah’ım devlet verdi
Yüzüme gül elendi.
Dağdan pancar devşirdim
Bıçağımı düşürdüm
Allah’ım devlet vermiş
Baldan helva pişirdim.
Cami gerek taş gerek
Penceresi beş gerek
Allah’ım devlet vermiş
Kaldırmaya baş gerek.
Şu dağ kevenin olsa
Keven dövenin olsa
Allah’ım ne olurdu
Seven sevenin olsa.
Şu dağları aşmadan
Doldur kuzum taşmadan
Allah’ım sen kavuştur
Akılcığım şaşmadan.
Bugün yoksa yarın var
Bir sürü davarın var
Allah’tan ne istersin
Aslan gibi yârin var.
Elmayı dilemedim
Bıçağı silemedim
Allı fistanlar giymiş
Sürmelim bilemedim.
Kiraz dalını eğdim
Kirazını yemedim
Allı gelin oldum da
Manto fistan giymedim.
Bak Allah’ın işine
Güneş iner ay doğar
Alma cahil uşağı
Büyür de seni kovar.
Kaşların yay ederim
Gördükçe vay ederim
Alma felek yârimi
Aklımı zay ederim.
Testi kaldırdım dolu
Fistanın tren yolu
Almam diye nazlanır
Sanki vezirin oğlu.
Diyeyim birkaç türkü
İşitenler ağlasın
Almayacağım seni
Yansın yüreğin yansın.
Pencerede dikildim
Güller açtı döküldüm
Almayacağın bildim
Ondan geri çekildim.
Kolanımın düzleri
Koşarım öküzleri
Altın altın bakarsın
Seveyim o gözleri.
İğne soktum söğüde
Yâr gelmiyor öğüde
Altın beşik yaptıram
Bebesini büyüde.
Gidelim Kırıkhan’a
Altın diş taktır bana
Altın dişten ne çıkar
Pazarlık kestir bana.
Pencereden bakınmam
Göğüs gerdan sakınmam
Altın hamâyil olsa
Senden başka takınmam.
İndim çaya ırmağa
Gittim odun yarmağa
Altın yüzük yaptıram
Yâr kınalı parmağa.
Hafız ağam yan yatır
Cebinde altın şakır
Altına kıyamazsan
Bir beşlik bâri getir.
Çağır oğlan bir mâni
Gitsin kızın gümanı
Altından köşk yaptırdım
Gümüşten merdiveni.
Ben bir yaralı koçum
Yol verin gelem geçem
Altmış yerden yaram var
Hangi birini açam.
Ay doğar aşan gece
Hâlim perişan gece
Altmış iki mum yakam
Yâre kavuşan gece.
Zeytin yaprağı hışır
Dibinde kahve pişir
Aman Allah’ım aman
Beni dengime düşür.
Dere boyu sazları
Lüleburgaz kızları
Aman Allah’ım aman
Yandırıyor bizleri.
Güneş alır eritir
Güneylerin karını
Aman boz at yavaş git
Düşürürsün yârimi.
Penceresi cam cama
Selam söylen amcama
Amcam kızın vermezse
Turşu kursun fincana.
Mektup yazdım bir kelam
Benden o yâre selam
Amin deyin dostlarım
Belki dolanıp gelem.
Dere boyu kestane
Dökülür tane tane
Ana baba izin ver
Ben de alam bir tane.
Sarı kabak kökeni
Ele batar dikeni
Ana bana ne bilsin
Gizli sevda çekeni.
İşim gören akçamdır
Altın sarı goncamdır
Ana baba sevilir
Kalem ile bahçemdir.
Ocak başında maşa
Kaldırdım vurdum taşa
Ana benim suçum ne
Beni verdin kel başa.
Avlunun gediğine
Geldin mi dediğime
Ana cennet istersen
Ver beni sevdiğime.
Hey hızara hızara
Dalda kiraz kızara
Ana çağım geçiyor
Durma bana kız ara.
Kar kapıda kışlıyor
Yârim gergef işliyor
Ana değil analık
Bildiğini işliyor.
Sarılar giyip gider
Eskisin soyup gider
Ana evin beğenmez
Yâr evi deyip gider.
Bu dağlar ulu kaldı
Kuş uçtu yavru kaldı
Anahtar ele girmez
Gönlüm kurulu kaldı.
Tavşan kaçar uçamaz
Gönül çabuk kocamaz
Anahtarı sendedir
Onu kimse açamaz.
Tarla yolu dar olur
Dağ başında kar olur
Anaların dizinde
Kızlar büyür yâr olur.
Rafta kazan tencere
El vurmayın incire
Anam babam duyarsa
Çeker beni zincire.
Çayır çimen biç oğlan
Bizim ordan geç oğlan
Anam babam duymasın
Beni al da kaç oğlan.
Buz üstüne yazarım
Nöbet şeker ezerim
Anam babam ne bilir
Ben yârimle gezerim.
Bağa girdim üzüm yok
El yârinde gözüm yok
Anam babam sağolsun
Yâr tatlıdır sözüm yok.
Ufak ufak şekerler
Yol üstüne dökerler
Anam babam vermezse
Günahımı çekerler.
Koyun kuzu yanında
Dökün tuzu yanında
Anam beni n’edecek
Oğlu kızı yanında.
Diyarbakır karpuzu
Ata vurdum mahmuzu
Anası çeyiz ister
Gel de satma öküzü.
Kırmızı yanaklıyım
Sandıklarda saklıyım
Anası da biliyor
Oğluna meraklıyım.
Yüzü beyaz kar gibi
Hiç bulunmaz yâr gibi
Anasından istettim
Biraz gönlü var gibi.
Erikler çiçek açtı
Kuşlar ağaca uçtu
Anasının bir kızı
Düğün derneksiz kaçtı.
Kızımın adı Ayşe
Elinde billur şişe
Anasının bir kızı
Nasıl çıksın güneşe.
Bacalar otlu olur
Keklikler etli olur
Anasız giden kızın
Yüreği dertli olur.
Ak koyun meler gelir
Dağları deler gelir
Anasız kuzuların
Başına neler gelir.
Analar hatun olur
Sevdası bütün olur
Anaya vuran eller
Yanacak odun olur.
Yayla marantasını
Elimde kuruturum
Anca sevdiceğimi
Ölürsem unuturum.
Demir kütük yarılmaz
Teker kolay sarılmaz
Araya dağlar girdi
Yâr yanına varılmaz.
Ayrıldım gülüm senden
Saçı sümbülüm senden
Araya eller girdi
Çevrildi yolum senden.
Saçımı taramadım
Bir işe yaramadım
Araya girdi düşman
Yanına varamadım.
Çift güvercin uçtu mu
Gün ardınca düştü mü
Ardıç dalına kurban
Yârim burdan geçti mi?
Şu gelen kağnı m’ola
Öküzü canlı m’ola
Ardındaki yiğidin
Gerdanı benli m’ola?
Bir matara yaptırdım
Yarıdan asılır yarıdan
Asker ettiler beni
Sevdalık da bir yandan.
Mayıs ayı gelende
Derenin serinleri
Asker eyle miralay
Meraklı gelinleri.
Kara gözlü sevdiğim
Çimenden gel çimenden
Anasız kuzu gibi
Ayrılamazsın benden.
Gülüm gülüm gülüşan
Benim hâlim perişan
Asker oldum gidiyom
Mendilim sana nişan.
Mendilimdir yemeni
Ağlatma yârim beni
Askerliğin yap da gel
Bekleyekorum seni.
Kavak gazeli yârim
Dünya güzeli yârim
Askerliğin yap da gel
Bile gezelim yârim.
Yüksek minarelerden
Selâ okunur selâ
Askerlik bir şey değil
Yârdan ayrılmak bela.
İki gemi yan yana
İniyorlar limana
Askerlik iyi şeydir
Sevdası olmayana.
Dümbeleği çala çala
Yoruldu parmaklarım
Âşık Garib’e döndü
Yâre yalvarmaklarım.
Kandilim yanar mısın
Altından kaynar mısın
Âşık mısın be yârim
Çalgıyla oynar mısın?
İki başlı ev yaptım
Ortası boy sofalı
Âşık olup kavuşmak
Amanın ne sefalı.
Dere boyu serince
Benim yârim derince
Âşık öğüt istemez
Herkes yerli yerince.
Refika adlı yârim
Perdesi katlı yârim
Aşikârda hemşirem
Gizlide tatlı yârim.
Bürümcük büründürür
Cıbışlı göründürür
Aşk adamı öldürmez
Kır bayır süründürür.
Fotör şapka silindir
Beni saran elindir
Aşkından kibrit oldum
Ateşleyen dilindir.
Düzce yoldan geçiyom
Çağırınca dönüyom
Aşkınla kibrit oldum
Üf(ü)lesen yanıyom.
Dolmuş geliyor dolmuş
Dolmuşun rengi solmuş
Aşk olsun sevdiğime
Çalışmış adam olmuş.
Karşıda ifterilik
Serinliktir serinlik
At başına çemberi
Gel et bana şirinlik.
Şu tepeyi yıkalım
Düz yollara çıkalım
At yârim setireyi
Resimlere çıkalım.
Dağda olur mu harman
Aşka olur mu ferman
Aşktan yandım kül oldum
Külde kalır mı derman.
Oğlanın adı İlyas.
Ünlesem bura gelmez
Atalardan kalma söz
Güzelin başı gülmez.
Şalvara bak şalvara
Şalvarın kalabalık
Atalım onu göle
Tutalım alabalık.
Develer katar gelir
Zinciri kantar gelir
Atam burdan gideli
Dertlerim artar gelir.
Ay doğar minareden
Ölmezem bu yaradan
Atamı bana getir
Yeri göğü yaradan.
Gökten zembil iniyor
Fırıl fırıl dönüyor
Ateş misin mübarek
Seni gören yanıyor?
Atışacağım senle
Atışabilir misin
Ateşe düşeceğim
Sen düşebilir misin?
Gel benim nazlı yârim
Bülbül avazlı yârim
Ateşim arşa çıkar
Tütünüm gizli yârim.
Atköyü çiftlik gibi
Uzanır iplik gibi
Atköyü’nün kızları
Kınalı keklik gibi.
Evleri badem yeri
Sevdiğim mor bereli
Atlas cepken giyerler
Halveti güzelleri.
Avın avıtmaz beni
Meylin savutmaz beni
Avutursan sen avut
Kimse avutmaz beni.
Denize dalayım mı
Bir balık alayım mı
Ay battı şafak attı
Daha yalvarayım mı?
Ay ışıktır varamam
Halka aş(i)kâr olamam
Ay buluta girince
Bağlasalar duramam.
Sular ince akar mı
Kenarını yıkar mı
Ay gibi yâri olan
Hiç yıldıza bakar mı?
Elindeki meş’ale
Yârim olur inşallah
Ay ile gün kavuşmaz
Kavuşuruz inşallah.
Ekme bitmedik yere
Gelme gitmedik yere
Ayağım nasıl gitsin
Gözüm tutmadık yere.
Evleri uçta yârim
Ver bana müjde yârim
Ayak bastığın yere
Ederim secde yârim.
Köçekçe bir hoş oyun
Serpilmiş bosun poyun
Ayak bastığın yeri
Gel öpem yüzükoyun.
Kara bağda talan var
Zülfün yüze salan var
Ayak götür tezce gel
Gözü yolda kalan var.
Mektup yazdım aralı
Zarfın üstü karalı
Ayda bir mektup gönder
Ben senden de yaralı.
A benim bahtı yârim
Gönlümün tahtı yârim
Ayın on dördü gibi
Karşıma çıktı yârim.
Bir ufacık kişnişim
Güneşlerde pişmişim
Ayıplaman a dostlar
Yeni aşka düşmüşüm.
Şu dağların karı var
Sol yanımda ağrı var
Ayırmayın yârimden
Yukarıda Tanrı var.
Sarı kadife eni
Sararttın yârim beni
Aylar döner, yıl döner
Dilber severim seni.
Ayna ayna ellere
Ayna düştü göllere
Ayna kurban olayım
Seni tutan ellere.
Dağlarda lale biter
Gül biter, lale biter
Ayrılık bilmez idim
Bu dert ölümden beter.
Arpalar biçer oldu
Günümüz geçer oldu
Ayrılık gele gele
Bugünü seçer oldu.
Giderim dur diyen yok
Kebap oldum yiyen yok
Ayrılık gömleğini
Benden başka giyen yok.
Arabalar iz ize
Ne oldu yârim bize
Ayrılık mektubunu
Verdiler elimize.
Kaşının karasına
Ben konmuş arasına
Az verdim çok yalvardım
Şu kızın anasına.
Ata vurdum yuları
Otlattım kıyıları
Azar azar sarıyor
Sevdalık uykuları.
Bahçe har aldı gitti
Ayva nar aldı gitti
Azıcık aklım vardı
Onu da yâr aldı gitti.
Karanfili dererler
Katmerini ararlar
Azıcık biz konuşsak
Acep bize ne derler?
Karşıda ne durursun
Orası mera mıdır?
Azıcık konuşalım
Aramız dere midir?
Sabahtır ezana bak
Kabrimi kazana bak
Azrail’in suçu ne
Defteri yazana bak.
Dere kenarı yonca
Sallanır yel vurunca
Baba ne verdin beni
Kadirim bilmez gence.
Ayvanda gezen oğlan
Ak yazı yazan oğlan
Babam sana kız vermez
Git para kazan oğlan.
Köprünün altı sazdır
Oğlan kalk atı gezdir
Babam sana kız vermez
Keşişe muska yazdır.
Oğlan adın Hasan’dır
Gel kapıma yaslan dur
Babam sana kız vermez
Sarı lira seslendir.
Camiden gelir molla
Babama dünür yolla
Babam sana vermezse
Pınar başını kolla.
Dağdan indirdim kurdu
İndi derede durdu
Babamın aklı olsa
Beni evlendirirdi.
Duman dağa yayılır
Babam ağa sayılır
Babamın hatırından
Köy üstüme bayılır.
Deniz üstü gezerim
Sarı lira dizerim
Babamın sağlığında
Böyle nazlı gezerim.
Al aşağı vur dizi
Baban görmesin bizi
Babanın kesesine
Sayacağım beş yüzü.
Evleri sekilidir
Toprağı ekilidir
Babası değil
Emmisi vekilidir.
Urfa’nın yaş üzümü
Geliyor bağ bozumu
Bağ bozumu gelince
Göremezsin yüzümü.
Ben öldüm ağlamaktan
Bağa su bağlamaktan
Bağda yaprak kalmadı
Yarama bağlamaktan.
Minarenin yapısı
Kıbleyedir kapısı
Bağlarından geliyor
Sevdiğimin kokusu.
Şu yollar uzun yollar
Mektupta sözüm yollar
Baharda yazar mektup
Yazar da güzün yollar.
Dağları kar örtülü
Bağları mor sümbüllü
Bahçesi dört duvardır
Elinde beyaz gülü.
Bahçe bara mı gider
Ayva nara mı gider
Bahçıvan doğru söyle
Bu yol yâra mı gider?
Cebinde para çil çil
Saçlarım oldu kırçıl
Baht sarayım kapalı
Açıl kilidim açıl.
Belimde ipek kuşak
Nişanlıyım ey uşak
Bakma fidan boyuma
Daha ufağım ufak.
Elimde gümüş yular
Yârim atın sular
Bakmayın güzellere
Güzel kızlar tez solar.
Sarı ipek bükerim
Düğmelerim dikerim
Bakmayın yaşım küçük
Ben de sevda çekerim.
Dut yedim parmak gibi
Tadı var kaymak gibi
Baktım anam geliyor
Bulanık ırmak gibi.
Bülbülüm neva bilmem
Dertliyim deva bilmem
Bana bir sevda geldi
Başımdan savabilmem.
Ay doğar gümüş gibi
Salınır kamış gibi
Bana bir şeftali ver
Turfanda yemiş gibi.
Açmadım açamadım
Uçmadım uçamadım
Bana bir tuzak kurdun
Elinden kaçamadım.
Kuyular derincedir
Gölgeler serincedir
Bana böyle hiç bakma
Yüreğim pek incedir.
Karşıda duran sensin
Zülfünü buran sensin
Bana cellat kâr etmez
Boynumu vuran sensin.
Ördeğim suya dalsın
Mendilim sende kalsın
Bana çirkin diyorsun
Kendin çok mu güzelsin?
Çayır ince biçilmez
Su bulanık içilmez
Bana derler yârdan geç
Yâr tatlıdır geçilmez.
Su başı duman oldu
Hâllerim yaman oldu
Bana dert açan dilber
Ellere derman oldu.
Bahçede bar olasın
Ayvada nar olasın
Bana göre yâr mı yok
Arzum sen yâr olasın.
El sallasam ellisi
Baş sallasam tellisi
Bana göz edip duran
Ay oğul kimin nesi?
Gülüm gülü peyliyem
Güle hizmet eyliyem
Bana gülüm versinler
Başka gülü neyliyem?
Yârim yâr ise gelsin
Dağlar kar ise gelsin
Bana yâr mı bulunmaz
Aklı var ise gelsin.
Ha buradan aşağı
İzi güdelim izi
Basmayalım çamura
Tanırlar ikimizi.
Akşamlar oldu gene
Badeler doldu gene
Baş bozuk külah eğri
Efendim n’oldu gene?
Üzüm üzüme değer
Hevenk gözüme değer
Baş yastığa koyunca
Kâkül yüzüme değer.
Dağların denendi mi
Ben buldum menendimi
Başı dumanlı dağlar
Tez yollan efendimi.
Kar yağar kepek gibi
Yârim var ipek gibi
Başım aldım gidiyom
Sen dolan köpek gibi.
Ağlarım zarı zarı
Kötüler almış yâri
Başım alıp gideyim
Gözüm görmesin bari.
Bugün üç gündür ağam
Hâlim düşkündür ağam
Başımda beynim kaynar
Senin aşkından ağam.
Söylerim yana yana
Derdini söyle bana
Başımda od yanıyor
Dumana bak dumana.
Dağı bayırı gezdim
Olup biteni sezdim
Başımdan geçenleri
Hikâye gibi yazdım.
Kaleliyim kaleli
Kaşın altı belalı
Başın göğe mi yetti
Beni bu dert alalı.
Sabah oldu uyan yâr
Baş yastığa koyan yâr
Başın yastık neylesin
Gel sineme dayan yâr.
Karşıda oturanlar
Az derdim arttıranlar
Başına çelenk taksın
Sevdadan kurtulanlar.
Odun keserim odun
Orta yerden yarılır
Başka sevdiğin varsa
Bakma bana darılır.
Hey çinçini çinçini
Öpem ağzın içini
Başka yâr sever isen
Alasın Çin-mâçin’i.
Elbisesi karadan
Yâr gelir Ankara’dan
Başka yârim var ise
Ben çıkayım aradan.
Ver elini elime
Acı biraz hâlime
Başkalarına yâr dersem
Kurşun aksın dilime.
Sürülmedik tarlaya
Yârim harman olur mu
Başkası yakmış seni
Bende derman olur mu?
Sırtındaki yeleği
Ben örmedim mi yârim
Başka kıza bakarken
Ben görmedim mi yârim?
İn dereye dereye
Derelerin nanesi
Beğenmezse almasın
Sevdiğimin anası.
Pencereden bak beni
Al göğsüne tak beni
Beğenmezsen beğenme
Beğenenler çok beni.
Bahçede gülüm soldu
Bilmem bana ne oldu
Bekletme beni artık
Çektiğim çile doldu.
Pencereden bakıyor
Gözlerimin aynası
Belki benim olursun
Dünya ümit dünyası.
Pencereden ben bakmam
Gül üstüne gül takmam
Belli benzer yâr için
Elime kına yakmam.
Çayırdan in aşağı
Bul elmasın elmasın
Ben aldım sevdiğimi
Sen bekâr kalmayasın.
Yanıyom kuzu gibi
Fırının közü gibi
Ben anamı bırakmam
Ellerin kızı gibi.
Bandırma bayır başı
Yıkılsın dağı taşı
Ben askere yolladım
Hem yârı hem kardeşi.
Kale yaptım tunç ile
Bekliyorum öç ile
Ben âşıklık bilmezdim
Sen öğrettin güç ile.
Elimdeki çalgıyı
Her birisi çalamaz
Ben babamın bir kızı
Çırak çoban alamaz.
Dağlara çıksam n’olur
Dört yana baksam n’olur
Ben bir dertli çobanım
Deşilsem aksam n’olur.
Kaşların gayet ince
Gidiverdim huyunca
Ben bir güzel sevmişim
Bütün ömrüm boyunca.
Köşküne girilmemiş
Saçları örülmemiş
Ben bir güzel sevmişim
Cihanda görülmemiş.
Komşuların başında
Av avladım dağında
Ben bir güzel sevmişim
Tam gelinlik çağında.
Canfes fistan giyemem
Değme yâri sevemem
Ben bir güzel yâr sevdim
Kıskanırım diyemem.
Yeşil ipek bükmem ben
İnce dikiş dikmem ben
Ben bir kâtip kızıyım
El körlüğü çekmem ben.
Urfa bir beden olsa
Yâre bir giden olsa
Ben bir koyun olsaydım
Yârim de güden olsa.
Etrafıma bakarım
Gizli şeyi çakarım
Ben bir pire uğruna
Bir yorganı yakarım.
Karanfilim ek beni
Susuz yere dik beni
Ben bir tomurcuk gülüm
Ele verme tek beni.
Kör idim sezen oldum
Cahildim yazar oldum
Ben bir uslu çocuktum
Gitgide azar oldum.
Gül saksısı taşta mı
Güzeller bir yaşta mı
Ben bir yeni yâr sevdim
Sorun aklım başta mı?
Entarim enden iyi
Bulaman benden iyi
Ben birini bulurum
Kölesi senden iyi.
Senin için ölürüm
Nere gitsen gelirim
Ben bir Türkmen oğluyum
Mutlak seni alırım.
Kalenin ardı deniz
Gel kuzum gör bendeniz
Ben bu aşka düşeli
Sarardı soldu beniz.
Kalenin ardı bayır
Gülü dikenden ayır
Ben bu aşka düşeli
Yanarım cayır cayır.
Boynumdaki kravat
Sökülmüş diktireyim
Ben bu ayın sonunda
Boy resmi çektireyim.
Sini dolu şekerim
Yol üstüne ekerim
Ben bu aylardan sonra
Sevda derdi çekerim.
Bu dağ, dağın nesidir
Ayva narın hasıdır
Ben bu dağı tanırım
Yârimin yaylasıdır.
Pencerede perde ben
Yeni düştüm derde ben
Ben bu dertten ölürsem
Nice yatam yerde ben.
Mum olur da yanmaz mı
Var sözüme kanmaz mı
Ben bu dertten ölürsem
O yâr beni anmaz mı?
Sıra sıra kar(a) a(ğa)çlar
Yağmur diner kar başlar
Ben bu dertten ölürsem
Yanın bana kardeşler.
Ufacık misk sabunu
Oldum yârin zebunu
Ben bu dertten ölürsem
Yâr çeksin azabını.
İstanbul’dur niyetim
Kendim kervana kat(ay)ım
Ben bu dertten ölürsem
Yârdan alın diyetim.
Karanfil ebrum benim
Kalmadı sabrım benim
Ben bu dertten ölürsem
Yol üstü kabrim benim.
Peşkir aldım direkten
Bir of çektim yürekten
Ben bu dertten ölürüm
Hekim gelsin Frenk’ten.
Köğenk’in yazıları
Otluyor kuzuları
Ben buraya gelmezdim
Alnımın yazıları.
Denizde gez gölde gez
Bülbülde gez gülde gez
Ben burda kan ağlarım
Sen orada gül de gez.
Yavrum yerin dar mıdır
Dört yanın duvar mıdır
Ben burda ne çekerim
Hiç haberin var mıdır?
Sarı kavun dilimi
Yollayın bülbülümü
Ben bülbülsüz ölürsem
Yâr kaldırsın ölümü.
Bülbül geldi güz geldi
Yanına bir kız geldi
Ben cihanı nideyim
Yârimden bir söz geldi.
Bir mâni söylesene
Gönlümü eylesene
Ben çok mâni bilirim
Karşılığın desene.
Karşı köyde bir dudu
Bugün bize gel dedi
Ben daha yetişmeden
Eller yetişti yedi.
Çengi çengi köçeği
Başa takmış leçeği
Ben de çevre isterim
Rengi de nar çiçeği.
Anam entari almış
Harmana veresiye
Ben de dalgacı oldum
Yârimden göresiye.
İp attım ulaş diye
Dağları dolaş diye
Ben de seni sevdim ki
Derdime ilaç diye.
Bülbül olsam güle ne
Turna olsam göle ne
Ben dedim yârim olsun
Ben yâr sevsem ele ne?
Gökte yıldız bir sıra
Mahı oynar her sıra
Ben bu gamdan ölürsem
Beni sarın hasıra.
Saçın uzun tararım
Ben dengimi ararım
Ben dengimi almazsam
Çıra olur yanarım.
Dolaşam Başpınar’ı
Taşları yaş pınarı
Ben derdimi dökeyim
Kaplasın yaş pınarı.
Şu dağlar mâni dağlar
Etrafı sulu bağlar
Ben derdimi söylesem
Kız durur gelin ağlar.
Dere suyu buz olsa
Bahar geçip yaz olsa
Ben dilberi severim
Al yanaklı kız olsa.
Elime yaktım kına
Gel komşu beni kına
Ben dosta kılıç çekmem
Kılıcı koydum kına.
Al elmayı gül yârim
Isır da paralama
Ben ehilim sen cahil
Yüreğim paralama.
Dediler deli geldi
Bağların seli geldi
Ben elimi uzattım
Yârimin eli geldi.
Testi değil dolayım
Basma değil solayım
Ben enayi değilim
Nazlı yârdan olayım.
Pamuk içinde çiğit
Elinde altın divit
Ben evimde dururken
Âşık olmuş bir yiğit.
Dağlar dağladı beni
Gören ağladı beni
Ben feleğe ne yaptım
Çapraz bağladı beni.
Kendir ektim bayıra
Mevla’m bizi kayıra
Ben dostumdan ayrılmam
Meğer ölüm ayıra.
Serçeler düğün eyler
Bilmem ki ne gün eyler
Ben feleğe neyledim
Bana hep oyun eyler.
Saat kaplama gümüş
Elin yüzüne komuş
Ben gibi deli mi var
Yâr yoluna can komuş.
Arabayı devirme
Beni yoldan çevirme
Ben gurbete gidersem
Ağlayıp da delirme.
A benim şeker yârim
Buradan geçer yârim
Ben gurbete gidince
Acep ne çeker yârim?
A pınar eşme pınar
Derdimi deşme pınar
Ben gurbete gidiyom
Bensiz kaynaşma pınar.
Karabağ’da talan var
Zülf yüzüne salan var
Ben gurbette eylendim
Gözü yolda kalan var.
Kale dibi saz olur
Gül açılır yaz olur
Ben gülüme gül demem
Gülün ömrü az olur.
Mangalım var külüm yok
Bülbül oldum gülüm yok
Ben gülümü kaybettim
Başkaca müşkülüm yok.
El ettim eli geldi
Saçının teli geldi
Ben güzeli severdim
Çirkinin dili geldi.
Elifin hecesi var
Gündüzün gecesi var
Ben güzelim demişsin
Ellerde nicesi var.
Araba varışına
Ördeğin ba(ğı)rışına
Ben güzellik istemem
Bakam yürüyüşüne.
Allı bürüneceğim
Beyaz sürüneceğim
Ben herkesin gözüne
Güzel görüneceğim.
Kaleden atın beni
Güllere katın beni
Ben Hınıs buğda(y)sıyım
Pahalı satın beni.
Karşı beni bakarlar
Fese püskül bakarlar
Ben içerden yanarım
Dışardan su dökerler.
Giderim önüm dağdır
Bu ne meyvalı bağdır
Ben kazanam yâr yesin
Nice ki canım sağdır.
Hey Adile Adile
Gazı koydum kandile
Ben kendime yâr buldum
Bir ipekli mendile.
Bir taş attım zeytine
Zeytinin irisine
Ben kendimi saklarım
Aslanın birisine.
Açılmamış pazarım
Yalnızlıktan bezerim
Ben ki böyle güzelim
Niye bekâr gezerim.
Süt içtim dilim yandı
Döküldü kilim yandı
Ben kilimde değilim
Bahçemde gülüm yandı.
Mâni mâni man için
Bu mâni senin için
Ben mâni bilmem ama
Senin hatırın için.
Mektup yazdım yaz yolla
Yâr sitemin az yolla
Ben meraktan ölürem
Bana bir çift söz yolla.
Afyon ektim azmamış
Yârim gidip kazmamış
Ben Mevla’ya gücendim
Seni bana yazmamış.
Soralım çobanlara
Yüksek dağlar kar mıdır
Ben murat alamadım
Murat alan var mıdır?
Yâr olurum olana
Kıymetimi bilene
Ben niye yâr olayım
Her yüzüme gülene.
Yenikapı bahçalar
Benim yârim saz çalar
Ben o yâre baktıkça
İçerimi parçalar.
Değirmen bendi bilir
Dönüşün fendi bilir
Ben o yâre gel demem
Gelirse kendi bilir.
Ben bir yeşil fenerim
Hem yanar hem sönerim
Ben nişanlı değilim
Kime olsa dönerim.
Lambam ışık vermiyor
Odam şenlenmeyecek
Ben o yâre gitmezsem
O da evlenmeyecek.
Saplı derin su derin
Saplı saklar su serin
Ben o yâre ne dedim
Dolanır serin serin.
Kebabın tuzu gibi
Melerim kuzu gibi
Ben o yâri severim
Zühre yıldızı gibi.
Mavi boncuk dizerim
Kaşlarımda nazarım
Ben o yârin uğruna
Kırk yıl seyyah gezerim.
Gemide şişti yelken
Denizden çoktur ürken
Ben ona gözüm dedim
Gözünde olsun diken.
Köşke serdim yatağı
Yâr derdimin ortağı
Ben ondan ayrı düştüm
Bilmem nerde otağı.
Karşıda gemi gezer
Gemiyi rüzgâr sezer
Ben onu baştan savdım
Niçin o beni üzer?
Dere boyu gelincik
Yâr ellerin ufacık
Ben onu tanımadım
Beni isteyen çocuk.
Oğlanın adı Osman
Tarlası dolu bostan
Ben Osman’a gidersem
Terliksiz yere basmam.
Şu Düzce’nin yolları
Boyu uzun eni dar
Ben pek iyi değilim
Sen nasılsın nazlı yâr?
Ot(ur)dum tütün dizmeye
Gözlerimi süzmeye
Ben öğrendim sevgilim
Kasabada gezmeye.
Rafta altın kaşıklık
Böyle m’olur âşıklık
Ben sana demedim mi
Durdukça alışırık.
Güle bak dikene bak
Belimi bükene bak
Ben sanırdım yâr benim
Elimden çekene bak.
Siyah üzüm taneler
Başıma geldi neler
Ben senden ayrılalı
Ahım dağları deler.
Entarim yeşil bezden
Ateşin yeğin közden
Ben senden ayrılalı
Olmuşum iki gözden.
Cana yakınsın yakın
Edersin kalbe akın
Ben seni aldatamam
Sen de aldatma sakın.
Dama vurdum bir tepik
Damın direği kepik
Ben seni almam artık
Duydum yanağın öpük.
Denizde gemilerim
Deryada inilerim
Ben seni candan sevdim
Gölgemden günülerim.
Ateş isen küle gel
Bülbül isen güle gel
Ben seni çok severim
Gavur isen dine gel.
Bu akşam yağmur yağdı
Damlalar damlamadı
Ben seni çoktan sevdim
Kimseler anlamadı.
Kar yağar karış karış
Kesildi alışveriş
Ben seni seveceğim
İster küs ister barış.
Entarisi beyazlı
Geliyor nazlı nazlı
Ben seni seviyorum
Atamdan gizli gizli.
At gelir kalka kalka
Boynunda gümüş halka
Ben seni seviyorum
Anamdan korka korka.
Giydiğim yeşil basma
Alıp duvara asma
Ben seni candan sevdim
Her lafa kulak asma.
Merdiven yönü geri
Gel yârim beri beri
Ben seni seviyorum
Geçen seneden beri.
Giderken güle dokun
Al da beline sokun
Ben seni seviyorum
Kimseye deme sakın.
Atmacayım atmaca
Kırdılar kanadımı
Beri sevdalık etmedim
Çıkardılar adımı.
Çadır kurdum pınara
Gönül verdim bir yâre
Ben sevdayı bilmezdim
Gönül düştü ne çâre.
Sandık saldım denize
Geliyor yüze yüze
Ben sevdiğim almazsam
Çıkmam dünyada yüze.
Ben çıkamam çıkamam
Bu köyün bayırını
Ben sevdim eller aldı
Görmesin hayırını.
Değirmenin suvağı
Kısa kestim kavağı
Ben sevdim eller aldı
Kara gide duvağı.
Karşıdan yâr geliyor
Yeleği dar geliyor
Ben sevdim eller aldı
O bana ar geliyor.
İp attım ucu geldi
Durakta göçü geldi
Ben sevdim eller aldı
Ölmekten acı geldi.
Giderim yolum budur
Başıma zulüm budur
Ben sevem eller ala
Ecelsiz ölüm budur.
Yedi lüleli pınar
Üstüne kuşlar konar
Ben sevem eller alsın
Yürek elbette yanar.
Ak koyunum yüz olsa
Gittiğim yol düz olsa
Ben sürüyü güderim
Yoldaşım bir kız olsa.
Kapısının önünde
Su akar oluk oluk
Ben tanıyorum yâri
Çehresi soluk soluk.
Bahçenin pazısına
Can kaynar bazısına
Ben uykudan uyandım
Yârimin kokusuna.
Çaya ektim söğüdü
Kimden aldın öğüdü
Ben üstüne vardıkça
Senin gönlün büyüdü.
Denizlerde gemim var
Umman gibi gamım var
Ben yalnız seni gördüm
Senden gayri kimim var.
Yârim böyle nereye
Mallar indi dereye
Ben yalvara yalvara
Gelmedin pencereye.
Alçacık çınar mısın
Kalbime sığar mısın
Ben yandım ateşlere
Yâr sen de yanar mısın?
Anam anam el eyle
Kes dilini bal eyle
Ben yanından gidiyom
Sütünü helal eyle.
Mavi yelek dar olsun
Her gördüğün yâr olsun
Ben yâr bulur alırım
Yiğit sana ar olsun.
Saçın verene kurban
Açıp öpene kurban
Ben yâri görmemişim
Bugün görene kurban.
Karamışın dalları
Yerlere seriliyor
Ben yâri sevmiyorum
Kendisi kuruluyor.
Arpa ektim çöllere
Dövdürmedim ellere
Ben yâri verir miyim
Senin gibi kellere.
Yanarım kuzu gibi
Kebabın tuzu gibi
Ben yârimden ayrıldım
Sabah yıldızı gibi.
Leblebi koydum tasa
Ölçerim basa basa
Ben yârimden ayrıldım
Yeni oturdum yasa.
Bahçede ballıbaba
Boyunca giymiş aba
Ben yârimden ayrılmam
El vururum kitaba.
Deniz dibi minare
Dalga vurdu duvara
Ben yârimden vazgeçmem
Eller dursun kenara.
Uçmakdere çeşmesi
Nereye akar aksın
Ben yârimden geçemem
Her kime bakar baksın.
Dereler şırıl şırıl
Gözleri pırıl pırıl
Ben yârimden geçemem
İster küs ister darıl.
Tabancamın bağları
Duman aldı dağları
Ben yârime gidiyom
Kaba kuşluk çağları.
Kalenin ardı pınar
Yusam ellerim donar
Ben yârime kavuştum
Düşmanlar buna yanar.
Yaş nanenin kurusu
Akan suyun durusu
Ben yârimden vazgeçmem
İşte sözün doğrusu.
Karşıda pür kesiyor
İfil ifil esiyor
Ben yârime ne dedim
Durup durup küsüyor.
Keklik kumda eşinir
Eşinir de kaşınır
Ben yârime ne dedim
Kahvelerde düşünür.
Dere boyu kayıklar
Yeni terler bıyıklar
Ben yârime ne dedim
Uykusunda sayıklar.
Sıra sıra alıçlar
Üstünde kırlangıçlar
Ben yârime yaptırdım
Şıngırdaklı pabuçlar.
Ah enginden enginden
Şeker damlar denginden
Ben yârimi bilirim
Feslerinin renginden.
İndim susuz çeşmeye
Su bulmadım içmeye
Ben yârimi bilirim
Gitti güzel seçmeye.
Bülbül sevdalı kuştur
Sedası gayet hoştur
Ben yârimi bilirim
Ellerin sözü boştur.
Mendilimi uçurdum
Kavak yapraklarına
Ben yârimi düşürdüm
Sevda yataklarına.
Su gelir özden beri
Sürmeli gözden beri
Ben yârimi görmedim
Bıldırki günden beri.
Mendilim dutlu dutlu
Bugün hava bulutlu
Ben yârimi görmedim
Görenlere ne mutlu.
Gece çıktım dışarı
Ayın içinde yıldız
Ben yârimi kaybettim
Ararım gece gündüz.
Gül kuruttum tas ile
O da bir heves ile
Ben yârimi kaybettim
Bayram ettim yas ile.
El durur el içinde
Görmüşüm el içinde
Ben yârimi seçmişim
Bin bir güzel içinde.
Dağda geyik izleri
Bellidir boynuzları
Ben yârimi seçmişim
Sürmelidir gözleri.
Su akar kamış gibi
Durulur gümüş gibi
Ben yârimi severim
Beni severmiş gibi.
Su akar kamış gibi
Durulmuş gümüş gibi
Ben yârimi severim
Turfanda yemiş gibi.
Bağımda bostanımda
Fesimde fistanımda
Ben yârimi severim
Yazılsın destanımda.
Yağmur değmiş taşlara
Gün vurmuş ağaçlara
Ben yârimi sorarım
Gökte uçan kuşlara.
Mâni bilirim elli
Yitirsem yârim belli
Ben yârimi tanırım
Boz ceket sırma kollu.
Gökte uçan kelebek
Kanadı benek benek
Ben yârimi tanırım
Gülüşü gevrek gevrek.
Su gelir kütüğünden
İçilmez köpüğünden
Ben yârimi tanırım
Kınalı topuğundan.
Evlerin önü düzdür
Gece yanan yıldızdır
Ben yârimi üzmedim
Elim dilim hep tüzdür.
Maden seni delerim
Kalbur alıp elerim
Ben yârimi yitirdim
Kuzu gibi melerim.
Adana’nın düz taşı
O da denize karşı
Ben yârimi yolladım
İstanbul’a yüzbaşı.
Denizin dalgasına
El sundum halkasına
Ben yârimi yolladım
Yunan’ın kavgasına.
Elmayı bütün dildim
Çamura düştü sildim
Ben yârimin kıymetin
Gittikten sonra bildim.
Ben bir mavi kâseyim
Yâr yanında tazeyim
Ben yârimin koynunda
Altından yelpazeyim.
Ha böyle gidiyorum
Bir daha geleceğim
Ben yârimin peşinde
Hep böyle yeleceğim.
Deniz derya aşamam
Güzel çirkin sevemem
Ben yârimin üstüne
Soğuk sular içemem.
Mısır ektim azmasın
Gelen geçen kazmasın
Ben yârimle görüştüm
Allah günah yazmasın.
Değirmenin arkında
Âlem bunun farkında
Ben yârimle konuştum
Lüleburgaz parkında.
Su akar bendi bilir
Güzeller fendi bilir
Ben yârin kölesiyim
Satarsa kendi bilir.
Mektubunu yaz yârim
Sarı kurdele bağla
Ben yazarken ağladım
Sen de okurken ağla.
Üzüm koydum sepete
Yunan durmuş tepede
Ben Yunan’ı al tettim
Şan olsun memlekete.
Hava sıcak şemsi aç
Geçer iken şeker saç
Bende gözün var ise
Ağzın açma gözün aç.
Keten gömlek iki kat
Birini giy birin sat
Benden başka yâr sarsan
Kalkmaz döşeklere yat.
Al testiyi suya git
Testi dolmasın yârim
Benden başkası sana
Kısmet olmasın yârim.
Kaşını eğdirmişin
Kirpiği değdirmişin
Benden çirkinsin ama
Canını sevdirmişin.
Karınca belin ince
Ölürüm görmeyince
Benden bu sevda geçmez
O yâri sarmayınca.
Fırın üstünde fırın
Gel yâr fesin vurun
Benden gayri seversen
Külhan önünde sürün.
Lambaların şişesin
Sıyrılıp da düşesin
Benden gayri seversen
Yâd ellere düşesin.
Al bürümcük bürün yâr
Konaklardan görün yâr
Benden gayri seversen
Yılan ol da sürün yâr.
Haftada bir gün pazar
Niceler okuryazar
Benden nane alan kız
Değmesin sana nazar.
Gökte uçan teyyare
Selam söyleyin yâre
Benden ona fayda yok
Bulsun başına çare.
Yeşil mangalda ateş
Yetiş sevdiğim yetiş
Benden başka yâr sevsen
Sardığın gece tutuş.
Entarisi ekleme
Düğmesin ilikleme
Benden sana fayda yok
Boş kapıyı bekleme.
Başında kara yazma
Beni görünce azma
Benden sana fayda yok
Nafile mektup yazma.
Akşamın arasın gör
Aç sinem yarasın gör
Benden sana fayda yok
Var başın çaresin gör.
Al elmayı allandır
Al boynuna dolandır
Benden sana kov varmış
Vallah beyim yalandır.
Kalenin burcuna gel
Suyunun ucuna gel
Benden sana vasiyet
Güzelin gencine gel.
Bir kuş kondu hurmaya
Gittim onu vurmaya
Benden senet mi aldın
Babam ile durmaya.
İn dereye dereye
Dereden al taşları
Benden sevdalık geçti
Al cebimden saçları.
At gelir atlanayım
Ben de muratlanayım
Benden ufağı gitti
Ben nasıl katlanayım.
Kara çorabın koncu
Benim yârim oyuncu
Benden yüzük istemiş
Ben değilim kuyumcu.
Ata binen çaptırır
Tenha yola saptırır
Beni alacak oğlan
On bilezik yaptırır.
Kapıları kanatlı
Çay içek tatlı tatlı
Beni alacak oğlan
Orta boy doru atlı.
Kayadan inek inek
Mendili benek benek
Beni baştan çıkaran
Orta boylu bir melek.
Ay mısın yıldız mısın
Aş içinde tuz musun
Beni beğenmiyorsun
Bir şekerim kız mısın.
Elma yeme ekşidir
Sinem yârin köşküdür
Beni böyle söyleten
Nazlı yârin aşkıdır.
Bülbül geldi güz ile
Yârim ala göz ile
Beni dinden çıkarır
Şu işveli söz ile.
Kalenin ardı tandır
Yandır Allah’ım yandır
Beni güvercin eyle
Yâr bahçesine kondur.
Çektiğim çile yeter
Kavuşmak dile yeter
Beni sevindirmeye
Bir sözün bile yeter.
Gel gülüm gitme gülüm
Beni terketme gülüm
Beni terk eder isen
Murada yetme gülüm.
Boyu bosu kısaca
Babası da kösece
Beni türküye yakmış
Allah’tan bulasıca.
İrafta kalbur m’olur
Sende yâr sabır m’olur
Beni yaktın kül ettin
Senin gibi yâr m’olur.
Dereye bak dereye
Ala gözlüm nereye
Beni yalnız bırakma
Gelemem ben oraya.
Atımın yoktur gemi
Yelkenin açmış gemi
Beni yalnız bırakma
Sözümü dinle emi.
Seni sevdim bilesin
Arayıp da bulasın
Beni yalnız bıraktın
Durmayıp da gelesin.
Raftaki altın saat
Ağlarım saat saat
Beni yârdan ayırdı
Gülmesin yarım saat.
Vişne döktüm güneşe
El değmesin gümüşe
Beni yârdan edenin
Evine şiven düşe.
Kaleden iniş biniş
Çevrem dolusu yemiş
Beni yârdan sormuşlar
Ben onu bilmem demiş.
Ay doğar minareden
Ölürüm bu yaradan
Beni yâre kavuştur
Yeri göğü yaradan.
Raf üstünde portakal
Portakaldan kim korkar
Benim bir sevdiğim var
Altın kafesten bakar.
Bugün ayın onudur
Yüküm arpa unudur
Benim bir sevdiğim var
Aramazsam unutur.
Nazlıdır naza gelmez
Bahara yaza gelmez
Benim bir sevdiğim var
Çalgıya saza gelmez.
Gün olur harman olur
Şu dağlar duman olur
Benim bir sevdiğim var
Derdime derman olur.
Mâni mâniye benzer
Erbabı onu sezer
Benim bir sevdiğim var
Durmadan sokak gezer.
Elek üstünde elek
Aman vermiyor felek
Benim bir sevdiğim var
Dünyalarda bir melek.
Uzun boyun incesi
Gönlümün eğlencesi
Benim bir sevdiğim var
Fesleğen cimcimesi.
Mavi yaka mor yaka
Bayıldım baka baka
Benim bir sevdiğim var
Fiyaka mı fiyaka.
Aya bak ayazlanır
Güne bak beyazlanır
Benim bir sevdiğim var
Gel dedikçe nazlanır.
Altınım turalıdır
Sevdiğim buralıdır
Benim bir sevdiğim var
Güzeller kralıdır.
Karanfilin kurusu
Söyleyemem doğrusu
Benim bir sevdiğim var
Kasabanın kumrusu.
Dağ dibinde erguvan
İn dibine dur divan
Benim bir sevdiğim var
Orta boylu gül fidan.
Bahçelerde al erik
Yaprağı delik delik
Benim bir sevdiğim var
Perçemi yedi bölük.
Gözlerim gözündedir
Gül gibi yüzündedir
Benim bir sevdiğim var
Saçları dizindedir.
Kırmızı gül uzamaz
Okur ama yazamaz
Benim bir yârim var ki
Hiç kimseye benzemez.
Akıl pazar can pazar
İnsan kırkında azar
Benim bir yârim vardır
Durmadan mâni yazar.
Dolapta kesme şeker
Sayarım teker teker
Benim bir yârim vardır
Horon başını çeker.
Gökte yıldız kırk tane
Alnındaki nokta ne
Benim dilim bir ama
Senin dilin kırk tane.
Bir gül verdim destine
Selam olsun dostuna
Benim dostum bir yiğit
Ne dese başüstüne.
Gökte yıldız bir tane
Sarılmış mor mintana
Benim gibi kul gerek
Senin gibi sultana.
Dereye taşlı derler
Güzele saçlı derler
Benim gibi olmuşa
Gülmedik başlı derler.
Avlu dibinde çotuk
Kaşları çatık çatık
Benim gibi var mıdır

Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию (https://www.litres.ru/book/neizvestnyy-avtor-24202785/turk-manilerinden-secmeler-69428209/chitat-onlayn/?lfrom=390579938) на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
Türk Mânilerinden Seçmeler Неизвестный автор
Türk Mânilerinden Seçmeler

Неизвестный автор

Тип: электронная книга

Жанр: Сборники

Язык: на турецком языке

Издательство: Elips Kitap

Дата публикации: 25.04.2024

Отзывы: Пока нет Добавить отзыв

О книге: İlköğretimde 100 Temel Eser ´in bir başka olumlu yönü de; aynı eserleri okumuş, o eserlerdeki dil varlığı ile duygu ve düşünce zenginliğini fark etmiş bireylerin oluşturacağı bir toplumun daha hoşgörülü, daha paylaşımcı olmasını sağlamasıdır.

  • Добавить отзыв